Bilim Kuran'la Çelişmez

299# Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık (Enbiya 32). Peki Dünya’nın tavanı yok mudur?

Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık ne demektir? Hangi yasayı belirtmektedir? Bazı kişiler Dünya’da tavan falan göremiyorum diyorlar. Dünyanın tavanı var mıdır?

Enbiya 32: “Gökyüzünü de korunaklı bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah’ın) delillerden yüz çevirmektedirler.”

Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık

Dünyamızın tavanı olmasa idi bizim Dünya’da böyle rahat yaşamamız mümkün olabilir miydi? Ozon tabakası bir tavandır. Atmosferde görevi olan TROPOSFER, STRATOSFER, MEZOSFER, TERMOSFER, İYONOSFER, EKSOZFER ve OZON tabakaları üstümüzde birer tabakadır, Dünya’mızı dış etkilerden koruyan birer tavandır.

Örneğin aşağıda ekran görüntüsünü verdiğim bilimsel makalede tropopoz’a tavan benzetmesi yapılıyor. Çevirisi: “Tropopozun soğuk tavanından dolayı su katlanarak dağılmaz.” Biz de “gökte tavan falan göremiyorum” deyip yazara bilimsel aforoz mu yapacağız. Elbetteki makalenin yazarı tavan derken evin tavanı demiyor. Atmosferin bir katmanında bahsederken tavan benzetmesi yapıyor.

Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/pmc219811/

Yine aşağıdaki bilimsel makalede İyonosferin D bölgesinin bir tavan olduğunu söyleyen bilim insanını aforoz mu edeceğiz?

Kaynak: https://agupubs.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1029/2010JA015355

Düz tavan ve düz Dünya mı?

Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık ayetindeki tavan lafzından odamızın tavanı gibi düz bir tavan manası da çıkmaz. Ayette düz tavan diye bir ifade yok ve tavanlar da kubbe şeklinde de olabilir daha farklı şekillerde de olabilir.

Yani ayette bilimsel bir çelişki yok. Hem de korunaklı tavan derken atmosferimizde ekzosfer, iyonosfer ve ozon gibi tabakaların uzaydan gelen göktaşlarına, zararlı ışınlara vb. karşı Dünya’mızı nasıl koruduğu bilinen bir gerçektir.

Kuran’ın ifadeleri neden hiç bilimle çelişmez?

Burada üstünde durulması gereken doğru soru Kuran’ın bu ve benzeri ifadelerinin bilimle çelişip çelişmediği olmamalı. Çünkü açıkça görünüyor ki Kuran’ın hiçbir ifadesinin bilimsel gerçeklere zıt düşmüyor. Fakat doğru soru şu olmalı ki, Kuran eski insanların inanışlarını incitmeyecek ifadeler kullanırken nasıl oluyor da bunların hep bilimsel karşılıkları oluyor ve bilimsel gerçekliklere tam uyuyor?

Örneğin eski insanlar gökyüzüne tavan derdi fakat onların Dünya ve evren algısı elbetteki bizlerinki gibi değildi. Kuran ise onların bildiklerini incitmeyecek ve peygamberini zor duruma düşürmeyecek şekilde onlarla aynı ifadeler kullanıyor ama gelin görün ki bu eski insanların apaçık yanlışlarının hiç birini almıyor ve ikili manaya gelebilecek kelimeleri seçip alıyor.

Örneğin Allah Kuran’da insanların bildikleri şeyler olan “Dünya kaplumbağanın sırtında veya öküzün boynuzları arasında durur” gibi hemen açıkça yanlışlanabilecek ifadeler hiç kullanmıyor. Kuran o devrin insanlarının ifadelerini incitmeyecek şeyler söylese de hep doğru şeyleri söyler ve Kuran ayetleri hadislerden bile çok farklıdır. Hadis-i şerifler içinde bile bilimle çelişen ifadeler olduğu halde Kuran’da hiç yok. Bu da Kuran’ı eşsiz bir kitap yapar ve Kuran’a insan fikri karışmadığının bariz delilidir. Hadisler kulaktan kulağa uzun müddet aktarıldığı için ravilerin hadisleri anladığı şekilde aktarması normal kabul edilmiştir. Buna hadis-i bil mana denir. Yani hadisi aynen kelimeleriyle değil de mana olarak aktarmak caizdir. Oysa bazen bir insanın söylediği şeyde bir kelimeyi bile değiştirseniz anlam çok farklı olur. O yüzden ki hadislerde bilimsel çelişki aranmaz çünkü az çok diğer insanların anlayışları da karışmıştır.

Kuran’da müteşabih ikili manalara örnek olarak, ” Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık ” ayetinde tavan kelimesi ikili bir mana içerir. Bir manası eski zaman insanlarına kendi bildikleri evren modelini hatırlatır ve onların anlamadıkları bilgilere itiraz etmesini ve zamanı gelmeden önce kanıtlar istemelerini önler. Bunun yanında bilim çağının gerçeklerine de uyan bir manası vardır ki bu mana ile de tavan kelimesinin atmosferimizi ve katmanlarını çok iyi açıkladığını görüryoruz.

Aynı şekilde ayetteki korunaklı ifadesinden de eski insanlar bizim gibi Güneşin UV ışınlarından korumayı anlamıyorlardı tabiki. Onlar da kendilerine göre farklı manalar anlıyorlardı.

Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık ayeti

Göğün soyulması

Yine ek olarak Tekvir 11 ayetinden bahsetmek istiyorum. Tekvir 11 ayetine göre de kıyamet saati geldiğinde gökyüzü soyulup Dünya’dan ayrılacaktır. Bu ifade de mucize bir ifadedir, çünkü atmosfer gerçekliğini anlatır. Atmosferimiz Dünya’mızın etrafında bir elmanın kabuğu gibi Dünya’yı sarmıştır. Şiddetli bir güneş patlaması veya 289 nolu Sur’a üfleme yazımızda bahsettiğimiz gibi bir kara deliğin çığlığı atmosferimizi soyup atabilir ve Dünya atmosfersiz kalabilir. Nitekim Mars’ta da 3 milyar yıl önceye kadar atmosfer vardı ve bir güneş patlaması ile gelen güneş rüzgarlarından dolayı, atmosfer gezegenden soyuldu ve uzaya kaçtı. Kaynak: Nasa resmi sitesi

Müteşabih ifadeler ve korunaklı tavan

Kuran Ali İmran-7 ayetinde bize müteşabih ayetleri olduğunu ve bu müteşabih ayetlerin gerçek manasını ancak Allah ve (b)ilim sahipleri bilebileceğini söylemiyor muydu? Müteşabih birbirine benzeşen demektir. Bu “korunaklı tavan” ayetinde örneğini verdiğimiz gibi ayetin manası her iki neslin algısına da benzeşir ve uyar. Yine Allah Zümer 23 ayetinde ise Kuran’ı müteşabih (benzeşmeli) ve ikişerli bir kitap olarak adlandırır. İşte bana göre Kuran’ın en büyük ve açık mucizesi budur ki içindeki mucizelerin her iki anlamlı olduğunu haber vermiş ve haber verdiklerinin doğru olduğunu insanlar basiretleriyle görebiliyorlar.

Al-i İmran 7 : Sana kitabı indiren O’dur. Onun bazı âyetleri muhkemdir (anlamları tam bilinen olduğundan) kitabın esasını teşkil ederler; diğerleri de müteşâbihtir (araştırılarak manaları bilinecek olan bilim kanunları gibi). Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu açıklamak için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun açıklamasını ancak Allah ve “ona inandık, hepsi Rabbimiz tarafındandır” diyen ilimde yüksek payeye erişenler bilir. Ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

Müteşabih ayetler, gerçek manası bilim gelişince anlaşılacak ayetlerdir

Bilimsel ayetler müteşabih ayetlerdir. Müteşabih ayet, anlamı bilimle anlaşılacak ayet demektir. Eski insanlar da bu müteşabih ayetleri kendi anlayışlarına göre yorumlamışlardır, fakat ikinci ve gerçek manası ancak bilim geliştikten sonra anlaşılır. Bu açıdan ilk müslümanların verdikleri manalar da kendi çağlarına göre doğrudur fakat bilime bakan ikinci yönü ayetin gerçek manasıdır. Zümer 23 ayeti işte tam da bunu anlatmaktadır.

Zümer 23: “Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir kitap olarak sözün en güzelini indirdi.”

Bu müteşabih ayetler gerçeğini birçok yazımda ayrı ayrı açıklıyorum, benim için de yorucu oluyor ama bu konuyu herkes iyice anlayıp akıllarda tutuncaya kadar anlatma niyetindeyim. Çünkü ateistler bu gerçeği iyice anlamadıkları için Kuran’ın bilimsel olarak yanlış olmasa da eski insanların söylediklerinin benzerini söylemesini anlayamıyorlar. Aslında birer mucize olan ayetleri eski insanların mitolojik anlatıları olarak yorumluyorlar. Bu yüzden Kuran’ın müteşabih ayetleri olduğu gerçeğini ve müteşabih ayetlerin ikişer manalı olduğu gerçeğini Kuran’ın haber verdiği tarzda iyice öğretmek lazım.

Bu müteşabih ayetlerin manalarının gelecekte anlaşılacak olması Kuran’ı sadece bir devre sıkıştırmaya çalışan zihniyete de en büyük reddiyedir. Bu yüzden tarihselciler Kuran’da bilimsel-müteşabih ayetlere reaksiyon verme eğilimindedir. Çünkü kendi itikadi mezheplerinin kökten yanlış olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık

Her delili çarpıtmak isteyen kalpleri hastalıklı tipler

Evet Al-i İmran 7’de kalplerinde hastalık olanların Kuran’ın bu müteşabih ayetlerinin peşine düştüğünü bildiriyordu. Tevbe suresinde ise Kuran’ın kalplerinde hastalık olanlar için bir sınav olduğu ve hakkın üzerini örtenler olarak ölmelerine vesile olduğunu belirtiyor.

Kuran’ın ilk muhatabı olan müşrikler bazı müteşabih ayetlerin gerçek manasını bilmediklerinden bu ayetlerle alay etmişler. Örneğin “sinek onlardan bir şey kaparsa” ayetine kafayı takmışlar, koskoca Allah sinekten ne diye örnek versin demişler. Oysaki bu ayet müteşabih bir ayettir ve gerçekliği bilim gelişince anlaşılacak bir ifadedir. Gerçek anlamını henüz bende bilmiyorum. Belki daha ileride anlaşılacaktır.

Hac 73: “Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.”

Allah ise Kuran’da sadece sinek değil bir sivrisineğin bile örnek olarak getirilebileceğini ve sapkınların ise bu örneği sağa sola çekip alay ederek iyice saptıklarını bildirir.

Bakara 26: “Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, “Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?” derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.”

Tevbe 124-125: “Fakat o sûreler, kalplerinde küfür ve nifak hastalığı bulunanların inkârlarına inkâr kattı ve onlar kâfir olarak öldüler.”

İsra 82: “Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.”

Aynı şekilde günümüzde de bu müteşabih ayetlerin peşine düşüp Kuran’da çelişki çıkarmak için beyhude uğraşanlar var.

Özetle: Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık ayeti

Bu yazıda gökyüzünün korunaklı bir tavan olmasının bilimsel gerçeklerle örtüştüğünü gösterdik ve yeri gelmişken konu harici olarak müteşabih ve muhkem ayet farkını ve müteşabih ayetlerin iki manalı olduğunu anlatan muazzam ayetleri inceledik. Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık ayeti bilimsel bir gerçekliğe tam uymaktadır ve atmosferi anlatmaktadır. Gökyüzünü korunaklı bir tavan yaptık demek üstümüzde atmosferin katmanları ile Dünya’mız korunuyor demektir.

Ayrıca 64# Hz. Nuh 950 yıl nasıl yaşamıştır? yazımızı da tavsiye ederiz.

Referanslar

  1. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/pmc219811/
  2. https://agupubs.onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1029/2010JA015355
  3. https://www.nasa.gov/press-release/nasas-maven-reveals-most-of-mars-atmosphere-was-lost-to-space

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu