289# Sur sesi nasıl olacak? Kara deliklerin ve Cehennem’in uğultusu
Sura üfleme nasıl olacak? Kara deliklerin sesleri nasıldır? Kara deliklerin sesleri var mıdır? Bu sesler Enbiya 102 ayetinde belirtilen Cehennem’in müthiş uğultusu olabilir mi? Bu yazıda Sura üfleme ayetleri açıklanacaktır.
Ses ve enerji
Ses bir enerji midir? Evet tabiki ses bir enerjidir. Hoparlörlerden çıkan ses dalgalarının hoparlörleri titreştirdiğini veya büyük bir hoparlörün önünde duran bir kadının saçlarının sesle birlikte aniden havaya uçtuğunu gösteren videolar görmüşsünüzdür. Yine yüksek enerjili ses dalgaları kulak zarınızı da gerdirip patlatacak kadar enerji uygulayabilir.
Daha önce 114 nolu yazımızda açıkladığımız gibi ses dalgalarının vurucu özelliği vardır ve Kuran’da bildirildiğine göre bazı kavimler de ses dalgaları ile helak edilmişlerdir.
Evrendeki en büyük ses
Peki evrendeki en büyük ses dalgasına yol açan olaylar nelerdir? Şüphesiz big-bang patlamasıdır ve big-bang patlamasından doğan kozmik radyasyon salınımı ve ses dalgaları bizlerin duyma frekansının dışında olarak hâlâ devam etmektedir. Big-bangtan sonra ikinci en büyük ses dalgaları ise 7 milyar yıl önce çarpışan iki kara deliğe ait. Bu çarpışmanın sesleri de hâlâ devam etmektedir. Güneşimizden milyarlarca kat büyük kara delikler olduğu düşünüldüğünde bu çarpışan kara deliklerin boyutu çok da büyük değildir ama çarpışmaları evreni etkilemeye yetmiştir. Birisi güneşten 66 kat büyüktü diğeri ise 85 kat büyüktü. Bu durum kara deliklerin korkunç miktarda barındırdıkları enerjiyi göstermektedir.
Peki kara deliklerin normalde kendi sesleri var mıdır?
Evet kara deliklerin çarpışmasına gerek yok. Normalde o kadar büyük bir uğuldamaya sahip ses dalgaları çıkarırlar ki bu ses gerçekten çok büyük bir enerjiye sahiptir ve çok geniş bir alanın fiziksel yapısını değiştirir. Nasa’nın resmi sayfasında konuyla ilgili şu bilgiler verilmiştir.
2002 yılında NASA’nın Chandra X-ray Gözlemevini kullanan gökbilimciler, süper kütleli bir kara delikten gelen ses dalgalarını ilk kez tespit etmişlerdir. Kara delik, Dünya’dan 250 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan Perseus galaksi kümesinde bulunuyor. Bu kara delikten çıkan ses dalgaları o kadar muazzamdır ki galaksiler arasındaki toz bulutlarını birer dev kabarcık gibi saçıp savuruyordu. Ses dalgaları adeta galaksileri saran dev bir alandaki toz bulutlarını saçıp savurmaktadır. Aşağıda bunun Chandra teleskobu ile çekilmiş görüntüsü verilmiştir.
Toz kabarcıkları olarak görülen ses dalgaları
Bu uğultu dalgaları yüzbinlerce ışık yılı uzaklıktaki toz bulutlarını etkileyerek kabarcık olarak gördüğümüz devasa saçıntılara yol açıyorlar. Astronomi Enstitüsü’nden ve araştırmanın yardımcı araştırmacılarından Steve Allen, “Bu ses dalgaları, Evrendeki en büyük yapılar olan galaksi kümelerinin nasıl büyüdüğünü anlamanın anahtarı olabilir.” diyor.
Yazıda galaksilerin merkezlerinde bulunan kara deliklerin toplama diskleri olduğunu ve diğer yıldızları yutarken zaman zaman bu disklerin patlamasından dolayı etrafa kıvılcımlar saçtığını bildiriyor.
İnsan kulağı duyamaz
Bu kara deliklerin sesleri insan kulağının duyabileceği bir şey değildir. Çünkü insan kulağının duyabileceği en üst frekanstan milyonlarca kat yüksek bir frekansa sahiptirler. Her bir ses dalgası arasında 10 milyon yıl var. Bu ses dalgaları o kadar muazzam bir enerji taşırlar ki galaksilerin etrafındaki toz bulutlarını sürekli ısıtırlar.
Daha önce bilim insanları bu toz bulutlarının soğuyacağını düşünüyorlardı ama ısınmanın kara deliklerin uğultusundan dolayı olduğu anlaşılınca soğumanın olmayacağı anlaşıldı.
Yazıda MIT üniversitesinden Edward Morgan’ın kara deliklerin saçtığı kıvılcımlardan ve X-ışını salınımlarından doğan sesleri kaydettiği açıklanmış ve aşağıdaki videoyu bu kayıttan bir kesit olarak vermiştir. Sesini açarak kara deliklerin uğultusunu duyabilirsiniz.
Kara delikler Cehennem mi?
Daha önce 128 nolu yazımızda kara deliklerin Cehennem’in özelliklerini gösterdiğini açıklamıştık. Bir daha okumanızı tavsiye ederiz.
O yazıda da bahsettiğimiz gibi Cehennem’in kızıl develer gibi kıvılcımlar saçan bir yer olduğundan ve müthiş uğultusuna vurgu yapan ayetleri anlatmıştık. Kara delikler de aynı şekilde kızıl kıvılcımlar saçıp galaksi kümelerini etkileyecek kadar şiddetli uğultulara sahip olan yegâne uzay cisimleridir.
Mürselat 32-33: “Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar. Bunlar sanki birer kızıl devedir.”
Enbiya 102: (Cennetlikler) Onun (cehennemin korkunç) uğultusunu bile işitmeyeceklerdir. Onlar (cennettekiler) nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebediliğe erişeceklerdir.
Furkan 11-12: ““Hayır, onlar kıyameti yalanladılar. Biz ise o kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır. Bu ateş onları uzak bir
mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitirler.”
Mülk 6-8: ““Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.”
Kara deliklerin içindeki âlemler
Kara deliklerin cehennem olabileceği ile ilgili akla gelebilir ki, tamam Kuran’da ve özellikle 128 nolu yazıda belirtilen hadisteki ifadeler tesadüf olamayacak derecede cehennemi açıklıyor fakat ayetlerde Cehennem içinde suçluların zincire vurulacakları, irin içecekleri, zakkum denilen bir ağacın meyvelerinden yiyecekleri anlatılmış. Kara delikler içinde bunlar olabilir mi?
Cevap: Fizikçiler kara delikler içinde ne olup ne bittiğini tam olarak bilmiyor ama tek bildikleri şey kara deliklerde maddenin doğasına göre fizik kuralları değişiyor, her şey farklılaşıyor, zaman kayboluyor, ve kara deliklerin ağırlığından dolayı tekilliğe yol açan bir solucan deliği oluşuyor. Kara deliklere düştükten sonra ne olacağı ile ilgili farklı teoriler var ve bu teoriler bilim kurgu filmlerinde işleniyor.
Fakat kara deliklere düşen birini nasıl bir hayatın beklediği, içinde Tanrı’nın özel âlemleri olup olmadığı, fizik kuralları, oradan çıkışın nasıl olabileceği vs. gibi konular bilinmiyor. Kara delikler ateşin siyahlaşmış hallerdir ama artık bizim fizik kurallarımızda olduğu gibi ateş olarak yakmıyorlar ve içine düşen maddeleri nasıl bir kader bekliyor tam olarak bilemiyoruz. Bu noktada kara delikler cehennem evrenini oluşturduklarını ve içinde Zebanilerin (azap meleklerinin) olduğu, yakıcı ateşlerin olduğu, zakkum ağacının olduğu farklı bir boyut oluşturduğunu düşünüyoruz.
Sura üfleme nasıl olacak?
Eğer kara deliklerden gelen ses dalgaları yüzbinlerce yıl ışık yılı ötedeki uzayın toz bulutlarını saçıp savuracak kadar kuvvetli olabiliyor ise galaksimiz içinde meydana gelen böyle bir ses dalgası Dünya’mıza ne yapardı? Bu ses, atmosferimizi uçuracak kadar şiddetli bir enerji ile gelse ne olurdu? Bu durum Dünya’daki yaşamın kıyameti olurdu. Galaksimizdeki böyle korkunç bir ses patlaması sadece Dünya’mızı söndürmezdi, galaksimizde yaşayan başka ne kadar canlı varsa hepsinin sonu olacak bir kara delik çığlığını düşünün. Galaksimizde milyarlarca yıldır bekleyen bir kara deliğe düşen büyük bir yıldızdan doğan bir ses dalgası veya iki minik kara deliğin çarpışmasıyla galaksideki yıldızları savuracak şiddette bir ses dalgası hayal edin. İşte muhtemelen sura üfürme denilen ses ile yıldızların sarsılması olayı böyle bir şey olacak.
Zümer 68: “Sur’a üfürüldü; böylece Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar.”
Mürselat 9-10: “Gök yarıldığı zaman. Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman.”
Surun birinci sesi göklerde ve Dünya’da yaşayan canlıların ölümüne sebep olacak, belki ilk başta kimisi bayılacak kimi savrulacak, kimisi anında ölecek ama bu sura üfleme kıyameti içinde zamanla tüm canlılar tükenecek.
Furkan 25 ayeti de atmosferin dağılacağını gösteriyor:
Furkan 25: İşte o gün, tüm bulutlarıyla birlikte gökyüzü param parça olacak; ve melekler bölük bölük indirilecek.
Mürselat 9’daki gök yarıldı ifadesi de atmosferimizin yarılıp ayrılacağını gösteriyor, çünkü peşine dağların durumundan bahsediliyor. Bu dağların yerinden nasıl söküleceğini ve çarpışacağını 245 nolu yazıda daha önce açıklamıştık. Aradan ne kadar geçeceği bilinmez, belki milyarlarca yıl geçecek, ama surun ikinci sesi geldiğinde 180 nolu yazıda anlattığımız gibi insanların Acb-üz zeneb denilen hücrelerinden oluşan kapsülleri çatlayacak ve yeniden diriliş muhtemelen böylece başlamış olacak.
Yasin 51: (İkinci kez) Sur’a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru süzülüp giderler.
Sur sesi ve dalgalanmalar
Kehf 99. ayette ise Sur’a üfürüldüğü gün onları dalgalanır hale getirmişizdir diye bir ifade var. Bu dalgalananın önceki ayetlerde geçen Ye’cüc ve me’cüc olduğu düşünülse de Sur’a üfürüldüğü söylendiği için Ye’cüc Me’cüc’ün dalgalanışından bahsetmiyor olduğu açıktır. Dalgalanan nesneler gezegenler yıldızlar gibi tüm uzay dokusu olmalıdır ve aslında bu dalgalanma Sur sesinin dalgalarıyla gelen uzayın dalgalanması gerçeğini olağan üstü bir şekilde açıklamaktadır.
Kehf 99: “Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz, Sur’a üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.”
Sur Arapça’da huni, boynuz, korna anlamlarına gelmektedir. Kara deliklerin evrenimizde görünüşü nokta şeklindedir ama bilim adamları maddenin doğasını göz önüne alarak tekilliğe kadar huni gibi darlaştığını belirtmektedirler. Aşağıdaki şekil bu varsayılan şeklin çizimidir. Bir boynuzu ve huniyi andıran bu kara deliklerden çıkan sesin Sura üflemek olarak betimlenmesi çok muhtemeldir.
Araf 187: “Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O, size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”
Bu tür mütaşabih ayetleri zamanı geldiğinde anlayabilmemiz için içlerine tanıtıcı anahtar kelimeler konulduğunu düşünüyorum. Örneğin Araf 187’de “O göklere de yere de ağır gelmiştir” ifadesi çok önemli. Ağırlık deyince bilindiği gibi evrendeki en ağır madde olan kara delikler akla gelir. Hatta o kadar ağırdır ki uzay zaman dokusunu deler.
Özetle
Kara deliklerin müthiş uğultuları ve çıkardığı kızıl kıvılcımlar hayrete şayandır ve yukarıda anlattığımız yeni deliller de 128 nolu yazımızdaki kara delikler Cehennem midir sorumuza kuvvet vermektedirler. Sura üfleme olayı da bir kara deliğin çığlığı olabilir. Sura üfleme iki defa olacaktır. İlk sura üfleme olayında tüm canlılık yok olacak, ikinci sura üfleme olayında ise Acb-üz zeneb hücresinden oluşan kapsüller patlayıp herkes toprak altından çekirgeler gibi çıkacaktır.
Rabbimiz olağan üstü bir evren yaratmış ve bu evrenin yeni yeni ayetlerini gördükçe hayretimiz artıyor, daha sonra bunların Kuran ayetleriyle de ne kadar uyumlu olduğunu gördükçe hayretimiz daha da çok artıyor. Evreni yaratacak kudrette ve ilimde olan Rabbimize kavuşma iştiyakımız ilmimiz arttıkça daha da artıyor. O’nun evrendeki ayetlerini öğrenme ve keşfetme iştahımız kabarıyor. Evren ayetleri ve Kuran ayetleri birleşince kim olduğumuzu, burada neden var olduğumuzu daha iyi anlıyor ve evrenin ulu Rabbini daha iyi tanıma fırsatı buluyoruz. Hamd-ü senalar olsun.
Kara delikler ve Cehennem hakkında daha fazla detay için: https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2019/04/128-kuranda-ve-hadislerde-kara-deliklere-isaretler/
KAYNAKLAR VE İLERİ OKUMA
2. https://archive.briankoberlein.com/2017/02/19/life-black-hole/index.html
3. https://skyandtelescope.org/astronomy-news/black-hole-sound-heats-a-galaxy-cluster/
4. https://chandra.harvard.edu/photo/2003/perseus/more.html
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
