Kadın

160# KURAN NEDEN ERKEKLERE HİTAP EDİYOR?

Bu yazıda Kuran neden erkeklere hitap ediyor, kadınlara hitap etmiyor mu sorularının cevabını ve gözden kaçırdığımız gerçekleri çözümlemeye çalışacağız.

Toplumlara hitap edilirken erkeklere hitap edilmeye dayalı dil yapısı

Kuran’ın bazı ayetlerinde sadece kadınlara özel emirler olduğu için hitap kadınlaradır. Fakat Kuran tüm insanlara hitap ederken genel bir üslup olarak erkeklere hitap ediyormuş gibi görünür. Bunun sebebi, Kuran kullandığı dilin inceliklerine göre konuşur. Fakat bu hitap tarzı sadece Araplarda bulunan bir ifade biçimi değildir. Türklerde veya diğer milletlerin günlük konuşmalarında da bir topluluğa seslenirken topluluğun erkeklerine seslenilerek konuşulması bir gelenektir.

Toplumlara kızları diye değil oğulları diye hitap edilir

Örneğin bir akraba topluluğu Muratoğulları, Seferoğulları veya Ayhanoğulları diye anılırdı ve bu tarz ifadeler halen daha kullanılır. Fakat bu demek değildir ki bu toplulukta hep erkekler var, kadınlar yok. Durum Türklerde veya eski Avrupa ülkelerinde dahi aynıdır. Bir topluluğa seslenirken erkeklerine hitap edilerek konuşulur fakat bu hitap kadını erkeği herkese yöneliktir. Bu durumun kadını adam yerine koymamakla bir alakası yok. Bakın kültürümüzde erillik o kadar ön planda ki kullandığım “adam yerine koymak” tabirinde bile erkeğin egemen olduğu toplumun izleri var.

Bu durum atalarımızın gaddarlığından veya kibrinden gelmiyordu, kadın ve erkeğin fıtratına uygun olan bir hayat tarzı benimsenmekten geliyordu. Dünya kadınlar için tehlikeli bir yerdi ve erkekler kadınlarına canları pahasına sahip oluyorlar ve kadınlarda erkeklerden bu kalkan olma fonksiyonlarını bekliyorlardı. Bu yüzden bir kavim ile muhatap olurken kadınları ile değil erkekleri ile muhatap olurdunuz. Bu da zamanla bir topluma hitap ederken erkeklerine hitap etme gündelik dilini doğurmuştur.

kuranda erkeklere hitap

Kadınlar da kavminin beyleri ile gurur duyardı

Kadınlar da bundan memnuniyetsiz değildi, onlar da “ben Ayhanoğullarındanım” vs. diye kavmine mensubiyetini göstererek kendi dokunulmazlıklarına güç katarlardı. Kavminin erkekleriyle gurur duyar onları ön plana çıkarırlardı. Erkeklerine tabi olmayı eziklik olarak değil nimet olarak görürlerdi. Bu sebeplerden dolayı erkek egemenliği bir zalimliğin sonucu olarak değil kadınların himaye edilme gereksinimleri dolayısıyla ortaya çıkmıştır ve kadınlarda kendilerine hitap edilirken kavminin erkeklerinin künyesiyle hitap edilmesinden gurur duyarlardı.

Belirttiğimiz gibi Kuran Arapça’nın ifade tarzıyla emirlerini indirdiği için bu şekilde oluşan konuşma dili de Kuran’da aynen kullanılmıştır. Fakat bu ifade tarzı sadece dil yapısından kaynaklanmamaktadır, Kuran aynı zamanda kadının himaye edildiği erkek egemen toplumu da kadının ve toplumun iyiliği ve sürekliliği için desteklemektedir. Bu durum gösterilmeğe çalışıldığı gibi kötü bir şey değildir. İnsan fıtratına uygundur.

Erkek egemen toplum kötü müdür?

Her ne kadar günümüz Dünya’sında kadını dış Dünya’nın kapitalist canavarına karşı zayıf ve korumasız bırakmak için onun erkek himayesinden çıkması yönünde propagandalar yapılsa da ben bu propagandaların kadının iyiliği için yapıldığını düşünmüyorum. Şeytani çevreler kadınları erkek himayesinden çıkarıp meta olarak kullanılmalarını istediklerini az buçuk kafası çalışan biri TV reklamlarından, erotik sektörde dönen paralardan, kadınlara parasal vaadlere karşın vücudlarının veya güzelliklerinin tatmin aracı olarak kullandırılmak istenmesinden anlayabiliyor.

Üstelik kadının güzelliğinin ve bedeninin katma değer sayıldığı bu sistemde kadın yaşlanıp çirkinleşmişse çok basitleşip sıradanlaşıyor, ondan kurtulmak isteniyor. Oysa İslam’da ve örfümüzde kadın yaşlandıkça değerlenmektedir.

İslam kadının eş ve anne olarak toplumda kabul görmesini ister

Demek ki Kuran’a karşı savaşa çıkmış şeytani düzenlerin kadın hakkındaki yalancı özgürlük vaadlerinin arkasında kadınlar için çok daha büyük kölelik ve zayıflık var iken, Kuran’ın da önerdiği erkeğin koruyucu olduğu toplum da ise kadınların daha büyük rahatı ve himayesi vardır. Bu gerçekler şer odakları tarafından çarpıtılarak, İslam’ın önerdiği kadının eş ve anne olarak değerli olduğu sistem kötü olarak gösterilip, kadının bedeninin ve güzelliğinin para ettiği şeytani bir düzene evrilmek istenmektedir. Sloganları olan “kadınlara özgürlük” söylemleri çok kurnazca söylenmiş kuzu kılığında kurdun söylemleridir. Tilkiye demişler bir slogan söyle o da demiş ki “kahrolsun kümesler yaşasın tavukların özgürlüğü”.

O halde internet sayesinde hızlıca yayılan bu küresel şeytani planı ve erkeklerin spermleri içinde boğulan kadınlardan oluşmuş aile mefhumunun kalmadığı bir Dünya kurma hayallerini ancak Kuran’a dönmekle ve Kuran’ın emirlerinden kopmanın faturasının ağır olacağını anlamakla bozabiliriz. Evet Kuran size gerçek güzel olanı vaad eder, fakat şeytan size süslü yalanlar ve Cehennem hayatı vaad eder. Kuran kadının güzelliği ve parası için değil hayırlı olduğu için kadına değer verilmesini ve iyi geçinilmesini ister.

Kuran kadını eve hapsetmez

Kuran kadının korunması ve eziyete maruz kalmaması için güzelliklerini herkesle paylaşmasını istemez. Fakat Kuran kadını eve sıkıştırmaz, kadının çalışmasını yasaklamaz. Kadının hayatını zorlaştırmaz, tam tersine kocasını ona koruyucu ve hâmi yaparak hayatını kolaylaştırır. Tabi erkek egemen deyince müdür memur ilişkisi veya emirler yağdıran bir koca anlamamak gerekiyor. Erkek egemenliği demek otobüs şöförü gibi direksiyonun başına geçip otobüsün içindekilere karşı sorumluluk sahibi olmak demektir.

Kadın ve erkeğin birbiriyle boy yarışına sokulması amaçlanıyor

Erkek ve kadını birbirleriyle güç ve iktidar mücadelesine sokan şeytani neo-Dünya söylemlerine prim verilmemeli. Burada Oscar Wilde’in bir sözünü hatırlamakta fayda var: “Güç erkeğe, güzellik kadına verilir. Ama her şeyi yenen güç, yalnız güzelliğe yenilir.” Yani güç erkekte güzellik ve nezaket ise kadında güzel. Kadınları erkekleştirip erkekleri de kadınlaştırma projelerine destek çıkmamalıyız.

Eğer müslümanlar içinde de diğer toplumlarda olduğu gibi karısına evi zehir eden aileler varsa bu İslam’dan kaynaklanmıyor. Kuran kadına hayatı zorlaştırsaydı bugün evlerinde huzur olan hiçbir dindar aile bulamazdınız. Oysa kadının evinde söz sahibi olduğu çok huzurlu ve mutlu dindar ailelerin olması, huzursuz evlerin dinin bir emri olmadığını ispatlıyor. Kadının insan yerine konmayıp ezilmesi ise dinle alakalı değildir, insanın toplumsal kültürü ve içinde yetiştiği toplumun anlayışı ile alakalı bir konudur.

Nisa 19: “Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir. Apaçık olan ‘çirkin bir hayasızlık’ yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzel geçinin (iyi davranın). Şayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar.”

Bakara 187: “…Kadınlarınız sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz…”

Kadınlar için diğer yazılarımıza şu linkten bakabilirsiniz.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu