Kadın

150# Hz. Aişe’ye atılan zina iftiralarına cevap

Hz. Aişe’ye eski zaman münafıkları zina iftirası attığı gibi yeni zamanın bazı ateistleri de, temize çıkmış bu kadına kendinden emin bir şekilde iftira etmeye devam etmekteler. Bu yazıda bu düşmanca iftiralarına cevap vereceğiz.

KISACA OLAY NASILDI?

Peygamberimiz ve ordusu Benî Müstalık gazasından dönerlerken Hz. Aişe hacet gidermek istediği için devenin üzerinde oturmuş olduğu hevdec adı verilen kapalı, yuvarlak ve üstü kubbeli kutusundan indiriliyor. Haceti bitip geri dönen Aişe validemiz kolyesinin kaybolduğunu görünce aramak için hacet yerine geri dönüyor. Bu sırada ordu toparlanıyor ve hevdec devenin üstüne tekrar yükleniyor. Hz. Aişe geri döndüğünde orduyu yerinde bulamıyor. Ordunun arkasından gelip ordudan kalan eşyaları kontrol etmekle görevli Safvan onu görüyor. Hz. Aişenin ifadesiyle “İnna Lillah” diyor. Tesettür emri olduğu için Hz. Aişe’yle tek kelime etmiyor. Devesini hazırlıyor. Hz. Aişe biniyor. O da devenin yularından tutup orduya yetiştiriyor. İkisinin beraber geldiğini gören münafık İbn-i Selul dedikodu çıkarıyor ve bu dedikodunun halk arasında yayılmasını sağlıyor. Hz. Aişe olayı geç duyuyor ve kendi isteği ile babasının evine gitmek istiyor. Bir ay sonra da gelen vahiyle Aişe validemizin temiz olduğu bildiriliyor.

Şimdi ateist demiş ki;

Aişe olayı anlatırken hevdeci deveye geri yükleyen adamların kendisinin içinde olmadığını fark etmediğini çünkü kendisinin cılız ve hafif olduğunu söylüyor. Adamların bunu fark etmeme şansı varmı diye ekliyor. Cevap: Peki Aişe’nin hevdec içinde olmadığını fark etseler ordunun gitmesine imkân var mı diye sorarız bizde. Yani ordu gitmişse demek ki içinde olmadığını fark etmemişler. Ayrıca Hz. Aişe ben zayıf ve cılız biriyim, hafifim diyorsa göz göre göre bunu yalan söyleyemez. Gerçekten de zayıf ve hafif demekki.

İKİNCİ OLARAK diyorlar ki Peygamber üç ay beklemiş, hamile olmadığı anlaşılınca ayet gelmiş. Cevap: Bu iftirayı bekâr bir kıza atsanız anlaşılabilir. Mesela Hz. Meryem’in kucağında çocukla dönmesi anlaşılabilecek bir şey değildir. Çünkü bekârdır. Fakat Hz. Aişe zaten evlidir ve kocası da kısır biri değildir. Çocuk doğuracak olsa zaten kendi kocasından doğurur. Fakat muhtemelen kısırdı. Çünkü hiç çocuğu olmamıştı. Ayriyeten üç ay sonra vahiy geldiği hiçbir kitapta yazmayan bir iftiradır. Hz. Aişe dedikoduları bir ay sonra öğrendiği ve babasının evinde de bir aya yakın kaldıktan sonra vahiy geldiği bildirilir. Ama hiçbir kitapta üç ay olduğu yazmaz. Bu sadece şarlatanların bilgisiz insanları kandırmak için kullandığı iftiralardır. Allah vahyi geciktirerek müminleri sınavdan geçirmiş ve herkes kendi kalitesini bu olayda ortaya çıkarmıştır.

ŞİMDİ MANTIKLI DÜŞÜNÜN

Siz kadın başınıza zina yapacak olsanız bir ordunun içinde seyahat ederken mi yaparsınız? Hem de peygamber eşi olarak herkesin dikkati üzerinizdeyken. Bu akıl işi midir? Zina yapacak kadın, kimsenin olmadığı bir zaman evine erkeği alır veya o zaman kadınlar hacet gidermek için her akşam dışarı çıkarlardı. Niyeti bozuk olan bir insan için çok sayıda yalnız kalma şansı varken orduyla seyahat ederken geride kalıp anlaşılma pahasına böyle bir iş yapmak ne kadar gerçekçi bir iftiradır.

Haşa diyelim ki böyle bir halt yediniz. Orduya halt yediğiniz kişiyle birlikte mi geri dönersiniz? Böyle sahtekârlar yaptıkları iş anlaşılmasın diye her türlü yanıltmacayı kullanırlar. Mesela orduya yaklaşınca siz orduya tek başınıza katılırsınız. Halt yediğiniz kişi görünmeden geri döner. Zina edecek kadar şeytanlaşan bir adam tüm bunları anında düşünür.

SON OLARAK ortada zina yapıldığına dair hiçbir kanıt yok. Görgü tanığı yok. Emare yok. İftira atılan şahıs ta ordunun zaten geriden gelmekle görevlendirilmiş şahsı. Bu iftirayı atan ateistler ne masumiyet karinesi tanır ne ahlak ne vicdan tanır. Kimsenin görmediği bir olayı kendileri gözleriyle görmüş gibi ballandıra ballandıra anlatır. Allah’tan korkunuz yoksa insani değerlere saygınız olsun da biraz hakkında hiçbir somut delilin olmadığı bir olay da bir kadının iffetine çamur atmayın bari. Masumiyet karinesine saygılı olun.

Diğer konu da Allah, Aişe’yi temizlemek için neden Nur suresi 11-20 ayetlerini indirdi derler. Cevap: Kuran’ın inen ayetleri yaşanan olaylar üzerinden insanlara doğrusunu öğretip ıslah etmez mi? Bu ayetlerde de Allah öncelikle dedikodunun kötülüğünü, hele kimsenin şahit olmadığı olaylarda birine atılan iftiraları yaymanın kötülüğünü, namuslu bir kadının iffetine iftira atmanın kötülüğünü işliyor. Toplumu fesada götürecek asılsız iftira ve dedikodu meselesi için 11 ayeti az bile bulabilirsiniz. Kuran, tam yeri gelmişken işte bunu insanlara ders veriyor.

Birde bu fitracılar Hz. Ali’nin de Hz. Aişe hakkında kötü sözler söylediğini bu yüzden Hz. Aişe’nin Ali’ye düşman olduğunu söylerler. Cevap: Hz. Ali Peygambere şöyle demiştir: “”Allah senin üzerine (bu işi, evlenme ve boşanma işini) daraltmamıştır. Onun dışında kadınlar çoktur. Eğer cariyesine soracak olursan sana doğru haberi verir.” Açıkça belli oluyor ki buradaki sözü de Hz. Muhammed’i teselli etme amaçlıdır. Yoksa Aişe kötüdür dememiştir. Zaten verdiği fikirde cariyesine sor herhangi şüphelenecek birşeyini görmüş mü şeklindedir. Hz. Muhammed de insanların aklındaki şüpheleri gidermek için cariyesine sormuştur. O da şöyle demiştir: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, genç bir kadın olmasından başka onu ayıplayabileceğim hiç bir durumunu görmedim. Ailesinin hamuru başında uyur da bir oğlak gelip hamuru yer (haberi bile olmaz)” Yani saf bir kadın olduğu ve aklından şeytanca şeyler geçecek biri olmadığını söylemiştir. Fakat Hz. Aişe yine de bu sözünden dolayı Hz. Ali’den darılmış olabilir, ne de olsa o da bir kadındı ve duygusallığı ağır basıyordu. Ayet ile temize çıktıktan sonra eşine de dargın olduğu rivayet edilir. Fakat unutulmaması gerekir ki Hz. Muhammed duygusallıkla değil akılla hareket ediyordu. Dedikoduların İslam’a zarar vermemesi için iş aydınlanıncaya kadar tarafsız görünmeyi tercih etti. Tabi kadın psikolojisi duygusal ağırlıklı olduğu için Hz. Muhammed’in tedbirini anlasa bile içinde bir miktar beklenti ve kırgınlık oluşması normal olarak görülmelidir.

Kısaca Hz. Meryem’i kucağındaki çocuğun konuşmasıyla temize çıkaran, Hz. Yusuf’u Züleyha’nın akrabasının diliyle temize çıkaran Allah elbette ki Peygamberin sevgili eşini de atılan iftiralardan temize çıkarmıştır. Ama bu bir imtihandır, hâlâ insanların masumiyet karinesine saygılı olanları ile kalpleri eğri olanları ortaya çıkarmaya devam ediyor. Ek olarak, yorumlarda insan onurunu kırıcı sözler sarf eden olursa benden saygı beklemesinler.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu