Dinler Tarihi

388# Hz İsa yaşadı mı? Hz İsa’nın yaşadığına dair belgeler

İnternette din hakkında son zamanlarda yayılan karalama kampanyalarından biri de “Hz İsa diye biri aslında hiç yaşamadı” diye yayılmaya çalışılan mesnetsiz komplo teorisidir. Hz İsa yaşadı mı yoksa yaşamadı mı, gelin bunu Hz İsa’nın yaşadığına dair belgelerin incelenmesi ile görelim.

Hz İsa’nın yaşadığına dair belgelere bakmadan önce hatırlanması gereken bir konu

Öncelikle şu gerçeği düşünmeliyiz ki Hz İsa kendi hayatında binlerce takipçisi bulunan ve tarihçilerin veya hükümetlerin dikkatini çekecek büyük toplumsal eylemlere kalkışan birisi değildi. Toplamda 12 tane havarisi olmuştu. Yahudi hahamlarının “dinimizi tahrip ediyor” söylemleri sayesinde kolayca tutuklanıp öldürülen sıradan bir din haini, vatan haini büyücü olarak düşünüldü. Yani o devirlerde bu tür idamlar çok rastlanmayan bir durum değildi ve tarihçilerin veya kralların dikkatini çekecek bir önemi görünmüyordu. Kendisinden sonra Hristiyanlık gitgide yaygınlaşmış, kralların ve tarihçilerin dikkatini çekmesi zaman almıştı. Bu yüzden her gün binlerce kişinin arkadaşlarıyla birlikte idam edildiği Roma topraklarında “neden Hz İsa’nın yaptıkları ve ölümü hemen kayda geçirilmedi?” diye sormak bu gerçekleri göz ardı etmekten kaynaklanıyor.

Hristiyanlar Anadolu ve Roma’da yaygınlaşıp da sapkın bir dinin yaygınlaşması olarak algılanmaya başladıklarında ise tarihçiler İsa’dan ve onun öğretilerinden bahsetmeye başlamışlardır. Tarihçilerden bahsetmeden önce Yahudi din kitaplarında Hz İsa nasıl kaydedilmiş bakalım. Hz İsa yaşadı mı sorusunun cevabını önce bu kitaplarda görelim. Hz İsa’nın yaşadığını gösteren belgeler şunlardır:

TALMUD

Hz İsa’nın yaşadığına dair belgelerden ilki Talmud’dur. Talmud, Yahudilerin Tevrat’tan sonraki en önemli kitaplarından biridir. M.S. 70-200 yılları arasında Yahudi bilginlerinin Yahudi yasasını Peygamberlerin ve hahamların öğretilerine dayandırarak anlattıkları, tarihi olaylardan bahsettikleri kitaplarıdır. Talmud’da İsa’dan defalarca bahseder:

  • Mısır’da bulundu (Hz İsa bir müddet Mısır’da yaşamak zorunda kalmış) ( Shabbat104b; b. San. 107b);
  • Annesinin adı Miriam (Meryem) idi ( Sha.104b; b. Jag 4b);
  • Kendisine zina çocuğu yakıştırması yapıldı ( Yeb4, 13; b. Gemara, Yeb 49b; b. Yoma 66d; b. San. 106a; b. Kallah 51a);
  • İsa sihirler yapıyordu ( Sanhedrin 43a; cf. t. Shabbat 11.15; b. Shabbat 104b);
  • İsrail’i yoldan ‘saptırdı’ (b. San. 107b);
  • Yahudi âlimlere göre ‘Sapkın öğretiler’ yaydı ( San. 103a);
  • En az beş öğrencisi vardı ( San. 43a);
  • Tanrı olduğunu iddia etti (Yalkut Shimeoni725;  Taanit 65b); (Muhtemelen “ben kelimetullahım veya ruhullahım” sözü hem Yahudiler hem Hristiyanlar tarafından Tanrılık iddiası olarak algılandı)
  • İnsanoğlu olduğunu da iddia etti ( Taanit65b);
  • Pontius Pilatus onu idama gönderdiğinde 33 veya 34 yaşındaydı ( San. 106b);
  • O, Fısıh Bayramının arifesinde [çarmıha] asıldı ( San. 67a;b. San. 43a);
  • Çarmıha gerilerek lanete uğradı ( San. 9,7);
  • Kraliyet soyuna –yani Davut soyuna– yakındı ( San. 43a);
  • Dünyaya tekrar geleceğini ilan etti (Yalkut Shimeoni725)

FLAVİUS JOSEPHUS (M.S. 37-100)

Hz İsa’nın yaşadığına dair belgelerden bir diğeri Flavius Josephus’a aittir. Titus Flavius Josephus M.S. birinci yüzyılın ünlü Romalı Yahudi tarihçisidir. Kudüs’te doğmuş, haham bir babanın oğludur. Romalılara karşı Yahudi ayaklanmasında savaşmış ve esir düşmüştür. Komutan Vespasian onun bilge kişiliğini fark edip Yahudilere karşı tercüman olarak almış ve daha sonra özgürlük vermiştir. O da Roma tarafına geçip hizmet etmeye başlamıştır. Hz İsa’dan iki yerde söz etmektedir:

“O dönemde İsa adında bilge bir adam ortaya çıktı….. Birçok Yahudi ve Yunanlıyı peşinden sürükledi. Kendisi Mesih’ti (İsa). Halkın ileri gelenleri onun hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra, [Roma valisi] Pilatus onu çarmıha mahkûm etti. Ne var ki, onu sevenler yine sevgisine bağlı kaldılar….. Ondan ismini alan Hıristiyanlar kabilesi, varlığını günümüze kadar sürdürmektedir” (AntiquitiesXVIII, iii, 3).

“(Kudüs valisi) Yahudi Meclisi’nin yargıçlarını toplantıya çağırıp önlerine, başka kişilerle birlikte Mesih denilen İsa’nın kardeşi Yakup isminde bir adam getirdi. Onları [Kutsal] Yasa’yı çiğnemekle suçladıktan sonra, taşlanarak ölüme mahkûm etti. Ama doğru insanlar ve Yasa’ya itaat konusunda en bağlı kişiler olarak bilinen şehrin tüm sakinleri, bu karara gücendiler ve Anano’yu böyle kararlardan vazgeçirmesi için, gizli bir yoldan kral Agrippa’ya haber yolladılar” (AntiquitiesXX, ix, 1)”

TACİTUS (MS 56-120)

Hz İsa’nın yaşadığına dair belgelerden bir diğeri Tacitus’a aittir. Cornelius Tacitus, tarihi belgeleri incelemesi ve derlemesi ile tanınır ve antik tarihçilerin en güvenilirleri arasındadır. İmparator Vespasian’ın senatörüydü ve aynı zamanda Asya’nın prokonsülüydü. Tarihçesinde, İmparator Nero’nun M.S. 64’te başlayan Roma yangını için her kurnaz ve ahlaksız siyasetçinin yaptığı gibi halkın şeytanlaştırılmış kesimi olan Hristiyanları suçladığı ve hem suçu üzerinden atarken hem de halkta Hristiyanlara karşı nefret oluşmasını sağladığını şöyle anlatır:

“Böylece Nero, bu sesi [Roma’yı yaktırdığı için onu suçlayan halkın sesini] başka yöne çevirip ondan kurtulmak için, aşırılıklarından ötürü, halkın nefretine hedef olup Hıristiyan ismini alan insanları suçladı ve işkence ettirmeye başladı. Tiberius imparator olduğu sırada Yahuda valisi Pilatus tarafından idama çarptırılan Chrestos’tan [Mesih] alıyorlardı isimlerini. Bu zararlı batıl inanç, bir süreliğine kontrol altına alındıktan sonra, yalnız ortaya çıktığı Yahudiye’de değil, diğer bölgelerde meydana gelen her türlü vahşet ile utanç verici şeylerin kutlandığı Roma’da bile, tekrar güçleniyordu” (Tarihçe XV, 44).

GENÇ PLİNİUS (M.S. 62-113)

Hz İsa’nın yaşadığına dair bir başka önemli kanıt kaynağı, Genç Plinius’un İmparator Trajan’a yazdığı mektuplarda bulunuyor. Plinius, Küçük Asya’daki Bitinya’nın Roma valisiydi. MS 112 tarihli mektuplarından birinde, Hıristiyan olmakla suçlananlara karşı yasal işlem yapmanın uygun yolu hakkında Trajan’dan tavsiye ister. Plinius, her yaştan, sınıftan ve cinsiyetten büyük bir kalabalık Hıristiyanlıkla suçlandığı için bu konuda imparatora danışması gerektiğini söylüyor.

“Bir Hıristiyan sorguya çekilirken hiç hazır bulunmadım. Bu yüzden verilen cezaların tam mahiyetini veya soruşturmaya yol açan sebeplerin detayını bilmiyorum. Ben onlara Hıristiyan olup olmadıklarını sordum; olumlu cevap verdikleri takdirde bu yüzden alabilecekleri cezayı hatırlatırken, bir iki kez daha aynı soruyu tekrarlıyorum. Aynı cevapta ısrar ettikleri takdirde, cezanın kesilmesini buyuruyorum; çünkü kabul ettikleri suç ne olursa olsun, böyle bir inat ve ısrar böyle bir cezayı hak eder …) Onlar, tek suçlarının şu aşağıdakiler olduğunu beyan etmektedirler: Şafak sökmeden haftanın belirli bir gününde düzenli olarak bir araya gelerek Tanrı saydıkları Mesih’e ilahiler söylüyorlar ve hırsızlıktan, zinadan vb. gibi şeylerden uzak duracaklarına ant içiyorlar …) Bu, kuşkulanmama sebep oldu ve beni arkasındaki gerçekleri araştırmaya itti. Böylece diyakoz unvanı taşıyan iki kadın köleye işkence yapmalarını emrettim. Tek bulabildiğim son derecede sapkın bir tarikat olduklarıdır…” [Plinius, Mektuplar x. 96, alıntılanan Bruce, Christian Origins , 25; Habermas, Tarihsel İsa , 198.]”

Plinius’un bu mektubu Roma topraklarındaki Hz İsa’nın öğretilerinin nasıl yaygınlaştığı hakkında bilgi veriyor.

MARA BAR-SERAPİON (M.S. 70)

MS 70’te, Mara Bar-Serapion adlı Suriyeli bir filozof, oğlunu cesaretlendirmek için yazarken, İsa’nın yaşamını ve zulmünü, fikirleri nedeniyle zulme uğrayan diğer filozoflarınkiyle karşılaştırdı. Mara Bar-Serapion, Hz İsa’dan “Bilge Kral” olarak bahseder. Çünkü Yahudi kitaplarında Mesih Yahudilerin beklenen kralı olduğu yazar. Fakat Yahudiler bekledikleri gerçek kraldan kendileri yararlanamamıştır:

“Atinalılar Sokrates’i ölüme göndermekle ne fayda sağladılar? Kıtlık ve veba, suçlarının cezası olarak üzerlerine geldi. Yoksa Pisagor’u yaktığı için Samos halkı mı fayda sağladı? Bir anda ülkeleri kumla kaplandı. Ya da Yahudiler, bilge krallarını öldürerek mi?…Bundan sonra krallıkları kaldırıldı. Tanrı haklı olarak bu adamların öcünü aldı…Bilge kral…Yaptığı öğretilerde yaşadı.” (Studying the Historical Jesus: Evaluations of the State of Current Research edited by Bruce Chilton, Craig A. Evans 1998 ISBN 90-04-11142-5 pp. 455–457)

Evet İsa’yı öldürdükten sonra Yahudiler’in yüzü bir türlü gülmüyordu. Gitgide Roma yönetimi ile daha ağır sorunlar yaşamaya başladılar. Sonunda M. S. 64 yılında Romalılarla savaşa girip yenidiler ve Kudüs’ten çıkarıldılar. Süleyman tapınağı da yerle bir edildi. Mara Bar-Serapion bu olayı anlatmıştır. Görüldüğü gibi bu erken kayıtlar Hz İsa’nın hayatından gayet emin konuşmaktadırlar. Hz İsa’nın yaşadığına dair belgedirler. Bu belgeler Hz İsa’nın yaşadığını gösterir.

PHLEGON (M. S. 80-140)

Trallesli Phlegon, İmparator Hadrian’ın Yunanlı bir yazarı idi. İsa’nın çarmıha gerilmesinden şu şekilde bahseder:

“Ve hükümdarlığı sırasında İsa’nın çarmıha gerildiği bilinen Tiberius Sezar’ın zamanındaki güneş tutulması ve o zaman meydana gelen büyük depremlerle ilgili olarak …” (Origen Against Celsus, 2. kitap, Bölüm 33)

Hz İsa yaşadı mı sorusuna cevap aradığımız yazımızda Hz İsa’nın yaşadığına dair belgeleri gösterdik.

SONUÇ: Hz İsa yaşadı mı?

Hz İsa yaşadı mı veya yaşamadı mı diye bir soru tarihçiler arasında önemsenen bir soru değildir. Hz İsa’nın yaşadığına dair belge ve bulgular dönemin şartlarına göz önüne alındığında yeterli sayıdadır. İlk yüzyıl tarihçileri Hz İsa’nın öğretilerinin git gide nasıl popüler olduğunu göstermektedir. Hz İsa’nın çarmıha gerilerek idam edilmesine sebep olan Yahudi kaynaklarında ise Hz İsa’nın Yahudiler arasında sapıtmış bir sihirbaz olarak tarif edildiğini görüyoruz. Yani Yahudiler de Hz İsa’nın yaşamını ve başından geçen olayları iyi biliyorlar ve bugün hâlâ okudukları Babil Talmud’unda Hz İsa hakkında bilgiler kayıtlıdır. Kısaca belgeler ve toplumsal süregelen hafıza Hz İsa yaşadı ve başından geçenler ana hatları ile doğru diye gösteriyor.

Hz İsa yaşadı mı?

Hz İsa’nın yaşadığını gösteren yeterli sayıda tarihi kaynak vardır. Bu kayıtların yazarları Hz İsa’nın yaşadığı ile alakalı bir şüphe sergilemezler.

Hz İsa yaşadı mı sorusu bir delile dayalı olarak mı speküle ediliyor?

Hayır herhangi bir delile dayanmıyor. Tamamen spekülasyon amaçlı bir iddia.

Hz İsa’nın yaşadığına dair belge ve bulgular yeterli midir?

O dönemin şartları göz önüne alınırsa bu belgelerin biri bile konuyu açıklamaya yeterlidir. Fakat zaten toplumdaki süregelen hafıza Hz İsa’nın yaşamamış olmasını imkansız kılıyor.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

4 Yorum

  1. Hocam burada hz. İsanın Yakup diye kardeşi olduğu mu söyleniyor? Bu Yakup ismindeki kişi hz. Meryem’in oğlu mu oluyor? (Hani bir kere forumda sormuştum hz. Meryem’in İsa’dan başka çocukları olmuş muydu diye.) Aşağıda makaleden kopyaladığım yeri doğru anladıysam İsa’nın Yakup isminde kardeşi varmış değil mi?
    ( Kudüs valisi) Yahudi Meclisi’nin yargıçlarını toplantıya çağırıp önlerine, başka kişilerle birlikte Mesih denilen İsa’nın kardeşi Yakup isminde bir adam getirdi.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Bu Yakup isimli kardeşi Hristiyan kaynaklarında geçiyor ve tarihi kaynaklar da bunu doğruluyor. Ama nasıl kardeşler bilemiyorum. Meryem’in kocası Yusuf’tan sonradan olan bir oğlu mu yoksa Yusuf’un oğlu da Hz İsa ile üvey kardeşler mi bilemiyorum. Çok açık konular değil bunlar.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  2. “Yusuf’un oğlu da Hz İsa ile üvey kardeşler mi bilemiyorum. Çok açık konular değil bunlar.”

    Evet doğru öyle de olabilir. Muhtemelen de öyledir yoksa Kuranda da bahsi geçerdi muhtemelen. Ya da halk tarafından nakledilmiş olurdu.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Kuran’ın bunlardan bahsetmesi geremiyor. Hz Meryem’in hayatının sadece bir kısmını anlatıyor.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu