Varlığın Amacı

37# ALLAH’IN BİLDİRMEDİĞİ ÖZELLİKLERİNİ DÜŞÜNEREK ANLAYABİLİR MİYİZ?

Bu soruyu bir örnekle yanıtlamak istiyorum. Şimdi bir bilgisayar programı düşünün. Programın içinde insan ve hayvan figürleri var ve programın geliştiricisi insan karakterlerinin zeki olmasını sağladı. Çevresindeki olayları çözümleyebiliyor, kendini ve oyunun içindeki diğer nesneleri tanıyabiliyor. Programın içinde iken iradesi özgür ve kendi istediklerini yapabiliyor. Arada bir, programın tasarımcısından onlara çeşitli talimatlar geliyor. Bu talimatlar programın düzeninin bozulmadan devam edebilmesi için insan figürlerinin dikkat etmesi gerekli kuralları içeriyor. Çünkü talimatların dışına çıktıkça figürler kendine ve programın diğer bileşenlerine zarar veriyorlar ve bazen yok ediyorlar. Tasarımcı ise bunun olmasını istemiyor. Tasarımcı bu programı yaparken kendi hünerlerini ortaya koydu. Buradaki programdan daha mükemmel bir program daha yaptı fakat o programa sadece buradaki en uyumlu karakterlerin geçmesini istiyor. Yani ilk bulundukları programı aslında figürler için bir deneme alanı yaptı. Kim programla uyumlu hareket edecek? Ve kim programın talimatlarına aykırı hareket edip bozulmasına ön ayak olacak?

Şimdi düşünelim! Böyle bir program içindeki figürler tasarımcısının neye benzediğini anlamak isterlerse anlayabilirler mi? Akıllarının sınırları ancak kendi çevresinde gördükleriyle sınırlı kalacağı için, tasarımcılarını da kendileri gibi bir dijital figüre benzetecekler. Belki biraz daha büyük olacak, programın her yerinde olacak vs. Ama aslında tasarımcılarının, dijital Dünya’nın haricinde gerçek bir vücuda sahip, organları olan; organları hücrelerden oluşan, hücreleri DNA tarafından kodlanan, proteinler üreten, proteinler karşılıklı yardımlaşarak hücreyi müthiş bir şehir şeklinde devam ettiren kanlı, canlı, yiyen içen bir tasarımcıyı düşünemeyecekler. Ne kadar zihinlerini zorlarlarsa zorlasınlar hayalleri gördüklerinden öteye geçemeyecek ve bir gün tasarımcıları kendisini bu figürlere gösterince tasarımcılarının güzelliğine ve muhteşemliğine aşık olacaklardır.

Aynı bu örnek gibi, biz de tasarımcımızı yani Rab’bimizin vücudunu düşünmeye çalışsak uzaktan yakından yanına bile yaklaşamayız. Zihnimizi zorlasak, çevremizdekilere veya atomlardan oluşan yapılara benzetmekten öteye geçemeyiz. Zaten insanın Rab’binin vücudunu düşünmesi çağlar boyunca, O’nu insanlara benzetmesini beraberinde getirmiştir. Putperestlikte böyle doğmuştur. Putperestliğin bittiğini sanmayalım, Allah’ın vücudunu ve nasıl olduğunu düşünmek en modern toplumlarda bile yeni batıl inanışlar ve yeni putlar doğurur. Kendini Vacib-ül Vücud olarak tanıtan Rabbimizi görmek için emirlerine uyup sabredip bekleyeceğiz.

 

 

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu