Çelişki yokÖzgür irade

283# Allah dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar ayeti

Allah dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar ayeti ne demektir? Allah’ın dilediğine azap ettiği kişiler kimlerdir? Allah dilediğine azap eder, dilediğini bağışlarsa kulun iradesi nerede kalmıştır?

Giriş

Al-i İmran 129: “Oysa göklerde ve yeryüzünde olan her şey Allah’ındır. O, dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Allah affedicidir; merhametlidir.”

Bu ayet hakkında bir kafa karışıklığı oluşturmak için internet sitelerinde veya bazı kitaplarda yazılar yazıldığını görürsünüz. Oysa durum klasik bir ayet cımbızlamasından ibarettir. Çünkü bir önceki ayeti okursanız zaten bu ayetin kimlerden bahsettiğini anlayacaksınızdır.

Allah dilediğine azap eder –  Al-i İmran 129

Al-i İmran 128: “(Allah’ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azaplandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.”

Al-i İmran 129: “Oysa göklerde ve yeryüzünde olan her şey Allah’ındır. O, dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. Allah affedicidir; merhametlidir.”

128 nolu ayete bakarsanız günahlarından tevbe edenler ve zalimliklerine devam edenlerden bahsediliyor. Yani samimi tevbe edenleri Allah affetmek ister, zalimliklerine devam edenleri ise azaplandırmak ister. Bunun yanında tevbenin kabulü de vurgulanmıştır. Yani tevbe etmekle bağışlanacak diye bir şey de yok, başka ayetlerde belirtildiği gibi bu tövbenin samimi olması ve zoru görünce yapılmış olmaması gerekir. Allah herkesin kalbindekini iyi bilir.

Allah dilediğine azap eder

Allah her tevbeyi kabul edecek diye bir şey yok

Nisa 17: “Allah’ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Bu yüzden dolayı Allah bu zalimleri ve tövbesini kabul etmedikleri kişileri kendi iradesi ile cezalandırmak isteyecek fakat samimi tövbe edenleri ise affedip Cennet’ine koymak isteyecektir. Bunların kararı ve dilemesi Allah’a aittir fakat sebebi kullara aittir. Din gününün Mâliki Hâkimi odur. Tıpkı mahkemelerdeki hâkimlerin kararlarında özgür oldukları gibi, dilediğini cezalandırıp dilediğine beraat vermekte serbest oldukları gibi… Tabiki hâkimin dilemesi de kişinin işlediği zulmüne ve iyi niyetine göre değişir.

Maide 40

Benzer bir ifade Maide 40’ta da geçmekte olup onunda bir öncesindeki ayette kötülükleri işleme ve tövbe etme durumuna vurgu yapılmaktadır.

Maide 39: “Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”

Maide 40: “Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, her şeye güç yetirendir.”

Özetle

Allah dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar ayeti zulüm edenler ve tövbe edenlerle alakalı bir ayettir. İnsanların iradesine bağlı olmayan bir durum yoktur. Başka ayetlerde de Allah’ın kimseye haksızlık yapmayacağı, kimseye zulmetmeyeceği bildirilmiştir.

Yunus 44: “Doğrusu Allah, insanlara zerrece zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.”

Nisa 40: “Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir ecir verir.”

Ayrıca Allah’ın saptırması ile ilgili ayetlerin ne demek olduğunu anlayamıyorsanız 271 nolu yazımızı okuyunuz.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu