Bilimsel DüzenFelsefe

380# Milyonlarca sperm oluşması sperm israfı mıdır?

Bir kısım insanlar, erkeklerden bir seferde milyonlarca spermin dişinin rahmi içine atılmasını “sperm israfı” olarak gösteriyorlar. Özellikle bir “ateist kalıp yargısına” sahip olan insanlar bu gibi konulara farklı yönlerden bakmayıp “ideolojik kalıp yargılarının torbasına” atmayı tercih edebiliyorlar. Örneğin medyatik bir jeoloji profesörü bile milyonlarca sperm oluşumunu sperm israfı olarak değerlendirmiş ve israf olarak gördüğü için bunları Yaratan bir Tanrı’nın olmadığını iddia etmiştir. Elbette ki bu basit iddialar “Tanrı’nın olmadığı hakkında delil toplama” telaşesinden kaynaklanıyor. Evrene bakıp delil bulamayınca da aslında Tanrı’nın varlığına dair çok akıllı bir sistemin anahtarı olan bir mekanizmaya eğri bakarak sistemi küçümsüyorlar. Bu da ateist kalıp yargısıyla evrene bakmanın zararlarından sadece biri olarak tarihe not düşülsün. Gelecek nesiller, ateizmin ne kadar ilkel sorgulama aşamalarından geçtiğini görüp ibret alsınlar.

Sperm nedir, nasıl oluşur?

Sperm, erkek canlıların testislerinde üretilen üreme sıvısına denir. Sperm, testislerde oluşan sperm hücreleri ve prostat bezinden salgılanan kıvam verici sıvının bileşiminden oluşmaktadır. Testislerde sperm hücresi üretimine spermatogenez denir.

İlgili Makaleler

Resim: Sperm hücreleri testiste üretilir. Epididim aracılığı ile sperm taşıyıcı kanala geçerler. Daha sonra Prostat bezi sperm hücrelerine sıvı kısmını kazandırıp böylece dışarı atılır. Resim kaynağı: https://www.gebelikdogumbebek.com/sperm-olusmamasi-ve-mikro-tese-yontemi-video.html

Kromozomlar her hücrede bulunan ve DNA’yı taşıyan yapılardır. İnsanların vücut hücrelerinde kromozomlar çiftler halinde bulunduğu halde sperm hücrelerinde kromozomlar tek olarak bulunur. Yani insan vücut hücrelerinde 23 çift=46 kromozom vardır fakat sperm hücrelerinde her kromozomdan birer tane vardır, yani toplamda 23 kromozom taşırlar. Bunun sebebi ise diğer kromozom çiftinin ise dişinin yumurtalarından gelmesidir. Kısaca 23 kromozom sperm taşır, 23 kromozom ise dişinin yumurtası (ovum) taşır. Bunlar birleşince 46 kromozoma sahip yeni bebek oluşmaya başlar.

Resim: Spermin içinde 23 adet tek kromozom yapısını göstermektedir.

Ne kadar sperm üretilir?

Bir seferde atılan sperm sıvısının bir mililitresinin içinde 200 milyona kadar sperm hücresi bulunur. Rahim ağzına atılan sperm hücreleri birlikte hareket ederek rahimden içeri girerler. Daha sonra rahimin kornularına (boynuzlarına) doğru ilerler ve burada dişinin yumurtasını 5 güne kadar beklerler sonra ölürler. Bu beş gün içinde dişinin yumurtası üretilip gönderilmişse spermlerden biri ile döllenir.

Spermler rahimde uzun ve zorlu bir yol kat ederler. Rahime gönderilen spermlerin sadece iki milyonu rahim ağzı (serviks) bölgesinden giriş yapabilir. Bunlardan sadece bir milyonu rahim yüzeyinde ilerleyebilir. Yalnızca 10.000 tanesi yumurtaya doğru ilerlemeyi başarabilir. 1000 tanesi kornulara giriş yapabilir. En sonunda sadece 200 civarı en sağlıklı sperm final yapar ve yumurtayı beklerler. Bunlardan sadece en iyi olanı yarışmayı kazanır ve yumurtayı döller. [1, 2]

İlk sperm yumurtaya dokunur dokunmaz, yumurta onun dış zarını eritecek enzimler salgılar, spermi dış zarfından ayırarak kromozomlarını içeri alır. Diğer spermler giremesin diye Zona Pellusida adı verilen bir salgıyla yüzeyini kaplar. Bu salgı türe özgüdür ve farklı hayvan türlerinin birbirini döllemesini de önler.

Milyonlarca sperm israf mı?

Bu ön bilgilerden sonra gelelim ana sorumuza: Milyonlarca sperm israf mı?

Bu sorunun cevabını anlamak için önce israf nedir ona bakmalıyız. TDK sözlüğüne göre israf “Gereksiz yere para, zaman, emek vb. harcama, savurganlık” olarak tanımlanmış. Evet, bir şeyin israf olması için gereksiz olması, işlevinin olmaması gibi özellikler göstermelidir.

Fakat testislerden atılan milyonlarca spermin işlevi yok mudur? Elbette ki işlevsiz bir şey yoktur. Allah’ın yaratma kanunu olan evrim süreci de zaten işlevsiz bir şeye izin vermez. Bir canlının şartları değişip de işlevsiz kalan bir yapısı varsa evrimsel süreçte o yapı atılacak şekilde ayarlanmıştır. Spermlerin işlevsiz olduğunu sanmak için biyolojiden hiç anlamıyor olmanız veya biyolog olsanız bile idealist bir ateist olmalısınız ki kalıp yargılarla bakmak istediğiniz için gerçeklere karşı körmüş gibi davranasınız.

Milyonlarca spermin görevleri

Öncelikle genetik çeşitlilikten bahsetmekle başlayayım. Canlıların farklı görünüşlere sahip olmaları farklı genetik yapılarda olmalarından kaynaklanır. Canlılarda tür içinde, ırk içinde, aile içinde genetik çeşitlilikler vardır. Genetik çeşitlilik, türlerin biyolojik gelişiminin olmazsa olmaz bir altın mekanizmasıdır. Genetik çeşitlilik sayesinde türler her durumda hayatta kalabilirler. Örneğin insanlarda genetik çeşitlilik olduğu için yeni ortaya çıkan virüsler tüm insanlığı yok etmekle tehdit etmezler. Çok fazla genetik çeşitliliğimiz olduğu için mutlaka o virüse dirençli insanlar da olacaktır. İnsanlar gibi türler, bu genetik çeşitlilik sayesinde her türlü doğa ortamında bir şekilde hayatta kalmayı başarırlar. Eğer genetik çeşitlilik olmazsa yani herkes birbirine benzerse türler en küçük bir olumsuzlukta toptan yok olup giderlerdi. Bu durum doğal yaşama konulmuş akıllı bir mekanizmadır.

Milyonlarca farklı sperm genetik çeşitliliği garanti eder

Genetik çeşitliliğin çok fazla faydası var fakat bu yazının konusu genetik çeşitliliğin faydası olmadığı için yukarıdaki tek örnekle yetineceğim. Gelelim sperm üretiminin genetik çeşitliliği nasıl oluşturduğu konusuna. İnsanlarda 23 çift kromozom vardır ve bu çiftlerden sadece bir tanesi babadan aktarılıyor. Böylece her kromozom çiftinden 2 değişik şekilde aktarma olasılığı oluşuyor. Babanın 23 çift kromozomundan ise iki üzeri 23 (223) yani 8.388.608 farklı genetik kombinasyon gelir. Bu kombinasyonların her biri farklı bir sperm hücresine yazılır. Böylece yeni oluşacak bebeğin birbirinden farklı genetik yapıyla doğması ihtimali oluşur. Bu spermlerden hangisi yarışı kazanırsa bebek o genetik kombinasyon ile doğar. Bebek 8.388.608 farklı genetik yapı ve görünüşe sahip olabilir. Eğer tek türlü bir genetik yapıya sahip tek bir sperm olsaydı canlılar bu genetik çeşitliliği koruyamazlardı. Eğer sperm hücrelerini birer şans bileti olarak değerlendirirsek karşımıza 8.388.608 farklı seçenekli bir şans oyunu veya yarışması çıkıyor.

Spermlerin hedefe varmaları için çok sayıda olmaları gerekir

Spermler yumurtaya ulaşma hedefini ancak bir ordu gibi beraber hareket ederek gerçekleştirebilirler. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki spermler rahime ulaşma yolunda verdikleri zorlu mücadelede beraber hareket ederler. Sperm sıvısı içindeki sperm hücreleri mililitrede 15 milyonun altına inerse spermlerin yumurtaya ulaşma şansları azalır. Sperm sayısı birkaç milyona kadar düşerse erkekte kısırlık meydana gelir.[3]

Kısaca sperm ordusu işlevsiz değildir. Döllemenin gerçekleşebilmesi için sürü halinde ilerlemeleri gerekir. Bu da milyonlarca sperm yapılmasının ikinci bir fonksiyonudur.

Doğada israf yoktur

Konunun bir diğer yönü de doğada israf yoktur. Sürekli bir yapım ve yıkım, bir tazelenme, bir faaliyet vardır. Milyonlarca sperm organik birer maddedir. Toprakta elementlerden oluşuyordu. Bitkilere girdi organik madde oldular. Bizim vücudumuza girdi organik madde döngüsüne devam ettiler. Vücudumuzdan atılıp tekrar doğaya, toprağa döndüler ve yine organik madde döngüsüne devam ettiler. Bedenimizin tamamı da böyle bir organik madde yani karbon-azot döngüsündedir. [4] Doğada israf yoktur. Erkekler bedenlerinden çıkan spermlerden attıkları proteinlerin kat kat fazlasını bir lokma yiyecek ile zaten geri kazanıyorlar. Vücuttaki biyoloji fabrikası da külfetsiz bir şekilde o spermleri tekrar üretmek için ayarlanmış. Yani ortada zaten gerçek anlamda bir israf söz konusu değil.

En sağlıklı spermin hedefe ulaşması

Testisler sperma üreten birer fabrikadırlar. Organizmamız her türlü çevresel etkilerden etkilenip sistemi bozulabilen bir organizmadır. Yani yaşlılık, stres, sigara, obezite, hareketsizlik, kanserojen maruziyeti, radyasyon maruziyeti gibi yüzlerce sebep sperm üretim kalitesini düşürüyor. Bu yüzden vücut fabrikamızda her kalitede ürün meydana çıkabilmektedir. İşte testislerin ürettiği en sağlıklı spermler hedefine varacak ve sağlıklı olmayanlar ise yolda kalacak ve yarışmada eleneceklerdir. Bu sayede erkeğin en güçlü ve sağlıklı sperm hücresinin yumurtayı döllemesi sağlanmış olur. Eğer tek bir tane sperm hücresi üretilseydi iş şansa kalmış olurdu. İyi bir sperm üretilmemişse örneğin bozuk bir genetik materyal yavruya aktarılabilirdi veya böyle spermalar yumurtaya ulaşamayacağı için dölleme gerçekleşmeyebilirdi. Yani sperm hücrelerinin bu miktarda olmasının bir avantajı da en sağlıklı sperma ile gebe kalma olasılığının artırılmasıdır.

Allah tamamen sağlıklı spermler üretemez miydi?

Allah tamamen sağlıklı spermler üretemez miydi sorusu da Allah’ı ve sistemini hiç anlayamamaktan kaynaklanıyor. Böyle düşünenler düz mantıkla şu düşünceye sahipler. Allah kusursuz Yaratıcı ise yarattığı evren de kusursuz olmalıydı, hastalıklar, bozulmalar, çürümeler, acılar vs. olmamalıydı. Bu düşünce belirttiğimiz gibi Allah’ı hiç anlayamamaktan kaynaklı bir düşünce. Öncelikle Allah bu evrenin öyle bir evren olmasını istemedi. Yoksa biyolojik mekanizmaları yaratacak kadar gücü ve ilmi olan Allah elbette hastalıksız, sorunsuz, acısız, bozulma olmayan bir düzen de yaratabilirdi. Fakat bu evren Allah’ın kulları için bir imtihan, bir teşhir, bir gelişme, bir tanışma, bir mücadele evreni olarak dizayn edildi. Bozulmaların ve tamirlerin bir arada bulunduğu hastalıkların ve şifaların birbirini dengelediği ve her şeyin zıttıyla yaratıldığı bir evren burası.

Allah sistemin yaratıcısıdır

Bu evrende sistemi ayarladı ve sistemin işleyişinde iyilik ve kötülük, yapılma ve bozulma, hastalık ve şifa dengeli bir vaziyette birbirleriyle rekabet içinde gidiyorlar. Her şey zıttıyla yaratıldı. Dünyamızda bazı yıllar mevsim koşulları rast gider iyi ürün alırız, bazen ise rast gitmez, don vurur az ürün alırız. Bu durum Allah’ın doğaya koyduğu doğa kanunları, doğanın kimyası, fiziği, biyoloji kanunları ile alakalı. Doğa koşulları o an için neyi gerektiriyorsa, akış ne yöne ise o oluyor. Allah kendi akış yolunu çizen derelere ırmaklara müdahale etmesi gerekmediği gibi vücudumuzdaki işleyen sisteme de tekrar tekrar müdahale etmesi gerekmiyor. Sistemin tasarlayıcısı O’dur. Bu sistemde aksaklıklar olduğu zaman şifa mekanizmaları koyan ve her şeyin dengesini Yaratan O’dur. Artık bu dengeler içinde tüm mevcudat bir fabrika gibi çalışmaktadır.[5]

Dünya’da doğa olaylarının bazen yolunda gitmesi bazen bozucu etki yapmasına nasıl şaşırmıyorsak işte vücudumuz gibi organizmaların da kendi içinde bir doğası bir işleyişi bir dengesi vardır. Dünya’nın mevsimleri ve yiyecek döngüleri her zaman aynı mahsulü vermediği gibi vücut içindeki işleyişler de her zaman aynı işlemez. Hastalıklar, şifalar birbirini takip eder. Küresel Dünya’mızın düzeninin bozulmasına şaşırmayıp da neden vücutta oluşan denge bozulmalarına şaşırıyoruz? Vücudumuz da Dünya gibi bir organizmadır. Hatta kendi içinde bir evrendir. Bir evren gibi kocaman bir fabrikadır. Her hücrenin içinde binlerce değişik protein ve organel çalışmaktadır. Allah bu sistemin tasarlayıcısıdır. Fakat sistemleri sorunsuz çalışacak şekilde yaşlanma olmayan, ateşe atsanız yanma olmayan, radyasyona maruz kalsanız bozulma olmayan bir sistem olarak tasarlamamıştır. Çünkü bu evrende hastalık da, sorun da, şifa da, çözüm de birlikte bulunacak. Sorunsuz, hastalıksız yurt ise Cennet’tir. Allah Dünya’da ve evrenimizde bu sistemi ayarlamış ve sistem hastalığıyla, şifasıyla, derdiyle, dermanıyla denge içinde yürümektedir.

Evren mükemmel yaratılmıştır sözünün farklı algılanması

Bu tür yanlış anlamalar dindarların evrene mükemmel yaratılmış demeleri ve ateistlerin de mükemmel tanımından farklı bir mana anlamalarından kaynaklı bir anlaşmazlık doğurmaktadır. Evren mükemmel derken hastalıksız, acısız, dertsiz, sorunsuz bir yer anlamında değil, Allah’ın tam olmasını istediği gibi düzeniyle, düzeni bozanlarıyla dengede kaldığı ve siyahların ve beyazların sürekli birbirleriyle yarışıp döngüye girdiği bir evren kast edilmektedir. Yoksa mükemmel tanımına kimse hastalıksız, acısız gibi bir anlam yüklemiyor. Dünya mükemmel bir rahat etme yeri değil, mükemmel bir sınav ve teşhir ve gelişme yeridir.

Tıpkı Survivor adasına biri dese ki mükemmel dizayn edilmiş, başka biri de çıksa dese ki “hayır mükemmel değil, insanlar zorluk çekiyor, yoruluyorlar, rahat edemiyorlar” dese, bu ikinci kişi birincinin mükemmellik tanımını anlamıyordur. Kendi kafasındaki 5 yıldızlı otel tatilini mükemmel olarak gördüğü için Survivor adasının zorluklarla, engellerle donatılmış alanının mimari mükemmelliğini anlamıyordur (Bu arada survivor izlemem ve sevmem, temsilde kusur aranmaz, birebir uyması da gerekmez, vermek istediği mesaja bakılır).

İşte bu şekilde vücudumuzda genetik hastalıklar oluyormuş veya hücrelerimiz hasarlanıyormuş, bazı spermler iyi üretilmiyormuş gibi sebepler, sistemin göz kamaştırıcılığının olağanüstü yönünü sağlar. Çünkü zorluklar ve bozulmalar içinde kolaylıklar ve tamirleri bir arada yaratan bir irade, çok ahenkli ve gösterişli ve heyecanlı bir sanat işlemektedir.

Resim: Gözle görülemeyecek kadar küçük olan (50 µm) sperm hücrelerinin iç yapısı

Son söz

Spermlerin seyahati ve yalnızca birinin bu yarışı kazanarak ovum ile buluşması bir şiir gibidir. Doğa kitabını emsalsiz bir yarışma meydanına çeviren bir şiirdir. Hepimiz bu hayat maratonunda ilk yarışımızı bu aşamada vermiş ve milyonlarca rakibimizden üstün olduğumuzu göstererek bu hayat arenasına gelmişiz ve verdiğimiz bu imtihan yine bu hayatta devam ediyor. Yine Allah’ın dostluğuna ve Cennet’e doğru yarışıyoruz. Milyonlarca sperm içinden sadece 200 tanesinin buluşma yerine ulaşması gibi belki çok azımız Cennet’e ulaşma iradesini gösterecek. Çoğumuz yollarda takılıp kalacağız. Fakat hayat böyle bir imtihan ve gelişme meydanı. Yalnızca gayret gösterenlerin gerçek ödüllendirileceği bir yer.

Necm 39: İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur.

Şükürler olsun bizi varlık sahasına çıkarıp “BEN” diyebilecek bir benlik olarak Yaratan Rabbimize.

Şu yazımız da doğanın işleyişi ile alakalı: 379# Canlı türlerinin yok olmasının nedenleri. Canlı türlerinin yok olması Allah’ın olmadığını mı gösterir?

Şu yazılar da genetik hastalıklar ile alakalı:

52# Allah, neden genetik hastalıklarla birlikte doğan çocuklar yaratır?

Şu yazılar evrenin mükemmelliğinin farklı algılanması ile alakalı:

91# Evren mükemmel midir?

147# Aksaklık varsa Yaratıcı yok mudur?

KAYNAKLAR VE İLERİ OKUMA

1. https://flo.health/getting-pregnant/trying-to-conceive/fertility/how-long-does-it-take-sperm-to-reach-egg.

2. https://www.idahofertility.com/the-magic-that-happens-when-a-sperm-meets-an-egg-and-the-sparks-fly/.

3. http://www.yeditepehastanesi.com.tr/siddetli-oligospermi-ve-azospermi.

4. https://oceanservice.noaa.gov/facts/carbon-cycle.html

5. https://microbialcellfactories.biomedcentral.com/articles/10.1186/1475-2859-12-3

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

3 Yorum

  1. Elinize sağlık hocam. Her şeye bir yalan uydurmaya çalışan ateistlere güzel ders olur bu yazı.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  2. Son söz
    Spermlerin seyahati ve yalnızca birinin bu yarışı kazanarak ovum ile buluşması bir şiir gibidir. Doğa kitabını emsalsiz bir yarışma meydanına çeviren bir şiirdir. Hepimiz bu hayat maratonunda ilk yarışımızı bu aşamada vermiş ve milyonlarca rakibimizden üstün olduğumuzu göstererek bu hayat arenasına gelmişiz ve verdiğimiz bu imtihan yine bu hayatta devam ediyor
    Hocam ben burada bir şey sormak istiyorum: hastalıklı veya sakat doğan bebeklerin spermleri kalitesiz mi oluyor? O yüzden mi hasta veya özürlü gelişiyor bebek? Yani başka hiç bir sorunsal faktör yoksa spermin kalitesizliğinden dolayı mı normal bebeklerden farklı oluyor?
    Bu arada çok beğendim makaleyi. Allah razı olsun hocam.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Sakat doğan bebekler daha çok genetik hastalıklarla alakalı. Annede veya babada bulunan gizli mutasyonlar sakatlığa yol açıyor. Yazının altında genetik hastalıklarla ilgili yazımızın da linki var. O yazıda daha detaylı açıklandı.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu