Peygamber

21# Hacerül Esved put mudur?

Hacer-ül Esved, Kabe-i Muazzama’nın güney doğu duvarında 1 metre yükseklikte bulunan; tavafın başlangıç yönünü gösteren siyah ve parlak bir taştır; yaklaşık 30 cm ebadında, etrafı gümüş halka ile çevrilidir.

İnsanoğlunun, tam bilgi sahibi olamadığı esrarengiz maddeler hakkında zaman içinde olağanüstü hayaller üretme, bunları anlatma ve sonra da doğruluğunu kabul etme gibi huylarından maalesef bu taşta nasibini almıştır. İlk zaman Müslümanları tarafından bilinen taş ile şu andaki müslümanlar tarafından algılanan taş arasında dağlar kadar fark vardır. Onun hakkında menkıbeler ortaya çıkmıştır. Örneğin bu taşın Hz Adem zamanında iken bir melek olduğu, Hz Adem’in ölümüyle Ebu Kubeys tepesine diğer melekler tarafından taşındığı ve burada saklandığı gibi. Ayrıca İslam itikadına zıt uydurma hadislerde rivayet edilmiştir. Örneğin; Allah’ın sağ eli olduğu gibi. Bozulan, kırılan, aşınmaya uğrayan ve Dünyada’ki diğer taşlarla aynı özelliklere sahip bir taşın Cennet’ten gelmiş olma hadisi gibi. Değişik rivayetlere sahip bu hadisler 29 adet olup, bunların 7’sine tam güvenilmemesi, onaltı tanesinin yüksek ihtimalle “uydurma” olduğu, kalan altı tanesinin ise “kesin uydurma” olduğu akademik araştırmalarla bildirilmiştir ( Dr. Ahmet Emin SEYHAN, Hadislerde kutsiyet atfedilen fenomenlerin dini değeri, Rağbet yayınları, 2016). Oysa Kuran’da bu taştan veya özel bir anlamı olduğundan Allah hiç bahsetmemiştir. Tarih boyunca birkaç defa kırılmış ve parçaları tekrar yapıştırılmıştır. Seller, yangınlar, hırsızlık olayları görmüştür.

Adı geçen eserde belirtildiğine göre; Hacerülesved ile ilgili mezkûr haberlerin İslâm toplumlarında yaygın hâle gelmesinde hadis rivâyeti konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmayan, ancak dinin ibadet boyutuna daha fazla ağırlık vermeleri sebebiyle müslümanlar nezdinde büyük itibar gören bazı “sûfî, âbid ve zâhidlerin” önemli rollerinin olduğu tespit edilmiştir.

İlgili Makaleler

Fakat materyalistlerin iddia ettiği gibi İslam’ın içindeki bir put da değildir. Çünkü Mekke’yi feth ettiği zaman bütün putları kâbenin dışına çıkartıp kırdıran Hz. Muhammed Hacer’ül Esvede dokunmamıştır. Yine eski işlevini, yani tavafın başlaması için işaret taşı olma işlevini korumuştur. Hz. Muhammed tavafa başlarken bu taşı selamlayarak başlamıştır, fakat bu taşa başka özel bir değer atfetmediğini, Hz Ömer’in meşhur şu sözlerinden anlayabiliyoruz;

“Biliyorum ki sen faydası ve zararı olmayan bir taşsın. Allah Resulünün öptüğünü görmeseydim seni öpmezdim”

Anladığımıza göre Peygamberimiz, Hacer-ül Esved’in kutsal olduğuna veya öpülmesine dair herhangi bir bilgi vermemiştir. Çünkü Hz Ömer gibi en yakınında olan birinin bile Hacer-ül esvedin mübarek olduğunu bilmiyor. Hz. Ömer, putperestlikten yeni kurtulmuş bir toplumun tekrar putperestliğe dönmesinden de korkuyordu.

Evet, materyalistlerin iddia ettiği gibi müslümanlar bu taşı putlaştırmamıştır. Çünkü putlara atfedilen özellikleri asla bu taşa vermemişlerdir. Örneğin, putperestlere göre putlar Allah’ın ortağı idi ve yeryüzündeki işleri düzenlerlerdi. Allah için kurbanlar kesilirken, onlar için de kesilirdi. Hatta sonradan bunu ileri götürmüşler Hz İbrahim’den öğrenilen kurbanı, daha çok putlar için kesmeye başlamışlardır. Oysa Müslümanlar bu taşı Allah’ın ortağı olarak görmezler, onun için kurban kesmezler. Putlara dualar edilir yardım beklenirdi, yani Allah’tan istenmesi gereken yardım putlardan beklenirdi. Oysa hiçbir Müslüman bu taştan böyle bir yardım beklemez, ona dua etmez.

Müslümanların bu taşa hürmeti ve onu öpmesi Hz. Muhammedin bunu yapmasındandır. Peki heykel, resim, taş gibi sonradan putlara dönüştürülme ihtimali olan her sembole mesafeli duran Hz. Muhammed bu taşı neden öpmüş olabilir?

İlk akla gelen, taşın Hz İbrahim’den kalan bir hatıra olması ve belki de tek hatıra olmasıydı. Günümüzde bile insanlar özlemini çektikleri kişilerin eşyalarını öper, koklar. İkincisi, bu taş kâbenin bütün tarihini yaşamış olması ve tarihe tanıklık etmiş, ilk yapıdan miras kalan yegane taştır ki kâbeyi çok seven Hz. Muhammed’de kişisel bir duygusallık oluşturmuş olabilir. Sonuçta o da duygulanan, hüzünlenen, özleyen bir insandı. Hz. Muhammed’in onu öpmesi kişisel bir tercihidir ve diğer insanlardan böyle bir uygulama istememiştir. Kuran ise bu taştan bahis bile açmamıştır.

İnsanların tüm abartılarına rağmen yine de bu taşı Hz. Peygamberin kırdırmayışı altında daha derin ve uhrevi fakat uydurulan bir kısım hadisler dışında başka gerçekler de olabileceği ihtimalini de tamamen reddetmiyoruz. Yani ilerde bir kısım cahil müslümanlar çıkıp diğer müslümanları puta tapıyor zannedip bu taşı da kırmalarına karşı uyarıyoruz ki bu taşı ne Peygamber kırmıştır ne de hulefayı raşidin. Dolayısıyla bu konuda cehalet içerisine düşüp bu taşı put olarak nitelemek ve yok etmeğe çalışmak büyük bir hıyanet olacaktır.

Müslümanlarda Hacer-ül esvedi öpme merakı malesef Hac zamanında büyük izdihamlara yol açmaktadır. Çünkü milyonlarca hacı varlığına karşılık sadece bir taş vardır. Bu da orantısız bir durum ortaya çıkarmakta ve bir izdihama yol açmakta, yaralanmalarla sonuçlanmaktadır. Akıl dini olan İslam’ın böyle bir uygulamayı istemesine imkan yok diye düşünülmesi ve Müslümanlardan istenmeyen bu uygulamanın kaldırılması gerekmektedir. Emin olun, böyle bir izdihamda güçlü erkekler tarafından ezilmiş bir ninenin kalbi kadar değerli değildir, bu kara taş. Aklını kullanıp asayişin bozulmaması için bu kara taşı öpmekten vaz geçenler eminim ki daha doğru bir iş yapmış olacaklardır. Kuran’ın “düşünün” “akledin” diye sürekli emrettiği mantıksallıktan dışarı doğru bu çıkış maalesef materyalistler tarafından kasıtlı olarak istismar edilmektedir.

Son söz; Materyalistler müslümanların bu taşa tapmadığını bilmeli bunu ard niyet ile sık sık dillerine dolamamalıdırlar. Eğer dolayacaklarsa “ard niyetimizden yapıyoruz” diye baştan bildirmelidirler. Müslümanlar ise akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmeli, Kuran’ın bahis konusu yapmadığı uygulamaların hayatlarında bir kutsiyet oluşturmasına izin vermemelidirler.

Yazarı: Irmak Gökçe

(Müstear)

İnstagram: https://www.instagram.com/bilimveyaratilis/

Facebook: https://www.facebook.com/bilimveyaratilisagaci/

 

hacerül-esved-taşının-sırrı

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.
Başa dön tuşu