Kadın

264# Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) yalanınına cevap

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü ve türban hakkında ne demişti? Muazzez ilmiye Çığ’ın “başörtüsünün kökeni fahişelerden geliyor” yalanı, sorgulanmadan birileri tarafından kaynak olarak kullanılıyor. İddiasına göre, başörtüsünü Mezopotamya’da sadece tapınak fahişeleri örtebilirdi. Tapınak fahişeleri kralla yatarlardı ve kutsaldılar. Başörtüsü örtmek normal halk için yasaktı. Sadece tapınak fahişelerine özgüydü. Kısaca başörtüsünün aslında fahişe geleneği olduğu algısı uyandırarak başörtüsüne ve başörtülülere ağır hakaret ediyor.

Muazzez İlmiye Çığ doğru mu söylüyor?

Peki Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) konusunda doğru mu söylüyor? Yani başörtüsü, fahişelerin taktığı bir bezdi söylemleri gerçeği yansıtıyor mu?

Öncelikle aşağıda kaynaklarıyla belirteceğimiz gibi birbirinden bağımsız tüm antik Dünya halklarında kadınlar başlarını örtmüşlerdir. Başörtüsü Mezopotamya geleneği değildir. Antik Anadolu, Yunan, Roma, Mısır imparatorlukları gibi ilk insanlık tarihinin kaydedildiği yerlerde kadınlar hep başörtülüdür.

İkinci olarak Muazzez ilmiye Çığ’ın dediği hadise tamamen çarpıtmadır. Şöyle ki;

MEZOPOTAMYA’DA BAŞÖRTÜSÜ

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü konusunda yazdığı yazı Mezopotamya bölgesi ile ilgili bir yazıdır.  Mezopotamya’da antik çağlarda Sümerler, Babilliler ve Asurlular gibi devletler kurulmuştur.

Sümerler ve Babillilerde başörtüsü

Öncelikle San Jose üniversitesinde yazılmış bir master tezinin [1] bildirdiğine göre Sümerler’de ve Babil’de  halkın başörtüsü giymediği ile ilgili kanıt yok. Fakat Babilliler’de halkın başörtüsü taktığına dair iki kanıt bulunmuştur [1] (aşağıda vereceğiz).

Babil’de tapınak fahişeleri

Tapınak fahişeleri efsanesi ise Eski Yunanlı gezginler tarafından yazılmış bir hikâyedir. Bu hikâyeyi Sümerler için değil, Babilliler için anlatmışlardır. Fakat bu hikâyeyi en eski anlatan Herodot bile Babil imparatorluğunun yıkılışından 100 sene sonra doğmuş ve kulaktan kulağa nakledilen efsaneleri yazmıştır.

Herodot ve kutsal tapınak fahişeleri

Herodot’un anlattığına göre Babil’li kızlar evlenmeden önce tapınağa gider, oradan geçen herhangi bir erkekle para karşılığında birlikte olur ve daha sonra evine dönebilirdi. Yine tapınakta sürekli kalan tapınak fahişeleri vardı ki bunlar krala kendilerini adamışlardı. Bunlar Afrodit’e benzemek için başlarına kordondan bir taç giyerlerdi.[2]

Şimdi değerlendirelim

Yukarıdaki ayrıntıları anlatanlar Babil’in yıkılmasından 100 yıl sonra yaşayıp insanlara hikâyeler anlatan Herodot adlı kişidir. Herodot, tapınak fahişelerinin başörtüyle dışarda gezip de diğer halkın başörtüsü takmadığını söylememiştir. Tapınak fahişelerinin kordonlu bir taç takıp Afrodit’e benzemeye çalıştıklarını söylemiştir. Üstelik Afrodit Yunan Tanrıçasıdır ve Yunan alışkanlıklarından bahsetmekte ve bunun Babil efsanelerinden geldiğini iddia etmektedir.

Schmökel’i de kaynak göstermiş

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) konusunda görüşlerini dile getirirken bir de Schmökel adlı yazarın şu ifadelerinden bunları çıkardığını beyan etmektedir:

Başlık (serpuş) olarak, kurdele, bez, baret, takke – örneğin, III. Ur zamanında yün takkeler- fes ve çeşitli yükseklik ve biçimde kasketler; ayakkabı olarak da sandalet veya sert deriden ayakkabı kullanılırdı. Kadınlar ve zaman zaman da mabet fahişeleri sokakta örtünürlerdi; fakat sıradan fahişeler ve kadın köleler buna mezun değillerdi.”[3]

Ama dikkat edin, Schmökel bu ifadelerde sadece tapınak fahişeleri örtünürdü halk örtünmezdi mi diyor? Tam tersine, ifadeleri dikkatli okuyacak olursanız, normal kadınlar ve zaman zamanda tapınak fahişeleri örtünebilirdi diyor ve kölelerin ve normal fahişelerin örtünemediğinden bahsederken bunun hür kadınların bir geleneği olduğunun ve hür kadınların bir onuru olduğunun ve tapınak fahişelerine de köleler veya normal fahişeler gibi davranılmadığı yani hür kadınlar gibi davranıldığını anlatıyor.

Ama Muazzez İlmiye Çığ bilgileri tepe takla etmeye devam ediyor ve Schmökel’in cümlesinden çıkarılmayacak ifadeleri çıkarıyor.

Üstelik Schmökel’in bu tapınak fahişeleri ifadesine rağmen çoğu Sümerolog bu anlatılan tapınak fahişeleri hikâyelerinin gerçek olmadığını ve kanıtlayacak bir bulgu olmadığını söyler.[2, 4]

Babil’de  başörtüsü takıldığının kanıtı

Yukarıda dedik ki Eski Babil’de kadınların başörtü takmadığının kanıtı yokken başörtüsü taktıklarının iki kanıtı araştırmacılar tarafından tabletlerde bulunmuştur. Tabletlerde belirtilen bu kanıtların birinde Eski Babil’in Nippur şehrinde iki kadın yalancı şahitlik ettiği için bunlara başörtü takmama cezası verilmiş. Muhtemelen diğer milletlerde olduğu gibi Babil’de de başörtüsü takmayan sınıf köleler sınıfıydı ve başörtüsüz dolaşmak toplumda hakir görülmeye işaretti. Diğer bulgu ise babalar gelin olacak kızlarının saçlarına yağ sürer ve parlatırmış. Sonra başörtüsü örtülen gelinin başörtüsünü damat açarmış diye anlatımlar geçmektedir. [1]

Sümer heykelleri

Aşağıdaki resimlerde görüldüğü gibi Sümerlilerden kalma kadın heykellerinde kadınların başları kapalı olması da Sümerlerde hür kadınların başı açık gezmediğini göstermektedir.[5]

 

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban)
AKAD DÖNEMİ BAŞÖRTÜLÜ KADIN HEYKELLERİ
KAYNAK: Bayram, S., & Kahya, Ö. (2018). Eski Mezopotamya’da Başörtüsü Kullanımı Üzerine. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 6(2), 638-662.

Asurlularda başörtüsü

Mezopotamya ve Anadolu bölgelerini M.Ö. 2250-612 yılları arasında yöneten Asurluların kanunlarında hür kadınlar ve evli cariyeler dışarı çıkarken örtünmek zorundaydı. Asur kanununun 40 nolu maddesi şöyledir:

Madde 40: “İster evli, dul veya Asurlu kadın olsun, dışarı çıkarken başlarını açmayacaklar. Genç kızlar ya şal ya da elbise ya da gulinu ile örtünmelidir. Başları açık olmamalı. Kendilerini (evdeyken) örtmeyecekler, sadece refakatsiz dışarı çıktıklarında. Efendileriyle dışarı çıkan köleler örtünmeli. Evlenen cariyeler (gadistu) dışarı çıkarken yine örtünmelidir.

Evlenmemiş cariyeler başlarını açık tutmalı ve dışarı çıkarken kendilerini örtmemelidir. Fahişeler örtünmeyecek ve başları açık olacak. Eğer birisi peçeli bir fahişeyle karşılaşırsa, onu tutuklamalı, tanık bulmalı, saraya getirmeli, süslerine el koymamalı, ama onu yakalayan kişi örtüsünü çıkarmalıdır. Sonra elli dayak alacak ve kafasından katran dökülecek.

Eğer bir adam peçeli bir fahişeyle karşılaşırsa, ancak gitmesine izin verirse (yakalamaz) ve onu saraya getirmezse, o zaman böyle bir adam elli dayak ile cezalandırılır. Onu ihbar edenler elbisesini alacak, kulaklarını delecek ve bu deliklere ipler takacak ve ipleri sırtına bağlayacaktır.”[6]

Mezopotamya halkları için başörtüsü değerlendirmesi

Görüldüğü gibi Mezopotamya coğrafyasında aslında halktan kadınların değil fahişelerin ve kölelerin başörtü takamadığı bir gerçektir. Schmökel’in ifadelerinde Sümerler’de sadece kölelere ve fahişelere başörtüsü örtmek yasaktı demiştik. İşte aynı ifadeler asur geleneğinde de karşımıza çıkıyor ve kölelerin ve fahişelerin başörtü takıp kendilerini hür veya onurlu kadınlar gibi gösteremeyeceklerini bildirmektedir. Görüldüğü gibi ortada başörtülülere kasten atılan ağır iftiralar vardır, hem de gerçekleri tersine çevirerek.

Peki başörtüsü sadece Mezopotamya’da mı vardı?

ANTİK DÜNYA’DA BAŞÖRTÜSÜ

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) konusunda yazdığı yazılardan anlaşılıyor ki antik Dünya’da her milletin başörtüsü taktığını bilmemektedir.

Antik Yunan’da başörtüsü

Vadzhdi Fried, “20. yüzyıl ansiklopedisinde” (The Encyclopedia of the XX century) antik Yunan yazarları tarafından kadınların örtündüğünün bildirildiğini açıklar. Kitapta verilen bilgilere göre Antik Yunanlılarda kadınlar saçlarını örterdi fakat yüzleri açık kalırdı, eğer alışveriş için pazara giderlerse yüzlerini de örterlerdi.[7]

Yine aynı şekilde antik Roma kadınları da vücutlarını ve başlarını tümden örten bir örtüyle çarşıda pazarda gezerdi ve yüzlerine kulaklarının arkasından bağlanan bir peçe bağlarlardı.[8]

Soldan sağa: Antik İran’da, Mısır’da ve Yunan’da kadınların başlarını kapama şekilleri
Kaynak: Sinđelić, S., & Cakić, S. HISTORY OF THE HEADSCARF, ROLE, SYMBOLISM AND IMPORTANCE OF WOMEN CLOTHING. TEXTILE SCIENCE AND ECONOMY, 257.
Antik roma’da kadın ve erkeklerin giyiniş şekli
Kaynak: Sinđelić, S., & Cakić, S. HISTORY OF THE HEADSCARF, ROLE, SYMBOLISM AND IMPORTANCE OF WOMEN CLOTHING. TEXTILE SCIENCE AND ECONOMY, 257.

 

Hindistan’da başörtüsü

Hint tarihi, klasik çağ, orta çağ ve modern çağ olarak üçe ayrılır. Katı bir kast sistemi olan klasik çağda yani antik Hindistan’da hangi kast düzeyinde olurlarsa olsunlar kadınlar örtüsüz olarak dışarı çıkmazlardı.[9]

Pers (İran) imparatorluğunda başörtüsü

Antik Perslerde de kadınların örtünmesi zorunlu idi ve kadınlar dışarı örtünmeden çıkmazlardı.[10]

Yahudilik ve Hristiyanlıkta başörtüsü

İlk Yahudi topluluklarından beri Yahudilerde kadınlar eller, kollar ve yüz hariç örterlerdi.[10, 11] Hristiyanlarda ise antik Roma ve Yunan devrinden beri başlarını örtmeden dışarı çıkmayan kadınlar Hristiyanlıkla beraber yine bu alışkanlıklarını devam ettirmişler fakat örtünmeye Hristiyan motifleri eklenmiştir.[12]

Ayrıca Hristiyan kadınlar son 100 sene önceye kadar başları açık çarşı pazara çıkmazlardı. Bu uzun dönemde rahibeler ise ellerini ve yüzlerini de örterlerdi.[10] İncil’de kadınların başlarını örtmesi gerektiği, başörtüsüz dua edemeyecekleri havari Paul’ün Corinthians’a yazdığı mektupta geçer.

Eski Anadolu’da başörtüsü

Eski Anadolu’da Hititli ve Frikyalı kadınlar, dışarı çıkarken 2 parçalı bir örtü giyerlerdi ve bu örtünün kapüşonuyla başlarını örterlerdi. M.Ö. 2000’lere gelindiğinde kadınların giydiği konik kapüşonlar artık köşeli başlıklara yerini bırakmıştı. Hititlerde kadınların saçlarını kesinlikle örtmeleri gerekliydi.[10]

Anadolu’da ki paganlık Tanrıçalara tapma üzerine kuruluydu ve Tanrıça heykellerinde de Tanrıçaların başlarında Polos adı verilen bir tür örtü vardı.[10, 13]

Anadolu Tanrıçası Kibele’nin heykelciği
Kaynak: Şahin, M. C., Demirdağ, M. F., & Aydemir, S. (2018). A Sociological Assessment on the Examples of Veiling as an Indicator of Gender at the Ancient Anatolian Societies. Journal of History Culture and Art Research, 7(3), 402-420.

 

Anadolu halkları M.Ö. 4. Yüzyıla gelindiğinde bütün vücudu ve başı örten çarşaf benzeri bir bezle örtündükten sonra dışarı çıkmaya başlamışlardı. Aşağıdaki heykeller bu dönem kadınlarının giyinişlerini yansıtmaktadır.[10]

Antik Hitit ve frikya kadınları heykelleri
Kaynak: Şahin, M. C., Demirdağ, M. F., & Aydemir, S. (2018). A Sociological Assessment on the Examples of Veiling as an Indicator of Gender at the Ancient Anatolian Societies. Journal of History Culture and Art Research, 7(3), 402-420.

 

M.Ö. 4. yüzyılda anadolu kadınlarının giydiği çarşaf benzeri örtü
Kaynak: Şahin, M. C., Demirdağ, M. F., & Aydemir, S. (2018). A Sociological Assessment on the Examples of Veiling as an Indicator of Gender at the Ancient Anatolian Societies. Journal of History Culture and Art Research, 7(3), 402-420.

İslam’dan önce Araplarda başörtüsü

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) konusunda İslam’a ve Yahudiliğe.atıfta bulunmaktadır. İslam’dan önce kadınlar sokaklarda çıplak dolaşabilir, hatta Hz. İbrahim’in emaneti olan Kâbeyi çoğu zaman çıplak olarak tavaf ederlerdi. [14] Hem erkekler hem kadınlar güneşten korumak için başlarına örtü bağlarlardı fakat bu örtü tesettür amaçlı değildi. Başörtülerini arkadan bağlar göğüslerini ortaya çıkarırlardı. Çıplaklığı normal kabul ederlerdi, bunun sonucu olarak toplumda zina da çok yaygındı. Her mahallede bir çeşit bayrak asılıp işaretlenmiş evler vardı ve bu evlerde fuhuş yapılırdı. Kuran cahiliye Araplarının bu açık saçıklıklarını şöyle ifade eder:

Ahzab 33: “…cahiliye dönemindeki açılıp saçılma gibi açılıp saçılmayın.”

Evet Allah diğer semavi dinlerde hatta tüm kültürlerde olduğu gibi bozulmuş müslüman kadınlarının da örtünmesini isterken çok önemli gerekçeleri vardı ve bu gerekçeleri de “258# Tesettür neden farz? Yeni Dünya Düzeni ve Barbie Bebekler” başlıklı yazımızda okuyabilirsiniz.

Fransız tarihçi Gustave le Bon’un, “İslam ve Arap medeniyetinin tarihi” adlı kitabında belirttiği gibi: “İslam, kadınların ilerlemesi için oldukça büyük bir çaba gösterdi. Kadının toplumdaki yerini yükselten ilk din İslam oldu ve Doğu’daki kadınlar Avrupalı ​​kadınlardan daha büyük saygı, bilimsel katılım değeri ve başka faydalar görmeye başladı ” [7]

ÖZETLE

Muazzez ilmiye Çığ, bilgileri çarpıtıp olmayacak yorumlar ekleyerek İslam’a ve diğer semavi dinlere dolaylı yoldan dokundurmalar yapmıştır ve İslam’a atılan iftiraları sorgulama ihtiyacı duymayan bazı ateistlerde bu yalan bilgilere dört elle sarılıp internette yayarak aslında doğru bilgi peşinde olmadıklarını ve amaçlarının her halükarda İslam’ı karalamak olduğunu göstermişlerdir. Muazzez ilmiye Çığ’ın bu iddiasına akademik olarak cevap veren Sebahattin Bayram’a ait “Eski Mezopotamya’da Başörtüsü Kullanımı Üzerine” adlı çalışmasını da önerebilirim.

REFERANSLAR

1.            Dossani, K. (2013). Virtue and Veiling: Perspectives from Ancient to Abbasid Times.

2.            https://en.wikipedia.org/wiki/Sacred_prostitution.

3.            Hartmut Schmökel, Kulturgeschichte des alten Orient, Stuttgart, 37.

4.            Frazer, James George (1914). The Golden Bough: A Study in Magic and Religion (3rd ed.). Published in 12 volumes Chapter 31

5.            Bayram, S., & Kahya, Ö. (2018). Eski Mezopotamya’da Başörtüsü Kullanımı Üzerine. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 6(2), 638-662.

6.            Tosun, M. & Yalvaç, K. (1975). Sümer, Babil, Asur Kanunları ve Ammi-Aduga Fermanı. Ankara: Tarih Kurumu Yay.

7.            Monkebayeva, K. Z., Baitenova, N. Z., & Mustafayevа, A. A. (2012). History of appearance and distribution of hijab and its types. World Academy of Science, Engineering and Technology, 6, 1358-1361.

8.            Sinđelić, S., & Cakić, S. HISTORY OF THE HEADSCARF, ROLE, SYMBOLISM AND IMPORTANCE OF WOMEN CLOTHING. TEXTILE SCIENCE AND ECONOMY, 257.

9.            Şenel, A. (2006). Kemirgenlerden Sürüngenlere İnsanlık Tarihi. Ankara: İmge Yay.

10.          Şahin, M. C., Demirdağ, M. F., & Aydemir, S. (2018). A Sociological Assessment on the Examples of Veiling as an Indicator of Gender at the Ancient Anatolian Societies. Journal of History Culture and Art Research, 7(3), 402-420.

11.          James B Hurley, Man and Women in Biblical Perspectives, “Veiling Customs in the GrecoRoman and Jewish Worlds” accessed October 13, 2012, http://www.keithhunt.com/Veiling.html.

12.          Ünal, A. (2004). Türkiye’de Örtünme Anlayışı Üzerine Bir Araştırma (Dinler Tarihi Açısından Bir Yaklaşım). (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

13.          Bernt-Ersöz, S. (2006). Phrygian Rock-Cut Shrines Structure, Function and Cult Practise, Brill, Leiden.

14.          Mohammed Chamakh. The position of women in Sunni Islam. Berlin, 1968, p. 34-38.

Muazzez ilmiye Çığ başörtüsü (türban) konusunda söyledikleri tamamen ideolojik çarpıtmalardan ibarettir.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu