Kadın

171# İslam’da cariyelik var mı?

İslam’da cariyelik yoktur. Fakat kültür olarak tüm Dünya’da cariyelik olduğu için cariyelerin haklarını düzenleyen ayetler vardır. Daha önceki 168# İslam’da Kölelik var mı? yazımda köle ve cariyelerin istemesi durumunda onlara mal-mülk verilerek serbest bırakılmasının Allah’ın açık bir emri olduğunu ve İslam’ın zorunlu köleliği ve cariyeliği kaldırdığını anlatmıştım. Bugün cariyelik kavramını özel olarak inceleyeceğiz.

Öldürmek esir almaktan daha büyüktür

Öncelikle bir insana yapılacak en büyük zulüm nedir diye sorsam cevabınız ne olurdu? Evrensel insan hakları açısından cevap bir insanı öldürmektir. Yani öldürmek en büyük kötülüktür.

Peki biz insanlar neden düşmanları savaşta öldürürüz. Neden teröristleri öldürürüz? Madem ki öldürmekten kötü bir şey yoksa biz neden öldürüyoruz. Burada şöyle diyebilirsiniz: “Bizde kimseyi öldürmeyi istemezdik ama biz onları öldürmesek onlar şehre gelip bizi öldürecek, savaşta silahların eşitliği ve orantılı bir mücadele için düşmanın yaptığını yapmasak yeryüzünde denge olmaz. Eğer insan öldürme bir gün tamamen kalkarsa biz de kimseyi öldürmeyiz.”

İslam’ın öğretilerinde Kölelik ve Cariyelik istenmeyen bir şeydir

Bakın en büyük kötülüğü işleyen günümüz insanlarının verebileceği en makul savunma bu şekilde olacaktır. Fakat eğer gelecekte insan öldürme tamamen kalkar, tarihe karışırsa gelecek nesiller sizleri birer cani ve barbar olarak görecekler, eleştirecekler. Nasıl böyle bir işi atalarımız canice yapıyormuş diyecekler. Fakat o gelecek nesillere uzaktan çok kolay gelen bu işi tamamen kaldırmak şu an için mümkün değil, çünkü savaşta “silahların eşitliği ve mütekabil kuvvetlerin dengesinin bozulmaması” kuralı olmasa, bir taraf sürekli tek taraflı olarak zarar görürdü. Fakat bunu gelecekteki o günün insanına anlatmakta zorlanacaktınız.

İşte bugün de benzer şekilde bizler eski toplumlardaki cariyeliğin Kuran tarafından bir anda neden kaldırılmadığını konuşuyoruz. Doğru! Kuran bir anda kaldırmamıştı, çünkü düşmanlarınız sizin canınıza kast ederken ve kadınlarınızı esir edip cariye yaparken Kuran’ın “düşmanları öldürmeyin veya cariyeliği kaldırın” demesi Müslüman toplumların aleyhine güçlerin dengesizliğine yol açması ve caydırıcılığın olmaması demekti.

Fakat Kuran, yine de kölelik ve cariyeliği istemeyenlere yol verilmesini emretmişti:

Nur 33: “…Kölelerinizden sizinle azadlık anlaşmasını yapmak isteyenlerle anlaşın, eğer yararlılıklarını (hürce ve güzelce yaşayabileceklerini) bilirseniz… Allah’ın size verdiği maldan onlara da verin. Dünya menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın.”

Bu konunun detayı 168# İslam’da Kölelik var mı? yazısında. Bu yazıda toplumsal hayata karışma, angaje olma gücünü kendilerinde bulamadığından dolayı hür olmayı talep etmeyen cariyelerin İslam’daki haklarını konuşacağız. 

İslam cariyelerle evlenmek ve nikahı şart getirmiştir

Peki, ateistlerin göstermeye çalıştığı gibi İslam’da cariyeler rastgele birlikte alınan fahişeler midir?

Tabiki hayır. Zina zinadır, cariyelerle bile zina yapılamaz. Yaygın yanlış kanının aksine Kuran’da cariyeler nikâhlanmaz diye bir şey söylenmez. Tam tersine Kuran cariyelerin nikâhlanması gerektiğini söyler. Cariyeye fahişe muamelesi yapılamaz, istismar edilemez.

Nur 32-33: “Sizden bekâr olanları ve kölelerinizden, cariyelerinizden temiz olanları nikâhlayıp evlendirin; yoksulsalar Allah, lütfuyla onları zengin eder ve Allah’ın lütfu boldur ve o, her şeyi bilir. Evlenmeye güçleri yetmeyenler de Allah, onları lütfuyla zengin edinceye dek ırzlarını korusunlar. Köle ve cariyelerinizden, bir müddet içinde birden veya taksitle bir mal veya para karşılığı azat olmak isteyenlerin dileklerini de, bunda bir hayır olduğunu bilirseniz kabul edin ve onlara, Allah’ın size verdiği maldan verin. Cariyelerinizi, onlar da namuslu yaşamayı istedikleri halde, geçici dünya malı için kötülük yapmaya mecbur etmeyin. Zorla kötülüğe sevk edildikten sonra da şüphe yok ki Allah, onların suçlarını örter, rahimdir.”

Ayette cariyeler için “enkihu” ifadesi geçer, bu da nikâhlayın demektir. Cariyenin sahibi isterse cariyeyi sadece evin hizmetlerinde istihdam edebilir veya isterse onunla cariye statüsü devam edecek şekilde evlenebilir, fakat bu evlilik teserri olmadan olmaz.

Cariyeler sahibinin otomatik olarak nikahlı karısı olmuş olsa onları başkalarına nikahlayın demezdi. Demek ki birinin cariyesi olduğu halde başkasıyla evleniyorsa, sahibinin otomatik olarak karısı olmuyor. Bu inanış sonradan ortaya çıkmış bir inanıştır.

Aralarında İmam Ebu Hanife ve İmamı Malik’in de bulunduğu bazı âlimlere göre, hür bir hanımı olan kimsenin onun üzerine bir cariye ile evlenmesi uygun değildir. (11) Tabi burada cariyelerle evlenmenin gerekmediğini söyleyenlere de bir cevap mahiyetinde oluyor. Cariyelerle nikah gerekmiyorsa alimler boşuna mı hür kadınla evli olanın cariye ile de evlenmesinin doğru olmadığını söylüyor. Sahipleri cariyelerle nikahsız birlikte olabiliyorlarsa evlenmek ve nikah nedir?

Teserrinin gerçekleşmesi için şartlar:

Birincisi, Cariyesine de ayrı yuva kurmalı

Normal hür kadınlardan olan eşlerine ayırdığı gibi, tesri (birlikte olmak) istediği cariyesi için de hususî bir mesken ayırması, yani ona da bir ev yapacak.

İkincisi, Cariyeye diğer eşler kadar zaman ayrılmalıdır

Teserrinin bir diğer şartı, diğer eşine ayırdığı zamanı ona da ayırmasıdır. İmam Ebu Yusuf’a göre ondan bir çocuk edinme arzusu da şarttır.[1-3] Cariye doğum yaparsa artık özgür olur.[4]

Üçüncüsü, Cariyeye mehir ve nikah şart

Nisa suresi 25’e göre cariyeleri de nikâhlarken mehir vermek gerekir. Evlenilecek cariyeye mehir verilmesi eski alimlerin de ortak kanaatleridir.(12) Mehir verilmesi de zaten nikah demektir. O günlerde nikah mehir verildimi kıyılmış sayılırdı, bugünlerde herşeyi törenselleştirdimiz gibi nikah kıyacak imamlar aranmazdı. Mehir verip nikahladığının bir kaç kişi tarafından bilinmesi yeterli idi. Bu durum hem hür kadınlarda hem cariyerlerde geçerli idi. Nikah yapmak için bundan fazlası gerekmediği için bazıları tarafından cariyelere mehir verilmediği ve nikah yapılmadığı, bunun gerekmediği gibi yanlış bir kabul var sayılmaktadır.

Nisa 25: İçinizden özgür mü’min kadınları nikâhlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (evlensin.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikâhlayın. Onlara mehirlerini maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin.

Dördüncüsü, Sınırsız cariye diye bir şey yok

Bir kişi hizmetçi yapmak için dilediği kadar cariyeye sahip olabilir. Fakat onlarla nikâhlanıp birlikte olmak isterse bu sayı sınırlıdır[6]. İmam Ebu Hanife, İmamı Malik, İbni Şihâb ezZührî ve Haris el-Uklîye göre hürlerle evlenmeye güç yetiremeyen kimse cariyelerden dörde kadar nikâhlar, daha fazlasını nikâhlayamaz. [7] Hammad bin Ebî Süleyman ise bu sayıyı iki ile sınırlandırırken, 8] İbni Abbas, İmam Şafî, Ebu Sevr, İmam Ahmed ve İshak ise birden fazlasını uygun görmemiş ve bir kimsenin birden fazla cariye ile evlenemeyeceğini söylemişlerdir.[9]

Alimlerin görüşlerine göre nikâhlanabilecek kadın sayısı ayetle en fazla 4 olabileceği açıklanmışsa, bu sayı cariyeler içinde geçerli olmalı, yani nikâhlanabilecek eşler ve cariyeler toplam en fazla 4 olmalıdır.

Allah Resulünün cariyesi yoktu hanımları vardı

Allah Resulü hayatının hiçbir döneminde cariye edinip kullanmamıştır. Ona cariye olarak nispet edilen üç eşi, mutlaka önce azat edilmiş, sonra diğer hanımlara verdiğinden az olmamak kaydıyla mehri ödenmiş sonra da nikâh yoluyla eş edinilmiştir.[5] Ahzab 50’de geçen “Allah’ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu” ifadesi savaşta esir düşen safiye ve Cüveyriye isimli eşlerini kapsar, fakat belirttiğimiz gibi onlar önce hürriyetine kavuşturulup sonra mehirleri verilerek nikâhlanmıştır.

Araplarda cariye denilince hizmetçi anlaşılırdı. Yani her cariye ile yatılırdı diye bir şey yok. Zaten ayet cariyeye de nikah kıyılması gerektiğini söyler ki bu durumda nikahsız birliktelik olmaz. Yani cariye hizmetçi demektir fakat cariye ile evlenirsen onunla ancak o zaman yatabilirsin. Bu ayrımı bilmek lazım yoksa her cariye sahibinin cariyesiyle istediği zaman yatabildiği gibi bir algı insanların zihninde yer etmiş.

Peygamberin evine temizliğe gelen cariyeler

Örneğin peygamberimizin evini temizlemeye cariyeler gelirdi, fakat onlar peygamberin eşleri veya nikahlı hanımları değildi. Cariyenin asıl görevi hizmet etmektir, günümüzdeki hizmetçiler gibi hizmetli kadın demektir ve bunlar peygamberin evinin işlerinde evin kadınına yardım edip giderlerdi. Bu yüzden bazı hadis kitaplarında bahsedilen Peygamberin hanımlarına ev işlerinde yardım etmek üzere gelen cariyeleri, Peygamberin hanımları ile karıştırmamak gerekiyor. Nikahsız onlarla da birlikte olmak mümkün değil.

İslam zorbalıkla köle ve cariye edinmeye izin vermemiştir

Allah Resulünün savaşta esir düşmüş iki eşi vardır fakat Allah Resulü savaşlarda cariye almamıştır, bunu yapmaya toplumsal örf izin verir, gücü de vardır ama yapmamıştır. İslam’da savaşa katılmayanların cariye alınması diye bir durum yoktur, Mekke fethedilirken bile en çok kötülüğü yapan bu insanlar serbest bırakılmışlardır.

Hür insanlar İslam’dan önce baskınlarla kaçırmayla vs. köle olurken, İslam’la birlikte kişilerin canları ve malları dokunulmaz olmuş, savaş için gelmeyen hiç kimsenin köle ve cariye olarak el konulması, satılmasının önü kapatılmıştır. Bu durum hem Hz. Muhammed zamanında hem Raşid halifeler devrinde böyle olmuştur, insanların malları, canları ve hürriyetleri dokunulmaz kabul edilmiştir.

Kuran’ın cariyelik ve kölelik haklarını düzenlemesi

Kuran, köleliği veya cariyeliği emretmediği için kölelik ve cariyelikle ilgili hükümler köle ve cariye sahibi olan kişiler için geçerlidir. Günümüzde kölelik olmadığı için bu ayetler ne olacak diye sorulmaz. Eğer kölelik varsa hüküm kullanılır. Örneğin savaş esirlerinizi kömür ocaklarında çalıştırıyorsunuz diyelim, bu durumadı kölelik olmayan bir köleliktir ve Kuran’ın emriyle onlara iyi davranıp zorbalık yapmamanız gerekir.

Yani sebep varsa ilgili hüküm kullanılır sebep yoksa hüküm orada bekler. Bu sadece kölelik için değil her durum için geçerlidir. Örnek olarak bir toplumda hırsızlık olmasa bile kanunlarda hırsızlıkla ilgili hükümler vardır ve birgün insanlar hırsızlığı geri getirirlerse oradaki kanunlar tatbik edilir. Kuran’da da bunun gibi kölelerin ve cariyelerin hukuklarını koruyan ayetler vardır ve savaş esirliğinin olduğu zamanlarda esirlerin bu hukuku gözetilmelidir. Köle ve cariye, savaş esiri demektir ve aslında savaş esirleri günümüz toplumlarında dâhil her zaman olmuştur.

Nisa 25 cariyelerle evlenmek

Soru: Yukarıdaki Nisa 25 ayetine göre cariyelerle evlenmek kötü müdür?

Cevap: Evlilikte denklik önemli. Denklik olmadığı zaman o evlilik sağlam temeller üzerine kurulmuyor. Buna Hz. Zeyd ve Zeynebin evliliği şahittir. Allah yasaklamıyor ama hür kişinin hür kültürden gelmiş biriyle evlenmesi evliliğin kültürel açıdan problem vermemesi ve uyumsuzluk yaratmaması açısından önemli bir husus.

Dengi ile evlilik yapılmayan aileler günümüzde dahi çok yürümüyor, sağlam olmuyor, bir müddet sonra sevgi gidiyor, yerini farklı düşüncelere bırakabiliyor. O yüzden hür birinin köle bir kadınla evlenip sonradan kendi de kültürel bir uyumsuzluk yaşaması ve her iki tarafında rahatsız olması olağan bir durumdur. Yani durum tamamen kültürel doku uyumu ile alakalı bir durum, köleyi veya cariyeyi aşağılama durumu değil.

Nisa 36: “…sahibi olduğunuz köle ve cariyelere iyilik edin…”

Bakara 221: “Elbette iffetli bir cariye, hür bir müşrikten sizin için daha hayırlıdır…””

Özetle

Kuran köle ve cariyelerden azad olmak isteyenlerin azad edilmesini emreder. Böyle bir talebi olmayıp, mevcut hayatı iyi olan ve dışarı çıkarsa ne yapacağını bilemeyenler için de onlara iyilikler yapılmasını emrederek koruma altına almıştır. Cariyeler hizmetçilerdir; ateistlerin vazgeçemediği ve seks işçileri olarak tanımladıkları günümüz porno sektörünün kurban kadınları gibi birer ortalık fahişesi değildir, kendilerine nikâh kıyılan, hakları olan ve kötü davranılmasının yasaklandığı kişilerdir.

 

Kaynaklar

  1. “Nihayetu’l-muhtac,29/343-şamile”.
  2. Muğnil-Muhtac, 20/316.
  3. el-Bedai’, 8/344-45-şamile.
  4. Şimşek, M.S., Kur’an’ın Ana Konuları, 2. Bs., Beyan Yay., İst., 2001, s. 198-203. Kaynak: Cariye ile nikâh şart mı? – MURAT KAYACAN.
  5. DUMAN, M.Z., İSLAMIN KÖLE VE CARİYE SORUNUNA YAKLAŞIMI. ilahiyat Fakültesi Dergisi, 2011/1.
  6. Hüseyin, ÇELİK. KUR’AN-I KERİM’DE CARİYELERLE EVLİLİK MESELESİ. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (18), 137-173.
  7. 123 Serahsî, el-Mebsût, 5/108; Cassâs, Ahkamu’l-Kur’an, 2/225; Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s. 292 124
  8. Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s.292 125
  9. Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s. 292
  10.  İbn Aşûr, Et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, 5/6
  11. Serahsî, elMebsût, 5/108; es-Seâlibî, el-Cevâhir, 2/216; elKurtûbî, el-Kâfî, s. 244; İbn Aşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, 5/13; Yazır, Hak Dînî Kur’an Dilî, 2/1329
  12. el-Fîruzâbâdî, Tenvîrü’l-Mikbâs min Tefsîri İbni Abbâs, s. 89; Ebubekir İbnü’l Arabî, Ahkamu’l-Kurân, 1/388; İbn Atiyye, Muharrerü’l-Vecîz, s. 424; el-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, 2/57; el-Cevzî, Abdurrahman b. Ali, Tezkiretü’l-Erîb fî Tefsîri’l-Garîb, Beyrut: Dârü’lKütübi’l-İlmiyye, 2004, s. 62; İbn Aşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, 5/14; Sabûnî, Âyâtü’l-Ahkâm, 2/189; Serahsî, elMebsût, 5/111
  13. Serahsî, elMebsût, 5/108; Cassâs, Ahkamu’l-Kur’an, 2/225; Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s. 292
  14. Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s. 292
  15. Kurtûbî, Ahkâmu’l-Kur’an, 5/139; Ebu Hayyan, Bahrü’l-Muhît, 3/230; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 2/490; eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s. 292
  16. Hüseyin, Ç. E. L. İ. KUR’AN-I KER İM’DE CAR İYELERLE EVLİ Lİ K MESELES İ. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (18), 137-173. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ksuifd/issue/10252/243366

Bazı İlahiyatçılar cariyeye nikah yapılmaz diyor. Eski Müslümanlar da nikah yapmıyordu. Bu adamlar karıştırıyor olamaz. Doğrusu nedir?

Eski Müslümanlar karıştırmıyordu, yeni Müslümanlar karıştırıyor. Cariye, eş demek değildir. Fakat eş de olabilir. Peygamberimizin evine hizmete gelen 60 tane farklı cariye var. Bunların isimleri kaynaklarda geçiyor. Fakat Peygamber bunlarla karı-koca ilişkisi içinde değil. Çünkü cariyelik farklı, nikahlı eşin olması farklı.
Bir kişi cariyesiyle nikahlanabilir. Nikahlanmak deyince de belediye nikah yapmaya gelmiyor. Bu kişiyi ben kendime kabul ettim demen ve en az iki kişinin bunu bilmesi nikah için yeterli. Şahitlerin şahit oldum demesi de gerekmiyor. Bilmeleri yeterli. Dolayısıyla adam cariyesi ile eş olmak isterse bunu çevresinde en az iki kişinin bilmesi yetiyor ve artık onun cariye nikahlısı oluyor. Bu cariyenin geleneksel olarak konumu hür nikahlıdan farklı. Bu konumun da İslam’la alakası yok. Gelenekle alakalı. İstersen cariyeni paşalar gibi de yaşatır, el üstünde tutarsın. İslam bunu yasaklamaz.
Eğer cariyenin sahibi, cariyeyi kendi nikahlamak değil de başkası ile nikahlarsa cariye yine ona hizmet eder ama akşam başkasının nikahlı karısı olur. Cariyenin sahibi o kadına el süremez. Cariyenin sahibi doğal olarak bu kadına el sürmek hakkı olsa o zaman çelişki çıkardı. Cariyenin sahibi istediği zaman kadına dokunma hakkı yoktu, ancak kendine nikahlarsa normal hür eşiyle istediği zaman birlikte olduğu gibi cariye eşiyle de istediği zaman birlikte olabilirdi. Başka bir insan bu cariye ile birlikte olamazdı. Çünkü o kişinin eşi olmuş olurdu.
Kuran’ın “hür kadınlarla nikahlanmaya güç yetiremezseniz cariyelerle yetinin” demesi de onlarla nikahlanmakla yetinin demektir. Çünkü cariyelerin hürler kadar istekleri olmamaktaydı. 
Eski Müslümanların bir şeyi yanlış anladığı yok. Onlar bunları gayet iyi biliyorlardı. Bunları doğru düzgün bilmeyenler, yeni Müslümanlar. 
Sonradan uydurulan bir söz olan cariye ile nikahlanmaya gerek yok sözü de doğru değil. Çünkü Kuran nikahlanın diyor. Bu insanlar nikah deyince yemekli, çalgılı, düğünlü bir tören veya imamın gelip kıydığı bir nikah anladıkları için kavram çelişkisi oluşturmuşlar. Yoksa cariyenin sahibinin cariye ile eş olma iradesi göstermesi ve iki kişinin bunu bilmesi de zaten nikahlanmak için yeterli bir durumdu. Hür ile evlilikte de bu durum yeterlidir. Cariyelerle nikah yapmaya gerek yok söylemi kavramları karıştırmaktan geliyor. Hüre kıyılan nikah biraz daha gösterişlidir fakat cariye ile eş olma iradesinin gösterilmesi ve insanların buna şahit olması da nikahın şartları için yeterlidir. O cariye, artık nikahlı cariye eş olur. Bu kavram karmaşası Sahabe devrindeki halk gibi düşünmemekten kaynaklanıyor…

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

20 Yorum

  1. Hocam Nur suresi 33. Ayette Namuslu yaşamak isteyen cariyelerin fuhşa zorlanmaması, zorlandığı takdirde Allah’ın onları affedeceği bildiriliyor. Peki iffetli yaşamak istemeyen cariyelerin durumu ne olacak?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Öyle sorular geliyor ki devrelerim yanıyor. Nihat Hatipoğlu ne yapıyor acaba ☺️ Zinaya zaten yasak demiş Kuran, daha ne desin?

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

    2. Öyle sorular geliyor ki devrelerim yanıyor. Nihat Hatipoğlu ne yapıyor acaba 🙂 Zinaya zaten yasak demiş Kuran, daha ne desin?

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

    3. Zinaya zaten yasak demiş Kuran, daha ne desin?

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  2. Hocam iyi günler.
    Muminün suresi﴾6﴿: Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla (câriyelerle) yetinirler, bundan dolayı da kınanacak değillerdir.
    Ellerinin altında olanlar kısmına cariyeler manası verilmiş. “Ellerinin altında olanlarla yetinirler” kısmını nasıl anlamalıyız?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Yani hür eşlerinden ve cariyerelerinden başka zina içeren bir arayışa girmezler demek

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  3. Cariyesiyle nikahlı olduğu halde eşi değilde azad olmadıkça cariyesi sınıfına mı giriyor o zaman hocam? Sadece eşleriyle “veya” cariyeleriyle yetinirler diyor çünkü.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  4. Hocam iyi geceler. Evlilik hakkında genel bir yazı paylaşmanız mümkün mü acaba? Gerek cariyelerle ilişki-evlilik hayatı olsun, evlilikte karı koca nasıl geçinmelidir olsun, ailede baba, anne ve evlat ilişkisi olsun. “İslam’da Evlilik” başlığında genel bir yazı paylaşabilir misiniz? Din düşmanları tarafından en çok saptırılan ayetler evlilik ve kadınlar ile ilgili ayetler. Ayrıca insanlar en çok evlilik ve kadınlar ile ilgili ayetlerden dolayı İslam’a karşı önyargılı oluyor. Kadınların çoğu da bu ayetlerin yanlış anlaşılmasından dolayı dinden uzaklaşıyor. Bu konularda İslam alimlerinin çok farklı görüşleri veya gelenek olmuş konular vardır. Olmasını gerekeni bulmak için Peygamber efendimizin hayatını araştırdığımız zaman doğruları buluyor olsak da bu farklı yorumlardan dolayı insanların aklı çok karışıyor. “İslam’da Evlilik” hakkında bir yazı paylaşırsanız ilminizden fayda etmiş oluruz ve yanlışa düşenlere doğruyu göstermemiz daha kolay olur hocam. Saygılar.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

  5. Hocam iyi geceler:

    Nisa suresi ﴾24﴿: Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı; Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir vecibesini göz ardı etmeden) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan karı-koca ilişkisi yaşadıklarınıza kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Tefsirlerde bu ayet hakkında cariyelere nikah kıyılmasının gerek olmadığı, Milk akdi’nin evlilik akdinden daha güçlü olduğundan bahsediliyor. Yazınızı okudum ve cariyelerin nikahlanmasının şart olduğunu düşünüyorum. Milk Akdi’nin evlilik akdinden daha güçlü sayılmasının İslamiyet’te bir yeri var mıdır? Cariyeye nikah kıyılmasının gerek olmadığını neye dayanarak söylemişler hocam? Ve “Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı;” kısmını nasıl anlamalıyız? Cariyeler evli olduğu halde haram değil midir?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Cariyelere nikah kıyılmaması bir adet ve kültür. Baskın bir kültür olduğundan unutulamamış ve zamanla İslam ülkelerinde İslam’a mal edilmiş muhtemelen. Çünkü ayet cariyeye nikah kıyın derken cariyeye nikah gerekmez demek Allah’a karşı çıkmak, uyduruk fetvaları Kuran’a tercih etmek olabilir.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

      1. Teşekkürler hocam. Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı;” kısmını nasıl anlamalıyız? Cariyeler evli olduğu halde haram değil midir?
        Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Birde Nisa 24 ün devamı normal bir şekilde kadına mehir ödemekten bahsediyor değil mi hocam? Paralı ilişkiye veya nikahsız cariye ile ilişkiye yorumlayan ateistler var.

         

        Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Loading spinner

        1. Bir kadın köle (cariye) olduğunda başka bir yerde bir kocası olabilir. Fakat kocasından ayrı düştüğü için bu bağ ortadan kalkıyor. Ayette ise böyle kadınları da nikahlamanızda mahsur yok deniyor. Çünkü onun artık bir kocası yoktur.

           

          Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

          Loading spinner

  6. ttp://www.dinvemitoloji.com/2018/09/hzmuhammed-evlilikleri.html
    Hocam şu linkteki Reyhane bint zeyd ile ilgili yazılan yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. ateistler en zayıf rivayetleri alıp diğer kuvvetki rivayetler işlerine gelmediği için söylemezler veya yalanları ortaya çıktığında kendilerini savunabilmeleri için yarım ağız söylerler. O olayın gerçek rivayetleri şöyle:
      “Reyhâne’yi Hz. Peygamber “safî” (ganimette Hz. Peygamber’in payı) olarak seçti ve Ümmü’l-Münzir Selmâ bint Kays’ın evine götürülmesini emretti. Reyhâne orada bir ay kadar kaldıktan sonra (İbn Sa‘d, VIII, 131) Resûlullah onunla görüşmeye gitti. Reyhâne’nin utancından görünmek istememesi üzerine Hz. Peygamber onu çağırdı ve müslüman olduğu takdirde kendisiyle evleneceğini söyledi. Reyhâne bu teklifi kabul edince Resûl-i Ekrem onu âzat etti ve diğer eşlerine verdiği gibi ona da 12 ukıyye gümüş vererek 5. yılın Zilhiccesinde (Mayıs 627) kendisiyle evlendi. Hz. Peygamber’in ona mehir olarak hürriyetini bağışladığı da zikredilmiştir. Reyhâne’nin bir süre sonra Resûlullah’ı diğer hanımlarından aşırı şekilde kıskandığı, bunun üzerine Resûl-i Ekrem’in onu ric‘î talâkla boşadığı, ancak Reyhâne’nin bu duruma çok üzülmesi üzerine onu tekrar nikâhına aldığı kaydedilmektedir. Zayıf olduğu belirtilen bir başka rivayete göre ise Reyhâne câriye olarak kalmış ve İslâmiyet’i benimsememiştir (İbn Hacer, IV, 309). Reyhâne, 10. (632) yılda Resûl-i Ekrem Vedâ haccından döndükten bir müddet sonra Medine’de vefat etti ve Bakī‘ Mezarlığı’na defnedildi.”
      Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/reyhane-bint-semun

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

  7. Hocam bugün kölelik yok yazmışsınız ama benim bildiğim kadarıyla bugün de kölelik hâlâ cari. Enis Doko’nun tarihselci hocaya cevap videosunda duymuştum.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Bilinen anlamda açıktan bir kölelik yok. Gizli varsa azınlıktadır. Fakat kapitalist sistemin köleleri olarak çalışan insanlar var ama kısmi hürriyetimiz var, tam olarak aynı kölelik değil.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

      1. Sonradan üzerinde düşününce bahsettiği “köleliğin” mecazi bir ifade olduğunu farkettim. İnsanlık tarihinin hiçbir devrinde olmadığı kadar bu devirde köleliğin fazla olmasından kastı çoğumuzun kısmi bir “esirlik” yaşaması sanırım hocam.

         

        Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Loading spinner

  8. Hocam merhaba biri bana dedi ki kuranda eşleriniz ve elinizin altındakiler ile ilişkinizde kınanmazsınız diyor eş ve cariyeyi farklı alıyor dedi yani cariyeye nikaha gerek yoktur geçmişte de böyle olmuştur dedi cevap veremedim siz ne düşünüyorsunuz

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Eşleriniz ve cariyeleriniz lafzı nikahlı olup olmadıklarını belirtmek için değil. Toplumsal statülerini belirtmek için, birisi hür kadın, diğeri köle kadın. Ama ikisi de birlikte olmak için nikahlanmış kadınlar. Nikah gerekmeseydi başka birine nikahlanmış bir cariye ile cariyenin de sahibi birlikte olurdu. Cariyesi başkasıyla nikahlı ama efendisine nikah gerekmiyorsa efendisi de birlikte olabilir. Nikahlanmayı özel bir tören olarak algıladıkları için karıştırıyorlar. Nikahlanma için özel törene gerek yok. Cariyeyi kendine hanım etmek istemen ve bunu iki kişinin bilmesi zaten nikahın şartlarını taşıyor. Sadece kavramları çok keskin ayırdıkları için kavramları karıştırıp bir kavramı diğeriyle karıştırıyorlar. Ayette cariyelerin nikahlanması gerektiği yazılırken daha bunun üstüne söz söylenir mi? Demek ki cariyeler nikahlanıyormuş.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

Başa dön tuşu