CehennemKuran MucizeleriKuran'da kozmoloji

128# Kuran’da -KARA DELİKLER- ve SOLUCAN DELİKLERİ

Kuran’da karadelikler, solucan delikleri gibi evreni ilgilendiren büyük hakikatlere açık veya kapalı işaretler vardır. Kuran’da kara delikler konusu ise şüpheye yer vermeyecek derecede açık olan konulardan biridir.

Karadelikler

Bu yazıyı yazmaya başlamadan dört gün önce kara deliklerin aşağıdaki ilk fotoğrafı yayınlandı.

kara delik

İlgili Makaleler

Bu fotoğraf biraz düşük çözünürlüklü, ama bize yüksek çözünürlüklü fotoğrafın neye benzediğini anlatıyor. Yani aşağıdaki temsili resim gibi olması gerekiyor.

solucan deliği

Kara delikler, etrafındaki maddeyi bir değirmen taşı gibi içine çekip öğütürken etrafa dev kızıl kıvılcımlar saçıyor(1). Kara deliklerin fotoğraflanmasını sağlayan da işte bu dev kıvılcımlar. Bu kıvılcımlara bilimsel literatürde jetler deniliyor. Kara delik jetleri, kara deliklerin yıldızları yutarken saçtığı kıvılcımlardır. Tabi bu durum bana cehennemin kızıl develere benzeyen, saray büyüklüğünde dev kıvılcımlar saçtığını hatırlattı.

Mürselat 32-33: “Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar. Bunlar sanki birer kızıl devedir.”

Yine kara delikler de etrafındaki her şeyi öğütmesinden dolayı korkunç bir uğuldama vardır. Kuran’da ise cehennem’in uğuldamasına dikkat çekilmektedir:

Enbiya 102: Onun (cehennemin korkunç) uğultusunu bile işitmeyeceklerdir. Onlar (cennettekiler) nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebediliğe erişeceklerdir.

Kara delikler göklerin kapılarıdır

Eski bir yazımda bilim adamlarının kara delikleri göklerin kapıları olarak tanımladığını ve bu kapıların evrenimizin ikizi olan başka bir evrene yani Cennet’e açılması gerektiğini bahsetmiştim. Çünkü Hadid 21. ayette Cennetin genişliği yer ve gökler kadar olduğu belirtiliyordu.

Öyleyse Cennet bu evrenin öteki yüzü olmalıydı. Çünkü Cennet, uzayımızın milimetresine kadar aynıdır. Bu da Cennetin evrenimizle yapışık olmasını ve öteki yüzü olmasını gerektirir. Bilim insanlarının hesaplamalarına göre evrenimiz kağıt gibi düzdür. O halde evrenimizin arka yüzünün Cennet olduğunu anlamak zor olmasa gerek.

solucan deliği kur'an

Solucan delikleri ve Sırat köprüsü betimlemesi

İnsanlar Dünya’da yeniden dirilip hesapları görülecek ve daha sonra Sırat köprüsünden geçerken günahları ağır olanlar Cehennem’de kalacak ve sevapları hafif olanlar ise sıratı geçip Cennet’e ulaşacaktı. İşte Sırat köprüsü diye bize tarif edilen şey, kara delik kapısından girildikten sonra iki evreni birbirine bağlayan ve maddeleri sonsuz boyutlarda sıkıştırıp tekillik (singularity) boyutuna indiren ve kıldan ince hale getiren solucan deliği olması kuvvetle muhtemeldir.

Bilim bu köprüye, inceliğinden dolayı solucan deliği diyor ve evrenimizi geçmek için en kestirme yol olduğunu haber veriyor. Fakat ince olmasına bakmayın solucan deliğinden milyarlarca yıldızı bile geçirebilirsiniz. Kara delikler içine düşen yıldızlar bu solucan deliklerinden geçmekteler. Sevgili peygamberimizden bize nakledilen sözlerinde de Sırat köprüsünün kıldan ince kılıçtan keskin diye tarif edilmesine dikkat edin.

Herkes Cehennem’e uğrayacak

Bir ayette de hiçbir insanın Cehennem’e uğramadan Cennet’e geçemeyeceğini haber veriyor. Eğer insanlar, Cennet’e gitmek için kara deliklerden geçmek zorundaysa ve kara deliklerde Cehennem’in kendisi ise biz bu ayeti anlamaya daha fazla yaklaşıyoruz. Tabi Cehennem’e uğrayıp geçmek demek Cennetliklerin acı çekeceği manasına gelmiyor.

Meryem 71: “Sizden cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür.”

Kara delikler evrende öyle önemli bir nesnedir ki bugünkü bilgi seviyemizle Kuran’ın bu kara deliklerin değişik yönlerinden değişik ayetlerde haber verdiğini çözümleyebiliyoruz. Şöyle ki; daha önce Kuran’da nebe 19 ayetinde göklerin kapılarının olduğundan bahsedildiğini ve bilimin de kara deliklere göklerin kapıları dediğini anlatmıştım.

Nebe 19: O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.

Yıldızların düştüğü yerler ve Tarık yıldızı

Sonra vakıa 75-76 ayetinde yıldızların düştüğü yerlere yemin ediyordu, eğer anlayabilirsek bu yeminin çok büyük bir yemin olduğunu haber veriyordu. Bilim de bugün yıldızların bir lavabonun akıntısına kapılır gibi kara deliklerin içine düştüğünü bildiriyor(4, 5). Ayetteki yerler (mevaki) kelimesi sıradan bir yeri değil, bir şeyin düştüğü yeri gösteriyor. Eski Kuran sözlüğü olan Müfredat’ta da bu kelime böyle açıklanır:

Birde Kuran Tarık yıldızından bahseder. طَّارِقِ Târık kelimesi Arapça’da طَرِيقٍ Tarîk (yol)  kelimesi ile aynı kökten türemiştir. Elmalılı Hamdi Yazır ilgili ayetin tefsirinde ikisinin aynı kökten türediğini ve “vurmak” ve “yol” anlamlarına geldiklerini belirtmiştir. Açıklaması şöyle:

“TÂRIK, aslında “tark” kökünden ism-i fâildir. Tark, bir ses işitilecek şekilde şiddetle vurmak, çarpmaktır. Bu asıl mânâsından genişletilerek bunun gerektirdiği birçok mânâda kullanılmıştır. “Çekiç” ve “çomak” mânâsına “mıtraka” bu köktendir. Yol mânâsına gelen “tarîk” da bundan türetilmiştir. Zira yolcular ona ayak vururlar. Buna göre “târîk”, esasen “tokmak vurur gibi şiddetle vuran” demek olduğu halde sonra ayak vurmak, yol tepmek mânâsıyla lügat örfünde yola giden yolcuya isim olmuş ve bu mânâda yaygın şekilde kullanılarak hakikat olmuştur.”

Arapça müfredat sözlüğünde Tarık kelimesini anlatırken “develer tek bir yol üzerinden geldi” cümlesinin Metârık sözcüğü ile yazıldığını belirtmiş. Yol anlamı veren Metârık kelimesi de Târık yıldızı ile aynı yazılışa sahiptir ve sözlük yazarı hepsini aynı başlık altında açıklamıştır. Yani Târık kelimesi YOL, YOLCU, YOLCULUK gibi anlamlara sahiptir.

Kaynak: Müfredat sözlüğünde Tarık maddesi

Son dönemlerde bu Tarık yıldızının ne olabileceğini araştıran Kuran araştırmacıları bunun pulsar yıldızları olabileceğini sürdüler, çünkü vuruşlu dalgalar gönderdiğini söylemektedirler. Oysa benim tespitlerime göre bu yanlış bir yorumdur ve bu ayet yine kara deliklerden bahsetmektedir.

Tarık yıldızı kara deliklerdir

Şöyle ki; bilindiği gibi kara delikler yıldızların aşırı yoğunlaşmış halleridir ve uzayda bir cisimdir. Bilim bu kara deliklerin evrenin dokusunu delerek evrenler arasında yol açtığını söylüyordu.

  1. Gökyüzüne ve Târıka yemin ederim.
  2. Târıkın ne olduğunu nereden idrak edeceksin (bileceksin)?
  3. O, delen yıldızdır.

Tarık suresi birinci ayette geçen Tarık ise yol demekti. Yani Tarık yıldızının gerçek anlamı “vuruşlu yıldız” olabileceği gibi “yol yıldızı” veya yol açan yıldız demek anlamlarını da barındırır.

Üçüncü ayette ise Tarık’ın delen yıldız olduğu söylenerek evrenimizi deldiği kast edilmektedir. Bahsettiğimiz gibi bilim de bunlara kara delik diyordu, kara deliğin ilerleyen kısmını ise solucan delikleri olarak adlandırıyordu.

Delik manasına gelen Sagıb sözcüğünü Arapça sözlük olan Müfredat sözcüğünden incelerseniz, Sagıb kelimesinin derin yara anlamındaki sugbe kelimesinden geldiğini anlattığını görürsünüz. Ayrıca dağdaki yola da mesgub deniyormuş. Yani anlaşılan o ki sagıb kelimesi derinlemesine bir yere uzanan yol, tünel, oyuk benzeri yapıları anlatmak için kullanılıyor. Bu da yıldızlar içinde sadece kara deliklerin özelliğidir.

Kuran da Tarık yıldızını Necm-i Sagıb olarak adlandırmaktaydı. Sagıb delik demek ve necm yıldız demek. Açıkça Kuran da buna delik yıldız veya delen yıldız demekte. Biz de kara delik yıldızı diyoruz, ifadeler aynı. Bazı meal veya tefsirlerde karanlığı delen olarak yazıyorlar fakat ayette karanlığı ifadesi yok. O ifadeyi kendileri karıştırıyorlar.

Kaynak: Müfredat sözlüğünde Sagıb bölümü

İkinci ayette ise Tarık’ın idrak edilemeyecek bir yıldız olduğundan bahsediliyor.

Görüldüğü gibi birinci ayetteki Tarık yani gökyüzündeki yol kavramı ikinci ayetteki idrak edilememe hakikati üçüncü ayette bu yıldızın delik yıldızı olduğundan bahsetmesi kara delikleri tanımlıyor.

Kara deliklerde zaman kaybolur

Bilindiği gibi fizikçiler kara deliklerin sırlarını çözmek için uğraşıyorlar, fakat hiçte çözülecek gibi değil. Çünkü karadelik denilen yıldızlarda bildiğiniz hiçbir fizik kuralı geçerli değil, hatta fizik ve zaman tamamen bitiyor. Bugüne kadar Einstein, Hawking gibi fizikçiler insanın kara deliğe düştüğünde ne olacağına dair çok kafa yordular.

Meşhur fizikçi Neil deGrasse Tyson bu durumu şöyle özetliyor: Işık hızında zaman durur. Kara delikte ise zaman kaybolur. Evrende yaşanmış bütün zamanlar kara delikte tek bir ana sıkışmıştır. Bütün zamanları bir anda görebilirsiniz. İnsan kara deliğe yaklaşıp olay ufkuna girince bir spagetti gibi uzar ve kara deliğe doğru çekilir. (2-5)

İdrak etmesi ne kadar zor değil mi? Daha kara deliklerin çok fazla sırları var ki idrak edilmesi mümkün değil. Ayet ise Tarık yıldızını idrak etmekte zorlanacağımızı söylüyor. Baktığımız zaman bugün için idrak edilmesi zor olan yıldız pulsar yıldızı değildir. Pulsar yıldızı fizik kurallarıyla hareket edip idrak edilmesi mümkün olmayan bir yıldız değil. Oysa kara delikler denilen yıldızlar ise fizik kurallarını hatta zamanı bile yok ettikleri için idrak edebilmek mümkün değildir.

Görüldüğü gibi Tarık yıldızından bahseden üç ayette açıkça bize kara delikleri işaret ediyor.

Şimdi buraya kadar söylediklerimi birkaç mesele içinde açmak istiyorum.

Birinci mesele: Herkes Cehenneme uğrayacak

Herkesin Cehenneme uğrayacağı ayeti idi. Bu ayet hakkındaki hemen tüm müfessirlerin görüşünü belirten Ahmet Abay’a ait “MERYEM SURESİ 71. AYET BAĞLAMINDA İŞKÂLİ GİDERME YÖNTEMLERİ” başlıklı makaleyi okuyabilirsiniz (6). Oradan bir alıntı: “Kurtubi, âlimlerin bu konu hakkındaki görüşlerini ayrıntılı bir şekilde verdikten sonra, ilim adamların çoğunluğunun görüşlerini şu şekilde aktarmaktadır: Burada ki muhatap bütün insanlardır. Herkesin cehenneme uğraması kaçınılmazdır.”

Besâiru’l Kur’an Tefsirinde ise şu açıklama vardır: “Evet herkes Cehenneme uğrayacak, herkes cehenneme sunulacak, bu Rabbimizin kesinleşmiş bir hükmüdür. Sizin Ona uğramanız kaçınılmazdır, diyor Rabbimiz. Vazgeçilmez bir yasadır, bir hükümdür. Herkes oraya uğrayacak, ama Rabbimiz muttakileri oradan çekip kurtaracağız buyuruyor. Zâlimleri de orada diz üstü çökmüş olarak bırakacağız”.(7)

İkinci mesele: Sırat köprüsü

Kuran’da Sırat köprüsü isim olarak geçmediği için Sırat’ın olmadığını savunanlar var. Bu insanlar Kuran’da geçmeyip Peygamberimize rivayet edilen her sözü baştan uydurulmuş kabul etme eğilimindedirler. Hâlbuki mantıken bu sözlerin hepsinin doğru olma ihtimali olmadığı gibi hepsinin yalan olma ihtimali de yok.

O yüzden gelişen bilgi seviyesine göre hadisler sürekli kritiğe tabi tutulur ve tutulmalıdır, gerçeğe uyanlar bir çırpıda reddedilmemeli, toplu katliam yapılmamalı diye düşünüyorum. Çünkü içlerinde daha çok keşfedilecek hazineler var. Fakat gerçeğe uymayanlar eskiden beri mevzu yani uydurulmuş hadis denilip elendiği gibi, yeni ve kesinleşmiş bilgilere uymayanları da işin uzmanları tarafından mevzu (uydurma) olduğunun açıklanmasında bir sakınca olmadığını zaten hadis uzmanları da kabul ediyor.

Solucan deliğinin tarifi: Sırat köprüsü

Sırat köprüsü, cehennemin üzerine kurulacak Dünya’daki köprüler gibi bir köprü olarak anlaşılmış hep; bizde çıplak ayakla jilet gibi köprünün üstünde cambazlık edecekmişiz gibi bir anlayış hâkim olunca bu devrin sorgulayan insanları da aklına yatmayan şeyleri hemen inkâr ederek reaksiyon verme eğilimine düşmüşler. Oysaki birşeyi inkâr etmeden önce sormalıyız, “o devrin anlayışına uygun ifadelerle anlatılmış meseleleri her açıdan tahlil edecek bir donanımımız var mı?” diye.

Sırat köprüsü hakkında vereceğim ek bilgiler şöyle: Bilim insanları kara deliklerle açılan tünellerin yani solucan deliklerinin şekillerini, ileri matematik hesaplarla incelemeye başladılar. Buldukları şekil şöyle. Girişte huni gibi daralan bir boğaz, sonra tekilliğe (singularity) indirgenmiş ve atomdan bile daha ince ve düpdüz çok uzun bir yol ve daha sonra çıkışa yaklaşırken genişleyen bir boğaz kısmı. Yani şekil kısaca; Daralma, düzlük ve sonra genişleme şeklinde ifade ediliyor. Şimdi şu sırat hadisine bir bakalım.

“Ebû Sa’id el-Hudri’nin rivayet ettiğine göre, Sırat köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir. Sırat’ın uzunluğu bin senelik yokuş, bin senelik düzlük ve bin senelik te iniştir. Bu mesafe bazı insanlar için olacaktır. Her bir kimsenin bu mesafeyi geçmesi, amelleri ile orantılı bir zamanda olacaktır.” (Mansur Ali Nasıf, Tâc, V.394; Acluni, Keşfül-Hafa, II, 31)

Şimdi düşünün solucan deliğinin huni gibi bir girişi var ve huni gibi yine bir çıkışı var. Ortası ise tekillik (singularity) dediğimiz şekilde bir atom boyutundan bile daha ince dümdüz bir yol. Şimdi hadisteki 1000 yıl yokuş bin yıl düzlük ve bin yıl iniş tabirindeki tasvire dikkat edin. Solucan deliğini o zamanın insanlarına anlatın anlatın desem bundan daha güzel ifadeler kullanabilir miydiniz?

Yine müfessirler Müddesir 17 ayetindeki dimdik yokuşun cehennem’in bir gerçekliği olduğunu belirtirler. Örneğin Elmalılı Hamdi yazır o sarp yokuşun Cehennem’de ateşten bir dağ olabileceğini öngörmüştür. Bu yokuş ifadesi bahsedilen hadis’e ve kara delik gerçekliğine uyar.

Müddessir 17: “Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım”

Solucan deliğinde çok uzun bir yolculuk

Bin sene ifadeleri Araplar’da çokluk tabiri olarak kullanılıyor. Bu zamanın insanları bile Sırat köprüsü denince iki uçurum arasına gerilmiş ince bir tel hayal ederken Peygamber bize sırat köprüsünün akıl almaz mesafeleri kat etmemizi sağlayacak bir köprü olduğunu haber veriyor. Evet, bugün fizikçiler diyor ki solucan delikleri kara deliklerle bu evrende başlar ak deliklerle karşı evrende sonlanır ve bu solucan delikleri bize evrenimizin akıl almaz sınırlarını aştırır. İşte bu akıl almaz sınırları Peygamber, Arap literatüründe bir çokluk ifadesi olan 1000 sene tabiri ile izah etmiştir. Bin senelik yokuş, bin senelik düzlük ve bin senelik te iniş.

Not: İki sene önce bu yazıyı hazırladığımda Kuran’da sıratın geçmediğini yazmıştım ama bugün fikrim değişti. Şu ayetler cehennem’ de bir sırattan bahsediyor ve anlattıklarımızla tam uyumlu.

Saffat suresi:

  1. İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.
  2. Derler ki: “Eyvahlar bize; bu, din günüdür.”
  3. “Bu, sizin yalanladığınız (mü’mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür.”
  4. “Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını bir araya getirip toplayın.”
  5. ” Allah’tan başka (taptıklarını); artık onları cehennemin yoluna (Sırat-ı Cehennem) yöneltip götürün.”
  6. ve onları orada alıkoyun: çünkü onlar sorgulanacaklar!

Ayetlerde kıyamet gününden sonra suçluların Cehennem yoluna alındıktan sonra orada mahsur kalacakları ve ilerleyemeyecekleri anlatılıyor. Bu da herkesin Cehennem’e girdikten sonra iyilerin solucan delikleri boyunca ilerleyip öteki evrene (cennet’e) ulaşmaları ve kötülerinse ilerleyemeyip cehennem (karadelikler) içinde mahsur kalması hakikati ile tam uyuşuyor. Demek ki Kuran’da sırat köprüsü de var ve tüm parçalar böylece yerine oturuyor.

Üçüncü mesele: Tesadüfle açıklanamayacak bir hadis

Cehennem’in bizzat kara delikler olduğu hakkındaki ayetlerden çıkardığım tahmini destekleyen hadislerde vardır. Örneğin;

Ebu Hureyre (r.a) ‘ın Rivayetine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur. “Cehennem’in üzerinde bin yıl ateş yakıldı ve kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı akkor haline geldi. Sonra bin yıl daha yakıldı, kapkara odu. Artık o, karanlık bir geceyi andırmaktadır.” ( Tirmizi,2591)

Hadiste Cehennemin önce kırmızı ateş sonra beyaz ateş sonra ise siyah ateş olduğu belirtiliyor. Bu ise elimizdeki kara deliklerin oluşum verileriyle tıpatıp uyuyor. Eskiden düşünürdüm ki siyah ateş mübalağa sanatı ile söylenmiştir ama kara deliklerin yanan yıldızların son hali yani ateşin siyah hali olduğunu öğrendiğimde bu sözün bir insan tarafından söylenemeyeceğini ve İlahi kökenli bir öğreti olduğunu anladım.

Bilindiği gibi çok büyük kütleli yıldızlar önce kırmızı ateştir, sonra kırmızı dev olurlar bu durumda yine kırmızı ateştirler. Sonra küçülerek beyaz cüce olurlar. Bu durumda enerji yoğunluğundan ateşleri beyaz olur hadiste buyurulduğu gibi akkor. Bu aşamadan sonra bazı beyaz cüceler kara cüceye bazıları ise Süpernova Tip Ia patlaması geçirerek kara deliğe yani siyah ateşe dönerler [11, 12, 13, 14]. Hadiste belirtildiği gibi karanlık bir gece gibi olurlar. Bu ise Cehennemin tarifi ile tıpatıp aynıdır.

Zaten ateşin siyah olması demek kara delikten başka bir şey ile izah edilmesinin mümkün olmadığı gibi, kara deliklerin bu sıralamasını vermekte sıradan bir insanın bilebileceği bir şey değildir. Yine hadislerde, Cehennemden gelecek nokta kadar bir parçacığın Dünya’daki her şeyi yok edeceği bildirilmiştir ki bu da açık bir kara delik enerjisinden başka bir şey değildir.

Yine süper kütleli dev yıldızlar önce kırmızıdırlar, kendi içine çöktükçe enerjileri artar ve beyaz-mavi parlak bir görünüm kazanırlar. Eğer dışarıdan gaz ve toz bulutları gibi kütlesini artıracak oluşlardan kütle kazanmaya devam ederlerse bu durumda kendi içine çökmeye ve enerjilerini artırmaya devam ederler. Sonuçta kara delikler ortaya çıkar. Aşağıda bu yıldızların evrimi gösterilmiştir (sarı kutu içinde işaretledik).

Not: Kara delikler yuttukları yıldızların enerjisini, ateşini sürekli boşatırlar. Enerjinin radyoaktif kısmı Hawking ışıması olarak dışarı atılır, kalan kısım ise oluşan solucan deliği ile uzaklara aktarılır. Yani içinde sürekli bir enerji transferi vardır ve bu yüzden soğurlar. Bildiğimiz ateş dışarı doğru yanarken kara deliklerin içeri doğru yanan bir ateş olduğunu hayal edebilirsiniz. Kara delikler bu enerji boşaltımından dolayı soğukturlar fakat enerji boşaltım alanlarında kalmak istemezsiniz çünkü bu alanlarda sıcaklık katrilyonlarca dereceyi bulur. Örneğin Hawking ışımasını boşalttığı alanlarda sıcaklığı katrilyonlarca derecedir. Yine kara deliklerin çevresinde oluşan birikim diski ve etrafa saçtığı jetler ve etrafında oluştuğu tahmin edilen ateş duvarı (firewall) trilyonlarca derece sıcaklıktadır. Fakat Cehennemliklerin bu bölgelerden hangisinde bulunacağını yalnızca Allah bilir. Kara delikler hakkında henüz keşfedilmeyi bekleyen çok gizem var.

Kara deliklerin evrenimizden soğuk görünmesinin bir nedeni de enerji akışının tersine olmasıdır. Kara deliklerde ışık bize ters hareket ettiği için kara delikler siyah olurlar, fakat kara deliğin içinde olsanız ve ışığın geldiği yöne doğru baksanız kara delikleri son derece parlak görürdünüz. Aynı şekilde içindeki sonsuz diyebileceğimiz muazzam enerji de tersine hareket ettiği için kara delikler evrenimizden soğuk görünür. Çünkü kara deliklerde termodinamik kanunları evrenimizin tersine işler.

kara delik cehennem

Dördüncü mesele: Hangi solucan deliğinden?

Tabi akla gelen bir soru da şu: Bütün insanlar sadece bir kapıdan yani bir kara delikten mi geçecek? Bunu bilemeyiz, evrende milyarlarca kara delik var, galaksimizde binlerce var. Ama büyük kara deliğimiz tam Samanyolu galaksisinin göbeğinde. İsmi Sagittarius-A. Bütün insanlar bir kapıdan mı girer yoksa her insan farklı bir kapıdan mı girer Allah bilir ama, Cehennem’in 7 kapısı olduğu hakkındaki rivayetlere bakarsak insanlığın bu yolculuğu için 7 tane kapı işlev göreceği çıkarımını yapabiliriz.

Muminun 17: “Andolsun! Üstünüzde yedi yol yarattık. Ve Biz, yaradılıştan habersiz değiliz.” ayeti de işte insanların hem cehennemlerini hem Cennet’e giden yollarını ifade ettiğini düşünüyorum.

Hicr 44 ayeti de cehennem’in yedi kapısı olduğunu belirterek adeta aynı hakikati işaret etmektedir. Böylece Cehennem’in hem bir kapı, hem yol, hem de azap yeri olduğu ayetlerden anlaşılıyor ki, bu tanımlar kara deliklerin hem bir geçit kapısı, hem yol, hem de siyah ateş olması bilimsel teorilerine çok uymaktadır.

Hicr 44:“Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.”

Beşinci mesele: Kuran’daki diğer Cehennem ayetleri

Kara deliklerin cehennem olması ile ilgili akla gelebilir ki, tamam Kuran’da ve özellikle belirtilen hadisteki ifadeler tesadüf olamayacak derecede cehennem’i açıklıyor fakat ayetlerde Cehennem içinde suçluların zincire vurulacakları, irin içecekleri, zakkum denilen bir ağacın meyvelerinden yiyecekleri anlatılmış. Kara delikler içinde bunlar olabilir mi?

Cevap: Fizikçiler kara delikler içinde ne olup ne bittiğini tam olarak bilmiyor ama tek bildikleri şey kara deliklerde maddenin doğasına göre fizik kuralları değişiyor, her şey farklılaşıyor, zaman kayboluyor, ve kara deliklerin ağırlığından dolayı tekilliğe yol açan bir solucan deliği oluşuyor.

Bunun dışında kara deliklere düşen birini nasıl bir hayatın beklediği, içinde Tanrı’nın özel âlemleri olup olmadığı, fizik kuralları, oradan çıkışın nasıl olabileceği vs. gibi konular bilinmiyor. Kara delikler ateşin siyahlaşmış hallerdir ama artık ateş gibi yakmıyorlar ve içine düşen maddeleri nasıl bir kader bekliyor tam olarak bilemiyoruz. Bu noktada kara delikler cehennem evrenini oluşturduklarını ve içinde Zebanilerin (azap meleklerinin) olduğu, yakıcı ateşlerin olduğu, zakkum ağacının olduğu farklı bir boyut oluşturduğunu düşünüyoruz.

Cehennem’deki her azap Kuran’da belirtilen şekilde gerçekleşecek fakat bilim insanlarının belirttiğine göre insan kara deliğe düşerse bedeni çöktükten sonra holografik olarak yaşamaya devam edebilir. Fuzzbal teorisine göre insan kara deliklerde yok olmaz, farklı bir holografik varlığa bürünür[8, 9]

Zaten Kuran’daki cehennem tasvirlerine baktığınızda insanın yanacağı fakat ölmeyeceği, derilerinin yandıkça yeniden oluşması gibi fizik kurallarının geçerli olduğu bir mekâna değil fizik kurallarının değiştiği bir mekânın tanımına daha çok uyuyor.

Kara deliklerdeki holografi hakkında ek bilgi:

(Prof.) Mathur’un kara delikleri ele alma biçimi, kara deliklerin geri dönüşü olmayan bir olay ufku ya da sizi yakacak bir güvenlik duvarı ile çevrili olmadıklarını, ancak içine düşen bilgilerin kaydını tutan küçük varyasyonları olan bir fuzzball olduğunu gösteriyor. Fuzzball’a dokunan şey bir holograma dönüştürülür. Mükemmel bir kopya değil, bir çeşit doppelgänger (benzer).

Belki daha tuhaftır ki, dönüşümün farkında bile olmazsınız. Diyelim ki bir kara deliğe çekildiniz. Normalde olay ufkuna çarptığınız noktada Mathur, bunun yerine bulanık yüzeye dokunacağınızı söylüyor. Ancak, herhangi bir şeyi fark etmeyeceksiniz, çünkü bulanık yüzey hemen etrafınızdaki uzayın bir parçası gibi görünecektir. Her şey eskisi gibi görünecektir, fakat siz bir hologram olacaksınız.” Kaynak pbs.org aynen çeviri [10]

Destekleyici hadisler

Cehennemin kara delikler olmasını ve oluşan solucan deliklerinin de Cehennemin içinde kurulmuş köprü olmasını destekleyen çok sayıda hadis vardır. Bu hadisler kelimesi kelimesine Peygamberimizin dudaklarından böyle mi çıkmış bilemeyiz fakat hiç de tesadüfen söylenecek kelimeler olmadığı belli oluyor. Örneğin:

İbnu Abbas (ra) bana: “Cehennemin genişliği ne kadardır, biliyor musun?” diye sordu. Ben: “Hayır!” deyince: “Doğru, Allah’a yemin olsun, bilemezsin!” dedi ve ilave etti: “Bana Hz. Aişe (ra) dedi ki: Resulullah (sav)’a: “Kıyamet günü arz toptan O’nun bir kabzasıdır (tam tasarrufundadır). Gökler de O’nun sağ eliyle dürülmüşlerdir.” (Zümer,39/67) ayetinden sormuş ve: “Bu sırada insanlar nerede olurlar (ey Allah’ın Resulü)” demiştim. Aleyhissalatu vesselam: “Cehennem köprüsünde!” cevabını verdi.” (Tirmizi, Tefsir, Zümer)

“Yerle göklerin başka bir kılığa değiştirileceği gün insanlar nerede olacak? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— «Köprünün yanında karanlık içinde olacaklar.» cevâbını verdi. Yahûdi:” [Müslim Hayz, 8]

Başka hadis:

“Kıyâmet gününde insanlar sırat üzerine taşınırlar. Kelebeklerin art arda ateşe düşmeleri gibi onlar da sıratın iki tarafından art arda ateşe düşerler…” Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/43.

Şu üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Hafif mi yoksa ağır mı?geldiğini bilinceye kadar mîzanın yanında; sağ eline mi sol eline mi yoksa arkasından mı? verileceğini bilinceye kadar kitâbın (verilmesi) esnasında ve Cehennem’in iki sırtı arasına konulduğu zaman sıratta. (Sünen-i Ebî Dâvûd / İstanbul: Çağrı Yayınları, 1413/1992)

Cehennemin iki sırtı arasındaki sırattan bahsediyor. Biz de ak ve kara delik yıldızları arasında solucan deliğinin (sırat köprüsü) olacağını anlatmıştık. Cehennemin iki sırtı arasındaki sırat köprüsü müthiş bir ifade.

Bu konuda az önce Michio Kaku’nun sitesinde ilginç bir bilgi gördüm. Kara delikler ve ak delikler arasındaki köprüye Einstein-Rosen köprüsü deniyormuş. Kıldan daha ince yani tekillikte olan bu köprünün sırat köprüsü olduğunu da o yazıda açıklamıştım. Ne ilginç değil mi? Peygamberin sırat köprüsü dediği bu yapıya bilim insanları da köprü adını vermiş. Ekran görüntüsü aşağıda.

Kaynak: https://mkaku.org/home/articles/blackholes-wormholes-and-the-tenth-dimension/

Yukarıdaki alıntının tercümesi şöyle:

“Ancak bu aynı zamanda kara deliklerle ilgili süregelen bir tartışmayı da yeniden canlandırıyor. Dönen bir kara deliğin en iyi tanımı 1963 yılında Yeni Zelandalı matematikçi Roy Kerr tarafından Einstein’ın kütleçekim denklemleri kullanılarak yapılmıştır. Ancak onun çözümünün ilginç bir özelliği var. Eğer bir kişi bir kara deliğin içine düşerse, bir tünelden (“Einstein-Rosen köprüsü” olarak adlandırılır) aşağı çekilebileceğini ve paralel bir evrende “beyaz bir delikten” dışarı fırlayabileceğini öngörür! Kerr, dönen bir kara deliğin bir noktaya değil, bir “ateş halkasına” çökeceğini gösterdi. Halka hızla döndüğü için merkezkaç kuvvetleri çökmesini engelleyecekti. Dikkat çekici bir şekilde, doğrudan halkanın içinden ateşlenen bir uzay sondası yok olup gitmeyecek, hatta Einstein-Rosen köprüsünün diğer tarafında, paralel bir evrende çizilmeden ortaya çıkabilecektir. Bu “solucan deliği” iki paralel evreni, hatta aynı evrenin uzak bölümlerini birbirine bağlayabilir.”

Kara deliğin ateş halkasına çökmesine ve insanı ak delikten aynen çıkarabilecek olmasına dikkat ettiniz mi?

Hadislere devam edelim:

“Cehennemin kıldan daha ince, kılıçtan da daha keskin bir köprüsü vardır. Üzerinde Allah’ın (c.c.) dilediği kişileri yakalayan çengeller ve dikenler vardır. Üzerinden insanlar, göz kırpması, şimşek, rüzgâr, asîl atlar ve binitler gibi geçerler. Melekler, ‘Ya Rab! Selâmet ver, ya Rab! Selâmet ver!’ derler. Sağ sâlim kurtulan, tırmalanıp kurtulan ve yüzüstü ateşe dürülen vardır.” Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/110.

Yine bu hadis de Cehennem’in köprüsünden bahsetmekte, kıldan ince kılıçtan keskin diyerek insanların bildiği en ince madde ile inceliğini anlatmaktadır. Ayrıca insanların oradan geçerken ki hızları yine Dünya’da bildikleri örnekler ile anlatılmaya çalışılmıştır. Solucan deliklerini çok iyi tarif ediyor.

“…Ve cehennemin köprüsü (cisr) kurulur. Ben (üzerinden) geçenlerin ilki olurum. O gün peygamberlerin duası şudur: ‘Allahım! Selâmet ver, selâmet ver!’ Onda Se‘dân dikeni gibi çengeller/kancalar vardır. Se‘dân dikenini gördünüz mü? (Onlar, ‘Evet, ya Rasûlellah!’ dediler.) İşte onlar, kuşkusuz Se‘dân dikeni gibidirler. Ancak büyüklüklerini sadece Allah (c.c.) bilir. İnsanları amelleriyle kapıverirler. Onlardan ameli sebebiyle helâk edilen de vardır. Yaralanıp sonra kurtulan da vardır…” Buhârî, “Rikâk”, 52

Ne müthiş ifadeler öyle değil mi?

“Müminler ateşten kurtulurlar. Ardından Cennet’le Cehennem arasındaki bir köprü (kantara) üzerinde hapsolunurlar. Dünyada aralarında olmuş zulümler birbirlerine kısâs edilir…” Buhârî, “Rikâk”, 48.

Cennet ile Cehennem arasındaki köprü. Tam anlattığımız gibi.

“Münafık erkeklerle münâfık kadınların, iman edenlere, ‘Bizi bekleyin ki sizin nurunuzdan iktibâs edelim.’ diyecekleri gün kendilerine, ‘Arkanıza dönün de bir nur arayın.’ denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sûr çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, ön tarafından dışında ise azap vardır.”  Hadîd, 57/13

Yine bu ayet de Cehennem’e düştükten ve sırat köprüsü yolculuğuna başladıktan sonrayı anlatıyor. Şu hadis buna işaret ediyor:

“…Cehennemin köprüsü üzerinde çengeller ve dikenler vardır. Allah’ın (c.c.) dilediğini yakalarlar. Sonra münâfıkların nuru söner. Sonra da müminler kurtulurlar…” Müslim, “İmân”, 316

Münafıkların nurunun sönmesi ve müminlerden yardım istemeleri ayetde de geçiyor:

Hadid 13: O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: “(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp yararlanalım.” Onlara: “Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın” denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azab vardır.

Tahminimce bu ayet insanların kara deliğe düşmeleri anında gerçekleşecek. Kara delik ışığı (nuru) çektiği için münafıklar ışığın önden müslümanlarla beraber gittiğini düşünecek. Müslümanlardan yardım isteyecekler. Müslümanlar ise onların geriye baktıkları zaman arkadan gelen ışığı görebileceklerini söyleyecekler.

Not: Ak delikler ve solucan delikleri bilimsel olarak henüz ispatlanmış teoriler değildir. Fakat evrenin matematiği de bu yapıların varlığını gerektirmekte olup, varlıkları hesaplamalar üzerine teorize edilmiştir. Öylesine uydurulmuş değildirler. Unutmayalım ki kara deliklerin de olması gerektiğinden ilk bahsedildiğinde on yıllar boyunca sadece bir teori olarak kaldılar. Fakat yüz yıl sonra 2019 yılında ilk fotoğrafı çekilip gözlemlenebilmiştir.

Sonuç olarak

Kara deliklerden Kuran’da bahsedildiği ve hadislerde cehennemin bir kara delik olarak tarif edildiği çok açık. Yine yukarıda belirttiğimiz ayetler de cehennemin kara delikler olduğunu destekliyor. Fakat bilim henüz kara delikler hakkında çok az şey biliyor ve bildikleri ise matematiksel hesaplamalara dayalı sonuçlardır.

Bu yüzden yazıda belirttiğimiz kara deliklerin özellikleri ileri de çok daha iyi anlaşılacaktır. Örneğin kara deliklerdeki hologram örneği henüz çok başlangıç bulgusudur, kara deliklerin içinde insanı nasıl bir hayat bekliyor sorusuna bir cevap değildir. Belki çok ilkel bir ön fikir verebilir.

Kara deliklerde bir hologram bedenimiz olmasa bile ufkumuzu açıp bizleri neler beklediğine yönelik daha iyi çıkarımlar yaptırabilir. Bunu ya orayı geçerken öğreneceğiz veya şanslıysak bilim insanlarının kara delikleri iyice aydınlattığını görüp öğreneceğiz.

83# Hz. Muhammed Ay’ı yardımı?  adlı yazımla, okuma keyfine devam etmenizi öneririm.

KAYNAKLAR

  1. http://time.com/5566225/first-black-hole-picture-photo/.
  2. https://www.brainyquote.com/quotes/neil_degrasse_tyson_531142.
  3. https://nypost.com/2019/04/11/what-might-happen-if-you-fall-into-a-black-hole/.
  4. http://www.physics-astronomy.com/2014/08/what-happens-if-you-fall-into-black.html#.XLNPI-gzaUk.
  5. https://www.outerplaces.com/science/item/9778-neil-degrasse-tyson-graphically-explains-the-horrifying-way-you-die-inside-a-black-hole.
  6. YALINKILIÇ M, Ahmet AJKAÜİFD. MERYEM SURESİ 71. AYET BAĞLAMINDA İŞKÂLİ GİDERME YÖNTEMLERİ.5(9):463-82.
  7. https://sorularlaislamiyet.com/meryem-suresinin-71-ayeti-kerimesinde-cehennem-icin-icinizden-oraya-girmeyecek-kimse-kalmayacak-1.
  8. https://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-3448188/What-happen-Earth-fell-black-hole-Expert-outlines-three-gruesome-scenarios-befall-planet.html
  9. http://theconversation.com/what-would-happen-if-earth-fell-into-a-black-hole-53719
  10. https://www.pbs.org/wgbh/nova/article/black-holes-could-turn-you-into-a-hologram-and-you-wouldnt-even-notice/
  11. http://www.thephysicsmill.com/2015/06/29/type-1a-the-other-type-of-supernova/
  12. https://www.science.org/news/2020/06/galaxy-s-brightest-explosions-go-nuclear-unexpected-trigger-pairs-dead-stars
  13. https://www2.lbl.gov/Science-Articles/Archive/Phys-white-dwarf.html
  14. https://journals.aps.org/prd/abstract/10.1103/PhysRevD.100.043020

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

2 Yorum

  1. hocam her şey mantıklı görünüyo ama aklıma takılan bir soru var. Eğer teknoloji yeterince gelişirse ve insanlar karadeliklere ulaşmayı başarırsa cehennemi ya da belki sırat köprüsünü görebilirler mi?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Kara deliğin olay ufkuna yaklaşan deliğin içine çekilir. Cehennemle tanışmış oluruz. Sonrasını Allah bilir.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu