Hz. Muhammed’in Ay’ı ikiye bölmesi hakkında bilimsel bir ipucu veya kanıt var mıdır? Cevap: Ayın ikiye bölünmesi Kuran’da mucize olarak belirtilmiş bir gerçekliktir. Nasa tarafından yayınlanan araştırmaya göre ay bilinmeyen bir tarihte iki parçaya bölünmüştür.
Kamer 1-2: Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve ay ikiye bölündü. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler.
Bildiğiniz gibi ayın ikiye bölündüğühem Kuran’da geçmekte, hem de tarihi kayıtlarda Peygamberimizin bir mucize olarak Mekke müşriklerinin istemesi üzerine Hz. Muhammed’in Ay’ı ikiye bölmesi olayının gerçekleştiği ifade edilmektedir.
Ayın ikiye bölünmesi eski zaman müşrikleri gibi yeni zaman ateistleri tarafından inanılmaz bulunmuştur. Şu ana kadar bu konuda yeterli delil de olmadığı için bir kısım Müslüman yazarlar da bu olayın kıyamete yakın gerçekleşeceğini söylemiştir.
Ayın ikiye bölünmesi Kuran’da mucize olarak belirtildi
Halbuki “ay yarıldı” ayetinin peşine «Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler.» (Kamer 2) derken ayın yarılmasını bir mucize olarak görüldüğünden ve müşriklerin buna «sihirdir» diye bahane bulduklarından haber veriyor. Öyle ise bu olay vuku bulmuştur. Kıyamet ise eğer evrenin kıyameti ise Hz. Muhammed’den itibaren geçen 1400 senelik bir zaman evrenin ömrüne kıyasla çok düşüktür. Örneğin evrenin şu ana kadarki ömrünü birgün boyutuna indirirseniz, Hz. Muhammed günün sadece son saniyesinde Dünya’ya gelmiştir. Veya insanlığın ömrüne kıyasla da Hz. Muhammed’in geliş zamanı kıyamete çok yakındır.
Buradaki geçmiş zaman kipinin ise Kuran’ın böyle bir üslubu olduğundan gelecek zamanı gösterdiğini ifade etmişlerdir. Oysa ki burada gelecek zaman diye düşünmemizi gerektirecek bir durum yoktur. Her zaman derim Kuran bir olayı söyledi mi işin iç yüzünü hemen anlayamadınız diye farklı tevil etmemelisiniz. Kuran’ın ilk anlamı her zaman için doğrudur.
Neml 93: «De ki; Hamd Allah’a mahsustur. O ilerde size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız.»
Ayın ikiye bölünmesi hakkında bilimsel gerçekler
Gelelim sadede. Aşağıdaki bilimsel haberi, belirttiğim bilimsel haber sitesinde yayınlanmış, o da Dünyanın en iyi bilimsel dergisi olan Science dergisinden almış, Türkçe tercümesini hemen altında bulabilirsiniz.
Türkçe çevirisi ise şöyledir:
“AY YARIK, DARBE ALMIŞ
Bilim adamları, ayın ilk günlerinde oldukça darbe aldığına dair kanıtlar bulduğunu söylüyorlar.
Ayın bu yeni görünümü, bu yılın başlarında yörüngeye giren ikiz uzay aracıyla ayrıntılı gravite haritalandırmasından geliyor.
Yüzeyin altında, ayın içi hırpalanmış ve yarılmış. Bu, Dünya dahil diğer kayalık gezegenlerin, tarihlerinin başlarında meteorlardan benzer bombardımanlara maruz kalmış olabileceklerini gösteriyor.
NASA uzay aracı Ebb ve Flow tarafından yapılan ölçümler, ayın kabuğunun bilim adamlarının düşündüğünden çok daha ince olduğunu buldular – sadece yaklaşık 25 mil kalınlıkta.
Bulgular Çarşamba günü San Francisco’daki Amerikan Jeofizik Birliği toplantısının bir toplantısında sunuldu ve Science dergisinde çevrimiçi yayınlandı.”
Nasa tarafından yapılan araştırma Science dergisinde
Sonra ilgili makaleyi Science dergisinden indirdim. Yazıda şöyle diyor:
«Dr. Zuber’in bulgularına göre Ay’ın iç yapısı tamamıyla kırık dökük. İç yapısında onlarca kilometre uzunluğunda yarıklar olduğuna dair kanıtlar var. Ayın tümünü ÇEMBER GİBİ DOLAŞAN bir kırık var ve ayın magmasını dahil kırarak geçmiş.» Aşağıda ise bu makaleden aldığım ayın kırık dökük yapısını gösteren gravitasyon haritası şu şekilde gösterilmiş.
Kaynak: Kerr, R. A. (2012). Peering Inside the Moon to Read Its Earliest History. Sciencemag
http://science.sciencemag.org/content/338/6112/1272
Nasa’ya ait bu verilerin detaylı analizleri Nature dergisinin 2 Ekim 2014 sayısındaki ‘Ay Üzerinde Yarılma’ adlı makalesinde verilmiş. Bu makale o sayıya kapak olmuştu.
Ay, bilinmeyen bir zamanda Dünya’ya bakan köşesinden çembersel bir kopuş yaşamış
Bu makalede ayın yüzeyindeki büyük düzlüklerin bugüne kadar meteor kraterleri olduğu sanıldığını fakat gerçekte ayda yaşanan kırılmadan dolayı lavların çatlakları doldurmasıyla oluştuğunu açıklamışlardır. Ayın içinde ayı boydan boya kesen çembersel bir yarığın olduğunu ve bunu bir çarpışmaya atfetmenin güç olduğunu ifade etmişlerdir. Böyle bir yarığın beklenecek birşey olmadığını vurgulamışlardır.
Aşağıdaki şekil yine bu makaleden alıntılanmış olup Nasa’ya aittir. Bu krater dolgu noktalarının iç tarafı da çembersel olarak yarıktır. Ay buradan koptuktan sonra tekrar birleşmiş ve çatlaklar lavlarla doldurulmuştur. Bu resme göre ay tam ortadan iki eşit parçaya ayrılmamış, ayın bir kısmı kopmuştur.
Kaynak: https://www.nature.com/news/moon-s-largest-plain-is-not-an-impact-crater-1.16041
Aşağıdaki şekilde ise ayın tomografi haritası olan gravite haritası yine aynı makaleden alınmıştır. Bu resimde ise ayın bu ayrılan parçası gösterilmekte olup, iç yapısının ne kadar kırık dökük olduğu gösterilmiştir.
Yukarıdaki en sağdaki resimde ayın üzerindeki çembersel kesik yerleri ve bu yerin altında kalan alanların dağılmış yapısı görülebiliyor. Makalenin yazarları bunun bir çarpışmadan kaynaklanamayacağını ve beklenmedik bir şey olduğunu yazmışlardır.
Ay yarıldı ayeti ve müşriklerin bu olayı görmesi
Görüldüğü gibi her şey ortada. bilimsel olarak ayın ikiye bölünmesi ve Kuran’ın bunu bir peygamber mucizesi olarak adlandırmış olması da Kuran’ın yeni anlaşılan mucizelerinden biridir. Hz. Muhammed’in Ay’ı ikiye bölmesi ile tam uyuşan bu bilimsel veriyi görmezlikten gelemeyiz.
Kamer 1-2: Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler.
Bilim insanlarının ayın yarılması hakkında tutumu ne olacak?
Bilim insanları bir gün bu olayın, ayın yarılıp birleşmesinden kaynaklandığını söyler mi?
Elbette bilim insanları aydaki bu çembersel kırığı hiç bir zaman ayın yarılıp tekrar birleşmesi şeklinde yorumlayamaz. Bilim insanları olayların bilinmeyen yönlerini doğal seyri içinde açıklarlar. Çünkü zaten doğanın normal işleyişini açıklıyorlar ve her şeyin doğal seyrinde işleyebileceği varsayımı üzerinden doğanın kanunlarını araştırıyorlar. Bilim, bilinmeyenleri çözerken mucizeleri hesaba katmak istemez. Her olayı doğal seyrinde açıklamak ister. Bu yüzden bilim insanları ayın bu çembersel yarığına geçmişte olan bir kopma ve tekrar birleşme demeyecektir. Çünkü doğal seyrinde böyle bir şey mümkün olmaz. Ancak mucize ile mümkün olabilir. Bilim de bilinmeyen şeyleri olayların doğal akışı içinde yorumlayıp anlamlandırabilir, mucizeleri hesaba katmaz ve kendi açısından haklıdır ama bu durum gerçeği her yönden kuşattığını göstermez.
Bir örnekle açıklayayım. Karşımızda bir dağ olsun ve dağın tepesinde kocaman yuvarlak bir kaya olsun. Halk arasında o kayanın daha önce bir peygamber mucizesi ile yarılıp sonra tekrar birleştiği anlatılsın. Kayayı sismik cihazlarla derinlemesine incelediğimizde baştan başa çembersel olarak yarık olduğunu keşfedelim. Bilim insanları bu yarığın daha önce taşın yarılıp tekrar birleşmesiyle olduğunu değil, yarılmaya başladığını ve bir gün kopma tehlikesi olduğunu tahmin edecektir. Yani kopmuş birleşmiş değil, kopabilir diyeceklerdir. Olay çok ilginç ve beklenmeyen bir durum olsa bile doğal olaylarla açıklamaya çalışacaklardır. Bilgilerindeki boşluğu doğal olan yorum ile dolduracaklardır. Eğer kaya hakkında anlatılan hikayeyi duysalar bile bu hikayelerle açıklamayacaklardır. Çünkü bilimin işi her şeyi doğal seyri içinde açıklamaktır. Mucizelerle oluş ise bilimin tespit edebileceği alana girmemektedir. Bilimin tespit edebileceği alan doğal kanunları içinde nedensel oluşlardır. Umarım bu örnekle birlikte bilim insanlarının neden bu olayı “ayın yarılıp tekrar birleşmesi” şeklinde okumayacakları anlaşılmış olur.
Sonuç olarak; Hz. Muhammed’in Ay’ı ikiye bölmesi
Hz. Muhammed’in Ay’ı ikiye bölmesi olayı bir gerçektir. Ay’ın Dünyaya bakan yüzünü aydan koparan bir darbe alıp kopmuş olduğu belli. Fakat bilim insanları bu denli kuvvetli bir darbeden sonra bu parçanın nasıl tekrar birleşebileceğine anlam veremiyor. Dünya’nın çekim alanı kopuklar oluşturuyor veya ay küçüldüğü için bu kopukluk ve çatlaklar oluşuyor veya milyonlarca yıl önce bir darbe almış olabilir şeklinde açıklanmaya çalışılıyor. Fakat bilim insanları için olay çok beklenmedik ve sıradışı ve bunun sebebi hâlâ gizemini koruyor. Oysa Kuran bunu 1450 sene önce açıklamıştı. Eğer insanlığın niyeti gerçeği bulmak ise Kuran’ın sözünü de denkleme katarak yeniden bir okuma yapmalıdır. Eğer sadece doğal seyri içinde bir açıklama yapmak istiyorlarsa çeşitli teoriler geliştirebilirler fakat hiçbir açıklama 1450 sene önce ayın yarıldığını haber veren Kuran’ın getirdiği açıklamanın tam bu olaya nasıl denk geldiğini mantıklı olarak açıklayamayacaktır.
KAYNAKLAR
https://www.nature.com/news/moon-s-largest-plain-is-not-an-impact-crater-1.16041
http://science.sciencemag.org/content/338/6112/1272
https://www.space.com/30795-earth-gravitational-pull-cracks-moon.html
https://www.livescience.com/65298-impacts-cracked-the-moon.html
https://futurism.com/the-byte/moon-surface-huge-cracks
https://www.nytimes.com/2015/09/22/science/earth-blamed-for-cracks-in-moon.html
http://science.time.com/2012/12/06/all-cracked-up-a-surprising-look-inside-the-moon/
https://esciencenews.com/sources/live.science/2019/04/23/the.moons.surface.is.totally.cracked
S.S.S
Bazı gezegenlerde aynı aydaki gibi yarıkların olması aslında aydaki yarığın tesadüf olduğunu gösterebilir mi? Aynı zamanda bir Nasa çalışanı ayın yarılmasını yalanlayarak gördüğünüz her şeye inanmayın demiştir bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kaynaklarda şunlar yazıyor “Birkaç milyar yıl önce, muazzam darbeler ve büyük volkanik patlamalar, ayı yumrukladı.” 1400 yıl öncesinde olan bir olaya neden milyarlarca yıl önce diye başlasınlar ki? Ben bu olayın kıyamet günü olacağını ve de Allah’ın burada gelecekte olan bir olayı anlattığını düşünüyorum.
Kamer 1-2: Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler. Burada bahsedilen kişilerinse yurdum ateistleri olduğunu düşünüyorum.
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu olayın ne zaman olduğu bilimsel olarak bilinmiyor. Bilim insanlarının en iyi tahmini bu olayın ayın ve dünyanın ilk zamanlarında olmuş olabileceği düşüncesidir. Bilimsel yöntemler gerçekleri mucizeleri hesaba katmadan açıklama eğilimindedir. Bu yüzden en mantıklısı birkaç milyar yıl önce Dünyanın asteroid bombardımanına tutulduğunda olmuş olabileceğini düşünüyorlar. Ama bu durumda da şaşırtıcı sonuçları olduğunu yazıda belirttik. Çünkü bir yarık gibi baştan başa ayı kesecek ve içini de dağıtacak bir darbe ayı ikiye ayırması lazımdı. Yani o parçanın orada durmaması gerekirdi. Bilimsel açıdan bilim adamlarının şaşırdığı nokta bu. Eğer peygamberimizin mucizesi olarak duruma bakarsan işte bu şaşırtıcı durum halloluyor. Yani mucize ile önce ayrıldı ve tekrar sonra birleşti. Ancak bu durumda ayın bu parçasının neden kopuk olmadığı açıklanabilir. Ayrıca ayetin bir sonrasında müşriklere mucize gösterildiğinde bunu sihir olarak algıladıkları belirtiliyor. Bu ayette peygamberin hiç mucize göstermediği iddiasını yalanlıyor. Başka ayette Allah’ı mucize göstermekten alıkoyan şey öncekilerin yalanlaması deniyor. Ama bu ayet o an mucize isteyen bir gruba söylenmiş olabilir. Yani hiçbir zaman mucize göstermedi demek değildir. Zaten başka ayetlerde de peygamberin mucizeler gösterdiği anlaşılıyor. Mesela talak suresinde Peygamberin hanımlarının gizli birşey konuştukları ve peygamberin bunu onlara haber verdiği yazılmış. Bu bir mucize değil midir? Mucize değilse mucizenin tanımı nedir?
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?