Dinler Tarihi

327# Rum suresinde “Rumlar yendi” denmiş olabilir mi? Mucizeyi bozar mı?

Soru: Rum suresi ikinci ayette Rumlar yenildi ( seyağlibûn ) değil Rumlar yendi ( seyuğlebûn ) şeklinde bir okuma varmış. Bu okumaya göre mana tam tersi oluyor, “ Rumlar yendi ve yakında (3 ile 9 yıl arasında) yenilecekler ” manası çıkıyormuş. Bu durumda Rum suresi mucize değil midir?

Cevap:

Kuran harekeleri ne zaman kullanılmaya başlandı

Arapça yazı dilinde sesli harfler kullanılmaz. Sadece sessiz harfler yazılır. Kur’an da Arapça olarak yazıldığı için ilk Kur’an Mushaflarında sesli harfler yoktu. Fakat sesli harflerin yazılmaması anlam karışıklıklarına yol açabiliyordu. Örneğin; Tevbe Suresi 3. ayeti “Ve Rasuluhu” yerine “Ve Rasuluhi” şeklinde okununca anlam “Allah ve Rasülü müşriklerden beridir.” şeklinde iken “Allah, müşriklerden ve Rasülü’nden de beridir.” şekline dönüşüyordu. Veya melek kelimesi nadiren de olsa melik (kral), malik (sahip) olarak okunabiliyordu..

Bu yüzden Peygamberin vefatından aşağı yukarı 50 yıl sonra 688 yılında Ebu’l-Esved ed-Düeli renkli bir mürekkeble harflerin üstüne, altına, önüne birer nokta koydu.[1] Üstteki a, alttaki i, yandaki u sesini veriyordu. Bunlara hareke deniyor. Bu sayede Kuran’da farklı okumaların önüne geçildi ve Kuran korundu.

Bu okuyuş karışıklıklarının tüm kelimelerde olduğunu zannetmeyin sınırlı sayıda az kelime de meydana geliyordu. Fakat yine de tüm Kuran yazısına harekeler konularak yanlış okumaların önüne geçilmiş oldu ve ilk devir Müslümanlarının bildiği şekliyle harfler de koruma altına alındı.

rum suresi, rumlar yendi

“ Rumlar yendi “ okuması sonradan türemiştir

İşte ilk Kuran Mushaflarında sesli harfler olmadığı için Rum suresindeki Rumlar yenildi ( seyağlibûn ) ifadesini Rumlar yendi ( seyuğlebûn ) şeklinde okumak mümkündür. Fakat bir şeyin mümkün olması doğru olduğunu göstermez. Bunun için iki kanıt var, birincisi bu bir muhkem ayettir ve bilimle alakalı olmayan anlaşılabilir muhkem ayetlerde ilk Müslümanların bu ayeti nasıl anladıklarına bakmak lazım. Bilimle alakalı olmayan düz manalı (muhkem) ayetleri onlardan iyi kimse anlayamaz ve Peygamber aralarında olduğu için gerçek manasını en iyi bilenler onlardır. İkinci kanıt olarak da tarihi kronolojik verilerle kıyaslayarak bu ayetin gerçek manasından emin olabiliriz.

rum suresi mucizesi

Birinci kanıt: İlk Müslümanlar nasıl anlıyorlardı?

Tüm tefsir ve tarih kitaplarına bakıldığında İlk Müslümanların bu ayeti “ Rumlar yenildi ve yakın bir zamanda yenecek şeklinde “ anladıklarını görürsünüz. Bu ayetin tersi anlama gelebileceği fikri ise en erken İranlı alim Zemahşeri’nin (1075-1144) Keşşaf adlı tefsirinde yazılıdır. Fakat Zemahşeri gerçek ve eskiden beri bilinen okuyuşun “ Rumlar yenildi “ şeklinde olduğunu da belirtir.[2]

Yani Zemahşeri’ye kadar 400-500 yıl boyunca yazılan eserlerde böyle bir şey geçmiyor. İbn İshak, İbn Hişam ve Taberi gibi ilk İslam tarihçilerinin kronolojik tarih sıralaması ve olayları aktarış biçimlerinde ittifak vardır. Yani “ Rumlar yendi “ diye bir ifade ilk Müslüman müfessirler ve tarihçiler arasında yoktu.

Hz Ebubekir’in Kuran’ın haberinin doğruluğu üzerine bahse girmesi ve kazanması

Tirmizi’de Hz Ebubekir’in başından geçen bir olay şu şekilde anlatılmıştır:

“Ezruat ile Basra arasında Farslarla Rumlar harbettiler. Farslar, Rumları yendi. O günlerde Fars hükümdarı, Kisra Perviz idi. Haber, Mekke’ye ulaşınca Resulullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) ve mü’minlere ağır geldi. Çünkü Farslar, kitapsız mecûsi idiler. Rumlar ise, ehli kitaptı. Müşrikler bu habere sevindiler ve:

– Sizler ve Hıristiyanlar, ehli kitapsınız, bizler ve Farslar ise ümmileriz. Bizim kardeşlerimiz, sizin kardeşlerinizi yendi. Biz de sizin üzerinize galip geleceğiz, dediler. Bunun üzerine bu âyetler indi. Ebû Bekir (radıyallahü anh), onlara:

– Allah’a yemin olsun ki, birkaç sene sonra Rumlar, Farslara galip gelecek, dedi. Ubey b. Halef:

– Yalan söylüyorsun, dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) onlardan her biriyle on dişi devesine bahse girdi. Zamanı da üç yıl olarak tayin etti Durumu Resulullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verince, Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

– “Ödülü artır, zamanı uzat” dedi. Bunun üzerine dişi deveyi yüz’e, zamanı da dokuz yıla çıkardılar.

Ubey, Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yaralanasından dolayı öldü. Rumlar, Hûdeybiye ya da Bedir günü Farsları yendiler. Ebû Bekir (radıyallahü anh) de ödülünü, Ubey’in mirasçılarından aldı. Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

– “Onu sadaka olarak dağıt” dedi.[3]

rumlar yenildi perslere

Taberi de Rumların ilk yenilgilerinin Müslümanlar tarafından üzüntüyle karşılandığını çünkü Hristiyanların da aynı din olarak görüldüğünü ve Mecusilerin onları yenmesinin kendileri açısından moral bozucu bir durum olduğunu şöyle aktarır:

“Müşrikler müslümanları ümitsizlik içerisine çekmek ve morallerini düşürmek için: “Siz ve Rumlar ehl-i kitapsınız, biz ve İranlılar ise putperestiz. Bizim kardeşlerimizin sizin kardeşlerinize galip geldiği gibi biz de sizi yeneceğiz.” demişlerdir”[4]

“ Rumlar yendi “ görüşü de ateizmin aleyhinedir

Müfessirler, sonradan çıkan “ Rumlar yendi “ görüşünü ana görüş olarak kabul etmezler fakat bazı müfessirler bu görüşe de kısaca değinmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır gibi bazı müfessirler bu görüş doğru olsaydı yine bilinemeyecek bir şeye işaret etmiş olacaktı derler. Çünkü “Rumlar yendi ve birkaç sene içinde yenilecekler, Müslümanlar da o gün sevinecekler” diye ayeti anlarsanız Rumlar’ın yakında Müslümanlar tarafından yenileceği ortaya çıkar ki, bu da bir mucize olurdu. Çünkü Rumlar Persleri 624 yılında yenmiş ve tarihi kayıtlara göre bu yılda da Müslümanlar güçsüz iken Bedir savaşına gitmişlerdi.[5] Yani hicretten iki yıl sonra.[6] Sayıları ise sadece 300 idi. Oysa Rumları birkaç sene içinde yenmeleri akıllarının ucundan geçemezdi. Çünkü Rumlar o devrin en güçlü iki imparatorluğundan biriydi. Üstelik daha yeni persleri yenmişken böyle bir şey hiçbir kimsenin aklının ucundan geçemezdi. Fakat daha sonra sahabeler gerçekten de önce Ecnadeyn (634) ardından Yermük (636) savaşlarında Rumları yenmişler Suriye, Filistin, el-Cezire ve Mısır’ın önemli bir bölümü Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Yani 300 kişi oldukları zaman Rumları yeneceklerini haber vermek bir mucize olurdu. ateistlerin veya oryantalistlerin bu ayeti kullanmaya çalışmaları kendi zararlarına olurdu. Fakat ayet böyle değil. Çünkü tarihi veriler de ayetin böyle olmadığını gösteriyor.

İkinci kanıt: Rum suresi ne zaman indi?

Rum suresi Hicretten önce Mekke’de inmiş bir suredir.[7] Hicretten 6-7 yıl önce indiği bildirilmiştir.[8] Zaten surenin konusu da Mekkî bir sure olduğunu göstermektedir. Hicret ise 622 yılında olmuştur ve Hicri takvimin başlangıcı da 622 yılıdır.[9] Hicri takvim ilk Müslümanlardan beri kesintisiz olarak gelmiştir. Yine Bizans’ın Persleri yenme tarihi de 622 yılıdır. Bu tarihten önce yenik durumdaydılar. Yani ayette “ Rumlar yendi, yakında yenilecekler “ denmesi muhtemel değil, çünkü hicret yılına kadar yani Mekke yıllarında Rumlar tamamen yenik durumdaydılar ve ümitleri yoktu (Bu konuyu daha önce 2 yazımda ayrıntılı anlatmıştım, linkleri yazımızın altında olacak).

Tefsirlerde “ Rumlar yenildi, yakında yenecekler, Müslümanlar da o gün sevineceler “ şeklinde açıklanır. Müslümanların sevinmesini de Bedir savaşını kazanmış olmaya veya Hudeybiye anlaşmasını yapmış olmaya bağlarlar. Fakat tarih ilmi bugünkü kadar gelişmediği için Bizans’ın galip gelmesinin aslında Hicret’e yani Peygamberin ve sahabelerinin kurtuluşuna denk geldiğini bilememişlerdir. Yani Bizanslılar 622’de Persleri yenerken, Müslümanların çoğunluğu ve en son Peygamberimiz 622 yılında hicret etmiştir. Yani öyle görünüyor ki Müslümanların o gün sevinmelerinin sebebi, Peygamberin hicret ederek Mekkelilerden kurtulmuş olması ve Medine’ye sağ salim varmış olmasıdır. Bu durum Müslümanlar arasında gerçekten büyük sevinç ve rahatlama kaynağı olmuştur.

Özetle: Rum suresinde Rumlar yendi mi deniyor, Rumlar yenildi mi deniyor?

İki büyük ve yanlışlanamaz kanıt, ayetteki mananın “ Rumlar yenildi “ diye başladığını gösteriyor. Birincisi ilk devir Müslümanları ayeti “ Rumlar yenildi “ diye anlamışlardır. Sahabelerin ve müfessirlerin ve tarihçilerin genel görüşü bu şekildedir. “ Rumlar yendi “ görüşü sonradan çıkmıştır, ana görüş değildir.

İkincisi ise tarihi kronolojik kanıtlardır. Tarihi kayıtlara göre Rumların (Bizans’ın) Persleri yenmesi 622 yılında olmuştur. O tarihte ise hicret olmuştur. Oysa Rum suresi hicretten 6-7 yıl önce Mekke döneminde inmiştir. Bu tarihte ise Rumlar galip değil, ağır yenilgi altındaydılar.

Bu iki delil, ayetin “ Rumlar yendi “ şeklinde okunmasının sonradan uydurulmuş bir okuma olduğunu göstermektedir. Fakat ateistler ve oryantalistler genelde İslam ile kör inat kullanarak savaştıklarından dolayı çürütülen iddiaları kullanmaktan sıkılmazlar. Ama bilmeliler ki bazı müfessirlerin bildirdiği gibi ayeti bu şekilde okumak daha büyük bir mucizeyi kabul etmek demektir. Bu ikinci okumaya göre Rumlar Persler’i yendiği zaman Müslümanlar çok güçsüzdüler. Bedir’e bile 300 kişi ile gitmişlerdi ama ayet birkaç yıl içinde Rumların yenileceğini ve Müslümanların sevineceklerini haber vermiş oluyor. Yani Müslümanlar onları birkaç yıl içinde yenecekler şeklinde anlaşılıyor ve aynen de böyle olmuştur. Bir avuç Müslümanken verilen bu bilgi birkaç yıl sonra gerçekleşmiş ve Rumlar iki defa Müslümanlara yenilmiş ve Filistin ve Mısır’ı kaybetmişlerdir. Böyle bir okuma, daha büyük bir mucize olurdu. Fakat yukarıda anlattığımız gibi hem ilk devir Müslümanlarının böyle anlamaması, hem de Bizans’ın galibiyetinin Mekke döneminde olmaması gibi kronolojik tarihi veriler ayetin “ Rumlar yenildi “ şeklinde okumanın yanlışlanamaz bir okuma olduğunu gösteriyor.

Bu durumda Mekke döneminde Rumların Perslere yenilmesinden dolayı Müslümanların üzülmemesi çünkü birkaç sene içinde tekrar galip gelecekleri haber veriliyor. Gerçekten 7-9 yıl içinde yani 622 yılında tükenmiş bir imparatorluk tekrar Persler’e galip geliyor ve Kuran’ın Allah’tan geldiğini ispat ediyor. O gün Müslümanlar hem Kuran’ın haberinin gerçekleştiğine seviniyor, hem Hz Ebubekir’in müşrikleri ilzam ettiğine seviniyorlar. Hem de hicrete (veya düşük bir ihtimal Bedir’e) denk geldiği için seviniyorlar.

Rum suresinde anlatılan olayları tarihi verilerle incelediğimiz aşağıdaki iki yazımızı da okumanız konuyu daha iyi kavramanıza sebep olacaktır:

229# Rum suresi mucizesi yalan mıdır?

247# Rum suresi mucizesi için MCC

REFERANSLAR

1.            Koçyiğit, H. (2013). KUR’ÂN’IN BÖLÜMLENMESİ. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (39), 363-393.

2.            Zemahşeri, keşşaf tefsiri, TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI YAYINLARI: 70, cil 5, sayfa: 190-192.

3.            Nesefi medarik tefsiri, Rum suresi tefsiri.

4.            Taberî, Târih-i Taberî, Çev. M. Faruk Gürtunca, Sağlam Yay., İstanbul, trs., C. 3, s. 34.

5.            El-Hüseyni, Ş. M. E. C., Hüseyin, C. N., El-Dargazelli, Ş., Harnin, M., Fatoohi, L. J., & Şulul, K. HZ. PEYGAMBER DEVRİ KRONOLOJİSİNİN MİLADİ KARŞILIĞI İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA (Örnek Bir İnceleme). Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 6(6), 143-172.

6.            Jones, J. M. B., & Şulul, K. İLK KAYNAKLARA GÖRE PEYGAMBER’İN SAVAŞLARININ KRONOLOJİSİ (Bir Metin Tahlili). Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 8(8), 115-164. sayfa 137.

7.            KARAKAŞ, H. B., & YAŞAR, H. (2020) RÛM SURESİ BAĞLAMINDA VII. YÜZYIL DOĞU ROMA-İRAN SAVAŞLARININ İNCELENMESİ. Ekev Akademi Dergisi.

8.            Öğük, A. (2008). Rum suresinde din eğitimi. Yüksek Lisans Tezi, Marmara üniversitesi, sayfa 3.

9. https://islamansiklopedisi.org.tr/hicret

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

2 Yorum

  1. Hocam bu evrenin genislemesi ayetinde
    ateistler eger kuran genisleyen bi evren modeli benimseseydi bi ayette cennetin buyuklugunu anlatirken yer ve gok kadar demezdi demisler. Sizde bi kac cevap yazmissiniz. Ek olarak ben kendimce bi tahmin soylemek istiyorum. Aslinda biz cennetin dereceleri oldugunu biliyoruz.
    Hadisle sabit cehennemden cikan son kisinin cenneti dünyadan 10 kat buyuk der. Yani buyukluklerinde imanlinin seviyelerine gore degisebilir. Yani o ayeti genisleyen evreni baz alarak soylese de aslinda cennetin kademelerinden bahsediyor olamaz mi? Mesela buyuk derceli iman sahipleri bu evrenin tamami buyuklugundeki cennete girer.(bahsedilen genisleme maximum olunca olan buyuklukteki cennete.bize gore kiyamet olabilir. Bilime gore yeni bigbangin baslangici olabilir.)en dusuk dereceli musluman ise dunyanin 10 kat buyulugundeki cennete girer. Yani cennetin buyulugunu anlatirken yerler ve gokler kadar denmesinde gok kelimesi(genisleyen evren modeli ele alinarak)bunun icin denmis olamaz mi?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu