Felsefe

379# Canlı türlerinin yok olmasının nedenleri. Canlı türlerinin yok olması Allah’ın olmadığını mı gösterir?

Bu yazıda canlı türlerinin yok olmasının nedenleri nelerdir? Canlı türlerinin yok olması Allah’ın olmadığını mı gösterir gibi soruların cevaplarını vereceğiz.

Canlı türlerinin yok olmasının nedenleri nelerdir?

Canlı türlerinin yok olması nedenleri şöyle sıralanabilir:

  1. Adaptasyon: Değişen çevre koşullarına adapte olamama (Örneğin Van gölü bir gün çok kirlenirse veya suyun pH, soda düzeyi ve sıcaklık gibi durumları değişirse İnci kefali balığı Dünya yüzünden tamamen kaybolabilir.)
  2. Değişen ekolojik dengeler: Canlı türlerinin yok olmasının nedenlerinden ikincisi değişen ekolojik dengelerdir. Canlılar ekolojik denge halindedir. Yeryüzünde canlı popülasyonları stabil bir hayat yaşamadıkları için ekolojik denge zaman zaman değişmektedir. Bu değişen dengeler bazı canlıların daha fazla artmasını sağlarken bunların avlandığı bazı canlı türlerinin yok olmasını sağlayabilir.
  3. Felaket: Canlı türlerinin yok olmasının nedenlerinden üçüncüsü felaketler ve musibetlerdir. Yaşanacak ani felaketler de canlı türlerinin yok olmasını sağlayabilir. Örneğin meteor düşmesi veya Dünya’yı çok soğutacak kadar külü atmosfere salan bir yanardağ patlaması.
  4. İnsan müdahalesi: Canlı türlerinin yok olmasının nedenlerinden dördüncüsü, insanın doğaya müdahalesidir. İnsanların müdahalesi canlı türlerinin yok olmasını sağlayabilir. Örneğin Madagaskar adasında Dodo kuşu, Avustralya’da Tazmanya kurdu, Anadolu Parsı, Hazar kaplanı insan eliyle soyları tükenen canlılardan sadece bir kaçıdır. Bazıları ise insan eliyle soyları tükenme sınırına dayanmıştır. Yakın gelecekte onların da soyları Dünya’dan tamamen silinmiş olacaktır.

Canlı türlerinin yok olması

Canlı türlerinin yok olması Allah’ın olmadığını mı gösterir?

Bu basit soru yetişkinler için önemli bir problem değil. Fakat henüz yeterli akıl olgunluğuna ulaşamamış çocuklar için aşılmaz bir problem gibi görülmekte ve Tanrı’nın olmadığına dayanak yapılabilmektedir.

Birinci grup yetişkinler, Dünya’nın ve evrenin kendi doğa mekanizmaları olduğunu ve bu doğa mekanizmaları gereğince her şeyin her an yok olmaya maruz kalabileceğini bilirler. Doğa yasaları gereği bir şeylerin yok olması onların Tanrı’dan bağımsız olduğunu göstermediğini de bilirler. Çünkü Tanrı doğaya yasalar koymuştur ve bu yasalar her daim kendi gerekliliklerini yapmaktadır. Örneğin doğa yasaları gereğince yönü Dünya’ya doğru ilerleyen bir meteor eğer yeterince büyükse Dünya’ya çarpıp bir bölgeyi yok edebilir. Bazı hayvan türleri yok olabilir.

Aynı etkiyi insanlık da yapabilir. Nadir hayvan türlerinin endemik olduğu bölgeye atacağı bir atom bombası hayvan türlerinin yok olmasına sebep olabilir. Yani hem doğal olaylarla hem de insan iradesiyle bir şeyler tahrip olup yıkılabilir.

Canlı türlerinin yok olması bir doğa olayıdır

Doğa olaylarının birbirini tetikleyip yıkıma sebep olması Tanrı’nın olmadığını göstermez. Bir örnek olarak, bir dağın tepesinde milyonlarca yıldır aşınmakta olan bir kaya tam siz dağın altından geçerken kopup sizi öldürebilir. Burada “bu kaya doğal olaylar gereği kopup geldiyse Tanrı yoktur” diye bir çıkarım yapmak ne kadar mantıklı ise uzaydan kopup gelen bir meteorun Dünya’ya çarpması sonucu canlılara zarar vermesi ve büyüklüğü ölçüsünde türleri yok etmesi olayında da Tanrı yoktur diye çıkarım yapmak ancak birinci örnek kadar mantıklı olacaktır. Çünkü hepsi doğa yasaları gereğince bir takım çarpışmaların kaçınılmaz olarak verdiği hasarlardır.

Allah doğa yasalarını çok çok nadir durumlar dışında engellemez. Allah’ın ana iradesi zaten evrende doğa yasaları olarak kendini gösterir. Vadesi gelen doğa olayı da, doğa yasalarına göre tamamen tarafsız olarak vuku bulur. Yani bir bebek de ateşe atılırsa yanar, bir yetişkin de, bir şehir halkı da. Hz İbrahim’i ateşin yakmaması gibi olaylar ise Allah’ın çok çok nadir olarak doğa yasalarını engellemesidir. Çok nadir vakalardır, genel kuralı değiştirmez.

Canlı türleri

Yıkıcı bir doğa olayı olarak depremler

Örneğin depremlerin olması milyonlarca yıldır devam eden yer kabuğu hareketlerinin sonucudur. Bir yerde bir deprem olduğunda “Allah orayı cezalandırdı” denilemeyeceği gibi, “deprem oluyorsa ve insanlar ölüyorsa Allah yoktur” da demek mantıklı değildir. Bunlar doğa olaylarıdır, doğanın kanunlarının zamanı gelince çarpışmalar oluşturmasıdır. Bu çarpışmalarda canlılar ölebilir, bazen bu çarpışmalar büyük çaplı olur ve bazı türler yok olabilir. Bunlar, Tanrı’nın cezalandırma iradesiyle veya Tanrı’nın olup olmaması ile alakalı konular değildir. Allah doğa yasaları koymuştur ve tüm varlık bu yasalara tâbidir.

Rızkımızı doğadan almamız da Allah’ın koyduğu doğa yasaları sayesindedir, Allah sizin için özel olarak patlıcan, kabak yetiştirmez. Doğa yasaları çerçevesinde kendiniz yetiştirirsiniz. Yiyecek yetiştiremezseniz Afrika’daki insanlar gibi aç kalırsınız. Üreyip çoğalmamız da Allah’ın doğa yasalarına koyduğu kanundur. Allah kanunu koyar, canlılar ne zaman kiminle üreyeceğine karar verir. Doğa olaylarının hayatı kolaylaştırıcı yönleri kadar olmasa da hayatı bozan yönleri de vardır. Bu doğa felaketlerinden de kendinizi kurtarmak zorundasınız, kurtaramazsanız doğa yasaları gereği ölürsünüz. Bunlar Allah’ın doğa yasalarının gereğidir. İşte bu şekilde bazı türlerin yok olması doğa olaylarının bağlayıcılığını gösterir, doğa kurallarının bir kanun koyucusu olmadığını göstermez. Onun delili değildir.

Bir zamanlar dinozorlar bir meteor çarpmasıyla yok olmuş olabilir. Bu durum Tanrı’nın olmadığını, bunu Tanrı’nın özellikle istediğini veya Tanrı’nın istemediğini göstermez. Allah’ın iradesinin neyi isteyip neyi doğa kanunlarının akışına bıraktığı konusunda hiç bir şey bilmiyoruz. Kimse Allah’ın iradesini o kadar iyi tanımıyor.

Dinozorların amacı neydi?

Soru: Dinozorların amacı neydi? Dinozorlar amaçsız mıydı ki yok oldular?

Cevap: Nesli tükenen kelaynağın amacı ne idi ise dinozorların amacı da o idi. Yani tüm türler hayat ağacının birer dallarıdır. Bir ceviz ağacında kuruyup dökülen bir dalın amacı neydi, o dal amaçsız mıydı, yoksa Allah yaratmamış mıydı gibi sorular sormak anlamsız olduğu gibi, bu yaşam ağacının dalları olan türler yok olduğunda, başka türler doğduğunda da o türler amaçsız mıydı diye sormak aynı ölçüde mantıksızdır. Bütün türler yaşam ağacının dallarıdırlar, türe spesifik amaçlar aramanız gerekmiyor.

Özetle: Canlı türlerinin yok olması nedenleri

Evren ve evren içinde Dünya doğa yasalarına göre işler. Doğa yasalarının hayatı kolaylaştırıcı tarafları olduğu gibi, hayatı bitirici yönleri de var. Örneğin kafanıza dağdan bir taş düşmesi, çukura düşmeniz, akıntıya kapılıp boğulmanız doğa yasalarının hayatı bitirici yönlerinden bir kaçıdır. Doğa yasaları zamanı gelince olur ve canlılar arasında ayrım yapma amacı gütmez. Büyüklüğü ölçüsünde bir veya birkaç canlı türünü de yok edebilir, sadece birkaç fert ile de sınırlı kalabilir. Doğa olaylarının kendi akışı içinde gerçekleşmesi ve bazen fayda verip (baharın gelmesi gibi) bazen zarar vermesi (meteor çarpması gibi) doğa olaylarının Tanrı iradesi tarafından konulmadığının delili değildir.

Ayrıca bu konuya ek olarak şu yazıları da tavsiye ederiz:

Kırmızı hapa cevap 6: Hayvanlar acı çeker mi?

Kötülük problemine cevap – Ayetlerle farklı bir yaklaşım

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

4 Yorum

  1. Bu soruyu soran insanlara şunu sormak lazım. Gönderildiğiniz bu dünyaya gelişinizde her şeyi anlamlandırabiliyor olsa idiniz, her noktadaki müphemlik ortadan kalksa idi sınavın/sınanmanın ne gayesi olurdu peki ? Allah bizi buraya gönderip hayatımızı sadece dünyaya hasretseydi, yani bu dünyadaki hayatımız gerçekten salt “Dünya”dan ibaret olsa idi halimiz nice olurdu?.. Hiçbir galaksi yok, yıldız yok, kara delik yok, karanlık madde yok. Sadece Dünyadasın…bir kutunun içinde….her şey belirli; hiçbir muallaklık, müphemiyet, muğlaklık ve belirsizlik yok. Her şey belirli bir kural dahilinde işliyor. Hepsine vakıfız. Ne kadar sıkıcı bir dünya ve sınav yeri olurdu !
    Belki Allah bizim, belki onun için an mesabesinde bile olmayan, milyonlarca yıllık bir canlılık sürecini, varoluşunu keşfetmemizi istiyor? Belki bazı şeylerin belirsiz kalması gerek? Belki kimi kuralsızlıklar (o da bize göre) ardında bir hikmet barındırıyor? Nereden biliyorsun bunun bir israf olduğunu ?
    NE DE AZ ŞÜKREDİYOR VE KİBİRLENİYORUZ !

    “İşte bunlar Allah Teâlâ´nın âyetleridir. Onları sana hak olarak tilâvet ediyoruz. Allah Teâlâ ise âlemlere zulüm irâde buyurmaz.”

    “تِلْكَ اٰيَاتُ اللّٰهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّؕ وَمَا اللّٰهُ يُرٖيدُ ظُلْماً لِلْعَالَمٖينَ”
    (Ali İmran, 108)

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Bu yorumun bana Einstein’a sorulan soruyu hatırlattı. Sormuşlar ki “evrende bu kadar bilmediğimiz şey olması canını sıkmıyor mu?” O da demiş ki “asıl keşfedilecek sorular olmasaydı canım sıkılırdı” 🙂

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

      1. Demek ki farklı zamanlarda farklı insanlar benzer şeyleri düşünebiliyormuş hocam 🙂

         

        Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Loading spinner

  2. Gerçekten şaşılacak iş, hadi evrim vesvese olur, Kuran’da hata mı var vesvese olur da bu vesvese mi olur? Her şeyin sabit kalması, bir anda yaratılması, veya başka birşey mi olması gerekiyor? Allah doğa kanunlarına göre gitmesi onun olmadığını veya güçsüz olduğunu mu gösterir? gerçekten şaka gibiler. Ama bize de anlayış göstermek lazım. Dinsizler hangi bahaneyi uydurduysa artık.. Elinize sağlık hocam Yazı için.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu