Kemik çok dinamik bir organdır. Sürekli olarak kendini yeniler. Kemiğin ana yapısını kalsiyum oluşturur. Kemiğin içinde bulunan kalsiyumun yoğunluğuna göre “kemik kütlesi” belirlenir. Kızlarda 12-13 yaşında ve erkeklerde ise 16-17 yaşında kemiklerin kalsiyum içeriği en fazladır yani maksimum kemik kütlesine ulaşılmıştır.
İnsanlar yaşlandıkça kemiklerdeki kalsiyum miktarı düşer ve kemik kütlesi azalır. İhtiyarlıkta ise kalsiyum miktarı önemli ölçüde çekilir ve bu yüzden kemikler eğilmeye, boy kısalmaya başlar.
Osteoporoz ise kemik erimesi demektir. Kemik erimesi kemikte mineral maddelerin ve özellikle kalsiyumun aşırı derecede azalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Yaşlılarda görülen bir durumdur.
Kemik erimesi (osteoporozis) ne zaman bulundu?
1830 yılına kadar kemik yoğunluğu ve kemik erimesi diye bir kavram bilinmiyordu. 1830 yılında Jean Lobstein kemiğin mikroskobik yapısını inceledi ve kemikte gözenekler olduğunu tespit etti. Bu gözenekler yaş ilerledikçe artıyordu. Yani kemiğin içi boşalıyordu ve yapısı gevşiyordu, fakat bazı kişilerde bu gevşeme çok hızlı idi ve adeta kemik eriyordu. Bu duruma osteoporosis (kemik erimesi) dendi.
Bu bulgudan kısa bir süre sonra Astley Cooper kemik yoğunluğu ile kemik kırılması arasında ilişki bulunduğunu açıkladı. 1960’larda ise osteoporozisin teşhisi için kemik densitometresi kullanılmaya başlandı. Bugün osteoporoz teşhisi DEXA adı verilen yöntem sayesinde elde edilen verilere göre konulmaktadır. DEXA yönteminde kemikteki mineral yoğunluğu ölçülebilmektedir.
Kuran’da kemik erimesi
1830’lara kadar kemiğin eridiği ve yoğunluğunu kaybettiği bilinmezken bu gerçek Kuran’da bahsedilmişti.
Meryem suresi:
1 – Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
2 – Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya olan rahmetini anmadır.
3 – Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmıştı.
4 – Şöyle demişti: “Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım.”
Bu kadarla da bitmiyor. Son yapılan araştırmalar erkeklerde kısırlık ile kemik erimesinin birbirini tetiklediğini ve aralarında bir ilişki olduğunu gösterdi. Aşağıdaki ekran alıntısında bu gerçek detaylı olarak anlatılmış.
Yine saçların beyazlaması da hücrelerde oksidatif stresin arttığının ve böylece sperm ve yumurta kalitesinin azaldığının bir belirtisidir. Yani saçların beyazlaması da erkelerde sperm kalitesi ile kadınlarda ise yumurta kalitesi ile yakından alakalıdır. Üreme gücü (fertilite) göstergesidir.
Sonuç
Kemiklerin yapısının yaş ile gevşediği ancak mikroskobun bulunuşundan sonra 1830’lu yıllarda anlaşılabilen bir konudur. Ne dersiniz sizce Kuran burada bilimsel gerçeklere uygun haberleri bilerek mi verdi? Verdiği haberler bilime zıt bilgiler de olma ihtimali varken neden Kuran’da hep böyle bilimin onayladığı ve hatta daha yeni anladığı bilgiler var?
Kaynaklar
https://conceivehealth.com/blog/signs-you-need-to-boost-sperm-or-egg-quality/
https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/osteoporoz-kemik-erimesi/
N. C. D. P., & D. (2001). Osteoporosis prevention, diagnosis, and therapy. JAMA, 285(6), 785-795.
Rachner, T. D., Khosla, S., & Hofbauer, L. C. (2011). Osteoporosis: now and the future. The Lancet, 377(9773), 1276-1287.
Kanis, J. A., Melton III, L. J., Christiansen, C., Johnston, C. C., & Khaltaev, N. (1994). The diagnosis of osteoporosis. Journal of bone and mineral research, 9(8), 1137-1141.
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
