Bilim Kuran'la ÇelişmezKuran'da kozmoloji

26# Mülk 5 – Şeytanların gökleri dinlemesi ve ateş parçalarıyla kovalanması ne demektir?

ŞEYTANLARIN ATEŞ TOPLARIYLA KOVALANMASI NE DEMEKTİR?

Mülk 5: Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.

Cin 9: Ve gerçekten biz, (gayb haberlerini) dinlemek için orada oturma yerlerine otururduk. Fakat şimdi, kim dinlemek isterse, onu gözleyen (izleyen) bir şihab (ateş parçası) bulur.

Soru: Yukarıdaki ayette yıldızların şeytanlara atılması mı konu ediliyor, bu nasıl mümkün olabilir?

Cevap:

Mülk 5 ayetinde göklerin kendisinin veya yıldızların taşlama birimleri olduğunu görüyoruz. Taşlama Arap dilinde kovma anlamında bir deyimdir. Euzu besmele’de de aynı taşlama fiili şeytan için kullanılır ve kovma manasındadır. Aşağıdaki ayette şeytan daha yeni isyan etmişken Allah ona kovuldun manasında Recim (taşlamak) kelimesini kullanıyor.

Hicr 34: Allah: “Çık oradan! Sen kesinlikle kovulmuş (recim) birisin.” dedi.
قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ
Kale fahruc minha fe inneke recim.

Şeytanları göklerden gelen gayb haberlerini dinlemekten alıkoyan şey, yıldızlardan atılan taşlar değildir. Üç ayette şeytanlara atılanların şihablar olduğu söylenir (Hicr 18, Saffat 10, Cin 9). Şihab ise Arapça’da ışık, yanan ateşin kıvılcımları anlamlarına gelir. Yani bazı ateist arkadaşlarımızın dramatize ettiği şekilde “yıldızların kurşun olup şeytanlara atılması” diye bir şey yok. Atılan yıldızlar değil, yıldızlardan gelen şihablardır.

Peki şihab nedir? Şihab, Arapça’da ateşin yanarken havaya doğru saçılan kıvılcımları veya ateşin aydınlığı anlamına gelir Aşağıda Ragıb el İsfehani’nin sözlüğünden ekran alıntısı ekledim, ne anlama geldiğini görebilirsiniz.

.

Biz güneşten biliyoruz ki yıldızlar etraflarına yoğun radyasyon gönderirler ve Dünya ise güneşin gönderdiği bu fazla ısı ve radyasyondan Van allen kuşağı ve atmosfer sayesinde korunur. Her yıldız Van Allen kuşağı benzeri radyasyon yayar.

Yukarıdaki şekilde güneşin ateşinin uzantısı olan radyasyonun çevreyi nasıl kapladığı ve Dünya’nın Van allen kuşağı tarafından korunduğu için yaşanabilir bir yer olduğu ve güneş benzeri yıldızların etrafında koruyucu önlemler olmadan dolaşmanın mümkün olmadığını görebilirsiniz. İşte şihablar yıldızlardan çıkan bu radyasyon parçacıklarına anlam olarak çok iyi uyuyor.

İnsanlar ve cinler Dünya’dan uzaya çıkarlarsa bu radyasyon parçacıkları hücrelerini delip geçen mermi bombardımanına dönüşür ve onları öldürür. Cinler bu yüzden uzayda rahat dolaşamıyorlar, Dünya’nın dışına bile çıkmaları zor.

İşte ayette geçen şihab kelimesi Arapça’da ateşten çıkan kıvılcım parçaları demek ve güneşten çıkan radyoaktif parçacık yağmurlarını tam açıklıyor.

Cinler neden önceden ateş parçalarıyla kovalanmıyordu?

Cin 9: Ve gerçekten biz, (gayb haberlerini) dinlemek için orada oturma yerlerine otururduk. Fakat şimdi, kim dinlemek isterse, onu gözleyen (izleyen) bir şihab (ateş parçası) bulur.

Cin 9 ayetinde cinler kendilerinin daha önce böyle bir koruma kalkanı ile karşılaşmadıklarını ve göklere rahatlıkla ulaşabildiklerini söylüyor. Bunun açıklaması cinlerin ömürlerinin uzun olmasıyla alakalı olabilir. Biz derken kast ettiği de kendi türü olabilir. Yani geçmişte atalarımız göklere çıkıp dinleme yapabiliyordu fakat artık yapamıyoruz diye yaptıkları bir konuşma Kuran’a alınmışa benziyor. Aslında cinlerin yapısı hakkında çok bilgimiz olmadığı için bu ayetin gerçekliği daha farklı da olabilir. Örneğin İblis’e kıyamete kadar Allah süre vermiş. Ben hep onun ömrünü uzattığını düşünmüşümdür ama belki de onların ömürleri zaten çok uzun olan varlıklardır. Zaten bir kere yaratıldıktan sonra kıyamete kadar yaşayan varlıklar iseler atmosfer oluşmadan önce rahatlıkla göklere çıkıyor olmalılar. Çünkü atmosfer radyasyonu toplayıp Dünya’nın üzerinde odaklıyor. Nasıl ki normalde güneş ışınları elimize zarar vermez fakat mercekle güneş ışıklarını elimizdeki bir noktaya odaklarsanız yakıcı olursa aynı şekilde atmosferimiz de Dünya’ya gelen radyasyonu engelleyip atmosferin üzerinde yoğunlaşmasını sağlıyor. Bu noktalara Van Allen kuşağı deniyor ve bu durum Van Allen kuşağını radyasyon açısından çok yakıcı bir bölge yapıyor.

Bu ayetler aynı zamanda Rahman 33 ayeti ile de alakalı

Rahman 33: “Ey cin ve insan toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp-geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak ‘üstün bir güç ‘ olmaksızın aşamazsınız.”

Bu ayeti de alttaki linkteki yazıda açıklamıştık. Konuyu tam olarak anlamak için o yazıyı da okumanızı öneririz:

123# Kuran’da göklerin sınırı geçilemez mi?

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

7 Yorum

  1. Ne kadar kolay değil mi, bilimin açıkladığı gerçekler ile kuranı birlikte yorumlamak, iş bilinmeyene gelince apışıp kalmak, şu an uzay yeteri şekilde bilimsel olarak yorumlanamadığı için sizlerde yıldızları şeytanlar için taşlama yaptık. Marten luter de bir zamanlar kopernak için ; zıpçıktı dünyanın döndüğünü söylüyor. Demişti çünkü o zaman yeteri şekilde bilimsel açıklama yoktu.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Evet bilim yeterince gelişmeden ayetler iyi anlaşılmıyor. Bu yüzden her zaman derim bilim geliştikçe insan evreni daha iyi anladıkça Kuran’ın büyüklüğünü ancak o zaman anlayabiliyor. Bu sadece fen bilimleri için geçerli değil. Sosyal bilimler içinde geçerli. Sosyal bilimlerin gelişimi fen bilimlerinden daha topal gittiğinden bazı sosyal ayetlerin büyüklüğü daha geç anlaşılacak.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  2. Mülk süresi 5.ayetin açıklamalı doğru aşağıdadır.

    وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِّلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ ﴿٥

    Mülk-5: Şüphesiz biz dünya semasını (dünya ve güneş sisteminin de içinde bulunduğu uzay mekânı) ışık yansıtanlar (gezegenler, bunların uyduları, kuyruklu yıldızlar, asteroit kuşağı, Kuiper kuşağı, Oort bulutu ve milyarlarca küçük gök cisimleri) ile donattık. Ve biz orayı (dünya semasını) şeytanların kovulma ortamı yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.*

    Maalesef burada mealciler hatalı olarak ( وجعلناها) ‘’ve ceâlnaha’’daki (ha) zamiri mesabiha raci’ yapmışlardır, hâlbuki bu zamir, mesabiha değil, dünya semasına gider. Onların bu çeviri hatası yüzünden bilimsel bir sorun ortaya çıkmıştır. İşte doğru meale göre ne yıldızlar, ne de gezegenler şeytanlara atılır. Zira şeytanlara atılan metafizik şihaplardır. Şeytanlar da melekler gibi gözle görünmeyen metafizik varlıklar olduğundan, melekler tarafından kendilerine atılan bu metafizik şihaplar da gözle görülmezler ve dolayısıyla bu olayın da meteor taşlarıyla hiçbir alakası da yoktur.

    Ayrıca ayette yıldız ifadesi yoktur. Çünkü Arapça da Yıldızlara (نجوم) ‘’nucum’’, Gezegenlere de, (كواكب)’’ kevakib’’ denir. Bu ayette de kevakib, yani gezegenler ifadesi geçmektedir. Ayrıca bu ayette ‘’dünyaya yakın gök…’’diye bir ifade de yoktur. Zaten dünyanın kendisi sema, yani Güneş sisteminin de içinde bulunduğu uzay içindedir, bu nedenle bu semaya dünya seması denilmiştir. Yani burada dünyanın da içinde bulunduğu Güneş Sistemi kastedilmiş olabilir. Çünkü burada (نجوم) ‘’nucum’’ yani yıldızlar sözcüğü değil, yıldızlar gibi parlayan ve ışık yansıtan (كواكب) ‘’kevakib’’ yani gezegenler sözcüğü kullanılmıştır. Demek ki burada Güneş sisteminde bulunan gezegenler, onların uyduları, çüce gezegenler, kuyruklu yıldızlar, “kirli kartopu” ya da “buzlu çamur topu” olarak anılırlar. İsimlerinde yer almasına rağmen yıldız değildirler, buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.) ve Güneş sisteminde bulunan milyarlarca küçük gök cisimlerinden söz edilmiş olabilir.. 1.Sema, yani dünya seması, Güneş sistemi ile birlikte temsil ettiğimiz uzay mekânı, bu sema yaklaşık olarak 6.5 trilyon km’dir. Kaynak: (Kur’an-ı Kerim’den Ayetler ve İlmi Gerçekler) Dr. Nurbaki. İşte dünyamız da bu sema (bu manyetik uzay mekânı) içindedir,bu nedenle buna dünya seması denilmiştir. (الله اعلم) Saygılarımla.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Düzeltme: 1. Yukarıdaki başlık ”Mülk süresi 5. ayetin açıklamalı doğru meali aşağıdadır.” şeklinde olup sehven (meali) ifadesi yazılmamış.

      Düzeltme: 2. Kevakib ifadesi Mülk -5. ayette değil, Saffat- 6. ayette geçiyor, Mülk -5. ayette ise (مصابيح)”mesabih” geçiyor. Ama her iki yerde de aynı konu anlatıldığı için Mülk-5. ayetteki mesabih de kevakib anlamındadır. Yani Mülk -5- ayette geçen mesabih mücmel, Saffat süresindeki kevakib ise onun tefsiri mahiyetindedir. Çünkü Mülk-5. ayette geçen mesabih yıldızlar mı veya gezegenler mi? tam anlaşılmıyor. Fakat aynı konu Saffat süresi 6. ayette ” Gerçekten biz dünya semasını kevakib ile (gezegenlerle) süsleyip donattık…” şeklinde gelmesi bu ayetin Mülk- 5. ayette geçen mesabih kelimesinin tefsiri anlamına gelir. Bu nedenle Mülk-5. ayette bulunan mesabih’ten maksat kevakib yani gezegenlerdir. Bunlara mesabih denilmesinin sebebi ise güneşten ışık yansıtmalarından dolayı çıplak gözle bakanlara aynen yıldızlar gibi göründükleri içindir. Selam ve saygılarımla.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

      1. Acaba hangi meali kullanıyorsunuz?
        Şimdiden teşekkürler.

         

        Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Loading spinner

        1. Belirli bir meal yok, hangisi orjinal kelime anlamını muhafaza ediyorsa onu alıyorum, günlük okuma için Ali Bulaç mealini tercih ediyorum.

           

          Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

          Loading spinner

          1. Teşekkürler

             

            Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

            Loading spinner

Başa dön tuşu