Peygamber

190# Tahrim 1-5’i anlamak için Freud’dan ders almak

Soru: Tahrim suresinin ilk 5 ayetinde Allah neden Peygamberi eşlerine karşı savunuyor?

Tahrim 1 ayeti Rasulullah’ın Hz. Aişe ve Hafsa’ya kızdığı için kendine birşeyi haram etmesi üzerine iner ve ayet Hz. Peygamberi desteklemez aksine yaptığının yanlış olduğunu söyleyip öncelikli olarak eşlerinin değil Allah’ın rızasını aramasını söyleyerek hafif dozlu bir tedip yapar. Tahrim 3’te ise Peygamberin bir mucizesini haber verir. Yani eşlerin kendi aralarında konuştuğu bir sözü Peygamber kedilerine haber vermiştir. Tahrim 4 ve 5’te ise, Allah’ın, kendi elçisini tartışmaları bitirecek şekilde savunduğunu görüyoruz.

Tahrim 5: “Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah’a teslim eden, mümine olan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.”

İlgili Makaleler

Biliyoruz ki, Hz. Peygamber çoğu yaşlı ve biri hariç hepsi dul olan aynı anda evli olduğu 9 eşle uğraşmak zorundaydı. Bir kişiyi bile memnun etmek zor iken -İslam’ın yayılması gibi- birkaç nedenden ötürü yapılmış bu evliliklerin Hz. Peygamber için ne kadar zor ve enerji tüketici olduğu anlaşılıyordur. Oysa ateistlerin sandığı gibi Hz. Peygamber keyfi için evlenecek olsa hür eşler almak yerine cariyeler alması daha mantıklı idi, çünkü cariyeler itiraz etmezdi, sorgulamazdı, sadece kadınlık yapabilirlerdi. Evet keyif için evlenen biri o zamanda bunu yapması gerekirdi. Buna herkesin gücü yetmediği halde, Hz. Peygamber’in gücü kolaylıkla yeterdi. Gelin görün ki Hz. Peygamber hayatında kendisine kadınlık yapan hiç cariyesi olmadı. Cariye olarak Mısır devlet başkanından hediye edilen Mariye azat edilmiş ve hür bir kadın olarak Peygamber eşleri arasına katılmıştır ve savaş esiri olup, Yahudi kabilelerine akraba olmak için evlendiği Hz. Safiye’yi bile önce azat edip sonra Mehir’ini vererek cariye olarak değil, hür bir kadın olarak nikâhlamıştır. Cennet hayatındaki bakire kadınlar övülürken Peygamber’in yaşlı ve dul kadınlarla evlenmesi de zaten apaçık bir kanıt ki Peygamber evliliklerini keyif için yapmamıştır. Öyle ise Hz. Peygamber kendisine zorluk çıkaran bu evlilikleri keyfi için yaptı diyenler büyük bir iftira ve düşmanlık hissi içinde gerçekleri görememektedirler. Bu evliliklerde eşleri arasındaki kıskançlık ve mücadele Hz. Peygamberin tüm insanlığa sarf etmesi gereken enerjisini tüketiyordu. Böyle bir durumda iken, yani konu sadece Hz. Muhammed’in aile hayatı olmayıp, elçilik vazifesinde kullanması gereken enerjinin eşleri tarafından tüketiliyor olması iken Allah’ın bu kadınları en üst perdeden direk uyarıp tartışmaları birden kesmesi neden garip olsun?

Bunu insan psikolojisine göre açıklayacak olursak, psikoloji biliminde Freud tarafından tanımlanan iki terim vardır: Başarılı ve başarısız savunma (ANSİKLOPEDİK EĞİTİM VE PSİKOLOJİ SÖZLÜĞÜ BAKIRCIOĞLU, Rasim Anı Yayıncılık, 1.Baskı, 2012). Başarılı savunma, konuyu birden bitirip kapatabilen savunmadır. Örneğin evliliklerde iki taraftan biri tartışma konusunu birden kapatabilecek bir gerekçe koyamaz ise tartışmalar sürer gider ve yıpratıcı hale gelir. Buna da başarısız savunma denir. Bu sadece evlilikler için değil her türlü insan ilişkilerinde geçerlidir. Bu konuda ise Allah en üst perdeden yani bizzat kendi kelamıyla peygamberin eşlerini uyarmasa tartışma sürüp gidecek ve hiçbir zaman kesilmeyecektir. O yüzden Allah elçisini bazen Yahudilerin bilgiçlik taslamasına karşı daha doğru bilgileri vahyederek, bazen müşriklerin getirdiği temsillere karşı daha iyi temsiller getirerek savunduğu ve insanlara ders verdiği gibi birkaç ayetle de Peygamberin enerjisini tüketen eşlerine karşı tartışmaları bitirici bir savunma yaparak, tartışmaların sürüp gitmesine ve elçisini yıpratmasına müsaade etmemiştir. Bu garip değildir. Aslında Allah’ın, kendi elçisinin yaşadığı böyle bir motivasyon kaybına müdahale etmemesi garip olurdu. Ayetlerin Müslümanlara bakan da çok yönü vardır. Öncelikle Allah Müslümanlara bu ayetlerle anlatır ki Resulün hiçbir işi kendinden değildir ve O’nu yönlendirmektedir, ödüllendirmektedir, hata yaparsa ikaz etmek te Allah’a aittir. Sonra, kimsenin rızası için Allah’ın rızasını bırakmamamızı öğretir. Tahrim 5’te hayırlı mümin kadınların özelliklerini anlatarak ders verir: “kendisini Allah’a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan”. Tahrim 6’ya gelindiğinde ise aile ile ilgili son öğüdünü vererek konuyu kapatır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, öyle bir ateşten koruyun ki yakıtı, insanlar ve taşlardır.”

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu