Dinler Tarihi

316# Mısır kayıtlarında Hz Yusuf. İmhotep değil Mentuhotep

Mısır kayıtlarında Hz Yusuf kimdir? Vezir İmhotep Yusuf mudur?

Hz Yusuf’un Vezir İmhotep olduğu eskiden beri anlatılan bir konudur. Fakat Hz Yusuf’un İmhotep’e uyması için ciddi sorunlar var ama Mısır tarihinde Hz Yusuf’a tam uyan bir vezir daha var ki saraydaki resmi adı Mentuhotep olarak bilinir. Zamanında yedi yıllık kıtlık yaşanmıştır, halka karşı çok cömert olmuştur. Kıtlıktan dolayı insanlar birbirlerini yemeye başladığında aldığı önlemler ile açların doyurulmasını sağlamıştır. Bu yazıda bu Mentuhotep’i anlatacağız fakat öncesinde neden İmhotep olmadığını göstereceğiz.

Hz Yusuf’un kuraklık yılları kıssası Kuran’da ve Tevrat’ta anlatılmaktadır. Bu kuraklık dönemleri, bilim insanlarınca iyi bilinmektedir ve bu yazıda kuraklık zamanının tarihleri ve yaşanmış olaylar anlatılacaktır.

Mısır’da Firavun ünvanı ilk olarak yeni krallık yani 18. Hanedan döneminde kullanıldığı için daha eski krallar Firavun olarak adlandırılmıyordu. Kuran da zaten Hz Yusuf dönemindeki krala Melik der ve Hz Musa dönemindekine ise Firavun der. Yusuf’un zamanındaki krala Melik demesi 5 ayette tekrar ediyor. Hiç Firavun demiyor, burada açık bir kasıt var. Bu doğru ünvanlar Tevrat’ta ise yoktur.

Bu durum Kuran’ın değiştirilmemiş Allah kelamı olduğunu ve Tevrat’ın da Babil sürgünü sırasında kaybolduktan sonra insanlar tarafından akıllardan tekrar yazıldığı için insanların hatalarının ve anlayışlarının karıştığını gösterir. Kuran açısından Yusuf zamanındaki krala Firavun denmemesi tam bir mucizedir. Üstelik Tevrat’a muhalefet ederek. Bu yüzden bu yazıda krallara kral diye hitap edeceğiz. Bu ince ayrıntıyı bilmeyenler, “Mısır kralına Firavun denir” diye bana çıkışmasınlar diye bu konuyu da hariçten anlattım.

İmhotep kimdir?

Mısır’da M.Ö. 2700 yılları civarında yaşadığı bilinen İmhotep, kral Djoser’in veziridir. İmhotep’i kendi zamanında yazılmış olan bilgilerle tanımıyoruz. Sadece kral Djoser’in heykelinin yanında isminin geçmesi ve bir sonraki kralın piramidinin duvarında da isminin geçmesiyle Kral Djoser zamanında yaşamış olduğu doğrulanıyor. İmhotep’den bahseden en erken kayıtlar ölümünden 1200 yıl sonrasına Firavun 3. Amenhotep dönemine aittir. Fakat o yazılarda ismi geçmesine rağmen yine hakkında fazla bir bilgi yoktur. [1]

İmhotep kimdir?
İmhotep, Mumya (1999) filminde dirilen mumya olarak canlandırılmıştı

Kıtlık taşı ( Famine Stela )

İmhotep hakkında en fazla bilgi Ptolemik dönemden (M.Ö.  305-30) kalma kıtlık yazıtları olarak bilinen bir stelden elde edilmiştir. Büyük bir kaya üzerine oyularak yazılan bu yazılar İmhotep’i efsaneleştirerek anlatmaktadır. Yazıtlara göre Mısır’da birkaç yıldır Nil nehri taşıp tarlaları sulamadığı için kuraklık vardır. Kral bilge vezir İmhotep’den yardım ister.  İmhotep ise önce eski kitaplara bakıp Nil’i taşıran Tanr’nın Khnum olduğunu öğrenir. Sonra Khnum’a dua eder. Khnum rüyasına girip kıtlığı bitireceğini söz verir. Tekrar Nil taşar ve tarlalar su ile buluşur. Yedi yıllık kuraklık ve kıtlık biter.[2]

famine stela imhotep

 

Kıtlık taşı

Kıtlık taşında (famine stela) yazan efsane böyle. Birçok araştırmacı, daha önce Tanrının oğlu veya Tanrı olarak görülmeyen İmhotep’in, 2000 yıl sonra yani M.Ö. 3. Yüzyılda artık Tanrı olarak görülmeye başlandığını söylüyor. Çünkü hikayeleri ikibin yıl boyunca abartılarak anlatılmıştı ve en sonunda adına tapınak yapılıp tapınılmaya başlanmıştı. İşte bu kıtlık taşındaki efsanenin de Khnum rahipleri tarafından Tanrı Khnum’u yüceltmek için uyarlandığını düşünüyorlar. Yani bir yedi yıllık kıtlık efsanesi doğru olabilir ama muhtemelen bu efsane tanınmış bir kişilik olan İmhotep üzerine yamanmıştı.

İmhotep Hz Yusuf mudur?

İmhotep tanınmış bir kişilikti. Mısır’da ilk basamaklı piramidi yapan, mimar, astronomi bilgini, hekim, şair olarak tanınıyordu.[3] Eski zamanlarda, gerçek kaynağı unutulmuş hikayeler tanınmış kişilerin üzerine yamanırdı. Bizlerin her duyduğumuz espriyi Nasreddin hocaya ithaf etmemiz gibi…

Ölümünden ikibin yıl sonra İmhotep Tanrılaştırılmış ve adına tapınak yapılmıştır. Birçok Mısır tarihçisi yedi yıllık kuraklık hikâyesinin İmhotep zamanında olmadığını ve rahiplerin İmhotep’i ve Tanrıları Khnum’u yüceltmek adına destanlaşmış bir yaşam öyküsünü İmhotep’e uyarladıklarını düşünüyorlar.[4, 5] Zaten İmhotep hakkında yazılanlar Kuran ve Tevrat’la da uyuşmuyor, çünkü Khnum rahiplerinin yazılarında İmhotep Tanrı Ptah’ın oğlu ve ona dua ediyor. Bir de İmhotep M.Ö. 2700’lerde yaşamış ki bu tarihin Hz. İbrahim’den bile ortalama 500 yıl daha eski olduğu kabul ediliyor.

Üstelik Mısır tarihinde oluşan kıtlık zamanları bugün jeolojik toprak örnek analizleriyle belirleniyor ve İmhotep zamanında kıtlık olduğuna dair bir bulgu yok iken gerçek kıtlık zamanlarına dair kesinleşmiş kanıtlar vardır. Peki o zaman İmhotep’in üzerine yamanan bu yedi yıllık kıtlık gerçekte ne zaman yaşanmıştır?

Hz Yusuf ve yedi yıl süren kıtlık

Kuran’da Hz Yusuf zamanında yedi yıllık kuraklık ve kıtlık yaşandığı bildirilir. Önce Hz Yusuf’un yaşamış olması gereken zaman aralığını aşağı yukarı bulmalıyız ki o tarihlere denk gelen büyük bir kuraklığın varlığıyla karşılaştıralım. Bunun için Hz İbrahim hakkında bildiğimiz tarihlerden yola çıkacağız.

İbrahim peygamber

Hz İbrahim ne zaman yaşadı?

Hz. İbrahim ve Nemrut’u anlattığımız 273# nolu yazımızda Naram-Sin adlı Akad kralının kendini tarihte ilk olarak Tanrı ilan eden kral olduğunu ve Marad şehrinde kendi adına En-Marad (Nemrud) tapınağı yaptırdığını ve insanların bu tapınakta ona taptığını, Urfa şehrini de ele geçirdiğini yazmıştık. İnsanlara ölüm dağıttığı, çeşitli yazıtlardan anlaşılan Naram-Sin adlı bu kralın hüküm sürdüğü yıllar MÖ 2254-2218 arasıdır ve onun zamanında veya ölümünden kısa bir zaman sonra başlayan büyük bir kıtlık ve Gutilerin istilasından dolayı Dünya’nın ilk imparatorluğu olan Akad imparatorluğu aniden ortadan kalkmıştır. İşte Nemrud’un yaşadığı bu yıllar Hz. İbrahim’in de yaşadığı yıllardır (M.Ö. 2250 civarları). Yahudi kaynaklarında 175 yıl kadar yaşadığı belirtiliyor.

Akad imparatorluğu ve tüm Mezopotamya’da kıtlığın M.Ö. 2200 – 2180 yılları civarlarında ortaya çıktığı tespit edilmiştir.[6] Bu kıtlık Mezopotamya ile sınırlı da değildi. Tüm Akdeniz havzasını etkisi altına almıştı.

yusuf ve kıtlık
Kaynak: The Dark Ages in Ancient History. I. The First Dark Age in Egypt. American Journal of Archaeology, Vol. 75, No. 1 (Jan., 1971), pp. 1-26

 

Jeolojik kanıtlar

Newscientist dergisinde yayınlanan bir habere göre [10] bilim insanları M.Ö. 2180 yıllarında oluşan kıtlığın sebebinin Etiyopya’da az yağmur yağması sonucu Beyaz Nil’in sularının azalması olduğunu tespit etmişler. Haberde böyle bir kuraklık tehlikesinin bugün de var olduğunu ve benzer bir kuraklığın bugün için çok daha yıkıcı olacağını söylüyorlar. [10] Çünkü nüfus çok arttı ve herkes kendi yiyeceğini üretmiyor.

Mısır'da kıtlık
Kaynak: NewScientist

Eski krallığı yok eden kıtlık

M.Ö. 2180 yıllarında kıtlık başladığında kral olarak Pepi II vardı. 94 yıl hüküm sürdükten sonra öldü. Mısır krallıkları ondan sonra devam etti fakat çok silik kayıtlarla… Bu karanlık dönemde Mısır mimari ve sanat yapacak zenginlikte olmadığı için geriye onları anlayabileceğimiz yapılar bırakmadılar. Fakat 2000 yılından sonra oluşan yedi senelik son kuraklıktan sonra artık kuraklık dönemleri tamamen bitmişti ve Mısır eski görkemli zenginliklerine kavuşmuştu.

Pepi II ve yusufun kıtlığı
Pepi II ‘nin çocukluğunu gösteren bir heykeli. Annesinin kucağında oturuyor.

 

Eski Mısır’da kıtlık dönemi

İşte Mısır’da da 2180 yıllarında başlayan büyük kıtlık Mısır’ın eski krallık dönemini bitirmiş ve karanlık dönem denilen bir döneme girmesine sebep olmuştu. Akdeniz havzasındaki iklimin değişmesine bağlı olan bu kıtlığın o dönemde 20-30 yıl sürdüğü tahmin ediliyor. Yani M.Ö. 2180-2150 civarları. [8] Fakat iklim birkaç yüzyıl kararlı olmayacaktı ve sürekli dalgalanacaktı. Bilim insanları bu iklim dalgalanmasının artçısı olan ikinci bir kıtlığın ise M.Ö. 2000 civarlarında yaşandığını söylüyor. 

Bu iklim değişimi döneminden önceki dönem, Neolitik ıslak dönem olarak adlandırılıyor. Çünkü o dönemlerde Mısır daha sulak alanlara sahipti fakat bu dönemlerde Nil yeterince su getirmemeye başladı ve az gelen su artık taşarak tarlaları sulamıyordu. Oysa Mısır’ın tarımı Nil’in taşmasına bağlıydı ve Nil taşmayınca halk yiyeceksiz kalmıştı.

Jeolojik veriler de Mısır yazıtlarında arkeolojik olarak bulunan bu kıtlığı doğruluyor. Aşağıdaki makalede M.Ö. 2180 civarında çıkan birinci kıtlıktan başka 2000’ler civarında ikinci büyük bir kıtlığın jeolojik verilerle tespit edildiği anlatılıyor. 

Kaynak: American Journal of Archaeology [7]

Mısır tarihinde karanlık dönem

Mısır tarihi boyunca hiç durmayan piramit ve tapınak inşası birinci kıtlık yılları olan ve karanlık dönem olarak adlandırılan bu dönemde durdu. Mezar resimleri ve yazıtlar, görkemli Eski Krallığın sonlarına doğru çevrenin daha kurak hale geldiğini, çünkü bazı bitkilerin ortadan kaybolduğunu ve nehir yerleşimlerinin yakınında kum tepelerinin göründüğünü gösteriyor. Nil havzasındaki çekirdeklerden elde edilen veriler, iklimin MÖ 2200 civarında kurumaya başladığını doğrulamaktadır.[9]

İkinci kıtlık olan ve M.Ö. 2000’li yıllardaki kıtlık hakkında Mısır yazıtlarında bilgiler bulabiliyoruz. 150-200 yıl önce gerçekleşen ilk kıtlık kadar uzun sürmemişti fakat bu kıtlık da aynı sonuçlar doğuran ciddi bir kıtlıktı. Bu dönem Mısır tarihinde 12. hanedanın tarihine geliyor. Kayıtlara göre her iki kıtlıkta da ülkeyi yöneten kralların vezirleri var. Fakat ilk kıtlık dönemi karanlık dönem olup kıtlık atlatılamadığı ve Mısır devleti çöktüğü için çok fazla bilgi yok. Çünkü kıtlığın getirdiği karanlık dönemde mimari ve sanat durmuştu, insanlar sadece yaşamaya çalışıyorlardı.

Mısır’da ikinci kıtlık ne zaman yaşandı

Jeolojik veriler 2000 civarında ikinci kıtlığa işaret ediyor ama tam kesin bir tarih veremiyor. Fakat kesin tarihi arkeolojik veriler sunuyor. Arkeolojik keşiflerden elde edilen birçok hiyeroglif ve stela kral Senusert (Sesostris ) I döneminde (M.Ö. 1971-1926) yedi yıllık bir kuraklığın yaşandığını gösteriyor.

Aşağıdaki makalede Senusert (Sesostris ) I zamanında çıkan bu ikinci kıtlığın yedi sene sürdüğü ve ülkeyi zor duruma soktuğu bildirilmiş. 

yusuf kıssası
Kaynak: Demidchik A.E. Crop Failures in the Reign of Senusert I. Vestnik NSU. Series: History and Philology. 2018;17(10):38-45. (In Russ.)

Makalenin Rusça metninde cenaze rahibi Hekanakht’ın Deir el-Bahri’de bulunan mektuplarında Nil’in ancak yedi yıl sonra taşmaya başladığının belirtildiği yazıyor. Makaleden o dönemdeki açlığı gösteren bir alıntı:

“Bu nedenle Mısır’ın güneyinde Thebes bölgesinde hizmet veren Hekanakht, kuzeyde bir yerde, Feyyum veya Memfis bölgesinde bulunan evindeki ödenek dağılımının azaltılmasını emreder. Aynı zamanda ev halkına şöyle açıklıyor: “Bakın, bütün ülke öldü ama siz aç değilsiniz! Bakın, (önceden) buraya güneye gelmeden, harçlığınızı en iyi şekilde ayarladım, fakat (mevcut) sel yeterli yükseklikte mi?. Başka bir yerde şöyle diyor: “Bakın burada insanlar yemeye başladı! Bak, böyle (yani seninki gibi) bir harçlık verilecek kimse yok!”

Makalenin devamında eski Mısır edebiyatından gelen “Sinuhen’in Hikayesi” ele alınıyor. Sinuhen’in Hikayesinde Sinuhe’nin Sesotris I zamanında çıkan kıtlıktan dolayı Filistin’e kaçtığı anlatılıyor. Makaledeki bilgilere göre Mısır tarihçileri bu hikayede geçen açlık yıllarının Sesotris I’in iktidarının 24. ve 30. yılları arasında yedi yıl boyunca yaşandığını belirtiyorlar. [22]

Hz Yusuf ve kıtlık zamanı

Bilimsel olarak incelenen toprak analizleriyle doğrulanmış ve Mısır tarihi kayıtlarına geçmiş bu kıtlığın yaşandığı tarih (M.Ö. 2180) Hz. İbrahim’den (M.Ö. 2250 civarı) bir müddet sonrasına rastlar. Hz. Yusuf Hz. İbrahim’in torununun oğluydu. Kuran’da anlatılan Yusuf’un hayat hikâyesinde Yusuf çocukken Mısır’a köle olarak satılıyordu.

yusuf'un köle olarak satıldığı zaman
Yusuf’un köle olarak satılması

 

Derken hapse düşmesi ve kralın rüyasını yorumlaması ve suçsuzluğu anlaşılmasıyla serbest bırakılması. Kral rüyasında yedi zayıfın sığırın yedi besili sığırı yediğini gördü. Mısırlılar için sığır kutsaldı. Bu yüzden Sığıra ve buzağıya tapınılırdı. [11] (Hatta Musa’nın kavminin altın buzağı heykeline tapmak istemeleri de Mısır’dan edindikleri bir alışkanlıkları idi.) Mısırlılar sığıra değer verdikleri için Yusuf’un kralı bu rüyaya önem verdi ve ciddiye aldı. Belki de Allah ciddiye alması için önem verdikleri bir hayvan ile anlatmıştı, böylece Yusuf’un kurtulmasını dilediği gibi Yusuf ile Mısır halkının, gelecek iklim değişikliğinden kurtulmasını da istiyordu.

By Unknown artist RamaOwn work CC BY SA 2.0 fr

 

Mısır’ın bazı yerlerinde sığıra tapacak kadar ileri gidilmişti.

Yedi yıl kıtlık

Yusuf’un hikâyesinin devamında Yusuf krala yedi yıl bolluğun ardından yedi yıl kıtlığın geleceğini söylüyor. Yusuf’un rüyayı yorumlamasının ardından krala kendisini görevlendirmesini istediğini çünkü bu kıtlıkla baş edecek bilgisi olduğunu söyler. Kral da muhtemelen ona başlangıçta bir yetki verir. Sonra başardığını gördükçe onu vezirliğe kadar yükseltir.

Filistin’den gelen göçler

Kuran’da Yusuf’un kıssasının devamında Filistin bölgesinde de ağırlaşan kıtlıktan dolayı Yusuf’un kardeşlerinin Mısır’a buğday almak için gelmesi ve Yusuf’un onlara buğday vermesi anlatılır. Yusuf ağırlaşan kuraklıktan babasını ve kardeşlerini kurtarmak için onları Mısır’a getirtir.

Tarihi kayıtlar da Kuran’ın anlattığı bu olayı doğruluyor. Yani kıtlık sadece Mısır’da değildi tüm Akdeniz havzasındaydı ve özellikle Filistin halkı Mısır’a gidip karşılığında bir şeyler vererek yiyecek alıyorlardı.

Yusuf'un kardeşlerini affetmesi

Mısır kıtlığı Ameni’nin mezarında yazılı

Yukarıda ikinci kıtlığın kral Sesotris I zamanında çıktığını ve yedi yıllık bir kıtlık olduğunu kaynaklarıyla beraber vermiştik. M.Ö. 1900’lü yıllarda Sesotris I zamanında çıkan kıtlığı arkeoeojik olarak Sesotris I’in bir stelasından ve valilerinden biri olan Ameni’nin mezarından[12] çıkan lahitten biliyoruz. Stela’da kıtlığın atlatılmasını sağlayan vezirin adı ve yaptığı işler verildiği için birazdan geleceğiz. Ameni’nin lahitine bakalım önce:

“Benim günlerimde kimse mutsuz değildi, kıtlık yıllarında bile, Mah Nome’nin tüm alanlarını güney ve kuzey sınırlarına kadar çapalatmıştım. Böylece, sakinlerinin ömrünü uzattım ve ürettiği yiyecekleri korudum…[13] Kötüye kullandığım bir vatandaşın kızı yoktu, ezdiğim dul kadın yoktu, ittirdiğim köylü yoktu, ittiğim bir çoban yoktu, halka dayatma olarak kölelerin-emekçilerin gözetmeni koymadım, toplumumda perişan kimse yoktu, benim zamanımda aç yoktu. Yıllarca süren kıtlık geldiğinde “Oryx nome’un tüm tarlalarını sürdüm, güney ve kuzey sınırına kadar, bu da insanları açlıktan uzak tuttu. Orada aç kalmadı. Sonra Nil’in suları, tahıl üreticileri ve her şey geri geldi [14] Ekran görüntüsü aşağıda.

Mısır'da kıtlık
Kaynak: The Dark Ages in Ancient History. I. The First Dark Age in Egypt. American Journal of Archaeology, Vol. 75, No. 1 (Jan., 1971), pp. 1-26

Ameni’nin yiyecekleri koruması kıtlığı önceden bildiklerini düşündürüyor. Yine Sesotris I zamanındaki bir adamın annesine yazdığı bir mektup da ABD’de Metropolitan müzesinde bulunuyor ve adam annesine şöyle diyor [14] :

“Siz ikiniz nasılsınız?” Hayatta, müreffeh ve sağlıklı mısın?  . . . Benim için endişelenme, çünkü ben sağlıklı ve hayattayım. İşte, bir zamanlar gözleri açlıktan çukura kaçmış olan olanların içinde, tüm topraklar açlıktan ölmüş olmasına rağmen, doldurduklarını yiyenler gibisiniz. . .  Bu yüzden canlı tutulmanın ölümden daha iyi olduğu söylenebilir. . .  burada insanları yemeye başladılar”[15]

Bazı bölgelerde halk arasında yamyamlığın başladığını fakat bazı bölgelerin ise önceden doldurdukları erzakları tükettiğini belirtiyor.

Vezir Mentuhotep

İşte bu dönemde kral Sesotris I ‘in bir veziri vardı. Resmi ismi Mentuhotep olan bu vezir krallığın tüm hazinedarıydı, tahıl ambarlarının başıydı, toprakların işleyicisi ve tüm işçilerin amiriydi. Ona “Tüm krallık işlerinin gözetmeni – overseer of all royal Works) ünvanı verilmişti. Adına dikilen stelde kralın veziri olduğu yazılıdır.[16] Tüm ülkeyi o yönetiyordu ve Ameni’nin bahsettiği kıtlık önlemleri vezir Mentuhotep döneminde ayarlanmıştı.

M.Ö. 1971-1929 — Sesostris I. Ekim 1965’te Kahire Müzesi’nde fotoğraflandı. – © Roger Wood/CORBIS

Sesotris I’e ait stelada kıtlık yılları

Kırk sene kadar önce yani 1985 yılında Petri adlı bir araştırmacı Mısır’da ucuz bir fiyata antik bir stela (Mısır tableti) satın alıp University College London müzesine getiriyor. Araştırmacılar titiz uğraşla yazıları çözüyorlar. Stela, Sesotris I adına yazılmış ve Sesotris I’in Tanrı Osiris’e sunusunu anlatıyor. Osiris’e Mentuhotep’in kıtlık yıllarında halkına nasıl cömert davrandığını anlatan kral, bu sayede Mentuhotep’e daha fazla yiyecek sağlamasını istiyor. Yazıda kral Mentuhotep’i kendi sözlerini söyleyerek övdürüyor.  Aşağıda bu stelanın resmi ve tercümesi var. Stelayı ve İngilizce çevirisini inceleyebileceğiniz Müzenin sayfası da resmin altında verildi.

Kaynak: https://www.ucl.ac.uk/museums-static/digitalegypt/art/uc14333.html

Müze sayfasındaki İngilizce çeviriyi Türkçe’ye çevirmeye çalıştım. (Çok iyi bir çeviri olmayabilir, metin biraz zordu, elimden gelenin en iyisini yaptım)

Çevirisi:

(1) Büyük tanrı, Abydos’un efendisi Busiris’in efendisi Osiris’e bir kralın sunusudur. O, önde gelen soylu için ekmek, bira, sığır, kaz, binlerce kalsit ve keten ve tüm iyi saf şeylerden oluşan hediyeler verebilir mi? Önde gelen yetkili, rahiplerin gözetmeni Hapi’den doğan (vezir) Mentuhotep’dir.

(2) (Mentuhotep) Der ki: Ben sabreden, itaat eden, efendisinin sevgisini verdiği kimseydim. Ben efendisinin sevgisini verdiği büyük biriydim. Özel daireye alınmış büyük biriydim, dikkatliydim, (korkudan) titremezdim (?)

(3) (ama) güçlü bir adama karşı saygısızlık etmemek. Saray mensuplarının, sarayın ileri gelenlerinin ve orada tahta geçenlerin bedenlerinde bana olan sevgi vardı. (Ben) arkasında büyüklerle efendisinin huzuruna giren biriydim

(4) Kapıcılar, ben (O’nun) şahsının bulunduğu yere ulaşana kadar önümde eğildiler. Ne zaman oraya gitsem, kalbim yüceltilirdi ve iyiliğim herkesin karşısındaydı. Onun Şahsı yaptı

(5) Hizmetlisi için olan bu şeyler bağlılığımdan dolayıdır. Beni Armant’taki Şahsiyetinin sırdaşı olarak atadı, kendi alanının en önemlisi olarak. Bilge ve cahil beni severdi; herkes benim için Tanrı’yı övdü

(6) Benden yeryüzünde uzun bir yaşam istedi, O’nun Kişiliği beni bu kentte bulunan diğerlerinden daha fazla tercih etti. Ben yeniyi getiren, eskiyi toprağa gömen biriydim.

(7) herhangi bir yoksul. Açlara ekmek, çıplaklara kıyafet verdim. Nepri’nin (tahıl tanrısı) oğlu, Tayt’ın (kumaş tanrıçası) ve Sekhat-Hor’un (süt tanrıçası) kocası

(8) Yirmi beşinci yıl boyunca alçak bir sel meydana geldiğinde (Nil taşıp tarlaları sulamadığında), insanın yaratıcısı Khnum meskeninin tüm hazinelerinden oluşan bir zenginlik sahibi olan sığırlar var etti.

(9) Bölgemin açlıktan ölmesine izin vermedim. Onlara Yukarı Mısır tahılı (yukarı Mısır’da tarıma açtığı Feyyum ovasından aşağıda bahsedilecek) ve nişasta verdim. Yüksek seller gelene kadar (Mısır tekrar taşana kadar) sefaletin içinde kalmalarına izin vermedim. Çocukları besledim

(10) Bağışlarımla, dul kadınları korudum. Benim zamanımda sıradan bir sefil yoktu. İsmimin iyi olabilmesi ve temize çıkması için sevilmeye çalıştım.

(11) Nekropolde. Çocuklarıma memnuniyetle, nezaketle konuşmayı öğrettim, halktan biriyle rekabet etmiyordum – kibirli olan hiçbir üstün sevilmez. Sıkıntılarını anlatan birini istekle dinlerdim.

(12) ve yüreğini dökecek olanın durumunu araştırdım, sefaletini ortadan kaldırdım, çünkü bir adam kendisi için doğru olana göre konum almalıdır. Dahası, benim dileğim engellendiğinde sessiz kaldım.

13) Açlıktan ölen bir adamın yüzünü geri çevirmemek için herkese boyun eğiyorum; yardım eli sevilen şeydir. Ey insanlar yalnız olan bir denetleyiciye karşı herhangi bir muhalefet olmamalıdır

(14) (veya) idarenin herhangi bir görevlisine, sadece şunu söylemek gerekir: Kalbiniz rahat olsun. Bir şeyler istemeye gelen kişiye, ne için geldiğini söyleyene kadar önyargılı olmayın. Halktan bana bu durum bildirildi,

(15) ve dul ve yetimlerden de aynı şekilde. Onların (işlerini) yaptım… sefalete düşene yardım etmek için. Bir insanın iyi karakteri gerçekten de onun için binlerce hediyeden daha değerlidir. Halkın konuşması duyulur

(16) en Yüce’nin sözü ve Büyük’ün sözü olarak. Bir insanın anıtı onun iyiliğidir; Unutulan (kişi) kötü karakterli olandır. Eğer söylendiği gibi gerçekleşirse, adım şehrimde iyi ve kalıcı olacak ve anıtım asla yok olmayacak.

Yazıda Mısır Tanrı’larından söz edilmesi stelayı Mısır kralının yaptırmasına ve kendi Tanrı’larını onurlandırmasına bağlanabilir. Kendi inanışlarına göre Mentuhotep’e de “Nepri’nin (tahıl tanrısı) oğlu, Tayt’ın (kumaş tanrıçası) ve Sekhat-Hor’un (süt tanrıçası) kocası” gibi ünvanlar takarak Mentuhotep’i de kendilerine göre onurlandırmışlar. Yine “insanın yaratıcısı olan Khnum” gibi sözler Mentuhotep’in kendi sözleri olması gerekmiyor. Çünkü yazı kral adına hazırlanmış. Kendi istediği şekilde yazdırmış olmalı. Buna rağmen Hz Yusuf’un Mısır saraylarında vezir olarak kalabilmesinin de onların yerel inançlarına saygı göstermesi ile mümkün olabileceğini unutmamak gerekir. Yani siz putlara tapıyorsunuz diye milleti ve kralı azarlayan bir Yusuf beklemiyoruz. Kuran’da da Yusuf’un Mısır sarayına tek Tanrı inancı getirdiğine dair bir beyan yok, İslam’ın özünü yani ahlak getirmiştir, adalet getirmiştir.

Mentuhotep’in ülkedeki tahıl ambarlarından sorumlu vezir olması

Mentuhotep Mısır’ın en şiddetli kıtlık zamanlarında ülkenin veziri, hazinedarı ve tüm işçilerin başıydı. Ülkeyi kıtlıktan kurtaracak önlemler aldı. Aşağıdaki alıntıda Mentuhotep’in ünvanları şöyle yazılmış: “Elitlerin üyesi, işlerin öncüsü, kraliyet mühürcüsü” ve “tek arkadaş” gibi yüksek rütbeli unvanlara sahipti. Fakat en başlıca ünvanı “duble tahıl ambarının gözetmeni” idi.” Duble tahıl ambarı dediği şey ülkenin merkezi tahıl ambarıydı.

hz yusuf kimdir
Kaynak: Grajetzki, W. (2009). Court Officials of the Egyptian Middle Kingdom (Vol. 11). Bristol Classical Press. Sayfa 104

Garibanların koruyucusu fakirlerin kurtarıcısı Mentuhotep

Yine Mısır yazıtlarında Mentuhotep’den garibanların koruyucusu ve fakirlerin kurtarıcısı ve toprakların düzene koyucusu olarak söz edilir. Tıpkı Kuran ve Tevrat’ta anlatılanlara benziyor değil mi? Ekran alıntısı aşağıdadır.

Hz yusuf İmhotep
Kaynak: Grajetzki, W. (2009). Court Officials of the Egyptian Middle Kingdom (Vol. 11). Bristol Classical Press. Sayfa 123

Mentuhotep’in cömertlerin başı olması

Yine Mısır kayıtlarında Mentuhotep’in cömertlerin başı olduğu yazılıdır. Bu da yine Kuran’da anlatılır. Fakirlere, açlara, hatta ülke dışından yiyecek almaya gelenlere tahıl ambarlarını açar ve yiyecek verirdi. Ekran alıntısı aşağıdadır.

Hz yusuf'un hikayesi
Kaynak: Grajetzki, W. (2009). Court Officials of the Egyptian Middle Kingdom (Vol. 11). Bristol Classical Press. Sayfa 127

Mentuhotep’in orduya gıda sağlaması

Mısır yazıtlarında Mentuhotep’in ambarların başı, toprağın düzene koyucusu, işçilerin (kölelerin) başı olduğunun yazılı olduğunu göstermiştik. Yani Tevrat’ta yazıldığı gibi halkı topraklarında çalıştırıp buğdayları ambarlara doldurmakla görevli bir vezir idi. Eli açıktı, fakirleri düşkünleri korurdu. Aynı zamanda aşağıdaki alıntıda yazıldığı gibi ordunun gıda ihtiyacını da vezir Mentuhotep sağlardı.

Hz Yusuf Kuran
Kaynak: Grajetzki, W. (2009). Court Officials of the Egyptian Middle Kingdom (Vol. 11). Bristol Classical Press. Sayfa 105

Halk Mentuhotep’in önünde eğilirdi

Normalde Mısır’da halk sadece kralların önünde yere kapanarak eğilirlerdi. Vezirlerin önünde eğilmezlerdi. Fakat kral Mentu-hotep’i çok seviyor olmalıydı ki ülkenin tüm hazinesini ve yönetimini emanet ettiği bu vezirinin önünde de halkın eğilmesini istemişti. James Breasted “Mısır tarihi” isimli kitabında şöyle yazıyor:

Tek kelimeyle, bizim Mentuhotep kralın ikinci kişiliği olarak görünür. Geldiğinde, büyük şahsiyetler kraliyet sarayının dış kapısında vezirin önünde yere eğilirlerdi.”[20]

yusuf'un önünde secde etmesi
Mısırlıların kralların önünde eğilmesi (secdesi)

 

Aynı şekilde Kuran’da da Yusuf’un babası ve kardeşleri de önünde eğildikleri (secde) Kuran’da belirtiliyor.

Yusuf 100: “Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun önünde secdeye kapandılar. Dedi ki: “Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O’dur.”

(Secde bir boyun eğme alametidir. Eski zamanlarda kudretli kişilere boyun eğme ve itaat gösterisi olarak yapılırdı. Kula kulluk etmek ve karşıdakini Allah’a eş koşmak demek değildir.)

Allah daha önce Yusuf’a çocukken rüyasında 11 yıldızın kendisine secde edeceğini göstermişti. Bir de benim dikkat ettiğim bir şey var. Yusuf suresi 12. Suredir ve Yusuf’a secde eden 11 kardeşi ile birlikte toplam 12 kardeştirler. 11 yıldızın, 11 kardeşin secde edip boyun bükmesi ve 12 kardeş, 12. Sure hakikatleri. Yusuf’un hayatında bu 12 sayısının bir örgüsü var. İlginçtir ki Yusuf’un yaşadığı kıtlıklar da 12. Hanedan döneminde olmaktadır. 12. Hanedan döneminde yaşayan Mentuhotep ise Yusuf’a çok uyuyor. Yani Yusuf suresinin 12. sure olması bile Yusuf’un yaşadığı döneme işaret olabilir.

hz yusuf dizisi nerede cekildi

Yusuf kanalı ve Feyyum vahası

Bu 12. hanedanlık döneminde yine şimdiki Kahire’nin 120 km güneyinde çölde büyük bir vaha kazılmış ve toprak seviyesi Nil’in altına düşürülmüştü. Bu vahaya bugün Feyyum vahası deniyor. Bu vahaya Nil’in sularını akıtmak için Mısır’ın en büyük kanal sistemi kazılmıştı. Feyyum vadisine giden kanal Sesotris I zamanında yapılmıştır. [14] Bu kanala halk arasında eskiden beri Yusuf’un kanalı denmektedir.[17]

Yusuf kanalı çok sıradışı bir kanaldır. Nil’in suları azalınca ve kendiliğinden tarlalara taşmayınca ürün yetişmemektedir. Fakat vezir Mentu-Hotep’in aklına çok sıradışı bir fikir gelmiş. Nil nehrine yakın Feyyum ovasının rakımı Nil nehsinden düşüktü ve eğer Nil’den Feyyum ovasına bir kanal kazılabilirse Nilin suyu az olsa bile bu ovayı sulayacaktı. Bu sayede Feyyum ovasında yetişen mahsul Mısır’ı açlıktan kurtarabilecekti. İşte bu sıra dışı kanal da Mentuhotep’in Mısır’ı kıtlıktan korumak için aldığı önlemlerden biriydi.[18] Nil’in suları taşıp bütün tarlaları sulayamasa da bu kanal sayesinde Nil’den daha düşük düzeye kadar kazılmış bu vahaya su akışı olacaktı ve bu alan Mısırlılara kıtlık yıllarını atlatacak kadar yiyecek sağlayabildi. Aşağıda bu Yusuf kanalını ve uydudan çekilmiş resimleri görebilirsiniz.

Yusuf kanalı
Yusuf’un kanalı olarak bilinen kanal bugün hâlâ görevini yapıyor

 

IsrealInEgypt image 1
Resimde Yusuf’un kanalının ayrıldığı yer ve oluşturduğu göl görülüyor

 

YUSUF KANALI
Resimde Nil’den ayrılan Yusuf kanalı ve Feyyum ovasını çölün ortasında nasıl bir vahaya çevirdiği görülüyor. Bu kanal Mentu-hotep’in tüm Mısır’ın idaresini ele aldığı kıtlık döneminde yapılmıştır.

yusuf'un yaptığı tarım

Yusuf kanalı ve Feyyum ovası

Daha önce cenaze rahibi Hekanakht’ın mektuplarından bahsetmiştik ve Feyyum’da yaşayan ailesinin açlıktan kurtulduğunu ama birçok bölgede insanların açlıktan ölüyor olduğunu haber veriyordu. İşte bu Feyyum ovası Yusuf kanalı sayesinde Sesotris I zamanının yöneticisi Mentuhotep tarafından tahıl üretimi amacıyla yapılmıştı ve burada üretilen tahıllar, krallık yok olmadan kıtlığın atlatılmasını sağlamıştı.

Herodot, sulama kanallarını anlatıyor

Antik Yunan tarihçisi Herodot (M.Ö. 484-425) Sesotris I zamanında yapılan kanaları şöyle anlatıyor [14]:

“Daha sonra Sesostris, Mısır’a döndükten ve kardeşinden intikam aldıktan sonra, topraklarını zaptedilenlerin çokluğunu şöyle kullandı: “Bunlar, bu kralın hükümdarlığında Hephaistos tapınağına getirilen çok büyük taşları çekenler oldular; ve ayrıca bunlar şimdi Mısır’da olan tüm kanalları kazmak zorunda kaldı. . . çok olan ve her yöne uzanan bu kanallar.”

      “Ancak kralın (Sesostris) toprağı (kanallarla) yarmasının nedeni şuydu, çünkü şehirleri nehrin kenarında olmayan, ülkenin ortasında olan Mısırlıların, nehrin sularının çekildiğinde su istemeleridir, kuyulardan aldıkları suyu acı buluyorlardı. Bu nedenle Mısır toprakları (kanallarla) yarıldı: ve bu kralın toprakları tüm Mısırlılara dağıttığını, her adama eşit kare bir pay verdiğini ve bundan mahsul geliri elde ettiğini, onları her yıl belirli bir vergi ödemesi için görevlendirdiğini söylediler”. [19]

Tevrat’ta Yusuf kıssası hakkında verilen bilgiler de Sesotris I zamanında olan açlıkla çok benzer bilgiler olduğu görülüyor.

Sonuç

M.Ö. 2180 yılından sonra Akdeniz havzasında iklim değişiklikleri ve yamyamlığa yol açacak kıtlıklar doğdu. Bu iklim değişiklikleri dalgalıydı. 200-300 yıl boyunca dalgalanarak zaman zaman ufak kıtlıklar şeklinde kendini gösterdi. Adeta 2180 yılındaki büyük kıtlık ana depremdi ve sonra gelenler ise bunun artçıları olmuştu. Yusuf’un kralı ise önceki kıtlık yıllarını bildiği için muhtemelen Yusuf’un haber verdiği kıtlığı ciddiye aldı ve Yusuf’un bilge bir adam olduğunu anladığından ona yetki verdi. Onun tedbirlerini uygulayıp ülkenin her yerine kanallar açtırarak, azalacak Nil sularının tarlalara dağıtılmasını kolaylaştırdılar. Bunlardan en büyüğü ise bugünkü adıyla Yusuf kanalının suladığı Feyyum vahasıdır. Çöl ortasında bir vaha kurarak azalan suları değerlendirmişlerdi ve halkı canlı tutmayı başarmışlardı.

Bu dönemdeki vezir saray adı ile Mentuhotep idi. O dönemde çıkan kıtlık hem arkeolojik olarak tespit edilmiştir hem de Ameni yazıtlarında ve Sesotris I’e ait stelada tespit edilmiştir. Stelada Mentuhotep’in kıtlık yıllarında Nil tekrar taşana kadar fakirleri, düşkünleri doyurduğu ve kimseyi aç bırakmadığı anlatılmaktadır. Kayıtlara göre ral ona ülkenin tüm hazinelerini emanet etmişti. Yine kayıtlara göre hazine başı idi, toprakların düzene koyucusu idi, tahıl ambarlarının başı idi, fakirlerin ve garibanların koruyucusu idi. Orduya yiyecek sağlardı. Mısır tarihinde pek görülmedik bir şekilde halk kralın yanında bu vezire de secde ediyordu. Kral onu adeta ikinci bir kral gibi tam yetkilerle donatmış ve tüm ülkeye ona kral gibi davranılmasını istemişti. 

Bu dönemdeki şiddetli kıtlığın varlığını ve bu kıtlıkla mücadele için hem yiyecek depolandığını hem de sulama kanalarıyla yine tarıma devam edildiğini Ameni adlı valinin mezar yazıtlarından ve bir kişinin annesine yazdığı mektuptan biliyoruz.

Mısır tarihinin bu karanlık döneminde ve yeni krallığın başlarında bu kıtlıklar olmuştur ve hem jeolojik kanıtlar hem arkeolojik kanıtlar Yusuf için anlatılan bu kuraklıkların varlığını doğruluyor ve Hz Yusuf’un Mentuhotep olduğu anlaşılıyor.

Kıtlık taşında geçen 7 yıllık kıtlık zamanı gerçekte Mentuhotep zamanına ait olduğu halde aradan binlerce yıl geçtikten sonra insanlar bu olayı halk arasında karıştırdığı için İmhotep’e uyarlamış ve kıtlık taşına öyle geçirmiştir. İmhotep zamanının kayıtlarında da böyle bir kıtlık geçmemektedir fakat Mentuhotep zamanının kayıtlarında yedi yıl kıtlık geçmektedir. Yani kıtlık taşı İmhotep döneminin kaydı değildir binlerce sene sonra yazılmıştır ama Mentuhotep’in kayıtları bizzat kendi zamanının belgeleridir. İnsanlar Mentuhotep’in hikayesini zamanla İmhotep’e atfetmişlerdir. Bunda İmhotep’i Tanrılaştırmalarının da etkisi büyüktür. Mentuhotep’in halkı açlıktan korumak için mücadele etmesi, yabancı biri olarak saraya girmesi ve yükselmesi, sevilmesi ve insanlara iyi davranması Mısır kayıtlarında Hz Yusuf kimdir sorusunun cevabını kuvvetli delillerle göstermektedir.

REFERANSLAR

1.            https://en.wikipedia.org/wiki/Imhotep.

2.            https://en.wikipedia.org/wiki/Famine_Stela.

3.            https://www.ancient.eu/imhotep/.

4.            https://www.egypttoday.com/Article/4/54056/Famine-Stela-A-piece-of-Pharaonic-diary.

5.            https://www.brooklynmuseum.org/community/blogosphere/2010/06/29/wilbour-and-the-stela-of-the-seven-years-famine-part-ii/.

6.            Weiss, H., Courty, M. A., Wetterstrom, W., Guichard, F., Senior, L., Meadow, R., & Curnow, A. (1993). The genesis and collapse of third millennium north Mesopotamian civilization. Science, 261(5124), 995-1004.

7.            Bell, B. (1971). The Dark Ages in Ancient History. I. The First Dark Age in Egypt. American Journal of Archaeology, 75(1), 1. doi10.2307503678.

8.            https://www.scientificamerican.com/article/200-year-drought-doomed-indus-valley-civilization/.

9.            https://www.nationalgeographic.com/history/article/151224-egypt-climate-change-old-kingdom-archaeology.

10.          https://www.newscientist.com/article/mg17323271-800-how-egypt-was-felled-by-famine-in-2180-bc/.

11.          https://en.wikipedia.org/wiki/Apis_(deity).

12.          http://www.wineofancientegypt.com/middle-egypt/beni-hassan/tomb-of-amenemhat.

13.          https://answersingenesis.org/archaeology/ancient-egypt/the-glorious-middle-kingdom/.

14.          https://www.biblehistory.net/newsletter/joseph_pharaoh_famine.htm.

15.          Met Museum of Art – Accession Number: 22.3.517.

16.          https://en.wikipedia.org/wiki/Mentuhotep_(treasurer).

17.          https://en.wikipedia.org/wiki/Bahr_Yussef.

18.          Ashton, J. F., & Down, D. (2006). Unwrapping the pharaohs: How Egyptian archaeology confirms the biblical timeline. JHU Press.

19.          Herodotus II, 2:107-109.

20.          James Henry Breasted, A History of Egypt (New York: Scribner and Sons, 1954), p. 166.

21. Michael Rice (1999) WHO’S WHO IN ANCIENT EGYPT, Routledge; 1st edition, sayfa 109

22. Demidchik A.E. Crop Failures in the Reign of Senusert I. Vestnik NSU. Series: History and Philology. 2018;17(10):38-45. (In Russ.)

 

S.S.S

Hz Yusuf İmhotep midir?

Hayır Hz Yusuf İmhotep olması pek mümkün görünmüyor.

İmhotep hakkında söylenenler gerçek midir?

İmhotep hakkında kendisinden 2000 yıl sonra yazılanların tamamını doğru kabul edeceksek onun bir putperest olduğunu da kabul etmek gerekir.

Yedi yıllık kıtlık olayı neden İmhotep’e mal edilmiştir?

Çünkü İmhotep sağlık tanrısı olarak tapınılmaya ve hakkında bir sürü efsane üretilmeye başlanmıştı. Mısır tarihinde mevcut olan ama kaynağı unutulmuş olaylardan biri de yedi yıllık kuraklığın vezir tarafından önlenmesi idi. İşte Khnum rahiplerinin bu yedi yıllık kuraklık olayını İmhotep’e uyarladıkları düşünülüyor.

Hz Yusuf ne zaman yaşamıştır?

Hz Yusuf muhtemelen kıtlık yılları olan M.Ö. 2180 ile 1900’ler arasında yaşadı.

Hz Yusuf kimdir?

Hz Yusuf muhtemelen Mısır’da resmi adı Mentuhotep olan vezirdir. Bu vezirin ülkedeki konumu aynen Kuran’da anlatıldığı gibidir.

İmhotep’in kendi zamanına ait kıtlığı bildiren bir kayıt var mıdır?

hayır İmhotep’in kendi zamanına ait bir kayıt yoktur. Jeolojik olarak da o zamanlarda kıtlık olduğuna dair bir bulgu yok.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

Bir Yorum

  1. Hocam cevabımı vereyim: Bildiğiniz üzere uzaylılar var. Onlar bildir…😂

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

Başa dön tuşu