Sivri yazılar

Hz. Aişe’nin Peygambere sitemi (Turan Dursun’a cevap)

“Yâ Rasülallah! Vallahi bana öyle geliyor ki, Rabb’in (hanımlarının değil) ancak senin arzunu/rızanı, hoşnutluğunu tahakkuk ettirmek için böyle çabuk davranıyor.” dediği rivayet edilmiştir (Buharî, Nikah, 29; Müslim, Reda’ 49).

Yukarıdaki sözü Hz Aişe Peygamberimize söylemiş midir? Bu söz onun Peygambere inanmadığı anlamına mı gelir? Hz Aişe Peygambere neden sitem etmiştir? Turan Dursun gibi kişiler bu sözü Peygamber’e karşı nasıl kullanıyorlar?

Bu sözü Hz Aişe söylemiş olsa bile şu gerçekleri de bilmek gerekir. Hz Aişe, Hz. peygamber ile karı-koca idi. Karı-koca ilişkilerinde kocanız Amerika başkanı bile olsa zamanla sıradan bir insan olarak görülür. Evin içinde Amerika başkanlığı kalkar, çekişilecek birine dönüşür. İster belediye çöpçüsü olsun ister Amerika başkanı olsun benzer şeyler için kocanızla tartışıp, psikolojik üstünlüğü ele geçirmek için olmayacak sözler sarf edebilirsiniz.

Hz Aişe biraz duygusal bir insandı. Rivayetlerden anlaşılıyor ki karısı sıfatıyla Peygamberle gereksiz yerlere çok cedelleşirmiş. Yine böyle bir cedelleşme anında kocasına psikolojik üstünlük sağlamak için böyle kırıcı bir laf etmişse, ettiği bu lafın doğru olduğunu veya Hz Aişe’nin Peygambere inanmadığı anlamına gelmez. Hz Aişe’nin Peygamberi ne kadar sevdiği birçok rivayetlerden anlaşılıyor. Dinini ve Rabbini ne kadar sevdiği de anlaşılıyor.

Erkekler mantığıyla kadınlar duygularıyla (çoğu zaman)

Erkekler akılcı düşünür kadınlar duygularıyla hareket eder. Hz Aişe’nin sinirlendiği zaman bu şekilde ağır laflar ederek kocasını bastırmaya çalışmış olması anlaşılabilecek bir durumdur. Çünkü sinirin gözü kördür, bir anlığına aklı kapatıp adaletten de saptırabilir. Hz Aişe’nin söylediği bu söz sadece psikolojik üstünlük kurmak içindi yoksa Hz Aişe Peygambere sadık ve dindar bir hanımdı.

Hz Aişe’nin çocuksu yapısı

Bir de Hz. Aişe’nin hep çocuksu bir tarafı olmuştu. Peygambere karşı hep gereğinden fazla cesurca davranmıştı. Mesela Hz Zeyneb’i kıskandığı için Peygamberimiz Hz Zeyneb’in yanından geldiği zaman Peygambere “meğafir kokuyorsun” diye bilinen bir tuzak kurması ve Peygamberin buna çok üzülüp moralini bununla bozması, yine sürekli ev eşyası isteyip peygamberle cedelleşmesi, evi bez bebekler ile doldurup peygamberi üzmesi, peygamberle koşu yarışı yapmak isteyecek kadar olgunlaşmamış bir zihne sahip olması, Peygamber’in hanımları arasında bazılarını yanına çekip diğerlerine karşı grup oluşturmak istemesi vb. bunun bazı örnekleridir.

Hz. Sevde, Safiyye ve Hafsa, Hz. Âişe’nin tarafına çektiği hanımlardı. Bu hanımları Ümmü Seleme, Ümmü Habi­be, Meymûne, Cüveyriye ve, Hz. Zeyneb’e karşı mücadele etmek için kullanıyordu. Bu hanımları fazla sevmiyordu.Peygamberin vefatından sonra da Hz Ali’ye karşı ordu toplaması da onun duygularıyla hareket ettiğini ve duygularıyla hareket edince mantıklı hareket etmediğini gösteriyor.

Hz Aişe’nin Peygamber’e karşı tutumunun sebepleri

Bunun sebepleri olarak;

  1. Peygamberin en genç hanımı olmasının vermiş olduğu bir değerlilik
  2. Peygamberin  en yakın arkadaşı olan Hz Ebubekir’in kızı olmasının vermiş olduğu bir değerlilik
  3. Biraz da yaşının küçük olması ve sözünü tartarak konuşacak bir zihni olgunluğa henüz ulaşamamış olması gibi sebepler altta yatıyor olabilir.

Bu sebeplerden dolayı gereğinden fazla nazlanıp, Peygamber’e de dirsek dayayabiliyordu, kocasını kırmaktan çok çekinmiyordu. Hz Aişe’nin, Peygamberimizi gereksiz şeylerden dolayı çok üzdüğü birçok rivayet var.

Peygamberin Hz Aişe’yi boşamak istemesi

Hz Aişe Peygamberi çok üzüyordu. Peygamberin görevini yapmadaki motivasyonunu da mutlaka etkilemiş olabilir. Çünkü peygamber de bir insandı. Evde huzuru olmayanın dışarıda verimi de azalır. Bu yüzden ayet geliyor ki “onlara de ki isterseniz sizi güzellikle boşayayım” (Ahzâb, 28-29) diye. Peygamberimizde bu ayeti ilk Hz. Aişe’ye tebliğ etmesi zaten rahatsızlığının nereden kaynaklandığını gösteriyor, Hz. Aişe’ye istersen Dünya malı verip boşayayım artık beni bunaltma ki görevimi yapayım mesajını veriyor. Hz Aişe ise elbette boşanmak istemiyor. Mutlaka bu ayetten sonra, Hz. Aişe annemiz peygambere karşı daha ılımlı olmuştur. Rivayet edilen kendi sözleri şöyledir:

Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e, hanımlarına kendisiyle beraber kalıp kalmamakta serbest olduklarını tebliğ etme emri gelince o, benden başladı ve şöyle dedi:

– Yâ Âişe! Ben sana bir şey söyleyeceğim. Baban ve annenle istişâre etmeden önce acele olarak cevap vermen gerekmez. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, babamın ve annemin, benim ken­disinden ayrılmamı istemeyeceklerini çok iyi biliyordu. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem sözüne devamla: Allah’u Teâlâ şöyle buyurdu dedi ve Ey Peygamber! Zevcelerine de ki: ″Eğer dünyâ hayatını ve ziynetini istiyorsanız, gelin haklarınızı verip sizi güzellikle boşayayım. Eğer Allah’ı, Resûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz Allah’u Teâlâ, içinizden muhsin olanlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.″ mealindeki Sûre-i Ahzâb, Âyet 28-29’u okudu. Bunun üzerine dedim ki: ″Ben, hangi hu­susta babam ve annemle istişâre edeyim? Ben, Allah’ı, Resûlünü ve âhiret yur­dunu istiyorum.″ Sonra Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in diğer hanımları da aynen benim gibi yaptılar.

Sinir anında mantık kalkar

Onlar da insandı, tartışmalar sırasındaki kadınlık agresifliği ile kocasına üstün gelmek için olmayacak sözler sarf edebilirlerdi. Diğer hanımları Peygambere karşı daha kibar olsa da Hz Aişe biraz daha cüretkardı bu konuda.  Bu şekilde, kocasıyla tartıştığı zaman olayları çarpıtarak sinirle sözler sarf eden, pire için yorganı yakmaya hazır olan çok kadın gördüm ben şahsen. Bu yüzden Hz Aişe bu sözü söylemişse bile hiçbir anlama gelmez. Sinirle söylenmiştir. Muhatabını alt etmek için gerçek olmayan şeylerin çarpıtılmasını çoğu kadınlar kocalarına karşı çok kullanır. Kadınların erkeklerden daha fazla duygularıyla hareket ettikleri, sinirlenince pişman olacakları sözler söylemeye daha yatkın oldukları da bilinen bir gerçektir. Kadınlar alınmasın. Elbette her kadın aynı değil.

Yanlış da anlaşılmasın, Hz Aişe’nin bu sinirle söylenmiş sözü Peygamber hakkında gereksiz şüphe oluşturmaması için Hz Aişe’nin Peygamberle cedelleşmelerini (mücadele) anlatmak zorunda kaldık. Yoksa Peygamberin hanımları annelerimizdir. Aile içindeki insansı meseleleri bizi ilgilendirmez, saygımız sonsuzdur. Hz Aişe, biraz fazla nazlı ve yorucu olsa da Peygamberimizin en sevdiği eşiydi. Genç olmasından kaynaklı olarak hafızası kuvvetliydi, öğretilenleri iyi anlıyordu. Gül dikensiz olmaz misali, Peygamberin bu gülünün de bazen keskin ve incitici bir dili olabiliyordu.

Hz Aişe bu sözü ne üzerine söyledi?

Hz Aişe başta olmak üzere Hz Aişe’nin birlik olduğu Peygamber hanımları Peygamber’i üzüyorlar ve yoruyorlardı. Sürekli bir siyaset güdüp Peygambere her dediklerini yaptırmaya çalışıyorlardı. Fakat Peygamber buna rağmen hepsine eşit davranıyor, her akşam birinin evinde kalıyor, sorun çıkaranları dışlamıyordu. Allah ona bu konuda serbestlik vererek üstündeki yükü hafifletti. Çünkü evde sürekli cedelleşen birileriyle beraber kalmak zorunda olmak her insanın hayat kalitesini düşürür. Peygamberin sırtında ise tüm Müslümanların liderliği gibi çok ağır bir yük varken, kadınların cedelleşmeleri Peygamberin motivasyonunu düşürüyordu. Böyle bir durum elbette tüm İslam’ın kaderiyle alakalı olduğu için Allah yol gösterici oldu ve istediği eşiyle istediği kadar kalmasında kendisi için bir günah olmadığını belirtti. Hz Aişe ise bu ayetten sonra muhtemelen o günlerde arası açık olan kendisine daha az uğrayacağını anladı. Bu durum hiç hoşuna gitmedi ve sinir ve duygusallıkla o yakışıksız lafları etti.

Kısaca

Hz Aişe’nin Peygamberimizle sık sık mücadeleye girdiği, kendi dediklerini yaptırmak için Ona karşı sürekli nazlandığı, Meğafir kokusu meselesinde olduğu gibi bazen ağır planlar kurduğu, diğer bazı hanımlarını da bu konularda örgütlediği rivayetler arasında yer almaktadır.

Hz Aişe’nin yaşının küçük olup erişkin hanımları kadar olgunluğu bulunmaması, Hz Ebubekir’in kızı olmasında ve gençliğinden dolayı gelen artı değerleri de Onu biraz daha serbest yapmıştı. Hz Peygamberin genel motivasyonunu düşüren tüm bu durumlara karşı Allah’ın İslam’ın iyiliği için müdahil olması gayet yerinde olmuştur. Fakat ayeti ilk defa duyunca muhtemelen bir anlık duygularıyla, ileride pişmanlığını duyacağı bu büyük lafı etmiş olabilir. Bunu da duygusal ve yaşı küçük bir kadın olmasına bağlayabilirsiniz. Yine de Peygamberin hanımları annelerimize saygımız ve sevgimiz sonsuzdur. Bir anlık duygusallıkla yaptığı hatayı da Allah’ın bağışlayacağını umarız.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

3 Yorum

  1. Hocam , Peygamberimizin Hz Aişe ile neden evlenmiştir. Bunun cevabı daha önceden verildi ( genç olduğu için ev içindeki sünnetlerini diğer müminlere bildirsin vs.vs.) ama Hz Aişe çocuk aklında kalmış. Peygamber efendimiz çocuk değil de biraz daha büyük biriyle evlense olmaz mıydı?
    Bir saygısızlık ettiysem affola.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. hanımlarının çoğusu zaten 50 ve 60 yaşlarındaydı. Olgun hanımları zaten vardı. Hz Ayşe’nin de Peygamber evine katkıları olmuş. Hafızası kuvvetli olduğu için Peygamberin yaşantısını sonraki nesillere daha iyi aktarabilmiş.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  2. Muhtemelen Allah ,Peygambere bu ayeti çok çabuk indirmişti. O yüzden hz. Ayşenin şaşkınlığını bu söylediği sözle dile getirmiş olduğu anlaşılıyor. Yani ayetin çabuk inmiş olmasından dolayı biraz şaşkınlıkla söylemiş gibi de durmuyor mu?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu