Bilim Kuran'la ÇelişmezKuran Mucizeleri

44# Kalp düşünür mü? Düşünen kalp bilimsel olarak yalan mıdır?

Soru: Kalp düşünür mü? Düşünen kalp yalan mıdır? Kutsal kitaplarda kalbin düşünce merkezi sanılması hakkında ne dersiniz? Kalp düşünme organı mıdır?

Cevap: ateist sitelerde bir yaygaradır kopuyor. Efendim, Kur’an kalp için düşünme organı demiş fakat kalp sadece kan pompalarmış, düşünce organı sadece beyinmiş. Evet doğrudur Kuran kalbin düşünme ile ilişkisinden şöyle bahseder.

“Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? Ne var ki, kör olan gözleri değil, göğüslerdeki kalpleridir!” Hac 46

Kalp beyin değildir

Bu sorunun cevabını anlamak için öncelikle dilin kullanım yapısının bilinmesi gerekir. Çünkü bir toplumda duygu ve düşüncelerin aktarılmasının yolu dil içindeki kalıplaşmış ifadeler ve deyimlerdir. Bir metni, bu kalıplaşmış ifade ve deyimleri kullandığı için yanlış telakki etmek doğru değildir. Çünkü sağlıklı iletişim, dildeki bu ifadelerle mümkündür.

Bu yüzden kalbin düşünmesi ifadesinin deyimsel olduğunu savunanlar ve deyimsel ifadelerde dış Dünya ile birebir uyum aranmasının gerekli olmadığını belirtenler vardır. Hac 46 ayetindeki “göğüslerinizdeki kalpler” ifadesi de böyle bir deyimsel ifade olarak anlaşılabilir. Türkçe’de de şöyle benzer bir kullanım yapsanız herkes ne demek istediğinizi anlar ve bu deyimsel ifadede sizi suçlamazlar. Örneğin “Göğsünüzde yürek (kalp) yok mu ki cesaret edemediniz” diyen birine “cesaretin merkezi yürek değil beyindir, hem göğsünde diye belirttiğin için açık bir çelişki işledin” demeyiz. 

Aynı şekilde Kuran’daki bu ifadelere de dilin yapısı içinde deyimsel olarak bakanlar vardır. Örneğin başka ayetlerde göğsün daralması ifadesinin de gerçek bir göğüs daralması olmadığını ve sadece deyimsel bir ifade olduğunu herkes bilir. Veya Hac 46 ayetinde “kör olan gözleri değil, göğüslerdeki kalpleridir” derken “gözlerin kör olmamasının ama kalplerin kör olmasının” deyimsel mecazi bir ifade olduğunu ve gerçeklikle bir çelişki oluşturmadığını anlamak için uzman dilbilimci olmaya gerek yok. Çünkü gerçek Dünya’da gözlerin kör olduğunu herkes bilir. Bu anlatım deyimseldir ve cümlede anlatılmak isteneni kuvvetlendiren bir anlatım sanatıdır.

Kalbin düşünmesi hakkındaki bu tür deyimsel ifadeler birçok eski kültürde vardır. Türklerde de sevgi, cesaret gibi birçok duygu deyimsel olarak kalp ile ilişkilendirilir. Kuran eski insanların anlayışlarını incitmeyecek tarzda onların deyimlerini kullanması muhatap edindiği kitleyle doğru iletişimi sağlaması açısından önemlidir. Fakat bu ifadeler müteşabih anlamlar taşıyor olabiliyorlar. Yani eski devrin insanlarının anlayışlarına ters düşmüyor fakat bu ayetler bilimsel bilgilerle de tam uyumlu görünüyorlar. Müteşabih ayetler konusu 75 nolu yazımızda detaylı açıklandı.

İşte kalplerin düşünmesi ifadesi de böyle bir müteşabih ifade olduğunu tespit ettik. Çünkü onlarca farklı kurum ve araştırıcı birbirlerinden bağımsız olarak kalbin beyin ve düşünce üzerine etki ettiğini ve düşünceleri etkilediğini gösteriyor. Bulgulara göre kalpten çıkan sinyaller beyne ulaşıp beynin doğru düşünmesi açısından beyni yönlendirebiliyor.

Bilimsel literatürleri bir taradık ve bulduğumuz sonuçlar şöyle:

Amerika’da kalp üzerine bilimsel araştırmalar yapan bir enstitü: HeartMath enstitüsü

Kalp ve beyin arasındaki ilişkiyi inceleyen geniş kapsamlı bir çalışmada, HeartMath (Kalp matematiği) enstitüsünden Dr. Rollin McCraty ve ekibi, kalp ve beynin nasıl senkronize hareket ettiklerini uzun bir yazılarında anlatmışlardır. [1]

Yazılarında, beyinde düşünce sırasında açığa çıkan elektromanyetik dalgaların beynin düşünce işlemlerinde önemli görevleri olduğu bilindiği gibi, aynı şekilde duygu durumlarına göre kalbin elektrokardiyogram yapılarının değiştiğini ve bu bulguların tekrar edilebilir olduğunu bildirmişlerdir. Her duygu durumu ile birlikte kalbin ayrı bir ritme girdiğini belirtmişlerdir. Kalp ritmini çeşitli sinyal parametrelerinin formüle edilmesiyle bulmuşlardır ve bu kalp vuruş sayısından farklıdır.

106 sayfalık yazılarının hepsini veremeyeceğim için burada özet olarak bazı cümlelerini tercüme edeceğim:

“Kalbin beyin ve bedenle iletişim kurduğu ana yollar hakkındaki bu çalışmamız, kalbin ürettiği sinyallerin duygusal deneyimleri sürekli olarak nasıl bilgilendirdiğini ve bilişsel işlevi nasıl etkilediğini gösterir…

Kalp, vücut fonksiyonları için gerekli olan sistem bilgisinin tutarlı bir bütün olarak üretilmesinde ve aktarılmasında merkezi bir rol oynar. Bu önermeyi destekleyen çok sayıda kanıt vardır: Kalp, vücuttaki ritmik bilginin en tutarlı ve dinamik jeneratörüdür; onun kendi sinir sistemi, beyinden bağımsız olarak çalışan karmaşık bir bilgi şifreleme ve işleme merkezidir; kalp çoklu vücut sistemlerinde işlev görür ve böylece sistemler arasında ve tüm vücut boyunca bilgileri entegre etmek ve iletmek için benzersiz bir şekilde konumlanır; ve tüm bedensel organlar içinden kalp, beyinle en geniş iletişim ağına sahiptir.

Daha sonra açıklanacağı gibi, kalp sinyalleri sadece beyindeki homeostatik düzenleyici merkezleri etkilemekle kalmaz, aynı zamanda algısal, bilişsel ve duygusal işlemede yer alan daha yüksek beyin merkezlerinin aktivitesini de etkiler, dolayısıyla davranış ve deneyimlerimizin birçok ve çeşitli yönlerini etkiler.”

Kalp bilgiyi beyinden önce işliyor

Dr. Schaffer tarafından yapılan bir araştırmada, kalbin beyinden önce bilgiyi işlediğini ve bu sezgisel bilgiyi merkezi sinir sistemi aracılığıyla beyne gönderdiğini bildirilir. [2]

Bir çalışmada Mc Carty ve ekibi deneklere uyarıcı fotoğraflar göstermişler ve kalp dalgalarının beyin dalgalarından önce oluştuğunu ve beyne iletildiğini belirlemişlerdir. [3] Yine McCraty 2014 yılında bir araştırmasını yayınladı, bu araştırmada Rulet oyunu oynarken denekler izlendi: Kalp dalgalarının, katılımcılara iyi ya da kötü bir bahse ilişkin bir gösterge verecek şekilde değiştiğini gözlemlediler. Katılımcıların iç kalp tepkilerine göre hareket etmeleri halinde, daha iyi bahis seçimleri yapmış olduklarını tespit ettiler. [4] Bu da eskiden beri söylenen kalbinin sesini dinle sözünün hiç te küçümsenmeyecek olduğunu gösteriyor.

Nöral hücrelerle örülü kalp beyni

Nörokardiyoloji uzmanları beyin ve kalp arasındaki bağlantıyı son 20 yıldır artan oranda araştırıyor. “Şu anki tespitlere göre Kalplerin manyetik enerjisinin, beyin tarafından üretilenlerden 5000 kat daha güçlü olduğu bulunmuştur. Buna ek olarak, kalplerimizin çok zeki olduğunu gösteren “kalplerin kendi beyni” veya “kalp-beyni (heart-brain)” olarak da adlandırılan “nöral hücreler” olarak adlandırılan beyin hücrelerini içerdiklerini bildiren çok sayıda araştırma var. [2, 5-8]”

Kalp tüm beyin fonksiyonlarını etkileyebilme gücüne sahip

Araştırmalar, kalbin sinir sisteminin, beynin ön korteksini etkilediğini [1, 9, 10], beynin motor korteksini etkilediğini [11], dikkati ve motivasyonu sağladığını [12], bilişi ve hafızayı [13] ve duyguları [14] etkilediğini bildirmişlerdir. [6] Dr. Shao ağrılı bir olaya maruz kalındığında kalpten gönderilen sinyallerin beyinde ağrı algısı oluşturmuş olduğunu yaptığı klinik çalışmalarla ortaya koymuştur. [1, 15] Bu yüzden araştırmacılar ağrının seviyesinin ölçümü için kalpten çıkan sinyallerin kullanılmasını önermişlerdir. [1] Kalp sinyallerinin dua etme anındaki sonuçları Dr. Edward tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmaya göre dua, kalp sinyalleri ile çok yakından ilişkilidir, dua edenlerde psikolojik iyileşme, beyin-kalp tutarlılığı olduğu ortaya konmuştur. [16]

Duygular ile kalp sinyalleri arasındaki bağlantı 

Mc Craty 2015 yılında yayınladığı çalışmasıyla duygular ile kalp sinyallerinin bağlantısını gösterdiğini bildirmiştir. [6] Whitney kendi tez çalışmasında kalbin, duyguları, düşünceleri ve aklı düzenleyen bir organ olduğunu açıklamıştır. [17] Kalbin haritası isimli bu tez çalışması okumaya değerdir. Armour ise kalp nöron yumaklarının ön korteksi ve böylece duyguları etkilediğini, bunun için nörotransmitterler benzeri bir yol kullandığını bildirmiştir. [18] Yine Mukesh Kumar (2020) yaptığı klinik çalışmaların sonucunu rapor etmiş ve beyin kalp etkileşiminin insan bilincini yönlendirdiğini söylemiştir.[19]

Max Planck Enstitüsü, İnsan Bilişi ve beyin bilimleri departmanı, nöroloji bölümünden Dr. Esra Al ve ekibi tarafından yürütülen bir araştırma da kalp ritminin bilişsel algıyı etkilediğini bildiriyor.[20] Makalenin giriş bölümünde kalp ritmi zamanlamasının görsel ve işitsel algıyı etkilediğini  gösteren gittikçe artan kanıt bulunduğunu haber veriyor. Yine kalp fonksiyonlarının bilişsel algıyı etkilediğini bildiren çok sayıda araştırma olduğunu da bildiriyor. Kaynağa bakmaya üşenenler için aşağıya kısa bir ekran görüntüsü koydum.

Esra Al ve ekibinin araştırma makalesinden bir alıntı [20].

Aşağıdaki şekil McCarty 2015’ten alınmıştır ve beyin ile kalp arasındaki etkileşim yollarını göstermek için çizilmiştir.

kalp.PNG

Kalp hastalıkları

Kalp hastalıklarında insan bilincinin zayıfladığını gösteren araştırmalar da çok sayıda vardır. Örneğin İtalya’da yapılan bir araştırmada bilişsel bozukluğu olan kişilerin kalpten beyne gelen sinyallerinin de bozuk olduğunu göstermiştir. [21] Wookyoung Jung kalp sinyal bozukluklarının insan bilişsel yeteneğini nasıl etkilediğini gösteren araştırmaları derlediği çalışmasında kalp bozukluklarının insanlarda şizofreni, major depresyon, posttravmatik strese yol açtığını gösteren birçok araştırmayı kaydetmiştir. [22]

Ya yapay kalp varsa?

Buraya kadar anlaşıldı ki kalbin beyni yönlendirme kapasitesi var ve muhtemelen beyin yanlış düşünebildiği halde kalp onun yanlış düşünmesini engelleyecek mekanizmalarla sinyaller gönderiyor. Tabi bu demek değildir ki kalpten sinyaller gelmezse beyin düşünemez. Zaten Kuran’da bazı insanların kalplerinin mühürlenmiş olduğu belirtilir ki bu kalplerden beyne doğru düşünme sinyallerinin artık gitmediğini anlıyoruz. Yani kalp düşünceyi doğruya yönlendirir fakat düşünce için olmazsa olmaz değildir.

Kalbinden gelen sinyaller olmadan düşünenler kalbin rehberliğinden yoksun kalırlar. Kalpleri açık olanların sadece müslümanlar olduğunu söylemek te doğru olmaz, kalpleri kötülükle dolu olmayan, kalbinde sevgi ve şefkate de önemli yer olan isterse budist veya şamanist olsun herkes kalbinin yol göstericiliğinden faydalanır. Bu açıdan gerçek kalp çıkarılıp yapay kalp takılmış biri düşünebilir fakat kalbin yol göstericiliğinden, rehberliğinden yararlanamayabilir. Fakat günümüzdeki yapay kalpler gerçek kalbe yardımcıdır. Gerçek kalbin olmama durumu yoktur.

Domuz kalbi nakli

Soru: Yakın zamanda domuzdan insana kalp nakli gerçekleştirildi. Bu durumda bu adamın düşünceleri değişti mi?

Cevap: Henüz bilimsel olarak, domuz kalbi nakledilen insanın kalbinden beynine sinyaller gidiyor mu diye incelenmedi. Aslında bu sinyaller hayatın devamı için gerekli mi bilmiyoruz. Bu sinyaller her düşünme eylemini mi yönetiyor yoksa bazı düşüncelerde mi oluşuyor bilmiyoruz.

Kuran bazı ayetlerde “onların kalplerini mühürledik” derken kalpleri mühürlenen kişilerin kalpten beyne sinyal gönderemediklerini anlatıyor olabilir. Yani düşünmek için mutlaka sinyal göndermesi gerekmiyor olabilir. Yoksa kalpleri mühürlenen insanların hiç düşünemiyor olması lazımdı. Ama bu insanların düşünmeye devam ettiklerini sahabeler de Peygamber de biliyordu. Demek ki Kuran’ın kanun koyucusu da kalplerin düşünce üzerindeki etkisini, yol göstericilik olarak anlatıyordu. Yoksa düşünen insanlara “kalpleri mühürlendi” diyemezdi.

Yani Kuran’da  kalp sinyalleri düşüncenin mutlak merkezi değil, fakat doğru düşünmek için bir kılavuz olarak belirtiliyordu. İslam’a düşmanlıkta ileri giden insanların kalplerinin mühürlendiğini söylüyor fakat onların bu mühürlenmeden dolayı düşünemediklerini ima etmiyor, doğru düşünemediklerini ima ediyordu. Yani kalpten gelen sinyaller mutlak düşünce için değil doğru düşünce için gerekli idi. Bugün bilim de bize bunu haber veriyor. Beynimizde bazı düşüncelerimiz oluşmadan önce kalpten gelen sinyallerin beyni etkileyerek doğru düşünceye yönlendirdiğini bilim insanları haber veriyor.

Demek ki ne olacağı henüz test edilmemiş, fakat şu ihtimallerden birkaçı olabilir:

  1. Kalp sinyalleri doğru düşünceyi etkiliyordur ama beyin için mutlak şart olmayabilir. Kalp olmazsa beyin kalbin kılavuzluğundan mahrum kalır. İşte domuz kalbi naklinde de, kalpten beyne sinyal gidip gitmediği henüz araştırılmadı ama sinyal gitmiyorsa bu durum Kuran açısından sorun oluşturmaz. Sadece kalbinin kılavuzluğundan mahrum kalır. Bu kılavuzluktan müşriklerin de mahrum kaldığını Kuran zaten haber verdi fakat bunların hiç düşünemediğini iddia etmedi.
  2. İkinci senaryo olarak, eğer bilim insanları domuz kalbinden de düşünceleri etkileyen sinyaller gittiğini gösterirse bu durum da Kuran açısından problem oluşturmaz. Demek ki kalp domuzdan da nakledilse orijinal görevini görebiliyormuş diye yorumlanır. Kalpler zaten yapısı gereği mutlaka elektrik sinyalleri ve sinirsel impulslar üretmek zorundadır. Bu durumda domuz kalbi nakledilmiş insanların beyinlerinde oluşan düşünceler olumsuz olarak etkilenebilir, o kişilerde bilişsel bozukluklar çıkabilir. Yukarıda açıklandığı gibi araştırmalar, kalp hastalıklarında insanın psikolojik yapısının etkilendiğini, beynin işleyişinin değiştiğini göstermiştir. Bu demektir ki domuz kalbi nakledilen insanlarda da, kalbin beyni olumsuz etkilemesinden dolayı benzer bilişsel sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlar zamanla yapılacak araştırmalar ile netleşecektir. 

Kısaca domuz kalbi nakli konusunda demek istediğimiz şudur ki kalbi, hafızanın ve beyinsel faaliyetlerin yerine koymuyoruz. Bu şekilde düşünenler de sanıyor ki domuz kalbi nakledilince insan tamamen domuz gibi düşünmesi gerekiyor. Hayır böyle bir şey yok. Nakledilen kalp ister insan kalbi ister domuz kalbi olsun düşünceyi beyni, hafızayı, bilişi kökten değiştirmez, yapabileceği etki sadece beyni etkilemektir, insana domuz gibi düşünmesini sağlamak değildir.

Kalbin beyin üzerindeki etkisi de normalde böyledir zaten. Beyni devreden çıkarıp sadece kalp düşünürmüş gibi anlamamak lazım konuyu. Kalp, ürettiği sinyaller ile beyne pozitif kılavuzluk eder. Domuz kalbi takılırsa veya başka birinin kalbi takılırsa da beyin ve psikoloji üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bunları henüz bilim insanları test etmedi, zamanla öğreneceğiz. Şu ana kadar Kuran her konuda haklı çıktı. Kuran’a güvenenler hep kazançlı çıktı. Bekleyip bu domuz kalbi naklinin psikoloji üzerinde ne gibi sonuçlar doğduğunu zamanla göreceğiz. Şu anda tek bir hastaya domuz kalbi nakledildi, o da 2 ay sonra öldü. Gelecek çalışmaları bekleyip sonuçlarını göreceğiz. 

Kuran beyinden neden bahsetmiyor?

Ayetlerin amacı insanın düşünüp düşünmemesini belirtmek değil, çünkü insanlar yanlış da olsa yine de düşünür. Kuran beyin düşünür, karaciğer kanı süzer, akciğerler hava değiştirir gibi asıl maksatlarını ifade etmeyen bilimsel gerçekleri ifade etmek için gelmemiştir (Ama mucize olarak bazen bilimden bahsedebilir.) Buradaki ayetlerin amacı, kalbinin yönlendirmesini dinlemeyen insanları belirtmek ve onların kalplerinden gelen düşünceyi yönlendirici sinyalleri dinlemediklerini belirtmektir.

Umarım anlatabiliyorumdur. Kısaca kalbin beyine rehberlik ettiği bilimsel bir gerçek ve rehberlik edici kalp sinyalleri varsa iman kolaylaşabilir, beyin daha doğru düşünür. Fakat kalp sinyalleri olmazsa iman mümkün değil diyemeyiz. Bu yüzden gelecekte organik kalp yerine organik olmayan kalp takılırsa sonuçta yine iman mümkün olur. Fakat bilim bu kalp sinyalleri eksikliği için ne der bilemiyoruz, o da bilim adamlarının araştırma konusu olacaktır.

Evet insanlar kalplerinden gelen sinyallerin rehberliğini dinlemezse düşünmeleri onları doğru sonuca vardırmayacaktır, Kuran içinde önemli olan ise bu istikametli düşünce şeklidir. Bu yüzden ayetlerde salt düşünme merkezi olan beyin değil beyine kılavuzluk edecek sinyaller gönderen kalbin bu eşsiz rolünden bahsedilmiştir. Çünkü Kuran’ın ve Allah’ın mesajını anlamak için düşünmek değil doğru düşünmek gerekiyor. Salt beyinle müthiş bir zeka sahibi olabilirsiniz ama zekanız şeytani bir zekaya kısa sürede evrilecektir. Kalbin kılavuzluğundaki bir zeka ise akıl olur, akletmek ve doğruyu yanlıştan ayırıp mesajı ve hakikatleri anlamak kalbin kılavuzluğuna bağlıdır. Zannediyorum anlaşılmıştır.

Kalpler kör olur

Çoğu meallerde Hac 46’da “gözler kör olmaz, kalpler kör olur diye çeviri yapılmış. Fakat bu ayetin gerçek çevirisi “kör olan gözleri değil; kör olan, göğüslerdeki kalpleridir!” şeklinde Muhammed Esed’in çevirdiği gibi olmalıdır. Zaten ayetin genel anlamda gözlerin kör olmadığından bahsettiğini anlamak akla aykırı olur, çünkü gözlerin kör olduğunu Peygamber zamanındaki insanlar da biliyorlardı.

Kalplerin düşünmesi mecaz mıdır?

Soru: Kuran’da bir çok ayette kalplerin düşünme üzerindeki rolünden bahsedilir fakat bu tabir bir mecaz olabilir mi?

Cevap: Bu sorunun cevabını anlamak için müteşabih ayetler konumuzu okumuş olmanız gerekiyor (Bkz: 75 nolu yazı). Özetleyecek olursak Kuran’da bazı ayetler vardır ki müteşabihtir. Müteşabih, benzeşen demektir. Yani hem ilk asrın insanlarının bilgilerine benzer hem de bilim asrı insanlarının bilgilerine benzer, fakat Kuran’a göre doğru açıklaması bilim asrı insanlarının yani alimlerin bildikleridir. Bu şekilde Kuran’da çokça ayet vardır. Bir taraftan eski insanların görüşlerini incitmeyip onların Kuran’ı bir çırpıda reddetmesini engellerken diğer taraftan haber verilen konu bilimsel gerçeklikle de çok iyi uyumludur. 

İşte bu konulardan biri de kalbin düşünce üzerindeki etkisidir ki, hem eski insanların inanışlarına uyar, hem de bilimsel bir karşılığı da vardır. Bilimsel bir hata değildir. Kalbin düşünme üzerine etki etmesi, Kuran’ın kendiliğinden üretmiş olduğu bir mecaz da değildir. Hem eski zaman insanlarının bir inanışıdır, hem de bilimsel bir gerçekliktir.

Müteşabih ayetleri anlamak için  75# Kuran apaçıksa neden tefsir var? Müteşabih ayetler ne demektir? yazımızı okuyabilirsiniz.

Kalp mi akleder beyin mi?

Soru: Kuran’da kalbin düşünceye yardım ettiği yazmıyor, Kuran’da düşüncenin kalpten geldiğini söylüyor diyorlar. Ne dersiniz?

Hac 46: Kendisiyle akledecekleri bir kalplerinin ve işitecekleri bir kulaklarının olması için yeryüzünde dolaşmazlar mı? Çünkü gözler kör olmaz. Asıl kör olan sinelerdeki kalplerdir. 
Bu ayet aklın bütün mekanizmalarının kalpte olduğunu göstermez. Bir örnekle anlatayım:
İki arkadaş bir arabaya biniyor.
A kişisi dedi ki arabayı çalıştıracak anahtarın yok mu?
B kişisi de dedi ki ama arabayı çalıştıran motordur, arabanın çalışmasında asıl işlevin motorda olduğunu bilmiyorsun galiba.
Bu durumda B kişisi mantık hatası yapmış olur. Çünkü evet arabanın çalışması motor ile olur ama motorun çalışmasını uyarıcı da anahtar olduğu için anahtar arabayı çalıştırıyor denir. Teknik detayları bilmeyen birine arabayı çalıştıran anahtardır dersin, teknik detayları biliyorsa ve gerekli ise motordan da bahsedersin. 
İşte Kuran da insanların çok fazla teknik detaylar bilmediği bir dönemde aklı çalıştıranın kalp olduğunu söylemiş ki, yazıda belirttiğimiz gibi yeni araştırmalar da kalbin sinyallerinin beyin sinyallerinden önce çıkıp beyne ulaşarak onu çalıştırdığını gösteriyor. Ne kadar doğru bir ifade kullanmış. Yanlış yok. Tıpkı anahtar ve motor örneğinde olduğu gibi.

Bu konuda aşağıdaki videoyu da izleyebilirsiniz:

Kaynaklar

  1. McCraty, R., et al., The Coherent Heart Heart-Brain Interactions, Psychophysiological Coherence, and the Emergence of System-Wide yOrder. Integral Review: A Transdisciplinary & Transcultural Journal for New Thought, Research, & Praxis, 2009. 5(2).
  2. Shaffer, F., R. McCraty, and C.L. Zerr, A healthy heart is not a metronome: an integrative review of the heart’s anatomy and heart rate variability. Frontiers in psychology, 2014. 5: p. 1040.
  3. McCraty, R., M. Atkinson, and R.T. Bradley, Electrophysiological evidence of intuition: Part 1. The surprising role of the heart. The Journal of Alternative & Complementary Medicine, 2004. 10(1): p. 133-143.
  4. McCraty, R. and M. Atkinson, Electrophysiology of intuition: pre-stimulus responses in group and individual participants using a Roulette paradigm. Global advances in health and medicine, 2014. 3(2): p. 16-27.
  5. Goldstein, D.S., Neuroscience and heart-brain medicine: the year in review. Cleveland Clinic journal of medicine, 2010. 77(0 3): p. S34.
  6. McCraty, R. and F. Shaffer, Heart rate variability: new perspectives on physiological mechanisms, assessment of self-regulatory capacity, and health risk. Global Advances in Health and Medicine, 2015. 4(1): p. 46-61.
  7. Armour, J.A., Anatomy and function of the intrathoracic neurons regulating the mammalian heart. Reflex control of the circulation, 1991: p. 1-37.
  8. Armour, J.A., Potential clinical relevance of the ‘little brain’on the mammalian heart. Experimental Physiology, 2008. 93(2): p. 165-176.
  9. McCraty, R., M. Atkinson, and R.T. Bradley, Electrophysiological evidence of intuition: Part 2. A system-wide process? The Journal of Alternative & Complementary Medicine, 2004. 10(2): p. 325-336.
  10. Lane, R., et al., 21. Activity in medial prefrontal cortex correlates with vagal component of heart rate variability during emotion. Brain and cognition, 2001. 47(1-2): p. 97-100.
  11. Svensson, T. and P. Thoren, Brain noradrenergic neurons in the locus coeruleus: inhibition by blood volume load through vagal afferents. Brain Research, 1979. 172(1): p. 174-178.
  12. Schandry, R. and P. Montoya, Event-related brain potentials and the processing of cardiac activity. Biological psychology, 1996. 42(1-2): p. 75-85.
  13. Hassert, D., T. Miyashita, and C. Williams, The effects of peripheral vagal nerve stimulation at a memory-modulating intensity on norepinephrine output in the basolateral amygdala. Behavioral neuroscience, 2004. 118(1): p. 79.
  14. Zhang, J.-X., R.M. Harper, and R.C. Frysinger, Respiratory modulation of neuronal discharge in the central nucleus of the amygdala during sleep and waking states. Experimental Neurology, 1986. 91(1): p. 193-207.
  15. Shao, S., et al., Effect of pain perception on the heartbeat evoked potential. Clinical neurophysiology, 2011. 122(9): p. 1838-1845.
  16. Edwards, S.D. and D.J. Edwards, Contemplative investigation into Christ consciousness with Heart Prayer and HeartMath practices. HTS Theological Studies, 2017. 73(3): p. 1-5.
  17. Whitney, A., Map of the Heart: An East-West Understanding of Heart Intelligence and its Application in Counseling Psychology. 2017, California Institute of Integral Studies.
  18. Armour, J.A. and J.L. Ardell, Basic and clinical neurocardiology. 2004: Oxford University Press.
  19. Kumar, M., Singh, D., & Deepak, K. K. (2020). Identifying heart-brain interactions during internally and externally operative attention using conditional entropy. Biomedical Signal Processing and Control, 57, 101826.
  20. Al, E., Iliopoulos, F., Forschack, N., Nierhaus, T., Grund, M., Motyka, P., … & Villringer, A. (2020). Heart–brain interactions shape somatosensory perception and evoked potentials. Proceedings of the National Academy of Sciences117(19), 10575-10584.
  21. Riganello, F., Vatrano, M., Carozzo, S., Russo, M., Lucca, L. F., Ursino, M., … & Porcaro, C. (2021). The Timecourse of Electrophysiological Brain–Heart Interaction in DoC Patients. Brain Sciences11(6), 750.
  22. Jung, W., Jang, K. I., & Lee, S. H. (2019). Heart and brain interaction of psychiatric illness: a review focused on heart rate variability, cognitive function, and quantitative electroencephalography. Clinical Psychopharmacology and Neuroscience17(4), 459.

Sık sorulan sorular

Kalp düşünür mü?

Düşünce merkezi beyindir, kalp ise beyne doğru düşünce için öncülük edecek bilgileri nöronal sinyaller aracılığı ile gönderir.

Kalp beynin doğru düşünmesini mi sağlıyor?

Evet yapılan araştırmalar bunu gösteriyor.

Kuran neden beyinden bahsetmiyor?

Herkes düşünür ama herkes doğru bir düşünce sistemini yakalayamaz. O yüzden Kuran’ın yönlendirdiği doğru düşünme yetisi kalp ile sağlandığı için Kuran kalbin fonksiyonundan bahseder. Kuran’ın amacı organların işlevleri değildir, doğru düşünmeye teşvik etmek için kalbinizi işin içine karıştırın, kalbinizin sesini dinleyin demektir. Bu yüzden herkesin düşünme organı olan beyin değil, herkesin kullanmayı beceremediği kalbin fonksiyonu daha ön plana çıkmaktadır.

Yapay kalp takılan insanlar düşünemez mi?

Yapay kalp gerçek kalbin yerine geçmiyor, kan pompalamasına yardımcı olmak için takılan bir cihazdır. Gerçek kalp insandan çıkarılmıyor ve iptal edilmiyor. Gerçek kalp birgün insandan çıkarılırsa ve insanlar da yaşarsa, psikoloji ve bilinç üzerindeki etkilerini ancak o zaman görebiliriz.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu