İslam evrensel midir? İslam hukuku evrensel midir? Her zamanda geçerli olabilir mi? İslamiyet evrensel bir din midir? İnsanlık değişiyor, fakat İslam aynı kalıyor. İslam insanlığın gelecekteki dertlerine derman olabilecek midir?
Kuran evrensel midir sorusunu Kuran evrensel bir kitaptır olarak kısaca yanıtlayabiliriz. Detayına gelirsek bu soruları birkaç açıdan inceleyip ana başlıklar halinde İslam evrensel midir sorusunun cevabını bulmalıyız. Öncelikle İslam ne için gelmiştir? Kuran ne gibi emirler vermektedir? İnsan fıtratı değişir mi? Kuran insan fıtratına göre mi konuşmuştur? Kuran’ın emirleri zamana göre uygulanamaz bir hal almış mıdır?… gibi soruların cevabını anlamak gerekiyor.
İslam ne için gelmiştir? Bildiğimiz kadarıyla sebepleri nedir?
- İnsanlığın başıboş kalması durumunda yaratılış amaçlarını unutup çok Tanrıcılığa veya Tanrısızlığa sapma meyli,
- Allah insanlara yol göstermezse, hidayet etmezse, varlığını ve ceza gününü bildirmezse insanlığın bencilleşip zalimleşme ve birbirinin her hukukunu gasp etme meyli,
- Rabbini unutmuş bir Dünya’nın kan dökme ve fitne çıkarma yolunda sürekli bir bozulmaya sapması, adaletin ve yardımlaşmanın önemli bir gerekçesi olmaması,
- İnsanlığın kısa bir hayat yaşayıp sonra ölmesinin bir manası olmamasından dolayı vicdanların var oluşa bir cevap araması
- İnsanın sadece bu Dünya için yaratılmamış olması ve asıl hayatından önceki bir eğitim ve gelişim alanı olması. İşte bu türden gerçeklerin hatırlatılması amacıyla Allah peygamberler ve din kuralları göndermiştir ve bu durum tüm sorgulayan varlıklar için bir gerekliliktir.
Peki Kuran neyi düzenler?
- Ahlak öğütleri verir (dürüstlük, yardımlaşma, haksız yere adam öldürmeme gibi…),
- İnsanoğlunun Dünya’da ne işi olduğunu hatırlatır, ölümün son olmadığını ve diriliş gününü öğreterek insanı belirsizlikten kurtarır,
- Rabbin amacının insana bakan kısmını anlatır,
- Kul ile Rabbi arasında bağlantı kurar,
- İnsan ilişkilerinde çıkacak karşılıklı meseleler için hükümler verir (Miras, adalet, hırsızlığın cezası, zinanın cezası, karı-koca anlaşmazlıkları gibi…)
İnsan fıtratı değişir mi? Kuran insan fıtratına göre mi konuşmuştur?
Fıtrat değişmez
- İslam evrensel midir sorusunun cevabı insanın değişmez fıtratındadır. İnsanların teknolojisi gelişebilir, evleri, araçları değişebilir, Dünya değişip farklı bir yer olabilir ama insan fıtratı (doğası) değişmez. Bundan 20 bin sene önceki insan belki mağaralarda belki çadırlarda yaşadı ama ailesini sever ve korurdu, tıpkı bizler gibi. Hırsızlık yapardı, tıpkı bizler gibi. Karşı cinsten etkilenir ve elde edemezse aşık olurdu, kendine eş bulur ve eşini kıskanırdı, tıpkı bizler gibi. Zina ederdi, adam öldürürdü, zulüm ederdi, varlığının amacını sorgulardı, tıpkı bizler gibi. Kısaca değişen insanın teknolojisidir, bilgisidir, hayat standartlarıdır ama insanın fıtratı değişmez, fıtratı genlerindedir ve hep aynı kalır.
Kuran ise fıtratı esas alır
- İslam evrensel midir sorusunun devamı ise Kuran’ın fıtratı esas almasıdır? Kuran sadece insanın günübirlik meselelerini çözmek için değil, günübirlik meseleler üzerinden dersler vererek insan fıtratının sapmalarını düzeltmek için indirilmiştir. Kuran’ın anlattıkları, verdiği emirler vs. hep fıtrat eksenlidir. Bu durum Kuran’ı evrensel yapar. Bu yüzden Kuran, insanların başlarından geçen örnekler üzerinden fıtrat dersleri verir, doğruyu gösterir, benzer durumlarda ne yapılması gerektiğini öğretir, fakat bunları yaparken insanların isimlerinden, olayların yerlerinden, zamanından, tarihlerden bahsedip verilen dersleri tek bir olaya sıkıştırmaz. Bu şekilde tüm ayetlerini insanlık tarihi boyunca rehber olacak şekilde zamandan ve mekândan bağımsız olarak evrenselleştirir. Allah zamana göre fıtrat kanunlarına dahil olmayan bir hükmü kaldırmak ve yerine yenisini getirmek isterse bu durum anlaşılabilir ama Hz. Muhammed son nebi olduğu için kıyamete kadar son hüküm Kuran’dır.
Kuran’ın emirleri zamana göre uygulanamaz bir hal almış mıdır?
Zaman üstü gerçekler
- Kuran insan fıtratına göre ve tüm zamanlar üstü konuşur. Verdiği örnekler bazen eski peygamberlerin yaşamış olduklarıdır, bazen insanlık tarihinin çok kilit noktaları ve gizli tarih içinde insanlığın unutulmuş olaylarıdır (Ashab-ı kehf ve Zülkarneyn gibi), bazen bizzat Hz. Muhammed’in yaşadığı olaylar üzerinden insan fıtratını irdeler ve doğruyu gösterir. Ama öğrettiği İlahi gerçekler dün insanlığa lazım olduğu gibi uzay çağında dahi insanlığa lazım olacaktır. Peki Kuran ne öğretmişti?
Temel ahlak kuralları
- Hırsızlık yapmayın, adaletsizlik yapmayın, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, anneye babaya hürmet edin, aileyi koruyun, içkiden uzak durun, zinaya yaklaşmayın, Dünya’da iyi insanlar olun, kötülükle ve adaletsizlikle ve insanları yurtlarından çıkarmak isteyen kişilerle savaşın ve karşı koyun, yardım isteyene yardım edin, zekât vererek fakirleri gözetin gibi ahlak kurallarıyla insanları terbiye etmiştir. Bunlara şeytanlardan başka kimse karşı çıkamaz.
Ahlaksızlık hareketleri
- Fakat ateistleşmiş batıdan başlayan bazı ahlaksızlık hareketlerini çok masum gösterip bunları kabul etmeyenlerin çağdışı oldukları yönünde 100 yıldır medya üzerinden oynanılan algı oyunları ve beyin yıkama operasyonları ile bize bazı çirkin adetleri güzel göstermişlerdir.
Hazcıların algı operasyonları
- Örneğin eşcinselliği, pedofiliyi kişinin saygı duyulması gereken bir iç dürtüsü ve cinsel yönelimi olarak empoze ettiler. Örneğin özellikle yine bu insanlar üzerinden veganlığı insancıl gösterip, et yememeği bir erdem olarak gösterdiler ve doğamıza aykırı olarak algılarımızla oynadılar. Örneğin, üniversite çağındaki gençlerin bar, disko, konser, sevgili ortamları son derece normal ve akıllılık ve popüler kültür olarak kabul ettirilirken, namaza gitmelerini, geniş giyinmelerini vs. saflık, salaklık ve sıkıcılık olarak gösterdiler.
Feminizm üzerinden oynanan oyunlar
- Bunun sonucunda kendi kültürümüzde kadın, yuvasının nazenin hatunu ve anası iken ve ailesiyle birlikte çok güçlü iken kültürümüzü delik deşik ettiler ve “kızlara babaları gözetmen olmasın, istediğini yapabilsinler” deyip onları bu güçten mahrum bırakarak cinselliklerine ulaşılabiliyor olmayı kolaylaştırmak istediler. Bu sayede ailenin gücünden koparılmış bireylere çok rahat ulaştılar ve çoğu zaman babasının nazenini olan kızlarımızı bedenden ibaret varlıklara çevirdiler. Bedeni ne kadar güzelse değeri o kadar eder anlayışını toplumda hâkim kıldılar.
Oysa İslam ve Kuran, kadını bu şerlilerden korumak için ayetler indirmişti, Kuran’la mücadeleye girişince insanlık aileyi ve huzuru kaybederek bedel ödedi ve ödemeye de devam ediyor. Sitemizden kadın kategorisindeki yazıları okursanız Kuran’ın her emrinin kadını korumaya, ailesini koruyup mutluluğunun kesilmesini engellemeye yönelik emirler olduğunu daha geniş bir perspektiften bakarak daha iyi anlayacaksınız. İşte Kuran ahlak değerlerini öğretirken, günümüz ahlaksızları ise sahte serbestlik sloganlarıyla sapıklığı güzel, ahlakı çirkin göstererek Kuran kurallarının bu zamanda geçerli olmaması için mücadele ettiler.
İslam’ın topluma getireceği huzur
- Kuran hükümleri tüm zamanlarda uygulanırsa;
- Cahil insanların ellerinden kurtarılıp, mantıklı insanların elinde gerçek barışçıl mesajı ile toplumlar şekillenirse;
- Şeytan ve avaneleri Kuran’ı gözden düşürmek için Müslümanların en kötü fertlerini örnek olarak gösterip “bakın Kuran bunlara yol açıyor” gibi algı oyunlarına son verirlerse;
- İnsanlar uyanıp da bu algı oyunlarından beyinlerini sıyırıp sağlam kafayla Kuran’ı gerçekten anlayan ve yaşayan insanların adeta yeryüzündeki melekler haline dönüşebileceklerini anlayabilirlerse,
işte o zaman insanlığı gitmekte olduğu uçurumdan tekrar kurtaracak ve yeryüzünde hayal edilememiş bir mutluluk, adalet, barış, bilgi ve erdemli değerler ülkesini bu kolaylıklar çağında kuracak ve insanların hepsine sosyal adaleti getirecektir.
Bunların haricinde
- Tesettür, hırsızın elinin kesilmesi, kadının şahitliği vs. gibi konuların hikmetlerini (Bkz: Sırasıyla 258, 253, 255 nolu yazılar);
- Savaş emrinin sadece yeryüzünde bozgunculuk yapan şer kuvvetlere karşı verildiğini Bkz: 219 nolu yazı);
- Kuran’ın düşünmeye, sorgulamaya teşvik ettiğini web sitemde iyice açıkladım Bkz: 246 nolu yazı.
Bunlar üzerinden saldırı yapanların haksız olduklarını ve Kuran’ın her emrinden sapmada toplum çapında bunalımlara ve huzursuzluklara düştüğümüzü bu yazılarda kaynaklarıyla gösterdim. Bu emirler tüm zamanlar içindir. Çünkü insan fıtratına göre gelmiş emirlerdir. Bunların yerine koyacağınız hiçbir hüküm, insanlığa uzun vadede mutluluk getirmeyecektir.
Her şey %80’in keyfi için
- Bilindiği gibi şu anda insanların % 80’i yoksulluk sınırı ve acılar içinde “tutuluyor” olmasına rağmen, insanların %20’si nispeten (bizlerde dahil) refah bir hayat yaşamakta, maddi refah bizlere bencilce ve savurganca eğlenebilecek bir Dünya oluşturmaktadır. Sosyal düzensizlik, adaletsizlik, sömürü ve bencillikten doğan bir Dünya sistemi içinde sahte Cennetlerinde yaşayan insanlar elbette ki Kuran’ın emirlerine reaksiyon vereceklerdir. Çünkü Kuran sosyal dengenin korunması için zenginlerden zekât alır, fakirlere verir. Oysa biz, acılar içinde yaşayan insanların sömürüleri üzerine kurulu sistemin bize bahşettiği günahkâr zevkler üzerine oturmuşuzdur ve Dünya’da hep eğlencenin olduğunu ve İslam’ın bizi bu yalancı Cennet’ten kurtarıp uyandırmaya çalıştığını görürüz.
İslam zevkin karşısında değil
- Oysa İslam eğlence ve mutluluk karşısında değil, sosyal adaletsizliğin, bencilliğin, sömürünün, haksız zenginleşmenin, fakirleştirmenin, elit tabaka oluşturmanın karşısındadır. Zevk ve eğlenceleri dozunda bırakmanızı ister, helal dairede her türlü eğlencenizi yaşamanızı ister. Birilerinin mutsuzluklarından emilen enerjinin sınırları olmayan bir eğlence anlayışında kullanılmasına karşıdır. Bu yüzden bu yalancı ve sömürücü hayatın müptelası olan kişilere Kuran’ın aydınlatıcı ışığı göze batıcı gelir ve rahatsız olup, karanlıkta çamur içinde sahte ve herkese mutluluk getirmeyen ve ebedi olmayan sarhoş edici eğlencelerinde kalmayı tercih ederler.
İslam evrensel midir?
Konu uzun ama yazıyı çok uzatmak istemiyorum. Ana hatları anlatabildiğimi umuyorum. Yani, Kuran geçmişte kalacak kurallar değil, tüm zamanlarda gerekli olacak kurallar barındırır. İnsan fıtratı değişmez ve Kuran insan fıtratının çıkmazlarını ve açmazlarını örnekler üzerinden gösterir ve tüm zamanlar için bir rehber görevi görür.
Kuran adalet ister, köleleştirmeyi istemez, ezilmişlere yardım edilmesini ve iyi davranılmasını ister, fakirlere zekât verin der, hırsızlık yapmayın, Allah herşeyinizi görüyor ve hesaba çekecek der. Toplum için bir hüsran kaynağı olan zinayı yapmayın ve hatta yaklaşmayın der. Zinaya yaklaşmak yabancı insanların dahi cinsi arzularını uyaracak dekolte giyimlerle olur, kadın dekolte giymeyecek ve erkekler de bu çekiciliğe kapılmamak için gözlerine hâkim olacak der. Bu cinsel uyarım ve gözünü harama kapatma yasağı her iki cinsiyet için de geçerlidir ve insanlık uzay çağına bile geçse sosyal huzur için hiç değerini yitirmeyecek bir kuraldır. İnsanlar sırf kendi hazlarının peşinde koşmak yerine başkalarını da düşünmelidirler. Kuran’ın istediği budur ve bütün bu Kuran’ın ana öğretileri hiç geçerliliğini ve tazeliğini kaybetmemiştir, hatta insanlık ilerledikçe bunlara daha da muhtaç olmuştur.
İslam hukuku evrensel midir? İnsanlar kanunlarını kendileri yapacak
İslam hukuku evrensel midir diye sorarsanız Kuran çok fazla hukuk kuralları koymamıştır. örneğin ceza hukuku ile ilgili sadece üç duruma ceza öngörmüştür. (Bkz. 284 nolu yazı). Kuran’ın evrenselliği daha çok ahlak kurallarını ve belirli durumlara özgü öğütler vermesi ve bu öğütlerin Kuran’ın ana maksadını anlamak için yeterli olmasındadır.
Kuran ana ahlak kurallarını ve insanlıktan beklenenleri belirtmesine rağmen gelecekte karşılaşacağımız her teferruatı, her sorunu çözme iddiasında da değildir. Karşılaşılabilecek çözümsüz sorunların çözümü için insanların Şura kurarak toplantı yapmalarını (şura suresi 38) böylece kendi kararlarını ve kanunlarını oluşturmalarını ister (Cumhuriyet ve çoğulculuk) (Medine sözleşmesi denilen ilk İslam devleti anayasasında olduğu gibi). Yani Kuran bu zamanda her meselemizi çözmüyor diyenler haklı değiller, çünkü Kuran’ın böyle bir isteği yok, çözümsüz ve yeni meseleleri toplantı yaparak kendi kararımızla halletmemiz için yol gösterir. İslam evrensel midir sorusunun bir yönü de buradadır.
Tüm bu anlatılanlardan dolayı Kuran hiç eskimemiş aksine zaman ilerledikçe içindeki ahlakî, felsefi, sosyal öğretileri insanlığın huzur için en çok ihtiyaç duydukları meseleler olacaktır. İlahi bir emre dayanmayan insan yapımı hiçbir anayasa ve kurallar bütünü Allah sevgisi ve korkusu üzerine dayanan, her insanın vicdanına bir bekçi bırakan Kuran kadar etkili olamayacaktır.
Yapılması gerekenler ise şunlardır
- İslam’ın ana ilkesinin barış olduğunu, mücadelenin ise mecbur kalmadıkça istenmediği gerçeğini iyi okumak ve geri kafalı insanlara kendi çağlarını Kuran’ın temel emirleri rehberliğinde yeniden okutturabilmek.
- İslam’ı her türlü bağnaz fikirlerden, sonradan uydurulan kurallardan ve hayallerden arındırmak.
- İslam’ın yardımlaşma, barış ve iyilik dolu bir toplum oluşturduğunu gösterecek örnek bir nesil yetiştirmek için kurumlar oluşturmak, bu nesilleri bilim, tarih, felsefe ve dini eğitimle yetiştirmek ve her türlü bağnazlıktan uzak tutup Kuran’ın ana emirlerini çağlarına en iyi uygulayan aydınlık birer öncü olmalarını sağlamaktır.
- İslam’ın gülen ve güzel yüzünü hurafelerden ve yanlış yorumlardan ve tarihsel yorumlardan sıyırarak insanlığa öğretmek ve insanlığın aradığı hakikat ışığının yalnızca İslam’da bulunduğunu apaçık göstermektir.
- İslam ülkelerinin içinde bulunduğu yoksulluk, tarihsel yanlış dini yorumlar, zararlı adet ve göreneklerden temizlenip, Kuran’ın emrettiği gibi birer hakikat araştırıcısı, yenilenmeyi bilen, sorgulayan, istikametli düşünebilen, demokratik, Şuracı (Cumhuriyetçi), Allah’ın emrettiklerini uygulayıp kendi arasındaki meseleler için adaletli kanunları şura ile gerçekleştiren, çalışmaya ve dürüstlüğe önem veren, diktatöryel baskıcı rejimleri alkışlamayan, zulmü alkışlamayan bir toplum anlayışını diriltmeye çalışmaktır.
- Son söz olarak, bu toplumu oluşturmak için bir farkındalık oluşturmalıyız. İslam evrensel midir sorusunun cevabı ise, evet Alllah dilediği zamana kadar İslam kuralları bâkidir.
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
