Bilim Kuran'la Çelişmez

67# Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken buldu ( GÜNEŞİN KARA BALÇIKTA BATMASI )

Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken mi gördü, yoksa bu ayet müteşabih bir ayetti de müfessirler gerçek manasını bilmediğinden kelimeye kara balçık manasını mı veriyordular? Kehf suresi 83-98. ayetleri arasında Zülkarneyn’in doğuya, batıya ve kuzeye seferleri konu ediliyor. Her konusu ilginç olmasına rağmen güneşin kara balçıkta battığı şeklinde yorumlanan ayeti de çok ilginç ve altında muazzam bir hakikat barındırıyor.

Zülkarneyn’in gözüne öyle göründü açıklaması yanlış

Öncelikle bu ayeti klasik şekilde şöyle tarif ederler: Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken bulmadı, sadece gözüne öyle göründü. Bazı sitelerde de der ki orada “vecede” kelimesi kullanılmış ve “vecede” kelimesi “Zülkarneyn’in gözüne öyle göründüğünü” gösterirmiş. Oysa “vecede” kelimesinin açık anlamı “bulmak” demektir. Kuran’da bu fiilin geçtiği onlarca ayet vardır ve hepsinde bulmak anlamında kullanılır ve öyle çevrilir.

Şu linkten ilgili ayetleri kontrol edebilirsiniz: https://acikkuran.com/root/wjd

“Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken gördü” diye çevrilen ayette, “gözüne öyle göründü” şeklinde yorumlayacağımız bir neden yok. Ayet açıkça “öyle buldu” diyor. Eğer “öyle gördü” anlamı kast edilecekse Raa رَأَى veya Besaru بَصَرُ kelimeleri Kuran’da görme anlamında sıkça kullanılan kelimelerdir. Bu kelimeler olsaydı “Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken gördü” diyebilirdiniz ama bu ayette böyle düşünmemizi sağlayacak herhangi bir neden yok.

Kısaca, Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken gördü diye çevirenler yanlış çeviri yapıyor. Tek açıklamasının bu olacağını düşündükleri için ayetin çıplak manasını kaydırıyorlar. Oysa birazdan göstereceğimiz gibi kelimelerin ilk anlamları üzerinden bu ayet anlaşılmaya çalışılsaymış, gerçekler zaten zamanla ortaya çıkarmış.

Zülkarneyn kimdir

Zülkarneyn’in kim olduğu tam bilinmiyor. Bu konuda tarihte O’na benzer kişiler olduğu için farklı kişiler tarafından farklı tespitler var. Allah’ın günleri yani tarih insanlar arasında tekrarla döndüğü için (Ali İmran 140) Kuran’da bildirilen Zülkarneyn benzeri şahıslar her devirde var olmuş olabilir. Örneğin tarihte yaşamış Kartacalı Hannon isimli kralın Zülkarneyn benzeri bir sefer düzenlediğini ve kıssada anlatılan olayların bir benzerini yaşadığını 8 nolu yazımızda anlatmıştık. 

Fakat buradaki konumuz Zülkarneyn’in kim olduğundan ziyade kıssada geçen “Güneşin battığı yer” ve “Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken”  buldu ifadeleri olacak. Öyleyse başlayalım:

Zülkarneyn’in seferlerinde güneşin kara balçığa batması

Kuran’da geçen Zülkarneyn’i kısaca hatırlayacak olursak: Zülkarneyn doğuya ve batıya seferler düzenleyen büyük bir kraldır. Önce güneşin battığı yer diye bildirilen bir ülkeye veya şehire veya yere varıyor. Onun yanında zalim bir kavim buluyor ve zalimlik edenleri cezalandıracağını söylüyor.

Kehf 83 – Bir de sana Zülkarneyn’den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.

84 – Gerçekten biz onu (Zülkarneyn’i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.

85 – Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.

86 – Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın.”

87 – O da demişti ki: “Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır.”

88 – “Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardır. Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız.”

Daha sonra güneşin doğduğu yer olarak adlandırılan bir ülkeye veya yere varıyor. Buradaki kavmin ise güneşten korunakları olmadığı belirtiliyor ki en basit anlam olarak bunların avcı toplayıcılar gibi ilkel bir hayat sürdükleri ve yerleşik evlere sahip olmadıkları düşünülüyor. Sonraki yaptığı seferde ise Yecüc ve Mecüc’ü buluyor ve onlara karşı aşılamaz bir set yapıyor.

89 – Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.

90 – Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.

Şimdi burada işleyeceğimiz konu güneşin doğduğu yer ve battığı yer meseleleri. Zülkarneyn güneşi kara balçıklı suda batarken buldu mu diyor? Ayette bir incelik var ki bu inceliği kaçırırsanız ayetin bir yer isminden bahsettiğini anlamayabilirsiniz ve klasik yorumlar gibi ya güneşi Atlas okyanusunda batıyor diye yorumlarsınız ya da Zülkarneyn’in gözüne öyle göründü diye yorumlarsınız.

Son keşiflerle birlikte anlaşıldı ki ayete konu olan güneşin doğduğu ve battığı yer ifadeleri eski Dünya’da iki ayrı ülkeyi temsil ediyor.

İmago Mundi haritasında Güneşin battığı ülke

1800’lü yılların sonunda Irak’ın güneyinde Fırat’ın kıyılarında bulunan bir tabletin Mezopotamya’da kurulmuş Babil krallığına ait olduğu anlaşıldı. Tablet bugüne kadar bulunan ilk Dünya haritasını içeriyordu. Tablete İmago Mundi denildi ve yazıları 1899 yılında çözülerek yayınlandı. [1]

Tabletin orta kısmında yani Dünya’nın merkezinde Babil imparatorluğu yer alıyor. Çevresinde ise Asurlular ve Urartu medeniyetleri gösterilmiş.[2] Bunların etrafında ise 7 adet üçgen yapı mevcut, bunlara adalar deniyor. Tabletin yarısı bulunabildiği için bu üçgen yapıların bir kısmı görünmüyor, fakat üzerindeki açıklama kısmından bu üçgenlerin nereyi ifade ettiği biliniyor. Aşağıdaki resimlerde bu tablet ve modern çizimi görünüyor.

babylonianworldmap15

Bu üçgenlerin her biri bir ülkeyi göstermekte olup bu ülkeleri şu şekilde adlandırmışlardır.[3, 4]

Üçgenlerin gösterdiği ülkeler

Birinci Üçgen, Arabistan yarım adasını ve okyanusu göstermektedir.

İkinci Üçgen, güneşin battığı ülkeyi gösterir.

Üçüncü Üçgen, kuşların bile varamayacağı deniz ötesini göstermektedir. Muhtemelen Akdeniz’i boylu boyunca tanımlamaktadır. Ulaşılamazdır.

Dördüncü Üçgen, gece parlak yıldızların olduğu kuzey batıyı göstermektedir.

Beşinci Üçgen, karanlık kuzeyi yani kuzey kutbunu göstermektedir.

Altıncı Üçgen, yeni gelenlere saldıran boynuzlu boğanın ülkesini göstermektedir.

Yedinci Üçgen, güneşin doğduğu ülkedir.[8]

Güneşin doğduğu ve battığı ülkeler

Buradan anlaşıldığına göre eski Mezopotamya’nın “Güneşin doğduğu ülke” ve “Güneşin battığı ülke” diye adlandırdığı iki ülke vardı. Bu ülkeler muhtemelen devrinin büyük yerleşim yerlerini anlatıyordu.

Güneşin doğduğu ülkeden kasıt Hindistan, Çin veya Japonya gibi uzak doğu ülkeleri olabilir, İslam ansiklopedisinde Japonya’nın Şintoizm dini başlığında şöyle bir bilgi alıntıladım:

“Japonya kelimesinin Japonca’daki karşılığı olan Nippon (Nihon) “Güneşin doğduğu ülke” anlamına gelir. Japon bayrağını oluşturan beyaz zemin üzerindeki büyük kırmızı nokta güneşi temsil eder. Ayna da güneş tanrıçası Amaterasu’nun ışığını yansıtması sebebiyle kutsal sembol olarak tapınaklarda ve evlerin ibadet mekânlarında bulundurulur.”

Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/sintoizm

Peki güneşin battığı ülke ile hangi medeniyeti kast etmiş olabilir bakalım.

Mısır ve Heliopolis şehri

Eski Mısır’lıların taptığı bilinen en eski Tanrı’nın ismi Atum’dur. Milattan önce 2345 —2181 yıllarında Eski Mısır’da Ra-Atum veya Atum-Ra inancı yani “Akşam Güneşi”, “Batan Güneş” inancı ortaya çıkmıştır. [5] Atum özellikle akşam güneşi ile bağlantılıdır.[6] Bu dinin ana tapınağı Heliopolis (Güneş şehri)dir. Bu günkü Kahire’nin yakınlarındadır. Büyük Ra tapınağının güney doğusunda Atum-Ra yüksek rahiplerinin mezarları bulunmuştur (M.Ö 2345-2181).

Heliopolis şehrine Arapça’da “Ayn Şems” denir. Ayn kelimesi göz demek olup Ayn Şems  demek Güneşin gözü veya Güneş’in kaynağı anlamındadır. Nil Nehrinin 8 kilometre doğusundadır.[5]  Tevrat’ta geçen ismi “ir hašemeš’ (Güneş Şehri)’dir.[7] Yunancadaki ismi ise Helios olup yine Güneş şehri demektir.

İşte İmago Mundi haritasında gösterilen Güneşin battığı şehir veya ülke muhtemelen burası idi ve Kuran da güneşin battığı yer derken burayı tarif ediyordu. Buradan çıkaracağımız sonuç ise Zülkarneyn’in batıya olan seferinin Mısır’a ve Heliopolis şehrine olabileceğidir..

Zülkarneyn’in mücadele ettiği ve Horus’un gözüne tapan tapınakçılar

Bu Heliopolis kentinin tapınılan Tanrısı ise Atum ve Ra’dır. Atum-Ra güneş Tanrısı demektir ve bu kentte Atum-Ra’nın tapınağı vardır. Atum-Ra’nın sembolü ise güneşin içine battığı bir göz sembolüdür. Bu sembolde güneş Atum-Ra inancını temsil eder, tek göz ise Horus’un veya Ra’nın gözünü temsil eder. Bu sembol tapınağın ve şehrin her yerinde vardır. Gözün sağ yanında Nekhbet ve sol yanında ise Wadjet durmaktadır.[5]

Ekran Alıntısı.PNG

165073180-612x612.jpg

Horus’a ve Atum-Ra’ya  tapınma ayinlerinde kullanılan bu öğretiler hiçbir zaman kaybolmadı, gizli örgütler tarafından kendilerini gizleyerek sürekli devam etti. Bu göze daha sonra tapınakçılar ve masonlar hizmet etmeye devam etti ve efendileri Horus’un Dünya’nın sonuna doğru yeniden Dünya’ya getirileceğine olan inanışlarını korumaktadırlar. Mason örgütleri ve İlluminati gibi bu göze sadık olan örgütler göze “herşeyi gören göz” adını verirler. Bu gözün piramitin tepesinde yer alması da zaten kaynağını (Mısır’ı) gösteriyor. Ve tek gözlü efendileri Horus’u veya Ra’yı zamanın sonunda beklemektedirler. Bu örgütlerin sadece isimleri bilinmektedir fakat ayinleri ve yaptıkları işler çok gizlidir. Bunların bazıları: İlluminati, Masonluk (en halka açık olanı), Opus Dei Örgütü, Kuru Kafa ve Kemikler Tarikatı, Trilateral Komisyonu, Ku Klux Klan Örgütü, Bohemian Klübü, Gül – Haçlılar Örgütü, Majestic 12 Örgütü, Tapınak Şövalyeleri, Thule Society Örgütü, Bilderberg Grubu’dur.

Bu sembole ayrıca Yahudi inanışında da “herşeyi gören göz” denir. Güneş bu gözde doğar ve batar. Piramitin içinde Horus’un gözünün tarif edilmesi antik Mısırlılar zamanında olmamıştı. Bu tasvirin en erken olarak Rönesans devrinde kullanıldığınına dair kayıtlar var. Fakat gözün içinde güneşin batması tasviri tamamen antik Mısırlılara ait bir tasvirdir ve mitolojik Tanrılarını simgeler.

Rönesans’ta bu göz tasvirine piramit eklenerek, örgütün çıkış kaynağı gösterilmiş oldu.

Şimdi bu bilgiler ışığında Kehf 86 ayetine bakalım:

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ

“Güneşin battığı yere ulaştığı zaman, onu kara bir Ayn içinde batarken buldu.”

Ayetteki ayn kelimesi göz demektir

Güneşin battığı yer Babilliler de bir ülkenin ismiydi.

Ayette kullanılan Ayn kelimesi ise göz anlamında olup, eski müfessirler tarafından güneşin gözde batmasına bir anlam verilemediği için, Ayn kelimesinin yan anlamını esas alarak güneşin bir su gözesi yani bir su pınarı içinde battığını anlattığını düşünmüşler. Oysaki ayetin Arapçasındaki Ayn kelimesi asıl anlamıyla göz demektir.

Ayette geçen hamietin kelimesi ise kara anlamına gelir. Meal yazarlarının kullandığı pınar veya kara balçık tabirleri bu kelimenin ikinci anlamlarıdır. Ayetteki Aynin hamietin kelimesinin ilk ve çıplak anlamı “kara göz”dür. Kara balçık diye neden meal veriliyor. Çünkü hamietin kara demek ve bu pınar suyunun kara olması nasıl olur? Eğer çok bulanık, karışık olursa kara görünür. Bu durumda ise bu pınar balçık gibi birşey olur. Bu yüzden kara kelimesinden dolayı bu pınarın balçık olabileceğini düşünmüş ve kara balçık demişler. Çünkü çıplak anlamı olan “kara göz” anlamını ayete yakıştıramamışlar.

Eğer Kuran’da Ayn kelimesinin geçtiği ayetlere bakacak olursanız çoğunlukla göz anlamında kullanıldığını ve daha az olarak da su gözesi (yani pınar, çeşme) anlamında kullanıldığını görürsünüz. Örneğin aşağıdaki tabloda birkaç ayn kelimesini verdim ve su gözesi anlamında olanların altını çizdim, göz anlamında olanlar ise çizilmeyenlerdir.

Bu anlattıklarımı toparlayacak olursak, bir Mezopotamya kralı olan Zülkarneyn batı yolculuğunu Mısır’a yapmış ve İmago Mundi haritasında belirtilen “Güneşin battığı ülke” tabiri ile Mısır’a ulaşmıştır. Orada putperest insanlar buldu ki bu insanlar Güneşin battığı göze tapıyorlardı. Burada gördüğü hiyerogliflerde güneş gözün içinde batıyor olarak tasvir edilmişti ve Kuran, Zülkarneyn’in bu seferinin nereye olduğunu belagatlı bir şekilde anlatmıştı. Tarihin sonunda Dünya’yı fesada verecek bu gizli topluluğun yeryüzünde zalimlik ettiğini ve Zülkarneyn’in zalimlerin üstüne gidip onları cezalandıran bir kral olduğunu, Allah’a hizmet için yeryüzünü dolaştığını bu şekilde anlıyoruz. Zaten Zülkarneyn’in bu ülkede bulduğu insanların zalimlik yaptığını söylemesi ve zalimleri cezalandıracağını söylemesi ile bugün aynı göze tapan insanların topluluklarının herkesçe malum olan zalim entrikaları bize doğru yolda olduğumuzu gösteren bir yol işaretidir.

Güneşin gözü şehri

Bu tapınakların bulunduğu şehrin ismi de Heliopolis “Güneşin gözü” anlamına geldiği için ve güneşin içine battığı göz simgeleriyle donatılmış bir şehir olduğu için ayette “güneşi kara gözde batıyor buldu” denmiştir. Çünkü kara gözde güneşin batması bu şehrin simgesiydi ve Heliopolis demekti.

Bu ayet eski Müslümanlardan çok, Dünya’nın sonunda gelecek Müslümanlara mesajlar taşımaktadır. Bu ayetin gerçek manası ancak çağımız Müslümanları tarafından anlaşılabilmiştir ve mesajı bizleredir. Tek göze tapanlara dikkat çekilmek istenmiş ve bunların zalimler olduğu haber verilmiştir. Bu tek göze tapanlar da tarihin hiçbir devrinde şimdiki olduğu kadar güçlenip zalimleşmemişlerdi.

Kısaca, bu ayete “Güneş’i bir pınar içinde veya kara balçık içinde batarken buldu” anlamı vermek yanlış bir mealdir. Kelimenin ilk anlamını kullanırsak doğru anlam şu şekilde olmalıdır: “Güneşin battığı yere (denilen ülkeye) varınca, ‘kara bir göz içinde bir güneş batımı’ buldu” Kehf86

Kaynaklar

  1. Smith, C.D., Imago Mundi’s logo the Babylonian map of the world. 1996.
  2. http://www.ancientpages.com/2015/09/10/imago-mundi-famous-babylonian-world-map-is-the-earliest-known-in-the-world/.
  3. https://www.thevintagenews.com/2017/01/08/imago-mundi-is-the-name-of-the-babylonian-map-which-is-the-oldest-in-the-world/.
  4. https://traveltoeat.com/babylonian-world-map-british-museum-london/.
  5. https://infogalactic.com/info/Heliopolis_(Ancient_Egypt)
  6. Wilkinson, Richard H. (2003). The Complete Gods and Goddesses of Ancient Egypt. Thames & Hudson. s. 205
  7. http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/833/SonYor/10153/Mete-Firidin/Gozdeki-Batan-Gunes (Bu yazıdan geniş olarak yararlanılmıştır.)
  8. http://www.myoldmaps.com/maps-from-antiquity-6200-bc/title-babylonian-world-map/103babylonian-world-map.pdf

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

7 Yorum

  1. İki dağ arasına yetecek demiri ve bakırı sanki bulup getirmek çok kolay normal sıradan bir şeymiş gibi Zülkarneyn ora halkına “bana demir,bakır.getirin ” demesi daha garip değil mi ? Sanki bakkala ekmek almaya gönderiyor..halk demiri bakırı buldu diyelim..bu arada aradan epey zaman geçecek.yecuc mecuc fırsatını bulup kaçabilirdi..niye kaçmadı.zülkarneyn yecuc mecucu geçici olarak felç mi etti ? .duvarı örünce yecüc mecüc orda havasız ,karanlıkta nasıl yaşayacak ? .enterasan..bunlara inanmayınca cehenneme.giriyoruz öylemi.? detaylı kitap deniyorda,detay gören beri gelsin..

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. İki dağ arasına set kurunca iki dağ arasını tamamen doldurman gerekmiyor. Kafkasyadaki derbent geçidini kapatan demirkapı setti kuzeyli azgın kavimlerin güneye inmesini engellemek iöin yapılmıştır ve tıpkı Zülkarnryn setti tarifine uyar. Demir ve bakır kullanılarak yapılmıştır.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  2. Burda ki ve bir çok yerde ki anlatımlar birebir çevrilemez. Zülkarneyn; İngilizlerin atası olan Keltlerde ki tanrı Cernunnos, Türklerde ki Oğuz Han ve birbirinden bağımsız zaman ve mekanlarda yaşamıs zaman ve mekan yolculuğu yapabilen ve bir çok bilgiye sahip olan kişdir. Balçıkta batan güneş muhtemel kara deliğin (kara bir göz içinde) yuttuğu bir güneş ve sisteminde bulunduğu uygarlıkla alakalıdır. Yecüc ve mecüc dedikleri dış dünyadan gelen muhtemel solucan deliği ile dünyayı istila etmeye çalışan varlıklar. Aslında kapattığı iki dağ arasında ki solucan deliğidir.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  3. aklıma sen güneşin balçığa battığını söyleyen bir kitaba inanıyorsun diye alay eden adam geldi. Bu yazıya denk gelmesi dahilinde surat ifadesini çok merak ediyorum doğrusu…

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  4. Hocam Kehf 90.ayette “Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.” buyruluyor. Güneşe karşı örtü olmaması ne demek? Kutuplar kastediliyor olabilir mi?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Zannetmiyorum, kutuplarda birkaç ay güneşin doğmadığı noktalar var. Yani yılda birkaç ay güneş hiç olmuyor, perdeleniyor. Bence bunlar Afrikalılar gibi savana’da düzlüklerde yaşayan ev yapmayıp vahşi doğada hayat süren insanlar olsa gerek. Zaten güneşin doğduğu yerde onları buldu diyor. Yani doğuda yaşayan insanlar bunlar. Bir ihtimal Hindistan’da vahşi hayat süren insanlar da olabilir. Çünkü muhtemelen İmago Mundi haritasında güneşin doğduğu ülke dedikleri Hindistan idi. Hindistan doğu ülkesidir.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  5. 18:86.

    1886 – Özgürlük Heykeli, Fransızların hediyesi olarak New York’a dikildi.

    Fransa Mason Devlet olarakta bilinir. 86.ayete atfen örnek vermek istedim.
    Ayrıca Hüsna ayetin son kelimesi ve bayan ismi. Özgürlük Heykeli de kadın. New York Doğudan bakınca güneşin battığı yer görünüyor.

    18:86
    Bu arada Newyork Masonluğun en güçlü olduğu yer sanırım.
    18.sure 89.ayet

    Sonra yine bir yol tuttu.

    1889 Alman fizikçi Martin Brendel auroraları ilk kez fotoğrafladı.

    Aurora kutuplardaki kuzey ışıkları olarak biliniyor. Güney Kutbunda da oluşuyor ama Kuzey Işıkları tabiri daha yaygın. Bu da akla Rusya’yı getiriyor Allahu alem
    18.308180,90.228933

    Koordinatları Bangladeş’in hemen güneyini gösteriyor. Bangladeş evvelden Hindistan’a bağlıydı.
    Kusura bakmayın tek elle yazdığım için kısa kısa yorum yapıyorum diğer elimde eldiven var. Bu yorumu silebilirsiniz önceki yorumları da tek yorumda isterseniz birleştirebilirsiniz. Saygılar.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu