Dinler Tarihi

111# HIZIR NEDEN ÇOCUĞU ÖLDÜRDÜ?

Kehf suresi 65-81. ayetler arasında Hz. Musa’nın kendisine ilim öğretilmiş bir adamla bir müddet arkadaş olarak seyahat ettiği ve çeşitli olaylar yaşayıp bu olaylarda arkadaşının hep kötü işler yapar gibi göründüğünü yazar. Fakat işin sonunda anlaşılır ki kötü görünen işlerin altında insanların yararı ve iyilik vardır. Burada bahsedilen kişinin isminin Hızır olduğu rivayet edilir. Hızır bir çocuğu öldürüyor ve bazı insanların aklına haklı olarak Hızır’ın neden çocuğu öldürdüğü geliyor. Çünkü Hz. Musa bile şaşırmıştı bu olaya. O halde önce kısa açıklamasını vereyim sonra uzunca açıklayalım.

Kısa açıklama:

Hızır o çocuğu neden öldürdüğünü zaten açıklamış. Demiş ki o çocuk büyüyüp anne babasına zararlı olacaktı ve ben bu işi tek başıma yapmadım. İleride yapacağı işler ailesini nasıl bir pişmanlığa sürükleyecekti, orası bize karanlık bir konu. Kuran uzun uzadıya açıklama yapmamış ama yaptığı açıklamalardan biliyoruz ki Hızır bunu zalimlik olsun diye kafasına göre yapmamış.

Detaylı açıklama:

1- Öncelikle şunu belirterek başlayayım ki bu kıssada Hz. Musa’nın beraberinde gezdiği Hızır, bir melek veya insanüstü güçleri olan biri değildir.

Çünkü 77. ayette belirtildiği gibi her insan gibi acıkmışlar ve bir şehre uğrayıp yemek istiyorlar; ek olarak Hızır duvarı tamir edince, Hz. Musa ona diyor ki neden ücretsiz yaptın, istesen bir ücret alabilirdin. Demek ki ücrete ihtiyacı var. İhtiyaçlı biri olarak tarif ediliyor. Ulül azm bir peygamber ona melek muamelesi yapmamıştı. Zaten Hz. Musa onun hakkında ön bilgi alarak geldi. Onunla sohbet etti, vakit geçirdi. Yani onu bizden iyi tanıyordu ve ücrete ihtiyacı olduğunu söylemesi onunda bizim gibi beşeri ihtiyaçları olan bir insan olduğunu gösterir. Hızır insanüstü bir şekilde ölümsüz değildir. Ölümsüz hiçbir insanın Hz. Muhammed’e kadar yaratılmadığı şu ayette belirtilir: Enbiya 34;Senden önce hiç bir insanı ölümsüz kılmadık. Sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar?”.

2- İkinci olarak burada Hızır, yaptığı işlerin emrini Allah’tan aldığını söylemek için bir kanıt olmadığı gibi, kendilerine ilim verilmiş bir grupla karar aldıkları belli oluyor.

Çünkü 65. ayette Allah’ın kendisine ilim verilmiş kullarından bir kulu olduğu belirtilir. Yani bu adam vahiyle emirle değil, ilimle hareket ediyor. Kendisine verilen ilmin, Ledün ilmi olduğu söylenir. Ledün ilmi hakkında özellikle tasavvufçular çok şey söylemişse de bunların hiçbiri tahminden öteye geçemiyor. Söylenenlerin çoğusu yanlış bilgiler içeriyor. Benim bu konudaki tahminim, muhtemelen olayların akışından veya başka işaretlerden geleceği anlama ve tedbirler alma ilmidir. Yani meteoroloji istasyonunun hava durumunda meydana gelen işaretlerden yarın ki havanın nerede nasıl olacağını anlaması gibi bir ilim.  Bu ilmi kullanarak insanların işlerini düzeltmeye çalışıyorlar. Ayriyeten 80. ayette çocuğu neden öldürdüğünü açıklarken “anne babasını azgınlık ve küfre sürükleyeceğinden korktuk” ifadesindeki korktuk kelimesinden, bu adamın tek olmadığı bir ekiple karar verdiği anlaşılıyor. Zaten 65. ayette kendisine ilim verilmiş kullarımızdan bir kul olarak tanıtılıyordu. Yani Hızır o ilme sahip tek  kişi değildi ve grupla karar alıyorlardı.

3- Üçüncü olarak bu çocuk ergen yaşta bir çocuk olması gerekir. Hızır’ın sözlerinden anlaşıldığına göre bu grup, o çocuğu iyi tanıyordu ve yaptığı işleri takip ediyorlardı.

Taşkınca ve azgınca fiilleri göze çok batmıştı, demek ki bu çocuk taşkınlıklar yapabilecek ergen bir çocuktu. Ayette çocuğa Gulam denilmiş. Gulam oğlan çocuğu demektir.  Tûr suresi 24-25. ayetlerde de  “Çevrelerinde de kendilerine mahsus, sedef içinde saklı inci gibi oğlanlar (Gılman) dolaşır (hizmet eder)” denir. Buradaki gılmanlar genç delikanlı erkekler olduğu biliniyor. Gılman da Gulam ile aynı kökten gelen aynı manada kelimedir ve Arap gramerinde Gulam’ın delikanlı ergen erkeklere de söylendiğini bu ayet gösteriyor.

4- Dördüncü olarak bu ekibin çocuğu öldürmeye karar vermesi sırf bir ihtimale veya şüpheye değil sağlam kanıtlara dayandığı anlaşılıyor. O ekibin birşeye karar vermesi sırf bir şüpheden değildir, kendilerine verilen bir ilimden dolayı o işin öyle gerçekleşeceğini bilirler. Bunu örnekle açıklayayım; Meteoroloji ekipleri kendilerinde bulunan ilimle birlikte yarın havanın nasıl olacağını bilir, çünkü bu bilgi bir ilme dayanır. Hamileliğinin ilk günlerinde test yapan anne bebeğini görmese bile hamile olduğunu bilir, hamileliğin ilerleyen süreçlerinde doktor bebeği görmese bile ultrason sayesinde bebeğin cinsiyetini bilir, bebekte gelişimsel bir hastalık var mı bilir. Örneğin baktı ki bebek genetik bir hastalıktan dolayı annesinin karnında bir hilkat garibesine dönmüş ve yakında anneyi de zehirleyecek ve burada doktorun anneyi zehirlemesinden korkması ve kürtaj yapmaya karar vermesi sırf bir ihtimal üzerine değildir, kesin bir bilgi üzerinedir veya anneye ve çocuğa kötülük olsun diye değildir, iyilikleri içindir. Benzer şekilde Hızır’da bulunan ilim de Kuran’ın belirttiğine göre sıradan bir ilim değildir ve olacakları bilerek tedbir alırlar.

5- Burada inanılmaz bir hayati hata yapan hocalar var. Bu hocalar öldürme emrinin baştan Allah’tan geldiği gibi yanlış bir ön kabul yaptıkları için burada korkanın da haşa Allah olduğunu söylüyorlar ve sonuçta Allah’ın geleceği bilemeyeceğine konuyu getiriyorlar. Böyle düşünenlere soruyorum: Allah birşeyden korkar mı? Korkmak acizlikten kaynaklanan bir duygu değil midir? Bu evreni Yaratan, idare eden, geleceğe dair ebedi vaatlerde bulunan Allah aciz olabilir mi? Bu karar Allah’a ait değildir. Çünkü Allah öngörmez ve korkmaz, bir ilime dayanarak olayların geleceğini bilmek insanlar içindir, Allah herşeyi ihata eder, bir ilim öğrenip olacakları bilmesine gerek yoktur.

6- Bazı hocalar da Hızır’ın burada kısas yapmak için çocuğu öldürdüğünü söylüyor ama çocuğun bir adam öldürdüğüne dair birşey demiyor ayetlerde. Hem öyle olsa Hızır direk “ben orada kısas yaptım” demesi ve Hz. Musa’yı rahatlatması gerekirdi, konuyu uzatıp anne babasına getirmesi mantıksız bir cevap olurdu.

Konuyu toparlayalım; Kısaca Hızır bir insandır, beraber karar verdiği kişiler vardır. Bu insanlar kendilerindeki üstün bir ilimle bu çocuğun çok taşkınlık yapacağını, insanlara çok zarar vereceğini, belki çok adam öldüreceğini ve hatta anne babasına zarar vereceğini bilmiş ve az zararı çok zarara tercih etmişlerdir.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

6 Yorum

  1. hızırın zamanda yolculuk yaptığı söyleniyor bu ne kadar doğrudur

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  2. Konuyla alakalı bir soru: Kuran’da hiçbir insanın işlemediği bir fiilden ötürü yargılanamayacağı yazıyor peki buna rağmen neden o çocuk ilerde zalim olur denilerek öldürülmüştür? O çocuğun zalim olacağı kesin olsa bile zalimlik yapmadan önce bunun için cezalandırılmaması lazım. Bu konuya bu açıdan açıklık getirirseniz sevinirim. Selam ve dua ile..

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Çünkü bunu cezalandırma olarak görmemişler. Çocuğun da anne babasının da hayrına olacak bir şey yapmışlar. Görünüşte kötü görünüyor. Hz Musa da bu yüzden anlayamamış, itiraz atmiş ama meselenin iç yüzü aydınlanınca anlamış. Bu bir cezalandırma değil. Çocuğun ahirette cezası olmayacak.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  3. Musa as. Hızır hakkında bilgiler eksik hocam beni ikna etmesi diyelimki Hızır ilim sahibi bir insan,bir sonraki ayette ,biz o çocuğun anne babasına daha hayırlı bir evlat vermek istedik diyor Hızırin ağzıyla. Bunu söyleyen ile çocuğu öldüren aynı kişi gibi, burayı nasıl açıklayacağız

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Ayeti iyi okuyun. “Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine temizlikte daha ileri, merhametçe daha duygulu bir çocuğu vermesini diledik.” فَاَرَدْنَٓا اَنْ يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِنْهُ زَكٰوةً وَاَقْرَبَ رُحْمًا

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu