Kuran Mucizeleri

314# Kuran’ın değiştirilmediğini nereden biliyoruz? Kuran’da çift ve tek mucizesi

Konu: Kuran değiştirildi mi? Kuran’da tek ve çift mucizesi. Kuran nasıl kitap haline getirildi? Kuran nasıl korundu? Kuran’ın değiştirilmediğini nereden biliyoruz gibi sorular bu makalede anlatılacaktır. 

Kuran’ın Kitap Haline Getirilmesi ve korunmuş olması hakkında yazılmış birçok kitap mevcuttur. İnternette “Kuran tarihi kitabı” diye araştırma yaparsanız birçok kitap. Ama maalesef tarihi kayıtlar çelişkili ifadelerle dolu olduğu için bu kitapların hiçbiri Kuran’ın ayetlerinin sayısının değiştirilmediğini ve korunmuş olduğunu kesin bir şekilde tarihi verilerle ispatlayamamaktadır. Aksine birileri tarafından bu çelişkili tarih verileri insanların akıllarını karıştırmak için kullanılmaktadır.

Kuran’ın korunması tarihi

Biz bu yazıda Kuran’ın kitap haline getirilmesi ve azami gayretlerle korunması sürecini özet olarak anlatacağız. Yazının yarısına kadar Kuran nasıl korundu sorusunu tarihi verilerle anlatacağız. Yarısından sonra ise Kuran’ın müthiş bir matematiksel mucizesini paylaşarak, neden Kuran’da eksik ayet veya fazla ayet yoktur sorusunun cevabını vereceğiz. Bu mucizeye sizin de tanık olmanızı isteriz.

İlgili Makaleler

Kur’an’ın kitap haline getirilmesi ve çoğaltılması konulu akademik makale ve tezlerde ise çoğu rivayetlerin birbirleriyle örtüşmemesinden dolayı “tarihi verilerden net bir bilgi edinemiyoruz” diye sonucu bağlamışlardır. Buna rağmen çoğu akademik çalışma zayıf rivayetler üzerinden kendileri de şüpheye düşerek bir ihtimal Kuran’ın toplanması sırasında küçük aksaklıklar yaşanmış olabilir diye belirtmişlerdir.

Kuran değiştirildimi

Fakat Kuran’ı sadece tarihi rivayetler üzerinden anlamaya çalışan bu insanların çağımızda ortaya çıkan ayetlerin mucize ahenkli örgülerinden haberi yoktur. Olsa idi bu konuda şüpheye meydan vermeyecek derecede Kuran’dan ne bir ayet çıktığında ne de bir ayet fazladan girdiğinde şüpheye düşmezlerdi. Peygamberin ve Sahabenin Kuran titizliği buna meydan vermez zaten. Bu konuya gölge düşürecek rivayetlerin de uydurma olduklarına yazının sonunda sizin de tanık olmanızı umuyoruz. Kuran değiştirildi mi konusunu anlatmaya başlayalım o halde…

Kuran’ın Kitap Haline Getirilmesi Tarihi

Peygamberimiz Kuran’ın korunması için azami gayret sarf etmiş ve tüm sahabe arkadaşları bu ağırlığı omuzlarında hissetmişler ve çok titiz davranmışlardır. Kuran’ın peygamber zamanında toplanmadığı iddiaları da doğru değildir. Birazdan göstereceğimiz gibi Kuran Hz. Peygamber devrinde toplanmıştır, üstelik tek toplayan Hz. Muhammed’de değildir. Fakat iki kapak arasında ciltleme ve çoğaltma işini halifeler yapmıştır. Kuran nasıl korundu sorusunu süreci içinde cevaplayalım. Kuran’ın korunma süreci şöyledir:

Vahiy hem yazılıyor hem ezberleniyordu

Hz. Peygamber vahiy alınca bunu hem yazdırıyordu, hem de sahabelerine ezberlettiriyordu. Kendi hafızası da çok kuvvetli idi, Kuran’ı ezberden okurdu. Hatta sahabelerden gelen rivayetlerde namazlarda uzun uzun Kuran okuduğu aktarılır.

Rasûlullah (s.a.s.) sabah namazlarında (kıldırırken) altmıştan yüz ayete kadar okurdu.[1]

Öğle namazı başladığı sırada bizden bir kimse Bakî’ mevkiine giderdi ve orada abdestini tazeleyip mescide dönerdi de namazdaki ilk rekâtın uzunluğu sebebiyle Rasûlullah’ın birinci rekâtına yetişirdi.[2]

Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) demiştir ki: “Bir gece (teheccüd vakti) Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’in namazına iştirak ettim. Namazın kıyâmında o kadar uzun durdu (kıraati uzun okudu) ki, neredeyse dayanamayıp yere oturacak ve O’nu namazıyla baş başa bırakacaktım.”[3]

Bunlar Peygamberin kendisinin Kuran’ı çok iyi ezberlediğini gösterir. Bunun yanında diğer sahabeler de Kuran’a âşıktı ve o kadar çok hafız vardı ki Hz. Ebubekir döneminde Müseyleme ile savaşırken 70 hafızın şehit olduğu aktarılır.[4] Yani hafızların sayısı çok fazla idi. Aynı zamanda vahiy kaybolmasın diye anında yazdırırdı.

kuran nasıl korundu

Vahiy katipleri

Peygamberin birçok vahiy katibi olduğu bildirilmiştir.

Zeyd b. Sabit’ten şöyle rivayet ediliyor: “Hz. Peygamber’in komşusu idim, kendisine vahiy geldiğinde beni çağırır ve gelen vahyi bana yazdırırdı.[5]

Ebu Hureyre’den de şöyle rivayet edilmiştir: “Benden, Kur’an’dan başka bir şey yazmayın. Kim benden Kur’an dışında bir şey yazmışsa onu imha etsin.[6]

Zeyd b. Sabit şöyle demiştir: “Hz. Peygamber bana yazdırıyordu ve ben yazımı bitirdiğimde, yazdığım şeyi benden okumamı istiyordu. Herhangi bir hata varsa düzeltiyordu. Bundan sonra ben de hemen insanlara bunları tebliğ etmek için çıkıyordum.[7]

Peygamberimiz Kuran’ı toplu halde evinde saklıyordu

Ebu Abdillah el-Haris b. Esed el- Muhasibi (v. 243/857), Buhari (v. 256/870)’den elli küsur yıl önce doğmuştur. Muhasibi Kur’an’ın Hz. Peygamber tarafından yazıya geçirildiğini nakletmektedir. Muhasibi şunları söyler:

“Kur’an’ın yazılması, sonradan ortaya çıkmış bir yenilik değildir. Hz. Peygamber onun yazılmasını emretmişti. Fakat Kur’an deri, kürek kemiği, hurma yaprağı vs. üzerine dağınık bir vaziyette yazılmıştı. Hz. Ebu Bekir onun bir yerden başka bir yere toplanmasını emretti. Bu, üzerine Kur’an yazılı olan varakların dağınık vaziyette Hz. Peygamber’in evinde bulunması anlamındadır. Hz. Ebu Bekir, herhangi bir parçası kaybolmasın diye onları toplayıp bir iple bağladı.[8]

Yani Hz. Muhammed yazdırdığı ayetleri kendi evinde topluyordu. Hz. Ebubekir de Kuran’ın yeni bir mushafta yazılıp ciltlenmesi aşamasında Peygamberin bu nüshalarını aldı ve kaybolmasın diye iple bağladı. Kuran Peygamberin evinde zaten vardı, halifeler bu Kuran’ı derli toplu tek bir mushafa yazmak için harekete geçtiler.

Kuran’ın değiştirilmemesi için Mushaf halinde toplanması

Kuran’ın tek mushafta ciltlenmesinin hangi halife zamanında olduğu hakkında farklı rivayetler vardır ama genel olarak Hz. Ebu Bekir zamanında tek mushafta ciltlendiği kabul edilir. Yemame savaşı sırasında birçok hafız şehid edilince Hz. Ömer Kuran’ın korunması için bir mushafta toplanması gerektiğini Hz. Ebu Bekir’e teklif olarak götürür. Hz. Ebu Bekir de Kuran’ı bir mushafa yazma işinin başına Zeyd b. Sabit’i getirir. Hz. Ebu Bekir Peygamberin evinden Kuran ayetlerinin yazılı olduğu nüshaları alır ve bunları heyete verir. Sonra heyet, olur ki burada olmayan başka bir ayet kalmasın diye herkese duyuru yapar ve herkes elindeki peygamberin kontrolünden geçmiş orijinal Kuran yazmalarını getirir. Hz. Ebu Bekir tek kişinin getirdiği ayetlerin kabul edilmemesi talimatını verir.

Bu çalışma Medine’deki Mescid- i Nebi’de yapılıyordu ve burada Hz. Ömer, getirilen metinlerin sahiplerine, metinlerinin Hz. Peygamber tarafından kontrol edilip edilmediği konusunda yemin ettiriyordu.[9, 10]

Zeyd bin Sabit, Tevbe suresinin son iki ayetinin yazılı olduğu nüshayı sadece Ebu Huzeyme el- Ensarî’nin yanında bulduğunu söylemiştir.[11] Peygamberimiz daha önce Ebu Huzeyme’nin şahitliği iki sayılır diye bir ortamda dediğinden dolayı bu ayetler, aranan ayetler olarak kabul edilir.

Hz. Ebubekir’in insanlara elinizdeki orijinal Kuran’ın yazılarını getirin diye duyurması, bütün nüshaları birbirleriyle karşılaştırmak ve hata yapmamak içindir. Bir amacı da peygamberin evinden çıkan Kuran ayetlerinde eksik olup olmadığını kontrol etmek maksatlıdır. Yukarıdaki Tevbe son iki ayetinin sadece Huzeyme’de bulunması da bu kontrolün gerekliliğini ortaya koymuştur.

Kuran’ın tek mushafta toplanması böylece yaşayan ilk şahitlerin bizzat kendileri tarafından yapılır ve koruma altına alınır.  

Kuran değiştirilmedi

Hz. Osman devrinde Kuran nasıl korundu?

Hz. Osman devrine gelindiğinde çeşitli Arap kabileleri Kuran’ı kendi lehçelerine göre okuyunca insanlar birbirlerini Kuran’ı değişik okumayla suçlamaya başlarlar. İnsanların Kuran’ı kendi lehçelerine göre okuyabilmeleri izni Hz. Muhammed tarafından verilmişti ama insanlar bu konuya sıcak bakmıyorlardı.

Huzeyfe b. Yeman, Hz. Osman’a gelerek Ermenistan ve Azerbaycan seferlerinde orduda ayetlerin telaffuzunu okumada ayrılıklar çıktığını ve insanların birbirlerini kınadıklarını söyler. Anlaşamadıkları konu ise olmayan bir ayet okumak değil, mevcut ayetlerdeki bazı kelimeleri kendi lehçelerine göre okumaktır.

Bunun üzerine Hz. Osman, Hz. Ebubekir’in yazdığı mushafı çoğaltıp büyük merkezlere göndermeye karar verir. Herkesin bu ana mushafı esas almasını ister. Çünkü insanlar kıraat (okuma) farklılıklarına karşı tahammülsüzdüler.[12]

Kıraat farklılıkları, ayetlerin bazı kelimelerini farklı lehçede okumaktır. Arapça’da kendi içinde yöreden yöreye farklı telaffuzlar veya farklı okuyuşlar olduğu için, peygamberimiz Kuran’ı herkesin kendi lehçesinde okumasına izin vermiştir. Bu izin aslında bir meal iznidir. Yani kıraat farklılıkları Peygamberimizin izin verdiği birer meal olarak kabul edilmektedir. Bizim Kuran’ı Türkçe’ye çevirmemiz orijinal Kuran’a zarar vermeyeceği gibi Arapça içinde farklı kıraatlere çevrilmesi de zarar vermez. Allah Kuran’ı anlaşılsın diye indirdik gibi ayetlerle asıl amacını bildirmiştir. Bu yüzdendir ki Peygamberimiz farklı kabileler tarafından anlaşılmayan kelimelerin kendi dillerinde okunmasına müsaade etmiştir.

Fakat Kuran’ın asıl metni resmi olarak saklı kalsın diye Hz. Osman ana mushafı çoğaltmış ama kabilelerin kendi lehçelerine göre kelimeleri okumasını yani farklı kıraatleri de yasaklamamıştır. Bu yüzden ana mushafın yanında farklı kıraatlerde mushaflar da sonradan yazılmıştır. (bkz. 181# Dünya’da farklı Kuranlar mı var?)

Hz. Osman önce Hz. Ebubekir’in yazdığı mushafı Hz. Hafsa’dan istemiştir. Bu mushaf Ebubekir’den Ömer’e, ondan da kızı ve Peygamberin eşi olan Hafsa’ya geçmişti. Halife Osman bu mushafı dört tane çoğalttıktan sonra Hafsa’ya geri verir. Fakat heyetin kontrolünden geçmemiş olan resmi olmayan mushafların da yakılmasını emreder. Bu sayede kontrolden geçmemiş nüshaların gelecekte problem oluşturmasını önler [13]. Bu yazdırdığı nüshaları 4 önemli kente göndermiştir (Kûfe, Basra, Şam ve Mekke).[14] Kuran bu şekilde korunmuştur.

Bazı ayetler hakkındaki ihtilaflar

Hz. Ebubekir Kuran’ı toplatırken yazılı gelen her ayet için iki şahit istemişti. Sadece Tevbe suresinin son iki ayeti bir sahabinin yanında yazılı bulunmuştu. Bu iki şahit isteme meselesi biraz farklı anlaşılıyor ve sanki o ayetler kimse tarafından bilinmiyormuş da iki şahit onaylayınca emin olunuyormuş gibi algılanıyor. Oysa ki sahabeler Kuran’ı ezberleme yarışı içindeydiler ve içlerinde ashab-ı suffe içinde yetişmiş tam hafızlar da vardı. İki şahit isteme meselesi ayetin doğruluğunu ispatlamak için değildi, o getirilen yazılı ayetin Peygamber tarafından yazdırıldığını, yani orijinal olduğunu anlamak içindi. Bu şekilde tüm ayetleri orijinal nüshalarla kontrol ediyorlar ve Kuran içine bir yanlışın girmesine müsaade etmiyorlardı. Gelen ayetleri peygamberin evinden çıkan ayetlerle de karşılaştırıyorlardı. Kuran nasıl korundu sorusunu yanıtlarken sahabenin hassasiyetini göz önüne almak gerekir.

Bu anlamda Tevbe suresi son iki ayeti tek bir sahabiden geldiğinde o ayetin sahabeler tarafından bilinmediği anlamına gelmiyor. Sadece yazının Peygamberin huzurunda yazılıp yazılmadığını anlamak için şahit istiyorlar. Tek şahit vardı ama hem Kuran’ı toplamakla görevli olan Zeyd hem de hafızlar bu ayetin doğru yazıldığını hafızalarıyla tasdik ediyorlar.[10] Ayrıca Hz. Ömer de bu ayetin doğru olduğuna şahitlik ediyor.

“ Abdullah b. Zübeyr’den nakledildiğine göre Haris b. Huzeyme, Tevbe suresinin sonundaki iki ayetle beraber Hz. Ömer’in yanına geldi. Ömer ona; “ Bunların Kur’an’da olduğuna dair başka şahid var mı? dedi. Huzeyme de: “Hayır, vallahi olup olmadığını bilmiyorum dedi. Yalnız, şehadet ederim ki bu ayeti Resulullah’dan işittim ve ezberleyip kalbime yerleştirdim”. Bunun üzerine Hz. Ömer de: “ Ben de şehadet ederim ki bu ayeti Resulullah’dan ben dahi duydum” dedi.[15]

Yani sahabeler bu gelen yazının Peygamberin yazdırdığı yazı olduğunu bilmek için şahit arıyorlardı yoksa ayetleri bilmiyorlardı diye düşünmek, her gün birbirine Kuran okuyan sahabeler için pek mümkün değil. Zeyd’in araştırdığı şey, yalnızca Kur’an’ın yazılı parçaları değildi, aksine bizzat Hz. Peygamber’in gözetimi altında kaleme alınan ve redaksiyonundan geçmiş ilk el yazılardır.[10]

Hz. Osman zamanında Ahzab suresinden bir ayetin eklenmesi

Hadis kitaplarında geçen bir rivayete göre Zeyd bin Sabit Hz. Osman döneminde Kuran çoğaltılırken Ahzab suresinin 23. ayetini de getirir ve der ki bu ayeti Huzeyme’nin yanında buldum. Böylece bu ayet de Hz. Osman zamanında mushafa aktarılmış olur.

Fakat bu konuda o kadar çelişkili rivayetler vardır ki hangisinin doğru olduğunu bilmek mümkün değil veya bu olayın Tevbe suresinin son iki ayeti olayı ile karıştırıldığını gösteriyor olabilir. Çünkü aynı Zeyd yine Huzeyme’den Tevbe suresinin son iki ayetinin yazılı olduğu nüshayı alıyor. Başka rivayet ise yine aynı Zeyd, Huzeyme’den Hz. Osman zamanında Ahzab suresinden bir ayet getiriyor. Bazı alimlere göre bu Huzeyme aynı bazılarına göre farklı. Ama aynı olayın biraz karıştırılmış versiyonu olması daha mantıklı görünüyor.

Bu konu ile ilgili hadis kitaplarındaki rivayetler şunlardır [10]:

1- Ebu Amr ed-Dani’den yapılan bir rivayete göre Zeyd b. Sabit Resulüllah’dan dinlediği bir ayeti kaybetmişti. Onu sadece Ensar’dan olan bir sahabide buldu. Bu ayet Ahzab suresinin 23. ayetidir.[15]

2- Zerkeşi’den yapılan bir rivayete göre; Zeyd b. Sabit iki ayet kaybetmişti. Bu ayetleri Huzeyme b. Sabit el-Ensari’ nin yanında buldu. Bu ayetler Tevbe suresinin 128 ve 129. ayetlerdir.[16]
3- Kur’an-ı Kerim’in tamamı -Tevbe Suresinin hariç- iki güvenilir şahitlin getirdiği nüshaların doğrulamasıyla yazıldı. Tevbe Suresinin son iki ayeti ise sadece Huzeyme b. Sabit’in yanında bulundu. Hz. Peygamber onun şahitliğini iki kişinin şahitliğine denk saydığı için bu ayet alınıp yazıldı.[17]
4- Buhari’de nakledildiği gibi [18], Zeyd b. Sabit, Tevbe suresinin son ayetini Huzeyme b. Sabit’in yanında bulmuş ve onun şehadetiyle bunları Kur’an’a koymuştur. Haber şöyledir: “ Abdullah b. Zübeyr’den nakledildiğine göre Haris b. Huzeyme, Tevbe suresinin sonundaki iki ayetle beraber Hz. Ömer’in yanına geldi. Ömer ona; “ Bunların Kur’an’da olduğuna dair başka şahid var mı? dedi. Huzeyme de: “ Hayır, vallahi olup olmadığını bilmiyorum dedi. Yalnız, şehadet ederim ki bu
ayeti Resulüllah’dan işittim ve ezberleyip kalbime yerleştirdim” . Bunun üzerine Hz. Ömer de: “ Ben de şehadet ederim ki bu ayeti Resulüllah’dan ben dahi böyle duydum” dedi.[15]
5- Bir başka habere göre, Ahzab suresinin 23. ayeti, yine Huzeyme b. Sabit el- Ensari’nin yanında bulunmuş. Zühri, Harise b. Zeyd b. Sabit’den, onun da, babası Zeyd b. Sabit’den naklettiğine göre; “ Mushafı yazdığımda, Resulüllah’dan duyduğum bir ayeti bulamadım. Onu daha sonra Huzeyme b. Sabit’in yanında buldum” [19] dediği rivayet edilmektedir.
6- Kurtubi’ye göre de Tevbe suresinin son ayetleri Hz. Ebu Bekir zamanında; Ahzab suresindeki ayet ise, Hz. Osman zamanında araştırılıp bulunmuştur.[20]
7- Başka bir rivayette Tevbe suresinin son ayetleri ve Ahzab suresi 23. ayeti, Osman’ın mushafları istinsahi esnasında bulunmuştur.

Anlatımlardaki çelişkiler

Yukardaki rivayetlere baktığımızda şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:
Tevbe suresinin son iki ayeti, 2. 3. 4. rivayetlerde Huzeyme b. Sabit elEnsari’ nin yanında bulunmuş. Ahzab suresinin 23. ayetinin de 5. rivayette aynı şahıs tarafından bulunduğu belirtilmektedir. 1. rivayette ise, Ahzab suresindeki ayetin Ensar’dan biri tarafından bulunduğu rivayet edilmektedir. 3. Rivayette sadece Tevbe suresinin kayıp olduğu belirtilerken, diğer 5. 6. 7. rivayetlerde, Ahzab suresinin 23. ayetinin de kayıp olduğu bildirilmektedir. Diğer taraftan; 6. rivayette, Tevbe suresinin son iki ayetinin Ebu Bekir zamanında bulunduğu belirtilirken, Ahzab suresi 23. ayeti ise, Hz. Osman’ın mushafları çoğaltması esnasında geldiği rivayet edilmektedir. 7. rivayette ise, her iki suredeki ayetin de Hz. Osman zamanında bulunduğu rivayet edilmektedir.[10]

Yani rivayetler birbirine karışmış durumdadır ve muhtemelen Huzeyme’nin getirdiği ayet sadece Tevbe suresinin iki ayeti idi, Ahzap suresi değildi ama birileri karıştırıp Ahzab suresi diye rivayet edince iki farklı rivayet ortaya çıkmış oldu. Ayeti getirenin ve alanın her iki rivayette de aynı isimde olması ve rivayetin birbiriyle çelişkili versiyonları bulunması bunu ispatlıyor.

Farz edelim ki gerçekten Ahzab suresinin bir ayeti sonradan getirildi. Yine sorun olmazdı. Allah’ın ayeti nasıl koruduğunu ve kaybolmasına izin vermediğini gösterir.

Peygamberimizin hadis yazımını yasaklaması

Tarihi kaynaklara göre Hz. Muhammed Kuran’ın korunması ve hadisler ile karışmaması için hadis yazımını yasaklatmıştır:

“Benden Kur’an’dan başka işittiğinizi yazmayınız. Kimler benden Kur’an’dan başka işittiğini yazdıysa onu silsin.”[21]

“Benden bir şey yazmayınız. Kim benden Kur’an’dan başka bir şey yazdıysa onu imha etsin. Benden rivayet ediniz, bir beis yoktur. Kim benim üzerime kasden yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.”[22]

“Bazı kimseler Hz. Peygamber’den işitilenleri yazmak için müsaade istediler, fakat O reddetti.”[23]

 “Biz hadis yazmakla meşgul iken bir gün Hz. Peygamber hücresinden çıktı, bize; ne yapıyorsunuz? dedi. Senden işittiğimiz hadisleri yazıyoruz, dedik. Şöyle buyurdular: “Allah’ın kitabından başka bir kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki kavimler (dinlerine dair) Allah’ın kitabından başka kitap yazdıkları için yollarından saptılar. Bunun üzerine bütün bu yazılanları topladık, açık bir yerde onları yaktık.[24]

Son hadisten anlaşıldığına göre Hz. Muhammed’in hadislerin yazılmasını istemeyişinde başka sebepler de var olabilir. Kısaca bu ifadeler de Peygamberin ve sahabelerin Kuran’ı korumadaki titizliğini ve gayretini göstermektedir.

Ayrıca Kuran’a bazı ayetlerin girmediği yani nesh olunan ayetlerin Kuran’a alınmadığı veya buna benzer rivayetler de var ki bunların sıhhati de sorgulanır. Çünkü birbirleriyle çelişen çokça ifadeler var. Kimisi elinde açık bir kanıt olmadan demiş ki Kuran’ın hepsi yazılmadı, elinizde bulunan sadece yazılanlardır. Kimisi Ahzab suresinin daha uzun olduğunu söyleyip bunu rivayetler yoluyla bir sahabeye dayandırmış, kimisi recm ayetleri Kuran’da vardı keçi yedi demiş, kimisi recm ayetini Hz. Ömer getirdi ama kabul etmediler demiş, kimisi İbni Mesud’un mushafında Nas ve Felak yoktu demiş,  falan filan… Mantıkları, onlarca açıdan çürütülebilecek birçok rivayet zamanla oluşmuş. Hadislerin sıhhat kriterlerine mantığa uygunluk koşulu konulsaydı birçoğunun mevzu diye elenmesi gerekirdi. Örneğin, bir keçi, recm gibi unutulması imkânsız bir ayeti yatağın altında bulup yediyse, ayetin yatağın altında ne işi vardı ve hadi onu yediyse herkesin aklından da mı ayeti yedi diye bir mantık kurarsınız vs. [10]

TEK VE ÇİFT MUCİZESİ

Bu konuda aktarılmış her rivayeti çürütecek başka bir rivayet var. Bu yüzden tarihi verilerin güvenilirliği bir yere kadar. Biz bu bazı rivayetleri ve neden mantık süzgecinden geçmediklerini burada tek tek açıklamayacağız, bunları tarihsel kanıtlarla doğrulamak veya yanlışlamak imkânsız. Bu sadece vakit kaybı. Yine herkes istediğine inanacak. Bunun yerine Kuran’ın ayetlerinin tam olduğuna, Kuran’ın değiştirilmediğine ve bir tane bile eksik ya da noksan olmadığına dair matematiksel bir şifreyi göstereceğiz. Evet, Rabbimiz Kuran’a özel bir “TEK VE ÇİFT ALGORİTMASI” koyarak kitabını kriptolamış. Üstelik öyle bir algoritma ki çok üst düzey işlemcileri olan bilgisayarlar olmadan insan aklıyla benzer bir algoritmayı kurmak imkânsız. Eğer ben yapabilirim diyen varsa buyursun denesin. Gelişmiş bilgisayar yazılımları kullanmamak kaydıyla başka insanlardan ve cinlerden dilediğini de yardıma çağırabilir.

Kuran ayetlerinin sayısının şifrelenip korunduğunu ve içimizin rahat etmesini mucize yoluyla anlatan bu kriptik örgüyü ben keşfetmedim. Bence bu keşif İslam için yapılmış en büyük keşiflerden biri olmalı. Kuran ayetlerinden eksik ya da fazla olamayacağını gösterdiği gibi, Kuran sure sıralamalarının bile sahabelerin işi değil ilahi kökenli olduğunu yani Peygamber tarafından vasiyet edildiğini gösteriyor. Bu tek ve çift algoritmasını açıklamaya başlayalım.

Kuran’da Fecr suresi 3. ayetinde Allah TEK VE ÇİFTE and içer. Kuran’da tek ve çift ile ilgili bir şifre bir mucize olabilir mi diye araştırmışlar ve surelerin sayılarıyla ilgili taklidi mümkün olmayan bir mucize bulmuşlar. Şöyle ki;

Tek ve çift mucizesi-I

Her açıklamanın altında tablo ile gösterdim. Açıklamayı anlayamazsanız tablodan anlayabilirsiniz.

Önce bir tablo yapın ve ilk sütuna alt alta 1’den 114’e kadar sure sıra numaralarını yazın. Bu rakamların toplamı 6555 ‘dir.

İkinci sütuna ise surelerdeki ayet sayıları yazın. Bu rakamların toplamı 6236 ‘dır.

Üçüncü sütunda ise her surenin sıra numarasını ayet sayısı ile toplayın.

Bu üçüncü sütunda çift ve tek rakamlar oluşacak.

Üçüncü sütundaki rakamlardan tek olanların toplamı birinci sütundaki sure sıra numaralarının toplamı ile aynıdır. Yani 6555 ‘dir.

Üçüncü sütundaki rakamlardan çift olanların toplamı ikinci sütundaki surelerin ayet sayıları toplamı ile aynıdır. Yani 6236 ‘dır.

Bu tabloyu ben bir excel dosyasında siz okuyucularıma yazının sonundaki linkte vereceğim. Aşağıda ise tablonun kısaltılmış görüntüsünü veriyorum.

Kuran tek ve çift mucizesi
Tablo 1: Kuran’da tek ve çift algoritması

Dediğim gibi buradaki işlemlerin hepsini yazı bittikten sonra excel tablosunu indirerek inceleyebilirsiniz.

Tek ve çift mucizesi-II

Bildiğiniz gibi Kuran’da 19 sayısından özel olarak bahsedilmektedir ve 19 sayısının müminlerin imanlarını artırdığından bahsedilmektedir. Bu tabloda sure numarası ve ayet sayısı toplamları 19’un katı olan surelere baktığımız zaman 12 sure olduğunu görürüz. Bu sureler aşağıdaki tabloda verildi. Bu 12 sureden “tek sayı” sonucunu verenlerin toplamı 722’dir ve “çift sayı” sonucunu verenlerin toplamı da 722’dir. Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz.

Tek ve çift sayılar
Tablo 2: Sure no+ayet sayısı tekler ve çiftler olarak toplandığında her ikisi de 722 ediyor.

Tek ve çift mucizesi-III

Bu tablodaki işimiz bitmedi. Şimdi de tablodaki Sıra numarası ve ayet sayısı tek ve çift olan rakamları ayrı ayrı toplayalım. Aşağıdaki tabloda gösterdiğimiz gibi teklerin toplamı yine 722 ediyor ve çiftlerin toplamı yine 722 ediyor.

Kuran tek ve çift
Tablo 3: Aynı tablodan devam ediyoruz. Siyahlar çift sayıları ve kırmızılar tek sayıları gösteriyor. Her ikisinin toplamı da 722 ediyor. Tıpkı Tablo 2’de olduğu gibi.

Yani  siyah rakamları topluyoruz 722 ediyor ve kırmızı rakamları da topluyoruz 722 ediyor. Tablo aynı ve ikinci bir tek ve çift algoritmasıyla işlenmiş. Üstelik üstteki tablodaki ile aynı 722 rakamını veriyor. Yani elimizde dört tane 722 rakamı var. Bunlar aynı çıkmak zorunda değil. Örneğin üçü aynı biri farklı bile çıkabilirdi. Fakat binlerce ihtimal arasından iki tanesinin bile aynı çıkma ihtimali çok düşükken dört sayı da 722 çıkıyor. Burada tesadüflerle açıklanamayacak kusursuz bir matematik algoritması olduğu görünüyor.

Tek ve çift mucizesi-IV

Şimdi 19 tablosunda belirtilen 12 surenin üstteki 6 suresini ele alalım. Bu üstteki 6 surenin sıra numaraları ve ayet sayılarını topladığımız zaman yine 722 ediyor. Alttaki 6 surenin sıra numaraları ve ayet sayılarını topladığımız zaman yine 722 ediyor. Aşağıdaki ekran görüntüsünde bunu görebilirsiniz.

Kuran'da tek ve çift 3
Tablo 4: Tabloyu ikiye bölersek de üstteki 6 sure 722 rakamını veriyor ve alttaki 6 sure de 722 rakamını veriyor.

Şimdi de 19 tablosu için verdiğimiz üç adet tek-çift simetri mucizesini tek tablo üzerinde gösterelim.

Kuranda tek ve çift mucizesi 5
Tablo 5: Tek tabloda üç adet farklı tek ve çift algoritması ve hepsinin sonucu 722.

Tek ve çift mucizesi-V

Daha bitmedi. Şimdi de birinci ve ikinci sütundaki sıra no ve ayet sayısı rakamlarından tek sayı olanların rakamlarını ayrı ayrı yazıp toplayalım. Tek sayılar kırmızı ile çift sayılar siyah ile gösterilmişti. Yani örneğin 165’i 1+6+5 ve 15’i 1+5 şeklinde yazıp tüm tek sayıların rakamlarını toplarsanız sonucun 110 olduğunu görürsünüz. (1+6+5+1+5+9+9+2+1+3+9+7+5+4+1+5+3+4+5+5+5+1+0+7+7=110)

Aynı şekilde birinci ve ikinci sütundaki sıra no ve ayet sayısı rakamlarından çift sayı olanların rakamlarını ayrı ayrı yazıp toplayalım. Sayı yine 110 çıkıyor. (6+1+1+2+4+2+5+4+5+0+7+8+5+6+9+6+7+0+4+4+8+8+2+6=110)

Tek ve çift mucizesi-VI

Tablodaki tek ve çiftlerin simetri mucizesinin benzerinin yapılamaması için olanaksız bir algoritma konmuş. Şimdi ise tablodaki sıra numarası çift olan 6 surenin toplam sütunundaki karşılıklarını toplayalım. Bu rakamları siyah ile yazmıştık. Topladığımızda sonuç 741 çıkıyor. (171+95+95+152+114+114=741)

Şimdi de ayet numaraları çift olan 6 surenin toplam sütunundaki karşılıklarını toplayalım. Sonuç yine 741 çıkıyor. (133+95+13+152+114+114=741)

Kuranda tek ve çift mucizesi 6
Tablo 6: Sıra numarası çift olanları topladığımızda 741 ediyor. Ayet sayısı çift olanları da topladığımızda 741 ediyor.

Tek ve çift mucizesi-VII

Toplamları 741 eden yukarıdaki birinci ve ikinci tablonun ayet numarası ve ayet sayılarının rakamlarını tek tek toplarsanız her iki tablonun değeri de 111 eder.

(Birinci tablo: 6+4+2+5+0+5+6+7+0+8+8+1+6+5+5+3+4+5+9+6+4+4+2+6=111)

(İkinci tablo: 2+1+4+1+5+5+5+6+7+0+8+8+1+1+2+5+4+7+8+9+6+4+4+2+6=111)

Tek ve çift mucizesi-VIII

Bu bilgileri ilk gördüğüm zaman dedim ki bunu keşfeden arkadaş ayet numarası ve sayısı çift olanları gösterdi ama herhalde sure sıra numarası tek olan ve ayet sayıları tek olanlar simetri oluşturmuyordur. O kadar da değil artık. Dedim ve dediğimle kaldım. Onların toplamları da simetrikmiş, toplamları 703 yapıyormuş.

(Bir de şu ilginç geldi ki bana, bu 12 sure teklik çiftlik yönünden nereden değerlendirirsen değerlendir hep altışar altışar düşüyor. 5 ile 7 falan da olabilirdi. Ama hep 6’şar düşmesi de algoritmayı iyice simetrik yapıyor. Ben bu hesapların hepsini excel’de topla fonksiyonlarını kullanarak tek tek test ettim ve belirttiğim gibi sizin de incelemeniz için excel dosyasını yazının altına bırakıyorum.)

Şimdi tablomuzda teklerin de toplamının 703 olduğuna bakalım.

kuranda tek ve çift mucizesi 7
Tablo 7: Sıra numarası tek olanları topladığımızda 703 ediyor. Ayet sayısı tek olanları da topladığımızda 703 ediyor.

Ayrıca başka yerde görmediğim bir detayı da yazayım. Tabloda 722 sayısının üç algoritma ile ana sayı olduğunu görmüştük. Sonradan çıkan sayılar ise 703 ve 741 sayıları idi. Oysa 703 ve 741 sayılarının toplamı da 722 sayısının iki katıdır. Yani tablo baştan aşağıya göre 722 sayısına göre kodlanmış. Acaba 722 sayısının anlamı ne olabilir? 722 sayısı 19’un 38 katıdır. 38 sayısı da 19×2 ediyor. Yani 722 saysı 19x19x2 eder. 722 sayısı rastgele bir sayı değilmiş. Demek gerek ki Allahu ekber. 

Tek ve çift mucizesi-IX

Diyebilirsiniz ki “tekli tablodaki kırmızı ile işaretlenen rakamları topladık simetrik sayı çıktı, çiftli tabloda da simetrik çıkmasın, kalp krizi geçiririm”. Hakikaten kalp krizi geçirtecek bir olağanüstülük var burada. Evet eğer yukarıdaki 7 nolu tabloda da birinci ve ikinci kısmın ayet numarası ve ayet sayılarının rakamlarını tek tek toplarsanız her iki tablonun değeri de 109 eder.

(sure sıra numaraları tek olan birinci kısım: 1+5+2+1+3+9+4+1+5+5+1+0+7+9+9+1+1+2+7+5+5+4+7+8+7=109)

(Ayet sayıları tek olan ikinci kısım: 6+1+5+3+9+4+2+5+0+1+0+7+1+6+5+9+9+7+5+5+3+4+5+7=109)

Değerlendirme

İlk tabloda Kuran ayetlerinin sıra numaraları toplamı 6555 ediyordu ve sure ayet sayılarının toplamı 6236 idi. Eğer sure ayetlerini tek ve çiftler halinde ayrı ayrı toplarsak teklerin 6555 ediyor ve çiftlerin değeri de 6236 ediyordu. Bu sayılar öyle denk getirilmesi zor sayılardır ki bilgisayar programı ile analiz etmezseniz bulamazsınız. Yine tablolar o kadar karmaşık bir algoritma ile kodlanmış ki bunun istatistiki olarak meydana çıkma ihtimalini çözebilmek için ne kadar işlem gücünde bir bilgisayar kaç gün işlem yapmalı ben hayal edemiyorum. Ama ortaya korkunç bir rakam çıkacaktır. Yani bu örgünün bu kadar anlamlı örülebilmesi bir insan işi olduğu görünmüyor. Kuran’da bahsedildiği gibi Kuran’ın benzerini yapmak için insanlar ve cinler kafa kafaya da verse bir benzeri yazılabilecek gibi de durmuyor.

Aklınıza gelebilir ki teklerden ve çiftlerden birer ayet çıkarırsak ne olur? O zaman teklerin sayısı 6555 edip Kuran ayet sıraları toplamına denk gelmez. Bu tabloyla küçük bir oynamanız bile tablonun simetrisini bozar, 114 sureli bu tabloyu simetrik hale sokmak için ikinci bir ihtimal yok. Tek bir ihtimal var, o da elimizdeki mevcut Kuran’daki ayet sayılarıdır. Bu durum, Kuran’ın insanüstü bir şekilde Allah tarafından da korunduğunun kanıtıdır.

Daha sonraki 19 ve tek-çift mucizesinin uyumu tablolarında ise sure numaralarının da ayrı ayrı bilinçli olarak yerleştirildiğini görmüş olduk. Çünkü tek bir surenin yerinin değişmesi, yani sure sırasının değişmesi veya ayet sayısının değişmesi tüm algoritmayı bozacak ve sıradan bir kitap gibi hiçbir algoritmanın olmadığı bir kitap haline getirecektir. Yani sanıldığı gibi bu sureleri Fatiha’dan başlayıp Felak ile biten bu sıraya koyanlar sahabeler değildi. İlahi bir dizgi olduğu apaçık belli. Muhtemelen de Peygamberimiz bu dizgiyi sahabelere öğretmişti. Başka bir açıklaması da olamaz zaten.

Nöldeke’ye göre Kuran değiştirildi mi?

Batılı oryantalist Nöldeke Kuran tarihi kitabında elimizdeki Kuran’ın Hz. Muhammed’den kalan Kuran’ın aynısı olduğunu anlatır. Halifeler sadece surelerin sırasını düzenlemiş olabilir der ama yukarıda anlattığımız mucize, surelerin sırasının da halifeler tarafından ayarlanmadığını gösteriyor. Çünkü bir surenin yeri değişse tek ve çift simetrisi tümüyle bozuluyor. Tüm sureleri yeniden dizmek isteseniz bu şekilde bir tane daha simetrik algoritma çıkaramazsınız. Nöldeke’nin Kuran’ı hakkıyla anlayabilmesini beklemiyorum, hiçbir kimsenin Kuran’ın müteşabih yönünü tek başına anlamalarını beklemiyorum. Oryantalist araştırmacı Nöldeke’nin beyanlarıyla yazımızı bitirelim:

“Elimizde bulunan Kur’an biçimi esas olarak, Peygamber’in vefatından sonra iki üç yıl içinde oluşmuştu. Osman mushafı, Hafsa nüshasının bir kopyası olduğuna göre, “Kur’an, Ebu Bekir veya en geç Osman’ın yönetimi sırasında bitirilmiştir” demek doğru olur. Fakat bu işlem muhtemelen sadece surelerin kompozisyonu ve sırasına özgü kalmıştır. Tek tek vahiylerin, Hz. Peygamber’in bıraktığı veya yazdırdığı şekilde kâğıda geçirildiğinden emin olabiliriz. Hıristiyan şeriatının olduğu gibi Yahudi şeriatının da kutsal yazıları insan eseridir. Her ne kadar İncil yazarı, kendisinin Tanrı’dan ilham aldığını söylemişse de bu böyledir… Kur’an’daki durum çok daha değişiktir. Gerçekten Muhammed objektiftir ve kitaptaki vahiyleri aktarmıştır. Fakat kendisinin bu vahiylerin yazarı olmadığını ve Tanrı sözleriyle Tanrı istemini aktarmadan öteye geçmediğini açıkça söylemiştir. Kur’an’da sadece ve sadece Tanrı konuşur. Hayatından çıkardığımız sonuca göre Peygamber bu düşüncelerinde son derece samimiydi.”[25]

Sonuç

Buraya kadar anlaşıldı ki Kuran değiştirilmemiştir. Buna şüphe düşürecek rivayetler ne söylerse söylesin, yaratıcı kuran üzerine öyle bir algoritma ile imza atmıştır ki benzerini insanların yapması bile mümkün değildir. İsterseniz kendi aklınızdan sıfırdan böyle bir tablo oluşturmaya çalışın. Aşağıda verdiğimiz excel tablosundan bütün değerleri silip kafadan değerler atarak böyle bir örüntüyü kaç milyar denemeden sonra tutturabileceğinizi hesaplayın. Tek şartımız bu tablodaki rakamlar üzerinden değil, tamamen yeni baştan inşa edeceğiniz rakamlarla yukarıda verilen 9 mucizenin hepsini sağlayabilmek. Tek ve çift mucizesi gibi bir algoritmayı geliştirmek ancak çok gelişmiş bilgisayar algoritmalar ile uzun ihtimal hesaplarından sonra başarılabilir.

Buna ek olarak Kuran’da Hafs, Verş gibi yedi kıraat meselesi vardır ki bu yedi kıraat Kuran’ın Arapça içindeki lehçelere göre tercümeleri olarak kabul edilir. Bu tercümelere bizzat Peygamberimiz tarafından izin verilmiştir. Bu konuyu 181# Dünya’da farklı Kuranlar mı var? Yedi kıraat nedir? adlı yazımdan detaylıca okuyabilirsiniz.

Hazırladığım excel tablosunun indirme linki: İndirme linki

Referanslar

  1. https://astronomi.itu.edu.tr/astrobiyoloji/fermi-paradoksu-i/.
  2. Müslim, Salât 161.
  3. Buhari, Teheccüd 9; Müslim, Salâtu’l-musâfirîn 204.
  4. Buhari, “Megazi” 30; İbn Ebi Davud, I, 163.
  5. Buhari, “Fedailu’l-Kur’an”, 4, 6, 99, 100.
  6. Müslim, Ebu’l-Huseyn Müslim b. Haccac en-Nisaburi, (v. 261/874), el-Camiu’s-Sahih “Zühd”, 16.
  7. Hamidullah, Muhammed, Kur’an Tarihi, (çev: A. Hatip- M. Kanık) İstanbul, 2005, s. 41.
  8. Zerkeşi, Bedreddin Muhammed b. Abdullah, (v. 794/1391) el-Burhan fi Ulumi’l- Kur’an, Beyrut, 2004, I, 170.
  9. Hamidullah, Kur’an Tarihi, s. 48, 49.
  10. Yaşar Atli (2013) KUR’AN’IN YAZILMASI VE CEM’İ, Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi, sayfa 34.
  11. Buhari, “Fedailu’l -Kur’an” 3.
  12. Taberi, Ebu Ca’fer Muhammed b. Cerir (v. 310/922) Camiu’l- Beyan fi Te’vili’l- Kur’an, Beyrut, 2009, I, 48; Buhari, “Fedailu’l- Kur’an” 3.
  13. Taberi, Ebu Ca’fer Muhammed b. Cerir (v. 310/922) Camiu’l- Beyan fi Te’vili’l- Kur’an, Beyrut, 2009, I, 48; Buhari, “Fedailu’l- Kur’an” 3.
  14. İbn Ebi Davud, I, 239, Zerkeşi, I, 172.
  15. es-Sicistani, Kilabu’l-Mesahif, s. 30.
  16. Bedriiddin Muhammed Abdullah ez-Zerkeşi, el-Burhan fi Ulumi’l-Kur’an, Tahkik: Yusuf Abdurrahman el-Mer’aşeli, Cemal Hamdi ez-Zehebi, İbrahim Abdullah el-Kürdi, Beyrut, 1990, Daru’l-Ma’rife, I, .
  17. es-Suyuti, likan, I, 129; Muhammed b. Sa’d, Kitabu’t-Tabakat el-Kcbir, Leydin, 1320, 1, 33.
  18. Buhari, Sahih, Fedail, 3,4 (VI, 99).
  19. es-Sicistani, Kitabu’l-Mesahif, s. 29; Bııhari, Sahih, Tefsiru’l-Kur’an, 3, (VI,22).
  20. Kurtubi, el-Cami, I, 38.
  21. Müslim, “Zühd”, 16.
  22. Müslim, “Zühd”, 16; İbn Ebi Davud, I, 147.
  23. Koçyiğit, Talat, Hadis Tarihi, Ankara, 1997, s. 27, (Hatib Bağdadi, Takyidu’l- İlm, Dımaşk, 1949, s. 32’den naklen.).
  24. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 12.
  25. Nöldeke, Schwally, Kur’an Tarihi, Beyrut, 2004, s. 342, 343.

SSS

Kuran’ın değiştirilmediğini nereden biliyoruz?

Kuran’ın tarihsel süreçte değiştirilmesi imkansıza yakın bir olay (Ayet ekleyip çıkarmaktan bahsediyorum). Kuran’ın içindeki tek ve çift algoritması da Yaratıcının bir imzasıdır ve Kuran’ın değiştirilmediğini gösteriyor.

Kuran’da tek ve çift mucizesi nedir?

Kuran’da tek ve çift mucizesi surelerin sıra numaraları ve sayı adetlerine işlenmiş ve benzerinin yapılması mümkün görülmeyen simetrik bir algoritmadır.

Kur’an değiştirildi diyenlere cevap olarak tek ve çift mucizesi yeterli midir?

Akılları başlarında ise tek ve çift mucizesinin ilahi bir imza olmaktan başka seçeneği olamayacağını idrak edebilecek kadar akılları kapanmamışsa evet herkes için bu algoritma yeterli bir kanıttır.

Kuran’ın değiştirilmediğini gösterdiğiniz bu algoritma aynı zamanda İslam’ın bir ispatı mıdır?

Evet tabiki inanmamaya şartlanmamış herkes bu mucizeyi anlarsa kendi Cennet’i için bir anahtar yapıp, kalp huzuruyla Cennet’e girmek için sabırsızlanabilir.

Kuran nasıl korundu? Tarihsel süreçlerini daha detaylı nereden okuyabiliriz?

Kuran tarihi kitabı diye internetten arattığınızda bu konuda yazılmış onlarca kitaba ulaşabilirsiniz.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

6 Yorum

  1. Matematik ile ilgili kısmı büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla okudum. Elinize sağlık.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  2. Hocam Matematiksel mucize konusu güzel. Ama hafızlık konusunda daha çok durulması gerekti. 1000 Hafız vardı Ebu Bekir zamanında. Bu hafızlar dünyaya yayılıp başkalarına öğretmiştir. Şimdi Kur’an değiştirilmiş olsa hepsi farklı Kur’an okumalı ama durum böyle değil. Bakın bilimsel konularda böyledir. Pek çok kişi aynı haberi veriyorsa bu Doğrudur. Türkiye de ki herkes “Elma” yı 🍎 bu meyve olarak tanımlıyor. Yani size yalan söylenilmediği kesin. Veya mesela Uzaya gitmemiz. Birbirinden bağımsız pek çok ülke uzaya gittiğimizi söylüyor. Ve çoğunluk bu duydukları yüzünden emin.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. 1000 hafız diye birşey kaynaklarda geçtiğini görmedim. Sadece çok sayıda hafız olduğunu biliyoruz. Onu da yazıda açıklamıştım zaten.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  3. Bu arada söylemeyi unutmuşum. #315 değil 314 olmalı hocam.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  4. Hocam merhaba yazıyı çok beğendim ve hayret ettim biryere kadar
    Fakat bir ekleme yapmak istiyorum
    19 mucizesi olaylarına Nasıl bakmalıyım. Veya katları da aynı şekilde. Çünkü Müddessir 30 ve özellikle 31 de bir detay var. Bu detay mucizedir. Müminlerin ve ehlikitabın İmanını artırır diye. Ehlikitabın bilmesi gereken birşeyler var demek ki. Yani 19 sayısı ve Melek’lerle ilgili.https://web.archive.org/web/20150422073421/http://alimallah.net/hakkadavet/muddessir.htm
    Bu sitedeki yazıda tuhaf tespitler var ve Müddessir 31 deki ehlikitab ayrıntısını doğruluyor gibi.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Yazılar ile ilgili sorular forum bölümünden lütfen. Forumun işlevi üyeler arasında fikir alışverişi yapabilmek.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu