Sivri yazılar

İslam’a hizmet ediyorum diye yola çıkanlarda neden kıskançlık ve rekabet duygusu gelişiyor?

Tamamen spontane hazırlıksız bir şekilde sizinle önemli gördüğüm birkaç sorunu paylaşmak için klavyenin başına geçtim. Bu yazı, dine hizmet ediyorum diye yola çıkanların biraz ilim öğrenince hemen insanlarla mücadeleye girişmeleri üzerine, kutuplaşmaları üzerine, kıskançlıkları ve hasetleri ve görülmek hırsları üzerine olacaktır.

Şu an 42 yaşındayım, 3 senedir bu sitede yazı yazıyorum. Uzun zamandır da Müslümanların sosyolojik yapılarını, gruplaşmalarını, çekişmelerini izliyorum. Her devirde Müslümanlar din adına hizipleşecek ve birbirlerini tekfir edecek bir şeyler mutlaka bulmuşlardır. Her hizip, dinin tek kurtarıcısı olmuş, kendi gibi düşünenler için Cennet vaad edilmiş, geri kalanı ya kafirdir ya sapıktır, ya da Cennet’te düşük mevkilere yerleşecekler.

Eskiden mesela iyi mezhep kötü mezhep diye birbirimizi suçladık, fırkalaştık. Emperyalistler de bu hizipleşmemizi iyi kullandı ve şimdi Ortadoğu’da Müslümanı Müslümana kırdırarak dengeleri sağlıyorlar. “sünnileri şiilerle, şiileri sünnilerle dengeleyin, toprak vaad edin, silah verin, birbirlerini dengede tutsunlar”. O emperyalist yöneticilere sorun bakın ki Müslümanları kendi içinde nasıl hizipleştireceklerini nasıl da iyi biliyorlar. Ağzınız açık kalır ki bunlar bizi nasıl bu kadar iyi tanıyor diye.

İlgili Makaleler

Ama sadece konu mezhep çatışmaları da değil ki. Müslümanlar bin bir türlü hizip çıkarıyorlar zaten, senin cemaatin kötü, benim şeyhim hepinizinkinden üstün, senin görüşün modernist, sen hurafecisin, sen uydurulmuş dine mensupsun, sen mealist dinine mensupsun, sen falancısın, bu adam neciymiş, hocam yazılarını okuyacam da sen necisin vs. vs. Ne kadar şeytanın ellerini ovuşturarak dinlediği sözler bunlar… Şeytan müslümanların kısır çekişmesini görünce beş beş oluyordur. Şeytanın sağdan yaklaşması da bu olsa gerek. Birine yaklaşıyor diyor ki bunların dini anlayışı doğru değil, sonra gidip ötekisine de aynısını diyor. Şeytana demelisiniz ki “hayır teferruatlarda farklı düşünebiliriz ama hepimiz Allah ve Resulüne iman eden müslümanlarız, biz birbirimizle uğraşmayız, aksine yardımlaşırız, BİTTİ“.

Yazılarımı takip edenler bilirler, müslümanlar arasına atılan her türlü fitneye, ayrılığa, gruplaşmaya, ötekileştirmeye, şeytanlaştırmaya karşıyım. Herkes Allah’ın kendi gibi düşündüğünü zannediyor ama Allah Kuran’da hiçbiriniz gibi düşünmüyor. Ana esaslarda birleşin, kendine müslümanım diyen kimseyi kafir görmeyin, ayrılığa düşmeyin, bölünüp parçalanmayın. Bu söylediğim 3 emri de Allah veriyor:

Rum 32: Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.

Allah bu ayeti niye indirmiş, müslümanlar akıllı olsun bunu yapıp fırkalara, gruplara, hiziplere ayrılmasınlar diye.

Casiye 17: Onlara, buyruklardan, apaçık, açıklayıcı bilgiler verdik. Sonra onlar, kendilerine ilim geldikten sonra hırslarına kapılarak ayrılığa düştüler. Rabbin, ayrılığa düştükleri konularda Kıyamet Günü hüküm verecektir.

Bu ayet de insanın düşeceği bir tuzaktan bahsediyor ki, biraz ucundan köşesinden ilim sahibi olanlar hemen birbirlerine dirsek dayayıp, burun kıvırmasın, kibirli kibirli her şeye itiraz eden, kimseyi beğenmeyen, sürekli kendini göstermek için muhalafet eden tiplere dönüşmesinler. İlmini kimseyle yarıştırmak zorunda değilsin, kimseye kendini ispatlamak için insanları çürütmekle vakit geçirmek zorunda değilsin. İhlas bu değil. Bu ancak ego tatmini peşinde koşmaktır.

Ali İmran 103: Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.

Allah müslümanların fırkalara ayrılmasını istemiyor. Müslüman da diyor ki “Devlet Allah’ın kitabını uygulamıyor”. Eğer Allah’ın kitabını uygulamamak kafirlikse bu sözü söyleyenlerin ekserisinin durumu daha kötüdür, çünkü Allah’ın sözlerini uygulamayıp binbir türlü müslüman fırkasıyla cedelleşme ve firak içindeler. Oysa Allah daha ne kadar açık desin ki “müslümanlar fırkalara ayrılmasın, herkesin yanındaki ile sevinip de ‘yaşasın biz Cennet’e gideceğiz diğerleri hep Cehennemliktir’ demeyin” diye. Daha nasıl bir emir bekliyoruz. Daha nasıl bir ayet gelmeliydi ki biz bu ayetleri uygulayalım. -“Ama hocam biz din doğru anlaşılsın diye diğer müslümanlarla mücadele ediyoruz.” İyi ama sizin karşınızdaki adamlarda aynısını düşünüp sizle mücadele ediyor. Yani aslında siz din için mücadele etmiyorsunuz, kendi yorumlarınızın kazanması için mücadele ediyorsunuz. Din sadece bir zümrenin yorumlarıyla şekillenecek bir şey değildir ki. İnsanların yorumları yüzünden mezhep kavgaları, ekol kavgaları, cemaat kavgaları çıkarmaya değer mi? İnsanların kendi akılları var. Siz düşüncenizi anlatabilirsiniz, yaymaya çalışabilirsiniz ama sizin gibi düşünmeyen müslümanlarla aranızda husumet oluşturamazsınız. Buna hakkınız yok. İşte asıl dinin parçalanması budur.

Zaman ateizmin, deizmin, dinsizliğin her yeri kuşatacağı gittikçe dindar insanın kalmayacağı zamandır. Bu zamanda “benim din anlayışım sahih seninki batıl” diye fitne çıkarmak, kavga ve ayrılıklar çıkarmak dine en büyük ihanettir. Zaman, ayrışma zamanı değildir, zaman herkesin “herkesin dini kendine” deyip fikir ayrılıklarıyla boğuşmaktan kaçınması zamanıdır. Eğer bir şeyleri taassup derecesinde savunuyorsanız, muhtemelen ben taassup sahibi olmadığım için ileride beni beğenmeyecek ve dirsek dayamaya çalışacaksınız. Ben de kimseyle uğraşmak istemediğim için böylelerini internet ortamında engelleyebilirim. Haklarını helal etsinler.

Biz müslümanlar Kuran’ın ana ruhunu arkaya atmışız, Kuran’ı kendimize uygulamıyoruz. Müslümanım diyenden, Allah bir Resul hak diyenden dinsiz olmaz. Belki Hz Musa’nın dediği gibi aramızdaki beyinsizler olurlar ama yine bizim kardeşlerimiz olurlar.

Araf 155: Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: “Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli’mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın.”

Ne kadar beyinsizlik de etsek birbirimizle uğraşmamalıyız, herkes kendi yanındaki din ile övünüp de ötekine berikine saldırmamalı, sakin olmalıyız, kuvvetimizi ve varsa ilmimizi İslam’ın dışından gelen insanları güzelce ikna etmek için harcamalıyız. Birazcık ilim sahibi olduk diye onu nasıl çürütürüm, buna kendimi nasıl ispatlarım, en çok takipçiyi veya müridi ben nasıl toplarım, kendimi çok takipçili nasıl gösteririm diye uğraşmamalıyız. Bunları yapanlar da müslümandır, kardeşimizdir ama herkesi yanlış yolda görüyorken asıl yanlış yolda olanlar asıl beyinsizler takımı işte bunlardır. Böyleleriyle de uğraşmam, hadlerini bildirip fitne çıkartmak istemem, Selametle der kendi işime bakarım.

Benim yolum bellidir, açıkça İslam içinde dinsizliğini gizleyip dine zarar vermek için münafıklık edenler dışında (ki bunlar peygamberimize iftira atarak kendilerini belli ediyorlar) hiçbir müslümanı, müslüman grubunu vs. dışlamamışım, karşıma almamışım, uğraşmamışım, çürütmeye çalışmamışım, ayrılık çıkarmamışım. En uç fikirli olanlar bile benim için müslümandır BİTTİ. Yanlışları varsa da benim de var, ben hizip, fitne çıkarmam,, ama fitne çıkarmaya çalışanlardan uzaklaşırım, selametle der geçerim. Allah zaten herkese hak ettiğini er geç verir.

Furkan 63: Rahman’ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman (tartışmadan), “selâm!” der geçerler.

Eğer müslümansanız, müslümana çelme takmaya çalışmayın, kimseyi çürütmeye çalışarak ilminizi görkeminizi ispat etmeye çalışmayın. Bunlar ihlas değildir. İhlassız amel de ne kadar çok olursa olsun yok hükmündedir. Saçıp savrulan tozlar gibidir.

Furkan 23: Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).

Hatta Allah Hristiyan ve Yahudilerle bile ortak noktanızda buluşun, hizip çıkarmayın diyor ama bizler Müslümanlar arasında bile binbir hizip çıkarmışız, bizim gibi düşünmeyen tüm Müslümanları zorla müslüman etmek için sözde cihad yapıyoruz:

Ali İmran 64: De ki: “Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.” Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız.”

Yukarıdaki ayetlerin bir kısmı kafirlerden bahsetse de kafirlerin nifak ve fitne gibi amellerini işleyen tüm insanlar için geçerli bir Sünnetullahtır. Çünkü Müslümanın adı Müslüman olsa da fitne ve iftirak çıkarmada kafirlerden öne geçiyorlar. Oysa Allah’ı hiç dinlemiyoruz, Allah’ın sadece bizi doğru bulduğunu zannediyoruz.

Allah önce biz insanların ve daha sonra Müslümanların içindeki öfke, kin, kibir, haset, riya duygularını musibetler göndermeden temizlesin, ihlaslı yapsın, tartışmalardan uzak duranlardan etsin, fitne çıkaran cahillerden, kaba saba, İslam edebi bilmez insanlardan uzak tutsun ve tüm Müslümanlara Kuran’ı gerçekten anlama şuuru versin.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu