Felsefe

374# Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne? Biz neden Müslüman olarak doğduk? Neden Dünya’nın diğer yerlerinde peygamberler göremiyoruz da sadece Ortadoğu coğrafyasında var? Müslüman ülkelerde doğmayanlar Cehenneme mi gidecek? Neden her millete ayrı ayrı peygamber gönderilmemiş? Afrika’da, Avustralya’da Allah’tan haberi olmayan insanlar var. Bunlar, haberleri yok diye Cehenneme mi gidecek yoksa dini tebliğ ulaşmadığı için direk Cennet’e mi gidecekler? Hem neden Peygamber gönderilmeyen insanlar var? Allah elçi gönderiyorsa bu insanlara neden göndermemiş? Gönderilenler şanslı mı, gönderilmeyenler şanssız mı? En fazla Peygamber neden Yahudilerden çıkmıştır?

Evet, konunun önemini ve anlamını kavrayabilmeniz için bu yazıda cevabını vereceğimiz soruları böyle ard arda listeledik.

Doğru bildikleri yanlışlar listesinin üst sıralarında bu soruların özeti olan “Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?” sorusu var. Aslında yazılarımızın içinde parça parça “Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?” sorusunun cevabı var. Fakat bu yazıda hepsini derleyip toparlayacağız.

musluman-ulkede-dogmayanlarin-sucu-ne/

İnsan nasıl imtihan ediliyor?

Öncelikle 326 nolu İnsan neden Dünya’ya geldi? Her insanın aynı şartlarda sınava tabi tutulmamasının sebebi nedir? başlıklı yazımızda anlattığımız bir hakikat ile konuyu anlatmaya başlayayım. Şöyle ki;

Bizler Dünya’ya imtihan edilmek üzere gözlerimizi açtık. Hiçbir peygamber gelmese ve imtihan edildiğimizi bize anlatmasaydı dahi bu Dünya’daki kalite testimizi hal ve hareketlerimizden, yaptığımız iyi ve kötü işlerden tamamlayacaktık ve kalite raporlarımız da ahirette önümüze konulacaktı. Bu gerçeği şu ayet ortaya koyuyor:

Mülk 2: “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”

İnsanlığın imtihan olması için mutlaka peygamberler gelmesi de şart değil. Bakın Hz Adem ve eşi Cennet’ten çıkarken Allah ne diyor:

Bakara 38: “Dedik ki: ‘Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size benden bir hidayet gelirse, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’ “

Dikkat edin Allah bu ayette her zaman sürekli peygamberler göndereceğim demiyor. Fakat uyarıyor ki “gönderirsem o peygamberlere uyun”. Zaten şu ayette de Mekke toplumunun nesiller boyunca (muhtemelen Hz İbrahim’den beri) bir Peygamber ile karşılaşmadığını görüyoruz.

Yasin 6: “Ataları uyarılmadığı için, kendileri de aymazlık içinde olan bir toplumu uyarman için.”

Yani Mekke toplumunda dahi adamların babaları, dedeleri, 7 göbek ötesi, 40 göbek ötesi, kısaca 2500 yıl gibi hatırlayamayacakları bir zamandır hiçbir Peygamberin tebliği gelmemiş.

Kuran, Firavun’un da bu soruyu Musa’ya sorduğunu haber veriyor:

Taha 51: (Firavun) Dedi ki: “(Allah’ı bilmedikleri için) Eski nesillerin durumu nedir öyleyse?”

Taha 52: Dedi ki: “Bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz.”

Peki bu insanlar sınav olmak için yaratılmamış mı? Elbette ki sınav için yaratıldılar. Şu ayet bize açıkça her insanın sınav edilmek üzere Dünya’ya gönderildiğini bildiriyor:

Mülk 2: “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusunda Peygamber gelip Allah’ı öğretmeden sınav oluyor mu başlığına bakalım.

Peygamber gelip Allah’ı öğretmeden sınav oluyor mu?

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusunu anlamak için ikinci aşamaya geçtik. Evet, Allah insanın fıtratına iyiyi ve kötüyü ayıracak, doğru ve yanlış olanı ayırt edecek akıl ve vicdan gibi özellikler vermiş. Hırsızlığın kötü olduğunu Peygamber öğretmese de herkes bilir, zayıf birine zulmetmenin kötü bir şey olduğunu Peygamber öğretmese de herkes bilir. Birini haksız yere dövmenin kötü olduğunu fıtraten, vicdanen ve aklen herkes bilir. Yani Allah iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek bir akıl ve vicdan vermiş ve Peygamber göndermesine gerek kalmadan tüm insanları bu vicdan kitabından imtihan eder.

Öyle ki insanlığın başından kıyamete kadar hiç Peygamber gelmeseydi ve Allah’ı da kimse tanımasaydı ahirette uyandığımız zaman yine hesaplarımız görülecekti. Bize denilecekti ki “siz farkında olmasanız da, biz kimin iyi işler kimin kötü işler yaptığını hep kaydettik”. TARİH BOYUNCA İNSANLIĞIN ÇOĞU PEYGAMBER BİLMEDEN İMTİHAN EDİLDİ. İmtihanın bu şekilde olması Allah’ın isteği idi.

“Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne” sorusunda “O halde neden bazı zamanlarda bazı kavimlere peygamberler geldi” başlığına bakalım.

Peki o halde neden bazı zamanlarda bazı kavimlere peygamberler geldi?

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusunda bir sonraki aşama şu: Peki neden çoğu insanlık Peygamber görmediği halde bazı zaman ve zeminler daha mı şanslıydı ki onlara Peygamber geldi?

Aslında öyle değil. Kuran’dan anladığım kadarıyla bazı kavimler dengesini çok aşırı şaşırmadan, çok aşırı sapkınlaşmadan Peygamber gelmeye ihtiyaç olmadı. Sapkın kavimlere peygamber gelmesinin sebebi ise onların Dünya’da ani bir azabı hak etmeleri idi. Allah Peygamber gönderip böyle kavimleri uyardı ve dinlemeyen kavimlere azap daha sonra geldi. Yani Peygamber gelmesi çok da hayra alamet bir şey değil. Olağan bir durum da değil. Allah’ın bir topluma gazabının simgesidir onlar. Uyarıcılarıdır, azap ile korkutucularıdır.

Peygamber Nuh

Bu nedenden dolayı kendi halinde, işinde gücünde, çok aşırı ileri gitmeyen kavimlere peygamberler gelmeden onlar kendi sınavlarını tamamlamayı başardılar. Bazı zamanlar vardı ki bazı kavimlerin çok aşırı azgınlaştığı zamanlar oldu. Örneğin Hz. Nuh böyle bir kavme uyarıcı olarak gönderildi. Muhtemelen o kavim binlere yıldır uyarıcı bilmiyordu, belki de hiç bilmiyordu. Fakat zulüm haddi çok aşınca Allah helak etmeden önce Peygamberini gönderdi. Dinlemediler ve helak oldular.

Peygamber İbrahim

Sonra aradan uzun zamanlar geçti ve insanlık yine çok zulümlerle dolu bir noktaya geldi. Bu sefer tarihte ilk devletler oluşmaya başlamış, Sümer devleti yeni yıkılmış ve tarihin ilk imparatorluğu olan Akadlar kurulmuştu. Akad kralı Naram-Sin tarihin en büyük fetihlerini yapıyor, insanları kılıçtan geçiriyor ve tarihte kendini Tanrı-kral olarak tanıtan ve Marad şehrinde En-Marad tapınağını yaptırtıp herkesi kendine secde ettiriyordu. Bu En-Marad tapınağından dolayı Nemrud olarak tanındı (Detaylı yazımız: 273 nolu yazı). İşte bu zalim krala karşı çıkan çok kaliteli bir insan vardı ki bu insan Hz İbrahim’den başkası değildi. (Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusuna devam ediyoruz.)

Yahudilerin seçilmiş kavim olması

Allah sadakatinden dolayı Hz İbrahim’in duasını kabul etti ve onun neslini insanlığa örnek olması için seçti. Oğlu Hz İshak’tan Yahudi kavmi türedi. BU İNSANLAR ESKİ ZAMANLARDA DİĞER KAVİMLERE ÖRNEK OLMALARI İÇİN SEÇİLDİ. SÜREKLİ ALLAH’I HATIRLAMALARI İÇİN İÇLERİNDEN ÇOK SAYIDA PEYGAMBER GELDİ. Bu sayede onlar hiçbir zaman Allah’ı unutmayan ve putperestliğe sapmayan örnek kavim oldular. Allah onları seçti ki bu şekilde diğer toplumlara örnek olsunlar. Günümüzde çok örnek olamasalar da hâlâ tek Allah’a kulluk eder ve Dünya’ya dindarlık portresi gösterirler. Yahudilere çok sayıda peygamber gelmesinin sebebi onların diğer kavimlere örnek olmak için seçilmiş bir kavim olmasıdır. Tıpkı insanlar diğer insanlara örnek olması için seçildiği gibi, toplumlar da diğer toplumlara örnek olarak seçilebilir.

Duhan 32: And olsun ki, onları (İsrâiloğullarını kendi asırlarındaki) âlemlerin üzerine (lâyık olduklarını) bilerek seçtik (ki insanlara örnek olsunlar).

Hz Muhammed’e karşı gelmeyi görev edinen o zamanın Yahudilerine de Allah, onlara zamanında verdiği bu görevi hatırlatır:

Bakara 47: Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi diğer topluluklara üstün kıldığımı hatırlayın.

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusuna Peygamberler sadece Ortadoğu’dan mı çıktı sorusuyla devam edelim.

Neden Dünya’nın diğer yerlerinde Peygamberler göremiyoruz da sadece Ortadoğu coğrafyasında var?

İnsanlığın tarihi yazıyla başlar. İnsanlık medeniyeti Ortadoğu’da Sümerler ile başlamıştır. En eski bilgi kaynakları, en eski şehirler, en eski imparatorluklar, en eski icatlar hep bu bölgeden çıkmış Dünya’ya yayılmıştır. Yani türümüzün ve medeniyetimizin beşiği ve anası Ortadoğu coğrafyasıdır.

Bu yüzden Ortadoğu coğrafyasında daha eskilerde neler olduğunu Dünya’nın kalanından daha iyi biliyoruz. Fakat bu demek değildir ki diğer milletlerde de azgınlaşmaları üzerine gelen Peygamberlerin izlerine rastlamış olmayalım. Her millette bir tek tanrı inancı var. Zamanla putperestliğe dönmüş olsalar bile pagan panteonlarının üstünde yerel olmayan göksel ve aşkın bir Tanrı inancı tüm toplumlarda var.

Yine her ne kadar eski zamanlarda yazı ve kayıt kültürü çok gelişmediği için tarihimiz karanlık olsa da insanlığı dini anlamda Tek Tanrı’ya karşı uyaran bazı erdemli insanlara da bu farklı toplumlarda rastlıyoruz (Bkz: 55 nolu yazı). Her topluma her zaman sürekli peygamberler gelmese de tarihlerinin belirli dönemlerinde en çok ihtiyaç olduğu dönemlerde gelerek halkı Allah’ın azabına karşı uyarmışlar ve bir sınavın içinde olduklarını onlara hatırlatmışlardır:

Mülk 2: “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”

“Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne” sorusunda “Müslüman ülkelerde doğmayanlar Cehenneme mi gidecek” başlığına bakalım.

Müslüman ülkelerde doğmayanlar Cehenneme mi gidecek?

İnsanlar Müslüman ülkede doğmadı diye Cehennem mi gidecek? Öyle bir saçmalık olur mu hiç? Haşa, aklınızda zalim, adaletsiz bir Tanrı varsa ancak o zaman size göre Müslüman ülkelerde doğmayanlar Cehennemlik olacak olabilir. Fakat bu yanlış. Kuran’ın hiçbir yerinde böyle bir mesaj yok.

İnsanlar amelleriyle sınanıyorlar. İslam’ın olmadığı zamanlarda da insanlar sınanıyordu. İslam’ın bilinmediği toplumlarda da insanlar sınanıyor. İslam, insan toplumlarına Tanrı’nın isteğini öğretir, yani hidayet eder, doğruya yönlendirir. Dini anlar da uyarsanız kendi yararınızadır. Direk müthiş bir peygamberden duymadığınız için tanıyamayıp da uymazsanız sınavınız bitmiştir, artık kesin Cehenneme gideceksiniz diye bir şey yok. Peygamber mesajıyla karşılaşmamış insanlar yine akıl ve vicdan kitaplarındaki kurallara göre imtihan edilmeye devam ediyorlar. Bir insan Allah’ın herhangi bir peygamberinin öğretisi ile karşılaşırsa ve Allah’ı tanımaya ve bir sınav içinde olduğunu öğrenirse onun açısından ne güzel bir gelişme olur. Kendini Allah’ın hidayetine verirse, Allah’ın hidayetini kabul ederse ne yapacağını daha iyi bilir.

Fakat Allah bir kavme peygamber gönderip birebir muhatap etmemişse onlar için insan gücünün üzerinde bir anlayış beklenen bir sorumluluk yoktur. Onlar akıl ve vicdan kitaplarıyla sınav edilip erdemli olanlar erdemsizlerden yine ayrılmaya devam edecek. İnşallah sizler Cennet’e gittiğinizde de Dünya’nın her yerinden erdemli bir hayat süren sayısız insan ile karşılaşacaksınız.

Çünkü anlatmaya çalıştığımız gibi Allah’ın sınavı herkese peygamber göndermek ve Peygamberin dediklerini yapmalarını beklemek üzerine kurulmamıştır. Peygamberler nadir durumlarda gelir ve onların gelişi azabı hak etmiş bir topluluğun habercisidir. Onun dışında azabı hak edecek kadar bozulmamış toplumlar Peygamber nedir bilmez bile. Araplar bile Hz Muhammed gelene kadar binlerce yıldır Peygamber nedir bilmezlerdi. Fakat Allah’ın hikmeti gerektirdi ve onlara bir Nebi yolladı. Bu Nebi’den (s.a.s.) sonra artık herhangi bir topluluğa herhangi bir Nebi göndermeyeceğini Kuran haber verdi. Bu Nebi son Nebi idi. Artık uyarmak bitti. İnsanlığın çoğu önceden olduğu gibi Allah’tan bir mesaj almadan vicdanlarındaki erdem kitabına göre amelleriyle imtihan edilmeye devam edecek.

Arabistan coğrafyasında İseviler ve Museviler de vardı. Allah (c.c.) “Peygamber göndermişim Mekkeliler de Tevrat’ı ve İncil’i arayıp bulsalardı” demedi. Onların kendiliklerinden Tevrat’ı ve İncil’i bulup uymalarını beklemiş olsaydı yeni bir elçi göndermezdi. Gelen elçi bir kavmi uyarmaya gelmişti ve önceki kitapları da tasdik etti.

“Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne” sorusunda “Müslüman olmayan herkes kâfir midir” başlığı ile devam edelim.

Müslüman olmayan herkes kâfir midir?

Kuran sadece kâfirleri acıklı bir azapla tehdit eder, fakat kimlere kâfir dediğinizi anlamaz iseniz oluşan çelişkilerin içinden çıkamazsınız. Burada karıştırılan mesele Dünya’da Müslüman olmayan herkese Kuran’ın kâfir dediğinin sanılmasıdır.

Kâfir kime denir konusunu 294# Cehennemdeki azap neden bu kadar korkunç? Cennet ve Cehennem neden var? yazısında detaylı olarak işledik, o yüzden bu yazıda kısaca değinelim.

Kâfir, kelime anlamı olarak bir şeyi örten demektir. Dini anlamda ise Peygamberin tebliği ile karşılaşmış olan ilk muhataplardan Peygamberi çeşitli retoriklerle, demagojiler yaparak yalanlamaya odaklanmış kişilere denir. Yani Peygamber bir şey söyler, örneğin Araplar Allah’ın her şeyi yarattığını biliyordu fakat diğer putlara da Tanrılık veriyorlardı. Hz Muhammed insanların elleriyle yaptıkları taşlara tapmanın mantıklı olmadığını gösterdiğinde bir kısım insanlar Hz Muhammed’in dediğinin mantıklı ve gerçek olduğunu anladılar fakat yine de işlerine gelmediği için onu yalanlamak üzere çeşitli retorik ve demagojiler kullanıp durdular. İşte gerçeği anladıkları halde bile bile üstünü örtmeye çalıştıkları için, Kuran bu insanlara gerçeği örten anlamında kâfir dedi.

Kâfirlerin bir özelliği, zaten geçmiş amellerinden dolayı azaba karşı uyarılmak için Peygamber gelmiş olan bir kavimde Allah’ın mesajını çeşitli retoriklerle haksız olarak engellemeye çalışmalarıdır. Bir diğer özellikleri de hidayete uyan insanlara eziyet etmeleri, canlarını ve mallarını gasp etmeleridir. İşte kâfir denilenler bunlardır. Yoksa Dünya’nın diğer yerlerindeki insanlara Kuran kâfir demiyor. Kuran tarafından Cehennem ile tehdit edilenler de Dünya’nın diğer yerlerinde işinde gücünde erdemli hayat süren insanlar değillerdir.

“ Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne ” sorusunda “Biz neden Müslüman olarak doğduk da diğerleri Müslüman doğmadı” konusu ile devam edelim.

Biz neden Müslüman olarak doğduk da diğerleri Müslüman doğmadı?

İnsanlar çocuklarına miraslarını aktarırlar. Çocukları onların devamı niteliğindedir. Genetik mirasını aktardığı gibi, kültürel, maddi ve dini miraslarını da aktarırlar. Maddi olarak zenginse çocuklarının bu zenginlikle hayatlarını devam etmelerini sağladıkları gibi, kültürel olarak donanımlıysa bu donanımlarını çocuklarının zenginliği olarak aktarırlar. Aynı şekilde İslam öğretilerine de sahiplerse çocuklarına bu öğretileri miras olarak aktarırlar. Yani her türlü miraslarını çocuklarına aktarırlar.

Fakat kişinin İslam içinde doğmuş olması onun erdemli bir hayat süreceğini göstermiyor. Allah insanların erdemli bir hayat sürüp sürmediğine bakar. Japonya’nın bir köyünde doğmuş erdemli bir insan Müslüman ülkede doğmuş zalim ve ahlaksız bir insandan çok daha fazla Allah’ın amaçlarını gerçekleştirmiş ve sınavını geçmiştir. Bugünün İslam Dünya’sına baktığımızda evet bazı insanların İslam’dan dolayı çok erdemli hayatlar yaşadıklarını görüyoruz fakat diğer bazı insanların ise sadece kimliklerinde Müslüman yazıyor. Hayatlarında her türlü erdemsizlik mevcuttur.

O yüzden İslam memleketinde doğup doğmamış olmak ana belirleyici olmuyor. Asıl belirleyici etken insanın kendi iradesi ve iyiliğe olan düşkünlüğüdür. Dünya’nın neresinde doğarsa doğsun, Allah onlara peygamber göndermiş olsun veya olmasın, vicdana uygun doğru kararlar vererek erdemli bir hayat sürmeleri insan için belirleyici etkendir. Evet Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusu doğru sorulmuş bir soru değildir. Yanlış soruların yanlış cevapları olur.

Allah katında hak din İslam’dır ne demek?

Evet, Allah’ın bir tane dini vardır, bunda herhangi bir yanlış yok, çelişki de yok. Museviler ve İseviler gibi Allah’tan gelen öğretileri yaşayan tüm gruplar Arapça terminoloji ile Müslümandır, hepsinin dini İslam’dır. Fakat Peygamberi görüp de peygambere karşı kâfirlik etmişse, yani yukarıda anlattığımız gibi Peygamberle muhatap olmuş ve iyice tanımış olduğu halde Ona savaş açıp, retorik yoluyla Onu yalanlamaya çalışmışsa artık Müslüman sınıfına değil kâfir sınıfına girer. Fakat her Peygamberimizi tanımayan Hristiyan ve Yahudi kâfir değildir. Kuran Hz Muhammed devrinde Peygamberle tanıştığı, tebliğine bizzat şahit olduğu, hakkı aynel yakin müşahede ettiği halde üstünü örtmek için mücadele edenlere kâfir der. Yoksa her Hristiyan ve Museviye de kâfir demez.

Mâide, 69: “Îman edenler ile Yahudîler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allâh’a ve âhiret gününe (gerçekten) inanıp sâlih amel işleyenler üzerine aslâ korku yoktur; onlar üzülecek de değillerdir.”

Yahudi ve Hristiyanlar konusunun geniş açıklaması şu yazıda: 151# Yahudi ve Hristiyanlar Cennete girecek mi? Tevrat ve İncil’in hükmü kalktı mı?

Allah’ın birkaç ayrı dini yok

Evet, Allah’ın tek bir dini var o da Allah’ın kitaplarını okuyanların inandığı dindir, Kuran’da bu dine İslam denir. İsevi, Musevi, Muhammedi toplulukları ise farklı Peygamberleri kendilerine önder seçmiş ehli kitap gruplardır, ayrı ayrı dinler değillerdir. Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusunu anlamak için şu ayetlere de bakalım:

Hac 78: “Allah yolunda hakkıyla cihad edin. Sizi seçen odur. Bu dinde size bir güçlük yüklememiştir. Babanız İbrahim’in şeriatına uyun. Allah size, daha önce Müslüman adını vermişti. Kur’ân’da da o adı verdi…”

Kasas 52-53: “Bu Kur’ân’dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz buna inanırlar. Onlara Kur’ân okunduğu zaman ‘O’na inandık. O Rab’bimizden gelen gerçektir. Zaten biz ondan önce de Müslümanlar idik’ derler.”

İslam’dan başka dinler gerçek din olarak kabul edilmez

Allah’ın tek dini bu İslam dinidir. Bunun haricinde bir dine inanan doğru bir dine inanmış olmaz. İnsan yapımı bir dine inanmış olur. O din onu doğruya götürmez. O din ona erdemli değerleri vermeyebilir, yanlış uygulamalar öğretebilir. İnsanlığın zararına olacak yöntemler öğretebilir. Bu yüzden yanlışa sapıp erdemsiz davranışlar içine girebilirler.

Peygamberimiz Mekke toplumuna İslam’ı getirdi, ona uyup gittikleri yanlıştan dönmelerini ve yeryüzünün ilk mabedi olan Kâbe’yi putlardan arındırmalarını istedi. Onlara İslam’ı getirdi. Fakat onlardan bir kısmı İslam’a uymaktansa falanca falanca dinleri seçeriz gibi İslam’a alternatifler getirmeye çalıştılar. Allah ise o Mekke müşriklerine Elçi açıkça geldikten sonra başka seçeneklerinin olmadığını, başka bir dinin kabul edilmeyeceğini ve başka bir din arayışına girenlerin ahirette bir kayba uğrayacaklarını haber verdi. uyarıldıkları azabı tadacaklarını şu ayetle haber verdi:

Ali İmran 85: Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.

Yani bu ayet kendilerine din-i hakkı getiren Peygamberle bizzat muhatap oldukları halde ona alternatif arayışlar içine girenlere yönelik bir ayettir. Allah’ın kendilerine uyarıcı göndermediği, bizzat bir peygamber ile uyarmayı gerek görmediği toplumlar da bu ayetin tehdidi içine giriyor diye yorumlanamaz.

İnsan yapımı dinler

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne konusunda yukarıda anlattıklarımıza ek olarak şunu da belirtelim ki insan yapımı dinler Allah katında din olarak kabul edilmez, fakat bir Peygamber gönderilip uyarılmadıkları için doğruyu yanlışı kendiliklerinden ayırt edip doğru bir din anlayışına sahip olmaları da beklenmez. İnançlarından dolayı kınanmazlar. Bu insanlar yanlış hareketler yapıp erdemsiz davranışlar içine girmediği müddetçe, erdemli bir hayat yaşadığı müddetçe insanlar sırf yanlış bildiklerinden dolayı Allah’ın rahmetinin dışına itilmezler. Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne konusunda yanlış düşüncelerle sorulan yanlış sorular çelişkiler doğurmakta ve insanlar gerçeği anlayamadıkları için sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Bugün Müslüman bir ülkede doğan herkes Budist ailede doğsaydı Budist olarak devam edecekti. Demek ki bugün kendilerine bir Peygamber gelip ilk elden uyarılmamış olan bir Budist halk, tıpkı tarihin çoğunda peygamber gelmeyip kendi kendine inandıkları inançlarını yaşayan insanlar gibidir. Bunlar da, Müslümanlar da ve tüm insanlar da erdemli bir hayat sürüp sürmediğinden sınav edilirler. Müslümanların avantajı ise Allah’tan gelen mesajı anlamaları, sınavlarının farkında olmaları ve erdemli davranmaya yatkın olmaları olur ancak. Yoksa erdemsiz hayat süren Müslüman ile erdemsiz yaşayan Budist arasında hiç fark yoktur.

Peygamberle muhatap olanın başka din arama seçeneği yok

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusundaki bir diğer konu da Kuran ve Peygamber kendi gönderildikleri kavimlerine iman ve amel-i salihi olmazsa olmaz şart koşmuşlardır (Amel-i Salih yazının başından beri tekrar ettiğimiz erdemli davranışlardır.) Çünkü Peygamber zaten onlara gittikleri yoldan dönmeleri için ve kendisine uymaları için gönderilmişti. Onların Hz Muhammed’e uymama ve gerçek onlara bizzat peygamber eliyle geldiği halde yalanlama seçenekleri olamazdı. Farklı bir din aramaları şansı da olamazdı.

Yukarıda belirttiğimiz gibi Allah eğer peygamber göndermişse o topluluk azabı hak ettikleri içindir ve son dönemece girmişlerdir. İşte bu yüzden peygamberle muhatap olan o toplumun Peygambere tabi olmak ve sözlerini dinlemekten başka ikinci bir alternatifleri yoktu. Fakat Dünya’nın geri kalan kısmı öyle değildir. Onlara bizzat bir peygamber gönderilerek böyle bir geri dönülemeyecek seçenek sunulmamıştır. Onlar, tıpkı ataları gibi akıl ve vicdan defterlerinde kayıtlı bulunan erdemli bir hayat yaşayıp yaşamadıklarından sınav olmaya devam etmektedirler.

İsra 15: Her kim doğru yolu tutarsa kendi için tutmuş olur. Herkim de iğri yola saparsa yine kendine karşı sapmış olur. Hiçbir günahlı başkasının günahını yüklenmez. Biz önce bir elçi göndermedikçe de azaba uğratıcı değilizdir.

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusuna bu ayet ile bakalım. Evet bu ayetten Kuran’ın azap tehditlerinin sadece peygamber gelerek son uyarısını yapmış topluluklar olduğu anlaşılıyor. Fakat bazıları düşünüyor ki bu ayete göre Peygamber gelmemiş bu insanlar Cehennemi de hak etmeyecek. Ömrü boyunca hak yemiş, devletin parasını hortumlamış, başkalarına zulüm etmiş insanlar Cehennem’e gitmeyecek olur mu hiç? Elbette ki her insan amellerinden imtihan edilmek üzere Dünya’ya gelmiştir. Bunun sonucunda iyi olanlar Cennet’e kötü olanlar ise Cehennem’e gidecek. Allah Peygamber göndermiş veya göndermemiş fark etmez. Hepsi bu sınavın içindeler. Peygamber gelmiş kişilerin doğru bir hayat yaşaması kolaylaşsa da sınavları kolaylaşmıyor. Onlar da Allah’ın sözlerini bile bile tutmasalar kötü amellerinin daha fazla sorumluluğu olabilir.

Özetle: Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne konusunu maddeler halinde şu şekilde özetleyelim:

  1. Her insan bu Dünya’da iyi ve kötü amellerinden sınav edilmektedir. İyi ve kötü ayrımı yapabilecek vicdan terazisi akıllı olan her insanda vardır.

Mülk 2: “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”

  1. Tarihin her zamanında her millete peygamber gelmemiştir. Çünkü Allah insanların akıllarına ve vicdanlarına gerekli erdemli bilgileri kopyalayarak göndermiştir.

Şems 7-8: “Nefse (insana) ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini ilham edene ant olsun ki”

  1. Peygamber gelmesi bir toplumun artık haddi çok aştığı ve azabın gelmesi için son dönemece girdiğinin belirtisidir.

İsra 15: Her kim doğru yolu tutarsa kendi için tutmuş olur. Her kim de eğri yola saparsa yine kendine karşı sapmış olur. Hiçbir günahlı başkasının günahını yüklenmez. Biz önce bir elçi göndermedikçe de azaba uğratıcı değilizdir.

  1. Muhammed Peygamber de diğer Peygamberler gibi kavmine Allah’tan gerçek bir mesaj getirmiştir. Bu mesajdan diğer insanların yararlanmaması için de hiçbir neden yoktur.
  2. Müslüman ülkelerde doğmayanların bir suçu yok. Nefislerine yani akıllarına ve vicdanlarına iyiyi ve kötüyü ayırt etme bilgileri konularak insanlar imtihan edilir.
  3. Kuran’da kâfirler Cehennem ile tehdit edilir ve Dünya’nın başka yerlerinde peygamberin bizzat tebliğ yapmadığı, yani Peygamber gönderilmemiş kavimler için değildir bu kâfir tanımları. Kuran kafir diye Peygamberin bizzat davetine muhatap olup, delillerini apaçık görüp de demagoji ile Onu susturmaya çalışanlara kafir der ve Onları cehennem ile tehdit eder.
  4. Yahudilere alışılmışın dışında çok Peygamber gelmesinin sebebi Allah’ın bir milleti örnek olarak seçip diğer toplumlara tek Yaratıcıları olduğunu bu toplum vasıtası ile örneği ile göstermesidir. Peygamberler kişi olarak insanlara örnek olduğu gibi toplumlar da diğer toplumlara örnek olarak seçilebilir. Bu gayet anlaşılabilir bir karardır.
  5. Dünya’daki diğer toplumlara hiç peygamber gelmemiş değildir. İnsanlık tarihi çok iyi kayıtlı olmadığı için o peygamberleri tespit edebilmek zor ama yine de bazı iz ve işaretleri var ki 55# nolu yazıda bu konu geniş olarak anlatılmıştır.
  6. Kısaca ey sen deist olup bir Allah’ın varlığına inanan arkadaşım. Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne sorusunu sorup da meseleyi her yönüyle değerlendiremediği için İslam gerçek olamaz diye hükme varmış kardeşim. Tanrı olup da insanın bu Dünya’daki iyiliklerinin ve kötülüklerinin hesabını sormaması, adaleti sağlamaması, insanı bu adaletsiz Dünya’da yaşatıp yok etmesi imkânsızdır. Bu kadar büyük bir mantıksızlığı sonsuz mantıklı olduğunuzu düşündüğünüz aşkın Tanrı yapmaz. Kuran’da belirtildiği gibi hepimiz imtihan oluyoruz. Bir dine inansanız da inanmasanız da doğru ve güzel işler yapabilirsiniz ama dinin yol göstericiliğinden mahrum kalırsınız. Yine de her iki surumdan hangisini seçerseniz seçin hayatınızın hesabını vereceğinizin bilinci içinde yaşayın. Bir gün diriltilip tüm amellerinizin önünüze konacağını aklınızdan hiç çıkarmayın ki kötü sürprizlerle karşılaşmayasınız. Sizin, sınav olduğunu bilmeyenlerden farkınız sınav olduğunuzu duymuş olmanızdır.
  7. Bu Dünya hepimizin Dünya’sıdır. Biz insanlar hepimiz Allah’ın rahmetle yarattığı, donattığı biricik kullarıyız. Allah Peygamber gönderdiğini gönderdiği ile imtihan eder, göndermediğini insanlığı ile aklı ile vicdanı ile imtihan eder. Farklılıklarımız çatışma vesilesi olmamalı. Allah’ın İslam dinini gönderme sebebi olan barışı ve huzuru insanlık arasında yaygınlaştırmalıyız. Bundan başka Dünya yok, başka insanlık yok, hepimizi ayrı ayrı yaratan başka bir Tanrı yok. Önce insanlığa saygı. Her millet ve topluluk Allah’ın yeryüzündeki nadide çiçekleridir. Her erdemli yaşayan insan Allah’ın lütfuna kavuşacaktır. Önemli olan erdemsiz bir hayat yaşayacak sapmışlıklardan uzak durmak ve Allah’ın hidayeti ile karşılaşırsak Onu kabul edip kendimize çek düzen vermek ve bizi hesap günü için tekrar diriltecek olan Allah ile bağlarımızı güçlendirmeye çalışmaktır.
  8. Yazı biraz uzundu, satır aralarında çok önemli gerçekler yatmaktadır ve gözden kaçırılıp veya kolayca unutulabilir. Bu yüzden daha iyi anlamak için dinç kafa ile bir defa daha okumanızı öneriyorum.

Gayrimüslim ailede dünyaya gelenlerin durumu nedir

S.S.S: Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?

Müslüman ülkede doğmayanların suçu ne?

Kimsenin bir suçu yok. Allah genel olarak insanlığı içlerindeki akıl ve vicdan kitabı ile imtihan ediyor. Tarihin çoğu böyle sürmüş. Peygamber gönderilmesi ise nadir durumlardır. Bir kavme müdahale zamanı geldiğini gösterir. Peygamberler son uyarıcılardır, bir kavim için çok da hayra alamet değillerdir. Düzelmezlerse azabın kaçınılmaz olduğunun habercileridir.

Gayrimüslim ailede dünyaya gelenlerin durumu nedir?

Gayrimüslim ailede dünyaya gelenler bizler gibi erdemli yaşayıp yaşama istekleri kontrol edilmektedir. Onlar da imtihan edilmektedir.

Fetret ehli toprak mı olacak?

Fetret ehli kendilerine peygamber gelmeyen insanlar demektir. Bu insanları ne Cennet’e ne de Cehennem’e yakıştıramayan insanlar, onların da hayvanlar gibi toprak olacağını düşünmek çaresini bulmuşlardır. Bunlar yanlış düşüncelerdir. Allah insanların erdemli yaşamak isteyip istemediklerine, niyetlerine bakar. Kimseyi Peygamber göndermeden dinlerinden dolayı yargılamaz. Fakat vicdanlarından ve erdemli yaşayıp yaşamadıklarından yargılar. Çünkü her nefse iyilik ve kötülüğü ayırt edecek kabiliyeti bu yüzden vermiştir. Sınav tam olarak budur.

Kafirlerin suçu ne?

Kafir tanımını yanlış biliyorsunuz. Kuran başka memleketlerde yaşayıp Peygamber gönderilmeyen insanlara kafir demez. Peygamber gönderilip de Peygamberin getirdiği ışık ile savaşan insanlara kafir der.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

2 Yorum

  1. Şüphesiz iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden de Allah´a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzüntü çekmeyeceklerdir. (Bakara 2:62, Diyanet Vakfı)

    Ayette
    1,,Allah’a ve ahirete iman
    2,, salih amel işlemek vurgulaniyor.

    Insanı hayvandan ayiran ozelliklere baktigimizda iki temel özellik ön plana çıkıyor.
    1-akilli olması
    2- ozgur irade sahibi olmasi.

    Insan akıl nimetini kullanarak sorular sormalı, hakikatı arastırmalı ve özgür iradesiyle salih amel işlemeli yani erdemli bir hayat seçmeli…

    Insan kendisine verilen akıl ile sorular sormalı ve hakikatı araştırmalı…ben kimim ,niicin burdayim, nereye gidiyorum,beni buraya kim gönderdi, beni kim yarattı gibi sorularin cevaplarini arayarak yaratıcı olduğunu ve iyiliklerin ve kötüluklerin hesabınin yapıldığı bir gün olması gerektiği sonucuna ulasmali…Yani hakikati aramalı , bulmaya çalışmalı.Zaten hiçbir hayvan ben niiçin varım? Niiçin ölüyorum, öldükten sonra bize ne olacak ? gibi sorular sormaz.Bu soruları akıl verilmiş olan insan sorar ve cevaplarını araştırır.Eğer bir insan bu soruları sormuyor ve cevaplarıni araştırmiyorsa hayvandan bir farkı kalmamış demektir.Yani verilen akıl nimetine ihanet etmiş ve hayvanlar gibi yiyen,içen, yasayan , ama sorgulamayan, aklını kullanmayan bir varlık haline gelmiştir.Yani insana verilen akıl ile sorular sormalı ve hakikatı samimi bir sekilde arastırmalı..
    Ayrica özgür iradesiyle iyilik yapmali, salih amel işlemeli ..yani iyi insan olmali,erdemli olmayi seçmeli.

    Islam-kuran mesaji dogru bir sekilde ulaşmış ama reddetmis ise bu kişiler kafirdir.islam mesaji ulaşmamışsa bu kisiler gayrimuslimdir.Kafir ile gayri muslim ayni değil. Tüm kafirler gayrimüslimdir ama tum gayrimüslimler kafir degildir.Tüm kafirler cehenneme gider ama tüm gayrimüslimler cehennemliktir diyemeyiz.

    örnek : Bazı insanlar amazon ormaninda yasıyor.ve islam onlara hiç ulaşmamış.Ama baziları katil ruhlu,keyifperest ve hakikat umurunda değil, ama bazıları aklını kullanarak hakikatı bulmaya çalısıyor,iyilik yapıyor ve samimi şekilde çabalıyor.Yani aklıni-vicdanını kullanarak hakikatı bulmaya calışıyor ve özgür iradesiyle erdemli olmayı seçiyor.Ama bazıları ise akıl vicdan hakikatı umursamiyor, neredeyse hayvan gibi yaşıyor.Yani amazondaki bu kabiledekilerin hepsi gayrimüslim, ama hepsinin akibetleride aynı olmaz tabii ki… 

    Yani herkesin dünya imtihanı ayni değil.Herkesin sinavı kendisine göre değişiyor.Ne kadar samimi, hakikat umurunda mı? aklını ve özgür iradesiyle iyilik mi yapıyor yoksa keyfine göre mi yaşıyor.imkanlarını salih amel için kullanıyor mu? Verilen akıl nimetiyle hakikatı arıyor mu?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  2. Forumda yazdım burayada yazayım. Benim yazıdan anladığım şuki Tanrı illa bir yerlere çağrısını ulaştırmaya çalışmıyor. İnsanları vicdanlarıyla sınav yapıyor. Çağrı göndermesi ekstrem bir durum. Nadir durumlarda gönderiyor. İnsanın sınav edilmesi için çağrı gerekmiyor. İnsan olduğu haliylede sınav ediliyor.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu