Bilim Kuran'la Çelişmez

292# Rad 13 yıldırım ayeti ve minarelerdeki paratonerler

Yıldırımları, şimşekleri Allah gönderiyorsa camilerde paratoner neden var? Rad 13 ayetinde geçen Allah’ın yıldırımlarla dilediğini çarpması ne demektir?

Bu konuyla ilgili aşağıdaki yorumu bir ateist siteden aldım, bakalım:

Kuran 13:13 – Gök gürültüsü O’na hamd ile tesbih eder; melekler de korkusundan. Yıldırımlar gönderir de onunla dilediğini çarpar; onlar ise Allah hakkında mücadele edip duruyorlar. Oysa O’nun gücü çok şiddetlidir.

Bari camilerin minarelerine takmayın şu paratoneri. Ne kadar korkuyorsunuz çarpılmaktan bre. Bırakın da Tanrı’nız inandığınız kitaptaki gibi istediğini çarpsın. O da paratoner olunca çarpamıyor ya bu da ayrı mesele.

yıldırım cami paratoner

Yıldırımlar ve camilerdeki paratonerler

Burada ateistin demek istediği; Allah yıldırımları bir şeyleri çarpmak için yaratıyorsa camilere neden paratoner takıyorsunuz? Camileri de Allah mı çarpıyor?

Cevap:

Yıldırımlar doğa olaylarıdır. Bulutlarla yeryüzü arasında oluşan elektrik akımlarına yıldırım denir. Gerçekleşmesi için yeryüzü ve bulutlar arasında ters elektrik yükleri oluşması gerekir. Yani biri aşırı pozitif diğeri aşırı negatif yüklü olursa elektrik iyonlarının akışı gerçekleşir ve yıldırım oluşur. Her zaman karşılaşılabilen bir doğa olayıdır ve bazen bina, ağaç, araba gibi nesnelerin üstüne düşebildiği gibi bazen de bir nesnenin olmadığı düzlüklere düşer. Hatta çoğu zaman kimsenin veya bir nesnenin olmadığı yerlere düşer veya yerden göğe yükselir.

Peygamberimiz zamanında bilinmiyor muydu?

Peki Peygamberimiz zamanında yıldırımların daha çok boş alanlara düştüğü bilinmiyor muydu? Tabiki biliniyordu. Onlar bizlerden daha fazla doğa ve doğa olayları ile içli dışlı idiler. Öyleyse bu ayette kast edilen şey her yıldırımın bir görevi olduğu ve bir şeyleri kasıtlı olarak çarpması için gönderilmesi olmuş olabilir mi? Hayır anlamı o değil. Çünkü bahsettiğimiz gibi eskiden de herkes çoğu yıldırımın bir şeyleri çarpmadığını bilirdi. Çoğu zaman boş arazilere düştüğünü bilirdi.

Demek ki ayet ateistlerin anlamak istediği şeyi anlatmıyor. Bu ayetten anlamamız gereken şey, Dünya’da yıldırım denilen bir gerçek var ama bazen Allah bu yıldırımları kullanıp kendi isteği doğrultusunda bir maksat için harekete geçirebilir. Bir şeyleri çarpabilir. Bazen dedim, çünkü ayet bize yıldırımların her zaman bir şeyleri çarpmak için gönderildiğinden bahsetmiyor. Bunu benzer ayetlerden anlayabiliriz.

Benzer ayetler

Örneğin;

Ali İmran 26: “De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”

Bakın bu ayette de Allah dilerse insanı “zelil” yani “düşkün, zayıf” eder diyor. Bu demek değildir ki bütün düşkün olanları Allah düşkün ediyor. İnsanlar çoğunlukla kendi hataları yüzünden veya insanların adaletsizliklerinden dolayı düşkün (zelil) duruma düşer. Bakın bu ayette de Allah sahabelerin zelil durumda iken onlara yardım ettiğini bildiriyor:

Ali İmran 123: “Ant olsun! Çok zayıf (zelil, düşkün) olduğunuz Bedir’de de, Allah size yardım etmişti. O halde, Allah’a karşı takvalı olun ki şükretmiş olasınız.”

Her oluşan yıldırım

Her iki ayette de zelil kelimesi geçiyor. Demek ki Allah dilediğini zelil eder demek her zelil duruma düşeni Allah zelil etmiş demek değildir. Çünkü ayette Allah sahabeleri zelil durumdan kurtarmak istiyor. Aynı şekilde Allah yıldırımlarla dilediğini çarpar demek, her yıldırımın bir cezalandırma amacı güttüğünü veya bir maksadı olduğunu göstermez. Yıldırımların çoğu Allah’ın koyduğu doğa kanunlarına göre kendiliklerinden hareket eder.

Bu doğa yasaları gereğince bazen arada kalan ev olur, bazen araba olur, bazen bir çocuk olur, bazen cami olur, ne olursa olsun doğa yasaları işler ve yıldırım oluşur. Fakat bazen de Allah bir yıldırımı kendi yönlendirebilir. Şartları kendi isteği ile hazırlayabilir. Bir nesneyi çarpmak isteyebilir.

Allah’ın böyle bir şey istemeyeceğini de kimse iddia edemez. Çünkü deneysel olarak test edilebilecek bir durum değildir. Deneysel olarak test edilemeyeceği için bilimin konusu değildir. Bilimsel olarak bu önerme doğrudur veya yanlıştır diyemeyiz.

Kısaca

Bu ayette karıştırılan nokta: “Bu ayet bütün yıldırımların birilerini çarpmak için gönderildiğini iddia ediyor” diye düşünmektir. Oysa ayet bütün yıldırımlardan bahsetmiyor. Hoş! Gerçekten de bütün yıldırımlar bir şeyleri çarpar (boş yer bile olsa) ama ayet bize Allah’ın kasıtlı olarak şartlarını hazırlamış olduğu yıldırımlardan bahsediyor. Tıpkı bir ayette “dilediğini zelil eder” derken, başka ayette sahabeleri de zelil durumdan kurtarmak için yardım ettiğini bildirmesi, her zelil olanın Allah tarafından dilenerek zelil edilmediğini gösterdiği gibi.

Bu açıdan doğa olayları sonucunda mescide yıldırım düşerse Allah mescidi cezalandırdı demek değildir. Yıldırımın şartları oluşmuştur ve Allah’ın koyduğu doğa yasalarından Kâbe veya Peygamberin kendisi bile hariç değildir. Allah’ın doğa yasaları her zaman işler ve gereğini yapar. Bu yüzden böyle durumlar için Müslümanlar camilerin minaresine değil Kâbe’ye bile paratonerler yerleştirmeli ve tedbirini almalıdır. Bütün depremler de Allah’ın cezalandırması mı diye sorular da geliyor. Depremler de aynıdır. Yani çoğu jeolojik olaylar sonucu oluşur ama Allah bazen isterse bir kavmi helak etmek için deprem yaratır ve Kuran’da bildirdiğine göre yaratmıştır da.

Rad 13 ayeti bu yönüyle Allah’ın varlığına veya yokluğuna dair bir kanıt sağlamıyor. Allah’ın varlığına iman ettikten sonra bu işe de iman etmeyi gerektiriyor. Fakat ayetin başka bir yönü daha var ki bana göre işte bu yönü bir mucizedir.

Yıldırımlar ve 13 sırrı

Bahsi geçen ayet olan Rad 13 ayeti Kuran’ın 13. Cüzünün 13. Suresinin 13. Ayetidir. Bu ayette yıldırımlardan bahsedilmiştir. Surenin ismi olan Rad kelimesi de bu ayetten gelmektedir ve gök gürültüsü demektir.

Rad 13:13:13 “Gök gürültüsü övgüsüyle, melekler de ürpertisiyle O’nu tesbih ederler. O, yıldırımlar gönderir ve onunla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında tartışıp duruyorlar. Ve O, karşı konulamaz pek çetin bir güç sahibidir. ”

Aynı şekilde Fussilet 13 ayetinde de yıldırım geçmektedir.

Fussilet 13: “Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: “Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım.”

Her yıl Türkiye’de ortalama 100 kişiye Amerika’da ise 800 kişiye yıldırım çarpıyor.[1] Fakat bunların %90’ı ölmüyor.

Acaba 13 sayısı ile yıldırımlar arasında bir ilişki olabilir mi diye internetten amatör bir tarama yaptım. Gördüm ki İngiltere’de meydana gelen bir olay tüm büyük Dünya gazetelerinde haber yapılmış. Haber şöyle:

13:13:13

2010 yılında Ağustosun 13. Günü saat 13:13’te 13 yaşındaki bir erkeği yıldırım çarpmış. Üstelik 150 bin kişilik bir festival içinde. Hafif yanık oluşmuş ama sağ kurtulmuş. Tabi bu kadar 13 bir araya gelmesi nasıl bir tesadüftür diye tüm gazetelere çıkmış bu olay.[2, 3][4, 5][6, 7] Kuran—ı Kerim’in 13. Cüzünün 13. Suresinin 13. Ayetinde de “yıldırımlar gönderir ve onunla dilediğini çarpar” demesi ilginç değil mi?

Bu 13 rakamı ile yıldırımlar arasında muhakkak keşf edilmeyi bekleyen çok sırlar var. Ben kısa bir akademik makale taramasıyla şuna eriştim. Bilim insanları kasıtlı olarak yıldırım oluşturabiliyorlar. Yukarıdaki olaydan sadece 10 gün önce yani 3 ağustos 2010 tarihinde bilim adamları bir şimşek oluşturarak şimşeklerin etki alanını ölçüyorlar.

Şimşeklerin etki alanı

Çalışmanın sonucuna göre şimşeğin kıvılcımları gökte 13×13 km bir alanda etkili oluyor. [8] İlginç değil mi? Bu genel geçer bir bulgu mudur bilemiyorum ama tahmin ediyorum ki 13 rakamı ile yıldırım-şimşek arasında çok daha farklı etkileşimler de var, araştırmak lazım.

Materyalist sitelerde bu ayete itiraz ettiklerini görürsünüz, derler ki yıldırımlar doğa olayları sonucu oluşur, belirli bir kasıt sonucu oluşmaz. Oysa ki bugün bilim insanları bile yıldırım, şimşek oluşturabiliyor. ABD bu göksel doğa olaylarını savaş aracı olarak kullanmak için doksanlı yıllarda HAARP projesini başlattı. Çelişki olduğunu iddia eden materyalistler, “Yıldırımlar Tanrı’nın çarpma aleti değil” diye hiçbir bilgiye dayanmadan kibirlice konuşurlarken başlarına birgün bilim adamlarının yıldırımları düşerse şaşırmayın. O zaman yıldırımların istendiği zaman istendiği yerde insanlar tarafından bile oluşturulabileceğini anlayacaklardır ancak.

Not: Yıldırımların çoğu Allah’ın koyduğu doğa kanunlarına göre kendiliklerinden hareket eder dedik. Burada aklınıza gelebilir ki Allah’ın izni olmadan iradesi olmadan bir şey olmaz. Evet bu ifade de doğrudur. Allah izin vermedikçe ve bu sistemi iradesiyle ayakta tutmadıkça sistemde bir yaprak bile kımıldayamaz. Allah bu doğa sistemini, evren sistemini irade edip kanunlar koyduğu için tüm doğa olayları bu kanunlar çerçevesinde doğal akışı içinde oluşmaktadır. Oluşan her olay Allah’ın hazırladığı sistemin içinde olduğu için her şey Allah’ın iradesine dayanmaktadır, fakat her şey doğa kanunlarına göre oluşacak şekilde irade edilmiştir.

KAYNAKLAR

  1. https://www.hurriyet.com.tr/gundem/turkiye-de-her-yil-100-kisi-simsek-adam-oluyor-38401843
  2. https://www.mirror.co.uk/news/uk-news/boy-13-hit-by-lightning-on-friday-241453
  3. https://www.telegraph.co.uk/news/newstopics/howaboutthat/7945019/13-year-old-struck-by-lightning-on-Friday-13th-at-13.13.html
  4. https://www.nbcnews.com/id/wbna38710593
  5. https://www.birminghammail.co.uk/whats-on/things-to-do/13-year-old-hit-by-lightning-248997
  6. http://www.abovetopsecret.com/forum/thread602594/pg1
  7. https://www.unilad.co.uk/featured/13-of-the-unluckiest-things-to-happen-on-friday-the-13th/
  8. Edens, H. E., Eack, K. B., Eastvedt, E. M., Trueblood, J. J., Winn, W. P., Krehbiel, P. R., … & Behnke, S. A. (2012). VHF lightning mapping observations of a triggered lightning flash. Geophysical research letters39(19).

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu