Çelişki yok

367# Nisa 23 ayetinde Anneanne ve kız torun unutulmuş mu?

İddia: Nisa 23 ayetinde evlenilemeyecek kadınlar yazılmış fakat babaanne, anneanne gibi nineler ve kız torunlar sayılmamış. Ayette bu kadınlar unutulmuş mu?

Cevap: Ayete bakalım:

Nisa 23: “Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”

Anneleriniz ve kızlarınız lafzı kapsayıcıdır

Arapçanın detaylarını bilmeyen insanlar için kafa karıştırıcı görünüyor. Fakat Arapçayı detayları ile bilenler, Arapçada çoğul halde tüm atalardan söz ederken babalarınız, anneleriniz diye bir kullanım olduğunu ve yine çoğul halde zürriyetinden yani çocuk ve torunlarından bahsedilirken de oğullarınız, kızlarınız dendiğini bilir.

Yani anneleriniz, annelerinizin annesi, onunda annesi, onun da annesi diye laf uzatılmaz, kısaca anneleriniz denir. Babalarınız kelimesi de aynı şekilde kullanılır. Kuran’da bu anlamda babalarınız kelimesinin kullanıldığı ayetlere bakalım:

Şuara 26: Musa onu hiç duymamış gibi sözüne devam ederek: “O sizin de, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir.”

Şuara 76: Sizi ve gelmiş geçmiş babalarınızı sorguladınız mı?

Saffat 126: Sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi olan Allah’ı.

Necm 24: Bunlar sizin babalarınızın verdiği isimlerden başka bir şey değildir.

Saffat 17: Veya önceki babalarımız mı?

Görüldüğü gibi babalarınız kelimesi “baba, onun babası, onun da babası, onun da babası” kısaca tüm ceddi için kullanılmış.

Benzer bir ayet

Yine anneanne, babaanne veya erkek torun, kız torun diye ayrıca belirtmenin gerekmediğini Nur 61 ayetinde de görebilirsiniz.

Nur 61: “Köre bir sınırlama yoktur. Sakat olana, hasta olana bir sınırlama yoktur. Ve size de, evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz yerlerde veya arkadaşlarınızın evlerinde yemek yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu olarak veya ayrı ayrı olarak yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından kutlu ve temiz bir selam ile selam verin. İşte Allah, size ayetlerini böylece açıklıyor. Umulur ki böylece aklınızı kullanırsınız.”

Bu ayette de haber vermeden, izin almadan, misafir olarak algılanmaması gereken, rahatlıkla girilip çıkılabilecek evler bildiriliyor. Elbette davet edildiği veya haber verildiği zaman bunun dışındaki evlere de misafir olarak gidilir. Yani bu ayetin dışındaki evlere gidişler misafirliktir.

Yine bu ayette de babalarınız ve anneleriniz denmiş ve büyükbaba, büyükanne ayrı olarak zikredilmemiştir, çünkü Arapçada babalarınız ve anneleriniz denirken yukarıya doğru tüm atalar kast edilir. Oğullarınız ve kızlarınız denirken kişinin neslinden gelen tüm kızlar ve oğullar kast edilir.

Soru: Peki Nur 61 ayetinde evlerine teklifsiz girip çıkılabilecek kişileri anlatırken neden çocuklarını söylemedi?

Cevap: Çünkü örfi olarak çocukların evleri de “kendi evleriniz” grubunun içinde görülür. Baba ve anne, çocuklarının evlerini kendi evi gibi kullanır. Tefsirlerde de böyle açıklanmıştır. Hatta kendi evlerinizden ifadesinin insanın kendi oturduğu ev değil, eşinin evi, çocuğunun ve kölesinin evi olduğunu çünkü bu evlerin de kendi evi sayıldığını ifade etmişlerdir. Rahatlıkla girilebilecek evler içinde insanın kendi oturduğu evin zikredilmesinin gereksiz olduğu düşünülürse bu ifadenin eşlerin ve çocukların evlerine söylenmiş olduğu anlaşılır. İlk devir müslümanları, bu ifade yapılarını iyi bildikleri için bu ayetlerden ne kast edildiğini çok iyi anlıyorlardı, müfessirler de bu muhkem ayetleri tefsirlerinde açıklayarak daha iyi anlamamızı sağlamışlardır.

Örneğin Ruhul Beyan tefsirinde şu ifadelerle anlatılır:

Âyet-i kerimedeki ”Evlerinizden yemenizde” ifadesinden, ”ikamet ettiğiniz ve içinde yiyeceğinizin bulunduğu evlerden yemenizden” şeklinde anlaşılmamalıdır. Bunun anlamı, ”Eşlerinizin, çocuklarınızın ve kölelerinizin evlerinden yemenizde” demektir. Çünkü hanımın evi, kendi evi gibidir. Çocukların evi de böyledir.

Nesefi tefsirinde ise şöyle ifade edilmiştir:

“Kendi evinizden yemenizde bir güçlük yoktur” yani, çocuklarınızın evlerinden de yemenizde bir güçlük yoktur, demektir. Çünkü kişinin çocuğu, onun bir parçasıdır. Onun hükmü, kendi hükmü gibidir. Bu sebepten âyette çocukları ayrıca zikretmedi.”

Kısaca, Nisa 23 ve Nur 61 ayetlerinde herhangi bir unutma durumu yok. Arapçanın yapısı ve kültürel yapı bilindiği takdirde çok rahat anlaşılabilecek ayetlerdir.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu