Bilim Kuran'la Çelişmez

261# Melek, cin, şeytan ve kuantum kanunları

Melek, cin, şeytan var mıdır? Metafizik varlıklar olarak görülen melek, cin, şeytan gibi canlılar nedir? ateistler bunları görmediğimizden olmadığına karar vermişler. Bazı Müslümanlar da herşeyi fizik kanunlarıyla açıklayabilmek için bu varlıkları tevil ederek açıklamaya çalışıyorlar. Örneğin şeytanlara kötü düşünceler diyorlar, meleklere doğa kanunları diyorlar vs.

Cevap:

İnsanlık her zaman cahil ve çok sınırlı bir kavrayışa sahip

Melek, cin, şeytan gibi konular her ne kadar metafizik olarak düşünülse de onlar da bizler gibi fiziki varlıklardır. Fakat Dünya’da gördüğümüz varlıklar gibi topraktan yaratılışlı olmadıkları için farklı özellikleri vardır.  Geçtiğimiz yüzyıla kadar fizik kuralları dışında evrende bir olayın mümkün olmayacağı düşünülüyordu. Herşeyin ölçülebilir, gözlemlenebilir, sonuçları tahmin edilebilir olduğu, zamanın doğrusal olarak aktığı ve geleceğin henüz yaşanmamış olduğu, evrenin öteki ucuna ışık hızından daha hızlı bilgi gönderilemeyeceği vs. bir sürü kesin kabul vardı ki evet gözlemlenebilen evren için hiç de yanlış fikirler sayılmazdı.

Fakat geçtiğimiz yüzyılın başında Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born gibi bilim insanları çeşitli deneylerin sonucunda atom altı parçacıklar düzeyinde evrenin fizik kurallarına göre hareket etmediğini ve çok fazla inanılmaz özellikler barındırdıklarını keşfettiler.

melek cin şeytan

Young deneyi

Melek, cin, şeytan gibi kavramlar kuantum mekanizmalarının keşfi ile artık anlaşılması akla biraz daha yakınlaşmıştır. İlk olarak 1800’lerin başında Young deneyi ile kuantum Dünya’sının sırları açığa çıkmaya başladı. Işık parçacıkları olan fotonlar siz onları gözlemezseniz dalga gibi davranıyorlar fakat insan bilinci tarafından gözlenince bir parçacık gibi davranıyorlardı.[1] Bu hiçbir fizik kanunuyla açıklanacak bir durum değildi ve herşeyin gözümüzle gördüğümüz âlemlerle sınırlı olmadığı ve altta yatan çok harikalar olduğu fikri doğdu. Kısaca ipler bu deneyle kopmuştu.

Fizikçiler atomaltı parçacıkları inceledikçe evrenin sırlarının kapıları açılmaya başladı, kuantum Dünyasının bazı kanunlarını keşfettiler. Örneğin;

Süperpozisyon

Evreni oluşturan parçacıklar siz onları gözlemlemediğiniz sürece bir şekilleri veya yerleri veya belirli bir durumları yoktur. Bilinç sahibi biri onları izlerse aniden bir şekil alırlar, yani daha önceden olabilecekleri her durumda var iken insan onları gözlemlerse aniden olmaları gereken duruma çökerler. Yani sanki evren aslında yokmuş veya ihtimaller dalgasıymış da insan bilincine bir illüzyon yapıyormuş görüntüsü verirler.

Evrenin bütün parçacıkları her an her konumdadır veya her konumda olabilir, buna süperpozisyon deniyor. İnsan bilinci orayı gözlemlediğinde birden parçacıklar tek duruma çöker, etrafımızda gördüğümüz kapı, sandalye, bina, ağaç, su olurlar. İnanılması çok güç ama bu deney 100 yıldır yapılıyor ve sonuç aynı. Örneğin, 2019 Şubatında, İngiltere’nin Edinburgh şehrindeki Heriot-Watt Üniversitesi araştırmacıları bir deney gerçekleştirdiler. Deneyde gözlemciler aynı şey için farklı farklı şeyler gördüklerini söylüyorlardı.[2] Yani anlayacağımız, hiçbir şey göründüğü gibi basit değil ve göründüğü kadar materyalist de değildir.

Kuantum dolanıklığı

Eğer iki parçacık birbirine kuantum dolanıklığı ile dolanırsa, evrenin iki ayrı ucunda olsalar bile birbirlerine göre hareket ederler. Örneğin nesnelerin birine baktığınızda o nesne süperpozisyondan çöküp bir sağ el eldivenine dönüşürse evrenin öteki ucundaki eşinin aynı anda sol el eldivenine dönüştüğünü görürsünüz. Einstein bu olaya “hayaletimsi etki” adını vermişti.[3] Yani kuantum âleminde uzaklığın yani mekânın hiç önemi yok. Fizik kanunlarına göre imkânsız olan şeyler kuantum kanunlarına göre çok basit.

Kuantum tünelleme

 Yine fizikçiler parçacıkların önlerindeki bir bariyeri aniden geçip öteki tarafta belirebildiklerini keşfettiler. Bu olaya kuantum tünelleme deniyor. Fizikçiler parçacıkların aniden evrenin öteki ucuna ışınlanmasının sıradan bir şey olduğunu ve her an gerçekleştiğini söylüyor, işin ilginç tarafı ise bir insan vücudundaki bütün parçacıkların hepsinin senkronize hareket ettirilmesi durumunda insanın bile evrenin öteki ucunda bir anda belirivermesinin imkânsız olmadığını söylüyorlar. Bunu websitemde 66 nolu “DEVE İĞNE DELİĞİNDEN GEÇEBİLİR Mİ?” yazımda açıklamıştım.

Zaman dolanıklığı

 Kuantum kanunlarının gariplikleri bunlarla da sınırlı değil. Kuantuma göre mekânın hiçbir önemi olmadığı gibi zamanın da hiçbir önemi yok. Yani geçmiş, şimdi ve gelecek adeta tek bir zaman gibi. Bizim bildiğimiz gibi sadece geçmiş geleceği etkilemiyor, gelecek de geçmişi etkileyebiliyor. Evet Einstein, Bohr gibi bilim insanlarının bildirdiği bu gerçek 2013 yılında Kudüs Üniversitesi araştırmacıları tarafından deneysel olarak ispatlandı ve kuantum dolanıklığına sokulan parçacıkların geçmişlerinin gelecekteki hallerinden etkilendiği ortaya konuldu.[4]

Bunu da sitemde 49 nolu yazı olan KUANTUM ve TERSİNE NEDENSELLİK IŞIĞINDA KADER yazısında açıklamıştım. Orada başınıza gelen işlerin sadece geçmişte yaptıklarınızdan değil, gelecekte yapacaklarınızdan bile etkilenebileceğini belirtmiştim.

Bu kuantum kanunlarının atom altı parçacıklarda oluşup bizi ilgilendirmediğini sanmayın, çünkü evrenin tamamı bu parçacıklardan oluşuyor, vücudumuz, yediklerimiz vs. herşey. Bilim insanları bu kanunların herşeyi etkilediğini söylüyor ve parçacıkların birbiriyle senkronize hareket ettiği zaman herşeyin mümkün olduğunu söylüyorlar.

Meleklerin, şeytanların evreni

Şimdi asıl konumuza gelelim. Melek, cin, şeytan gibi kavramlar metafiziki olarak adlandırılmaz fakat kuantum fiziği ve daha bilemediğimiz birçok fizik kanunları ile alakalı oldukları muhakkak. Bilim insanları evrenin gördüğümüz bildiğimiz fizik kanunlarıyla sınırlı olmadığını ve evrenin gizemlerinin yeni yeni açılmaya başladığını ve evren hakkında henüz çok cahil olduğumuzu ve evrenin sandığımızdan çok daha olağanüstülüklerle dolu olduğunu ve hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığını yeni yeni anlamaya başlamışken ve tabiri caizse Alice harikalar diyarına henüz yeni ilk adımını atmışlarken nasıl olur da bu evrende cin, melek, şeytan görmüyoruz o halde yok denilebilir.

Anlamadığımız şeyleri inkar etmek midir Müslümanlık?

Kuran Melek, cin, şeytan gibi canlılardan bahsetmişken bunları göremiyoruz diye bunlar kanundur, düşüncedir, aslında vücutları yoktur, öyledir, böyledir gibi asla Kuran’dan olmayan ve Kuran’ı da yalanlamaya eş değer yorumlara gidip kendilerini de Kuran Müslümanı ilan edebiliyorlar. Kuran’ın söylediklerini eğip bükmek, kendi sınırlı bilgilerimize uydurmaya çalışmak ve yalanlama seviyesine gelmek midir Müslümanlık?

Buradan Kuran’daki ayetler bilimsel olarak açıklanamaz dediğim anlaşılmasın, Kuran ayetlerinin hepsinin bilimsel, psikolojik veya sosyolojik gerekçeleri ve açıklamaları vardır. Her ayet bir hakikat üstünde konumlanır. Burada benim karşı çıktığım konu, Kuran ayetlerini salt gördüğümüz aleme indirgemek isteyenlere ve biraz da Kuran gerçeklerini biz anlayamayız deyip verilen aklı kullanmayanlaradır. Biri hiç kullanmıyor diğeri yanlış kullanıyor, biri ifrat kanadını diğeri tefrit kanadını oluşturuyor.

Melek cin şeytan evrenin madde çorbasında ortaya çıkmış canlılığın değişik halleridir. Melekler hakkında websitemizden ayrıca “157# Melek nedir ve Allah meleklere ihtiyaç duyar mı?” yazısını okuyabilirsiniz.

Melekler hakkında ilgili birkaç ayet

Enfal 12: “Rabbin meleklere, ‘Sizinle beraberim, inananları destekleyin. İnkarcıların yüreğine korku salacağım. Vurun boyunlara, vurun onların her parmağına,’ diye vahyediyordu.”

Bakara 30: “Hani Rabbin, Meleklere: “Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim” dedi.”

Fatır 1: “Hamd gökleri ve yeri yoktan vareden, melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler kılan Allah’adır. O yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir.”

Enam 112: “Bu şekilde her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman ettik. Onlar aldatmak için, birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Sen onları uydurduklarıyla başbaşa bırak.”

Son olarak: 281 nolu yazımızda belirtildiği gibi melekler somut varlıklardır, Allah evrende yaşayan tüm Dünya dışı canlılara melek demiştir, bugünün insanları onları uzaylılar olarak adlandırmaktadır. Bu yazıyı okumanızı kesinlikle tavsiye ederiz.

Referanslar

  1. https://www.fizikbilimi.gen.tr/cift-yarikta-girisim-young-deneyi/.
  2. https://www.hw.ac.uk/news/articles/2019/Quantum.htm.
  3. https://popsci.com.tr/kuantum-parcaciklari-zamanda-dolanabiliyor/.
  4. Megidish, E., Halevy, A., Shacham, T., Dvir, T., Dovrat, L., & Eisenberg, H. S. (2013). Entanglement swapping between photons that have never coexisted. Physical review letters, 110(21), 210403.

 

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu