377# Din faşistleri ve tetikçileri

Yazılarımı takip edenler bilirler. Müslümanlar arasında ayrımcı, ayrıştırıcı diller kullanmam, kullananları da sevmem. İnsanların İslam anlayışları bana uymasa da saygılı davranırım, kimseyi İslam anlayışından dolayı dışlamam, ötekileştirmem, sosyal medyada karalamam, kâfir olmuş gibi lanse etmem.

Kısaca kimseye din anlayışından dolayı düşmanlık hisleri beslemem. Fakat tek hoşlanmadığım Müslüman tipi ise kendi gibi düşünmeyen diğer Müslümanları şeytanlaştıran ve din tetikçiliği yapan, alabildiğine yobaz din faşisti tiplerdir.

Sevgili Müslümanlar, farklı düşünen insanları şeytanlaştırmayın. Hele şahsi bir kıskançlığınız varsa fanatik grupları Müslümanlar üzerine salarak çözmeye çalışmayın. Din faşizmi ve tetikçiliği yapmayın. Katılmasanız da linç ettirmeye çalışmayın.

Din faşistlerinin ve tetikçilerinin özellikleri

Din faşizminin özellikleri şunlardır:

1. Kendilerinden olmayana, kendileri gibi düşünmeyene tahammülleri yoktur.
2. Kendilerine sürekli bir düşman oluşturup, faşist grupları bu düşmana karşı korkutarak kutuplaşmayı artırırlar ve varlıklarını düşmanlıklar üzerinden sürdürürler.
3. Kitlelerin nefret duygularını, düşmanlaştırdıkları Müslümanlara karşı kabartırlar, bu sayede kitlesel reaksiyonlar oluşturmak isterler.
4. Diğer Müslümanlara kitlesel bir savaş başlatırlarsa cihat başlattığını zannedip mutlu olurlar.
5. Bu savaş sosyal medyada linç kampanyaları olabileceği gibi, ortam müsait olduğunda fiziki linç ettirmek şeklinde de olabilir.
6. Kitlelerinde Din elden gidiyor takıntısı oluştururlar. Dinden kasıt ise İslam değil kendi gruplaştığı ekolleridir.
7. Faşistlikte en ileri giden kişileri, sözleriyle en çok nefret yayan kişileri, kısaca en çok bağıran kişileri aşırı kutsallaştırma ve yüceltme eğilimindedirler.
8. Müslüman olmayan bir insan önce bu azgın kitleleri tanıma fırsatı bulsa İslam’ın kıyısından geçmeyecek derecede uzaklaşır.
9. Farklı düşünen bir Müslümana itibar suikastleri düzenleyip din tetikçiliği yapmayı ve böylece Müslümanlar arasında fitne çıkarmayı cihat zannederler.
10. Kendileri gibi tek tip yorumlamayan kişilere anlayışsızdırlar, kapalıdırlar, insafsızlardır, nefret doludurlar, acımasızlardır.

Din faşistleri ve tetikçileri farklı düşüneni cezalandırır

Bunlar din faşistleridirler. Egemen sınıfın baskıcılığını ve dayatmacılığını temsil ederler. Din adına tek tip düşünce isterler. Toplum bütününü kaba kuvvet ve cebr ile etkisi altına almayı istemektedirler. Bu yüzden kendilerinden kopanları en hafifinden itibar suikasti ile ve en ağırından ölüm ve malına mülküne çökmek dâhil her türlü ceza ile cezalandırmak isterler. Kendi ideolojilerinin yayılması için kendi okullarında, yurtlarında ezberci ve tek tip insan yetiştirmeye çalışırlar. Farklı düşünmenin kendini en aşağılık hissettireceği, İslam’dan ve insanlıktan çıkmış hissettireceği bir eğitim altında yetişir bu din tetikçileri.

Bu ortamda diğer her türlü fikre kapalı olarak yetiştikten ve artık beyinleri mühürlendikten sonra halk arasına salınırlar. Bu din tetikçileri, yetiştirildikleri kapalı düşüncelerin tetikçiliğini dün camilerde, kahvehanelerde yapıyorlardı, bugün sosyal medyada yapıyorlar. Kendi gibi düşünmeyen tüm Müslümanları dışlamayı, ötekileştirmeyi, tekfir etmeyi Allah’ın sevdiği bir iş olarak sanıp, farklı düşünebilen Müslümanlara kin ve nefret kusmayı cihat görüyorlar.

Yanlış anlaşılmasın, her türlü mezhebe, meşrebe saygılı olmakla ve hiçbir Müslümanı dışlamamakla birlikte ben kendimi bildim bileli amelde İmam Hanefi’ye uyan itikatta ise Maturidi ekolünü benimseyen biriyim. Bu bahsettiğim din tetikçileri de maalesef benimle aynı ekolü takip ettiklerini iddia ediyorlar fakat tekfir etmeye, fitne oluşturmaya, savaş çıkarmaya olan müsait yapılarından dolayı İslam’ı ve İslam içinde ehlisünnet ekolünü çok çirkin temsil ediyorlar, nefret yuvası gibi gösteriyorlar. Onların anlayışında düşüncede özgürlük yok faşist dikta rejimleri var. Bu dini ancak onların anladığı gibi anlarsan sana musallat olmayacaklardır.

Ehlisünnet içinde fikir çeşitliliği

Evet tarih boyunca Müslümanlar farklı düşüncelere hep kapalı olmuşlar, herkes kendi gibi düşünmeyeni kafir olmakla suçlamış doğrudur. Bunun yanında yine de ehlisünnet içinde herkes bir şekilde farklı düşüncelerini ifade edebilmişler. Ehlisünnetin içinde bile tarih boyunca tek tip düşünce olmamış. Her âlim farklı farklı düşünebilmiş. Görüş ayrılıkları çok olmuş. Bu âlimlerin kimisi bunu normal karşılamış, kimisi ise aynı ehlisünnet içindeki hocaları tekfir ederek dinlerini kurtardıklarını sanmışlar.

Fakat tarihin hiçbir döneminde ehlisünnet bu kadar tek tipleşmek için yobaz baskısı altına girmemişti. Her devirde ortaya çıkan âlimler, allameler, müçtehitler ehlisünnetin içine karıştırılan bir kısım hurafeleri temizlemişler, bir kısım yeni düşünceler getirmişler, belki devirlerinin kilitli zihinleri tarafından dışlanmışlar, ötekileştirilmişler, hakaret görmüşler fakat düşüncelerini söyleyip ehlisünneti sürekli zenginleştirmişlerdir. Bu yüzden bugün ehlisünnet tek tip bir düşünce sisteminden oluşmuyor. Herhangi bir konuda şu âlim şöyle demiş, bu âlim şöyle uygun görmüş diye sayısız fikirler sayabiliyoruz. Bu durum, geçmişte ehlisünnetin içinde daha serbest bir düşünme ve farklı düşüncelerini açıklayabilme ortamı olduğunu gösteriyor.

Fakat bugün gelinen noktada ehlisünnet müntesipleri selefleri gibi yeni düşünce üretemez olmuşlar. Hakim anlayıştan farklı düşünürsen, direk ehlisünnetten ve dinden de çıkmışsın gibi görüyorlar. Fikir adamlığı, üretkenlik kalkmış, kafalar mühürlenmiş, müçtehitler gelip hurafeleri temizleyemez olmuşlar. Farklı düşünen bir hoca varsa hemen şeytanlaştırılıyor, sosyal medyada kilitli zihinler tarafından linçe uğruyor, ağır hakaretler alıyorlar. İslam ve ehlisünnet ekolü, tarihin hiçbir döneminde bu kadar liyakatsiz kitlelerin elinde tek tipleştirilmeye çalışılmamıştı. Hâlâ düşünebilen insanlar hiç bu kadar dışlanmamıştı.

Eski, üretken ve farklı düşünebilen ehlisünneti seviyorum

Ben eski ehlisünneti seviyorum fakat bugün ehlisünnetiz diye sosyal medyada birleşip herkese saldıran, her farklı düşünen Müslümanı dışlayan, İslam anlayışlarını sınırlayan, beynin ve düşüncenin özgürlüğüne ket vuran, hased eden, kin kusan, anlama kabiliyeti olmayan, zihinleri kilitli, okuduğunu anlayamayan kitlelerin ehlisünnet adını kirletmelerinden çok rahatsızlık duyuyorum.

Bir insan birkaç konuda farklı düşünüyor diye ehlisünnetin dışına itilmez. Bunlara göre zaten ehlisünnetin dışına itilmek İslam’ın dışına itilmektir ve farklı düşüneni Müslüman olarak da görmezler. Sosyal medya linç kültürü ile içlerindeki nefretleri ortaya dökerler. Hiçbir Müslümana hiçbir görüşünden dolayı kızmam ama bu cahil kitlelere çok kızıyorum. Cehalet sadece fıkıh, hadis öğrenmekle geçmiyor.

Bir insan Müslümanım diyen insanlara karşı gruplaşıp saldırıya geçiyorsa, Müslümanlar arasında farklı düşüncelere rağmen birlik ve beraberlik için değil de fitne ve fesat için çalışıyorsa bu insanlara karşı benim de çok büyük bir kırıklığım var.

Müslümanlar arasında kıskançlık tohumu

Bu din tetikçilerinin içinde en tehlikelileri de kıskandığı Müslüman fikir adamlarının yazılarını, videolarını didik didik inceleyip karalamak için işe yarar bir şeyler arayanlardır. Hâkim çoğunluk olan ehlisünnete aykırı gösterip dışlattırmak için satır aralarında kelime avına çıkarlar.

Bu tip insanlar çok hasetçi (kıskanç) olurlar. Kendilerine eğer bir rakip belirlemişlerse ve onu kıskanmaya başlamışlarsa güzelim ehlisünneti kendilerine silah edinip karşıdaki kıskandığı kişiyi onunla vurmaya çalışırlar. “Bakın şu yazıda ne demek istemiş bu adam” “vay zındık vay” “dinimizi elimizden almaya çalışıyor bu adam” diye yaygara yapıp hem kendilerini haksız olarak ehlisünnet kahramanıymış gibi gösterirler, hem de kıskandıkları rakiplerine karşı kamuoyu oluştururlar. Oysa şeytanlaştırdıkları Müslümanlar çoğu zaman kendilerinden çok daha iyi Müslümandır. Fakat galeyana gelmeye hazır olan kitleler detayları okuyamazlar, gerçeği araştıramazlar, samimi Müslümanları bile linç etmek için yönlendirilmeye dünden hazırdırlar.

Her akıllı Müslüman din tetikçilerinden nasibini alır

Din adına fikirleri olan, zihinlerini düşünmeye kapatmamış her Müslüman bu türlü kilitli zihinlerin, din tetikçilerinin, din faşistlerinin nefret dolu propagandalarına maruz kalmıştır. Ben de birkaç defa maruz kaldım. Çok şükür ki aklıma, zihnime hiçbir zaman ket vurmadım. Bir şeyin yanlış olduğunu düşünüyorsam ezelden beridir uygulanıyor olsa bile yanlış derim. Bu tavrım en büyük Peygamber sünnetidir. Peygamberimiz de atalarının yaptıkları yanlışları biriktirdikleri için dinlerini oyuna çeviren bir halka gelmiş ve yanlışlarını göstermekte tereddüt etmemişti.

Ben de asırlardır kökleşmiş yanlışlar gördüğüm zaman kendi fikrimi söylerim, zihnime ket vurup “âlimler ne demişse doğrudur” diye bir düşüncem olmadığı için herkesin düşüncesini eğrisi ile doğrusu ile mihenge vurur, sonra alırım. Paket halinde kimsenin düşüncesini almam veya reddetmem. Bu yüzden farklı düşüncelerim de olabiliyor ve bu farklı düşünceler beni çok sevdiğim geçmiş ehlisünnet âlimleri ile aynı safta olmaktan alıkoymazlar. Aksine beynime ket vurup düşüncenin önünü kesmediğim için onların sünnetini işlemiş hissediyorum.

Din tetikçileri her grup içinde var

Din faşizmi açısından kendine ehlisünnet diyen fakat gerçek ehlisünnet ruhuyla alakası olmayan grupları örnek gösterdim. Çünkü en çok faşistliği, tetikçiliği yapan gruplar kendilerine ehlisünnetiz deyip ehlisünnet adını da kirleten tetikçi kişilerdir. Fakat sadece bu gruplar da değil. Onların saldırganlığına saldırgan tepkilerle cevap veren ve önüne geleni müşrik ilan eden farklı gruplar da var. Bunlar da din tetikçiliği ve faşistliği yapıyorlar. Hatta dinsizler arasında da dindarlara karşı tetikçilik yapan gruplar var.

Biz Müslümanları tüm farklı fikirlerine rağmen birlikte yaşama kültürü ile birleştirmek ve İttihad-ı İslam olsun diye çabalarken ve kimseyi fikrinden ötürü dışlamazken, bu tetikçiler tam tersini yapıyorlar.

Şimdi ise haset ettiği bir Müslümanın hangi düşüncesinden dolayı onu linç ettirebilirim diye araştıran din faşistlerine söylüyorum. Farz edelim ki belirttiğiniz yazılarda ben hatalıyım. Bir veya birkaç meselede hatalı olmak bir insanı Müslümanlıktan, ehlisünnetten atıp şeytanlaştırmayı mı gerektirir? Hatalı olduğumu düşündüğün yerlere sen de bir makale yazarsın, insanları kötüleyip, dışlamadan fikirleri çürütürsün. Sonra belki sen yanlış anlamışsındır. Karşındaki adam senin anlayamadığın yerlere cevap verir. Herkesin hataları olabilir, hatta mutlaka vardır. Faşist efendi, biz de senin hatalarını araştırıp sonra karalayıp, linç ettirelim şimdi? Müslümanları dindeki bir veya birkaç farklı görüşünden dolayı din tetikçilerine linç ettirmek istemek Müslümanca bir hareket mi? Müslümanlık bu mu? Yazıklar olsun sizin Müslümanlık anlayışınıza.

Önemli not: Bu yazı tüm ehlisünnet müntesiplerini kapsamıyor. Ben de ehlisünnet geleneğinden biriyim. Sadece sosyal medyada tetikçiliğe soyunmuş, başkasına yaşama ve Müslüman olma hakkı vermeyen, yönlendirilmeye, fitneye ve kavgaya dünden hazır olan kitleleri kapsıyor. Bunun yanında ehlisünnet içinde kimseyle kişisel olarak hesap görmeyen, insanları kışkırtmayan, sosyal medyayı kişilere itibar suikastları tertip etmek için kullanmayan çok değerli hadis âlimleri (ör; Halis Aydemir) ve Youtuber kişiler var. Bu beyefendi ehlisünnet müntesipleri, sosyal medyanın din tetikçilerine ve faşistlerine biraz örnek olmalılar.

Yaşasın selefin sürekli fikirler üreterek zenginleştirdiği ve hurafeleri sürekli temizlediği gerçek ehlisünnet anlayışı ve diğer İslami anlayışlar. Yok olsun bugün Müslümanlar arasında fitne çıkaran, bozgunculuklar çıkaran, dışlayan, kutuplaştıran, kafirleştiren, şeytanlaştıran, düşünceye ket vuran, kıskanan, karalayan, kendinden başkasının var olmasına izin vermeyen din tetikçileri ve faşistleri. Müslümanların yapması gereken şey, halkı böyle linçe sevk eden bir din tetikçisi gördüklerinde o kişiye tepki vermek ve faşistliğin iyi bir şey olmadığını hatırlatmaktır. Düşünmeye kapalı faşist bir kitlesi olan sosyal medya fenomenleri de birilerine bir şeyler öğretiyorum diye sevinmesinler. Bu tür linç kitlesinden ne Müslümanlara hayır gelir ne de insanlığa, ne de kendilerine. Dinlerini nefret üzerine kurmuş zararlı insanlardır bunlar.

Bugün Pakistan’da Şii camisinde meydana gelen patlama

Tam da bu yazıyı yazıp yayınlamayı beklediğim saatlerde Pakistan’da bir Şii camisine yönelik düzenlenen saldırıyı öğrendim. Müslümanların farklı düşüncelere karşı ne kadar canavarlaşabileceğinin, sapıtacağının, kendini Allah yolunda zannederken şeytanı bile utandıracak hale düşeceğinin bir örneği bu. Evet bu din tetikçileri ortam müsait olsa işte Cuma namazında La İlahe illallah diyen insanları böyle havaya uçurup yaptıklarını da cihat zannedecek kadar kör kütük cehalet bataklığına saplanmış insanlardır. Kendini Allah yolunda sanıyorken şeytanın bile yapamayacağı işler yapmak ne traji komik bir durumdur ki Müslümanlar birbirlerine kin beslemede bu noktaya kadar getirildi işte. Bugün sosyal medyada farklı düşünen Müslümanları linç etmeği cihad sanan azgın güruh, ülkemiz Pakistan olsa camilerde bomba patlatmaktan kaçınmayacak zihniyette kitlelerdir.

Allah, harikulade bir insan olan Hz Muhammed’in vesilesi ile bizlerin gerçekleri bulmamızı nasip etti. Hz Muhammed’i bizlere bir hidayet rehberi yaptı. Eşsiz mucize olan Kuran’ı Kerim’ini halis hidayet yaptı. Artık evrende ne için var olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini ve nereye gideceğimizi daha iyi biliyoruz. Bu eşsiz hidayeti bize verip bilinmezlik karanlıklarından kalp huzuruna ulaştıran Allah’a sonsuz hamd-ü sena olsun. Resul’üne de salat-u selam olsun. O barış ve rahmet peygamberi her daim bizlere rehber olsun. Dünya’da inançsızlığın yol açtığı hayasızlık, uğursuzluk, egoistlik ve suçlar bir taraftan insanlığı uçurumun eşiğine getirmişken, diğer taraftan Müslümanların birbirlerine diş gösterme tavırları, bütün bu raydan çıkmışlık içinde her zamankinden daha fazla Hz Muhammed’in getirdiği saf din anlayışına ihtiyacımız var. Karanlığa aşık olanlar hoşlanmasa da bir gün karanlığı delip güneş ile buluşmak ümidi ile…

Ayrıca Müslümanların birbirlerini tekfir etmeleri hakkındaki düşüncem şu yazıda:

350# Tekfir meselesi – Tekfir etmek caiz mi?

Gerçek Müslümanlığın kaybolduğunu ama İslamcılığın revaçta olduğunu anlatan yazım şurada:

Müslümanlık kaybolmuş, İslamcılık revaçta

İslam’ın savaş değil barış istediğini anlatan yazım şurada:

219# İslam’a göre savaş – Muhammed 4, Tevbe 5 ayetlerinin öncesi

Yazımı tamamladıktan sonra Enis Doko’nun da bu “din tetikçileri” için bir video çektiğini hatırladım. Enis Doko, bu linç arayan kitlelere “din parazitleri” diyor. Videosu aşağıda. Mutlaka izleyin.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?