Sosyal Hayata İlişkin

81# ŞÜPHECİLİK HASTALIĞI – PARANOYA ve AGNOSTİSİZM

Bazen özellikle gençlerden mesajlar alıyorum. Falanca ateist sitesinde bir konu okuduğunu ve bundan dolayı kafası karıştığını, huzurunun kaçtığını söylüyorlar. Bu durumun imana neden zarar vermemesi gerektiğini şu şekilde açıklayacağım.

Bir gerçeğin doğruluğunu ispatlamak için sayısız yollar olabilir. Bu yollardan bazıları çok açık olarak görünebilir, bazıları biraz bulanıktır net görülmeyebilir, bazıları ise bilgi eksiğimizden dolayı bulanıktır net görülmeyebilir, bazıları ise o gerçeği ispatlamak için yetersiz kalabilir. Fakat bilimsel ve mantıksal olarak hedefinize varmak için bütün yolların çok açık ve net görülmesine gerek yoktur.

b37e0e149c722fe9c9d13537c64869a4.jpg

Örneğin hücrelerimizde bulunan DNA’nın ayrıntılı yapısı 1953 yılında ilk defa keşf edildi. Eldeki deliller DNA’nın böyle olması gerektiğini gösteriyor. Fakat 65 yıldır DNA’nın bu yapısı hiç görülemedi. Şu ana kadar çekilen fotoğraflar çok bulanık ve düşük çözünürlüklü. İçindeki yapıları hiç göstermiyor. Yani gözle görme delili bulanıktır ve kapalıdır. Buna rağmen bir delilin kapalı olması kimseyi DNA’nın yapısından şüpheye düşürmemiştir. Çünkü eldeki diğer kanıtlara bakılmıştır ve bunun böyle olması gerekmektedir.

dna-structure

Aynı şekilde İslam’ın veya Kuran’ın ispatı için sunulan her delil çok berrak olmayabilir fakat ileri sürülen tek bir tane sağlam delil bile şüpheleri ortadan kaldırır. Eğer bir konuda Kuran’ın ispatını tam bulamazsanız hiç problem etmeyin ve başka delillere bakın. Örneğin Kuran’da “O, yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar.” (Rad 13) ayetini eleştirmişler. Demişler ki yıldırımlar tesadüfen oluşur, bir yeri veya kimseyi çarpmak için değil. Şimdi bu ayetten eğer Kuran’ın doğru söylediğini şu an için çıkaramıyorsak, bu yanlış olduğu anlamına gelmez. Yani doğruluğunu veya yanlışlığını şu an için bilgi eksikliğimizden dolayı kavrayamayacağımız bir konu der ve geçeriz. Bunun doğruluğunu şu an ispatlayamamamız yanlış olduğu anlamına gelmiyor. O yüzden delil olarak nötr’dür ve imanımıza bir etkisi olmaması gerekiyor. Biz de diğer delillere bakarız. Kuran’dan gördüğümüz tek bir tane kuvvetli mucize ayet bile artık diğer şüpheleri hiçe indirir ve Kuran’ın Allah’tan olduğuna artık şüphe götürmeyecek derecede iman etmeniz gerekir. Bu konuda sağlam bir delil gördükten sonra hâlâ şüphe etmek paranoyaklık olur ve bu şüphecilik gittikçe bir akıl hastalığına dönebilir. Tıpkı bilimde birkaç delil bulunduğunda net görülmeyen delillerden dolayı artık şüpheye düşmek mantıklı görülmüyorsa, bizde Kuran hakkında birkaç mucize ayeti görünce net göremediğimiz diğer konularda en azından nötr bir tavır takınmalı ve şüpheye düşürecek bir sebep olmadığını bilmeliyiz.

İslam’ın bütün kanıtları güneş gibi ortadadır. Bu kanıtlardan bazıları şunlardır;

  1. Önceki dinleri ve peygamberleri tasdik eden ve bir Allah’a yönelten son semavi din olması ve İslam’dan sonra yeryüzünün tamamına yayılacak kadar başka bir din veya peygamber gelmemesi.
  2. Peygamberinin zenginlikte, rahatta gözü olmaması, hayatını saraylarda yaşayabilme imkânına sahipken dört duvar kulübe içinde geçirmesi. Çoğu zaman oruç tutarak nefsini ve bedenini terbiye etmesi. Allah’tan fevkalade korkusu ve fevkalade bir ibadet sergilemesi. (Bu konuda ayrı bir paylaşımım var)
  3. 1400 sene öncesi insanlarının inandığı sayısız hurafeden hiçbir tanesi bile Kuran’ı Kerimin içinde bulunmaması. Eğer bunu o zamanda bir insan yazmış olsaydı şüpheye yer vermeyecek derecede her ayeti bilime ters olacaktı. Oysa bu kitabın içinde bırakın bilime ters bir ayet olmasını çok sayıda bilimsel mucize barındırması şüpheye yer vermeyecek derecede ispatlıyor ki bu Kuran Allah’ın sözleridir.

Bunlar 3 adet genel delillerdi. Bunlara birçoğunu ekleyebilirsiniz, bunları detaylandırabilirsiniz. İman etmek için önünüze sınırsız delil konmuş fakat iman etmemek için açık hiçbir delil yok. Bulanık ve net olmayan meseleler ise bahsettiğimiz gibi olumlu veya olumsuz bir etkisi olmamaktadır. Son söz Kuran’a ait:

Mümin 34: “Bundan önce size delillerle Yusuf gelmişti. O zaman da onun size getirdiği hakikatte şüphe edip durmuştunuz. Nihayet vefat ettiğinde de “Bundan sonra Allah asla peygamber göndermez” dediniz. İşte aşırı şüpheci olanları Allah böyle şaşırtır.”

Sebe 54: “Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.”

Hadid 14: “”Biz sizinle birlikte değil miydik?” diye onlara seslenirler. “Evet,” derler, “Ancak siz kendinizi kandırdınız, beklediniz, kuşkular beslediniz ve Allah’ın kararı gelinceye kadar kuruntularla oyalandınız. Kandırıcı, sizi Allah hakkında yanılttı.”

 

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu