Son 15 cevap

Son 10 konu

[box type= align="alignleft" class="" width=""]

İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur: 

  1. Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
  2. Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
  3. Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
  4. Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
  5.  Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
  6. Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.

Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.

[/box]

Kadınlar adet dönem...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

[Çözüldü] Kadınlar adet döneminde namaz kılmalı mı?

Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

Birkaç hadiste kadınların adet döneminde namaz kılamayacağı söylenmiş. Fakat Kur'an'da böyle bir şey belirtilmemiş. Kadınlar adet döneminde namaz kılmalı mıdır?


   
serpilyucel reacted
Alıntı
Konu Etiketleri
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

Birçok hadiste de bu durum var. Bu hadisler kütüb-i sittede geçiyor. Peygamberimiz Kuran dışı bir şey söyler mi? Bir hadisi kabul etmezsek bütün hadisleri reddetmemiz gerekmez mi? Çünkü doğal olarak ondan da emin olamayız.Bu hadis konusu benim kafamı gerçekten karıştırıyor.


   
serpilyucel reacted
CevapAlıntı
Huso
 Huso
(@huso)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 36
 

Gönderen: @shadow

Birçok hadiste de bu durum var. Bu hadisler kütüb-i sittede geçiyor. Peygamberimiz Kuran dışı bir şey söyler mi?

Peygamber yolu, Kur'an yoludur. Peygamber bize Kur'an dışında hiçbir şey bırakmaz, bırakmamıştır.

Burada tartışma dönmemesi için hadis mevzunu açmayacağım, artık ayrılmayalım lütfen bu konuda.

Ben şahsen sadece Kur'an-ı kerimi esas alan biri olarak, kılmalıdır diyorum. Hadis konusunda birbirimizi kırmayarak tartışabiliriz.

 

Onlara (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette "Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk." derler. De ki: "Allah ile, O'nun ayetleri ile ve Elçisi ile mi alay ediyordunuz?"


   
CevapAlıntı
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

@huso Teşekkürler. Ben de kılması gerektiğini düşünüyorum. Fakat dediğim gibi bir hadiste de geçmiyor. Birçok hadiste olduğu için kafam biraz karışmıştı.


   
CevapAlıntı
(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
 

Bu konu aslında çok uzun geçmişi olan bir konu, Yahudilerin adet döneminde kadınları dünyadan tamamen soyutladığını biliyoruz. Hac döneminde evlere duvarda delik açıp girilmesi, kadınlara bazı develerin haram kılınması gibi yanlış konular düzeltilirken bu konuda düzeltme yapılmamış olması bu uygulamaya devam edilmesi gerektiğini gösteriyor bana. Yani benim hadislerden anladığım sahabelerin genel tavrı bu şekildeymiş, eğer bildikleri bir konu emredilirse bildikleri gibi uygular, bir değişiklik emredilirse ona uyar, bir şey yasaklanmazsa uygulamaya devam ederlermiş.

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
CevapAlıntı
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

@blokmuhendisi Evet yaklaşımınız güzel fakat Kuran tevratı aynı zamanda tasdik ediyoruz der. Yani namaz kılınmasını istemeseydi tevratı bu konuda tasdik etmez miydi?


   
CevapAlıntı
(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
 

@shadow Ben genel yöntemin bu olduğunu düşünüyorum çünkü pek çok ayet ve hadisi bu yöntemle yorumlayınca yerine taşlar oturuyor. O dönemde Yahudiler, Hristiyanlar ve Araplardan oluşan bir toplum ve üç dinin bozulmuş geleneklerinden kalma karışık bir kültürü var. Kuran ise dinin tamamlayıcısı olarak her şeyi sıfırdan anlatmıyor(secde şöyle yapılır, hacda şeytan şuradan gidince ilerde sağda taşlanır vs.) Öncekileri tasdik edip fazlalıkları ayıklıyor.

Bilinen bir örnek üzerinden anlatayım. Önce bize oruç önceki ümmetlere farz kılındığı gibi farz kılınıyor:

  • Bakara Suresi, 183. ayet: Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.
  • Bakara Suresi, 184. ayet: (Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin için daha hayırlıdır.

Sıyam kelimesinin çevirisi olarak "kendini tutmak" denebilir. Burada neye karşı kendimizi tutacağımız söylenmemiş ama hepimiz biliyoruz(ki o zamanki sahabe de biliyordu) bu oruçtur ve yeme, içme ve ilişkiye karşı kendini tutmadır. Tek tek ağza su alınırsa bozulmaz, bir damla yutulursa bozulur, tükürük yutmak içmek sayılmaz vs. diye açıklanamış. Günleri de söylenmemiştir ama hadislere göre bu aşure orucudur.

  • Bakara Suresi, 185. ayet: Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

Bu ayetten sonra artık bizim şeriatimizdeki günler belli olmuştur ve hadislere göre de Peygamberimiz diğer oruçları zorunlu tutmamış.

  • Bakara Suresi, 187. ayet: Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.

Yine bu ayetin nüzul sebebini de hepimiz biliyoruz, Bir görüşe göre Yahudilerin şeriatindeki gibi bizde de oruç geceleri de tutulurdu, diğer görüşe göre bu hüküm kalkmıştı ama insanlar pek çok konuda eski şeriate uyduğumuz için şüphede idiler. Bu ayetle bizim şeriatimizde olmadığı açıklanınca oruç konusunda din tamamlandı ve günümüzdeki orucu tutmaya başladık.

Biraz uzun oldu ama bilinen bir örnek olduğu için bu konuyu seçtim. Mealleri kuranfihristi.net'ten aldım. Yukarıdaki örnekler bana bilinen şeylerin sıfırdan açıklanmadığını düşündürüyor.

Şimdi hem Yahudilerin(aslında neredeyse her din ve kültürün) adetli kadını ibadetlerden uzak tuttuğunu biliyoruz hem de uzun yıllardır Müslümanlardaki hakim görüşün bu olmasından o zamanlar o şeriate uyulması gerektiğinin düşünen büyük bir grup olduğunu anlayabiliriz(Bu konudaki hadislerin hepsinin uydurulduğunu düşünelim, açık bir şekilde bu peygamberimizin ölümünden hemen sonra başlamış olmalıdır ve yoğun bir destek görmüş olmalıdır yoksa bu kadar baskın bir görüş olamazdı). Böyle bir durumda kimsenin sormamış olması(sorsaydı ayetle açıklanırdı) ya da kimsenin sormasını gerektirmeyecek kadar emin olunan bir konuysa adet döneminde ibadetleri terk edenlerin Kuranda açıkça bir kaç defa uyarılmamış olmaları pek mümkün gelmiyor. Okuduğunuz için teşekkürler.

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
CevapAlıntı
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

@blokmuhendisi Cevabınız için teşekkürler.

Ben kılınması gerektiğini düşünüyorum. Yazınızdaki son kısmı tam anlayamadım fakat siz de galiba kılınması gerektiğini düşünüyorsunuz.

Eğer yazınızı anlayamamışsam yani kılınmaması gerektiğini düşünüyorsanız şu sorumu cevaplayabilir misiniz? :

Bu şeylerin Kuranda geçmemesi Kuranın (haşa)eksik olduğunu  düşündürmez mi?


   
CevapAlıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @shadow

Birkaç hadiste kadınların adet döneminde namaz kılamayacağı söylenmiş. Fakat Kur'an'da böyle bir şey belirtilmemiş. Kadınlar adet döneminde namaz kılmalı mıdır?

Benim şahsi görüşüm; Allah nezdinde bu durum bir rahatsızlık olarak değerlendirilmiş olabilir ve o dönemlerinde namaz,oruç gibi ibadetlerinden muaf sayılmış olabilir. İnsanlar tarafından ise kirlilik gibi algılanıp ibadetin o dönemde yasak olduğu şeklinde bir anlayışla yorumlanmış olduğunu düşünüyorum. Yani aslında yasak değil fakat muafiyet mevzubahis olabilir. Fakat kesin böyledir diye bir şey söylemiyorum. Bu sadece benim görüşüm doğrusunu Allah bilir. Bazen, asırlardır süregelmiş uygulama veya kuralların veya algıların doğrusunu anlamak zor oluyor. Kuranda bu durumun eza olduğu ( bir nevi hastalık sayılmış)ve ibadet etme mecburiyetini Rabbimizin getirmediğini ama aynı zamanda da yasaklamadığını düşünüyorum. 

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
Shadow reacted
CevapAlıntı
(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
 

@shadow gayet anlamaya yönelik net sorular soruyorsunuz, öncelikle bunun için teşekkür ederim. Buna cevabım aslında üstteki cevabımın bir tekrarı olacak.

Bir kişiye "bana su getir" derseniz bu geniş anlamlı bir cümle olmasına rağmen o kişi size sadece 1 bardak su getirir. Halbuki ne tek sefer getirmesini ne de bir bardak getirmesini söylememiştiniz. Belki ilk anda akla gelmiyor ama bu cümle geniş zamanda kurulmuştur, yani size, siz dur diyene kadar su getirebilir veya  1 damla su da getirse de söylediğinizi yapmış olur. Anlatmak istediğim şu ki bağlam anlamı etkiler ve bağlam belliyse her şeyin tek tek söylenmesine gerek kalmaz. Kimse bana su getir diyen birine 3 gün sonra su getirip "ne zaman olacağını söylemedi, cümlesi eksikti" demez.

Aynı şekilde o zamanki çevre Kuranın bağlamıdır(hatta bazı ayetler doğrudan olayların üzerine gelmiştir). Bu yüzden her şeyi tek tek açıklamasına gerek yoktur. Hacca git dediğinde bir de Mekke'nin yolunu tarif etmeye gerek yoktur, "cünüpseniz temizlenin"  dediğinde bir de nasıl yıkanılacağını anlatmasına gerek yoktur. Bu yüzden hayır, eksik olduğu anlamına gelmez.

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
CevapAlıntı
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

@blokmuhendisi

Hacca git dediğinde bir de Mekke'nin yolunu tarif etmeye gerek yoktur, "cünüpseniz temizlenin"  dediğinde bir de nasıl yıkanılacağını anlatmasına gerek yoktur.

Fakat buradaki durum biraz daha farklı. Sizin anlattığınız şeyler ayrıntılardır. Kuranda emri geçer. Namazı kıl deyip namazın kılınışının verilmemesi gibi. Buradaki durum ise daha çok emrin verilmemesiyle alakalı. Yani aslında bununla ilgili bir ayet yok. Fakat sizin attığınız şeylerle ilgili ayetler var.


   
CevapAlıntı
(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
 

@shadow Bu meselenin ibadet hayatının ve cünüplüğün bir ayrıntısı olduğunu düşünüyorum. Sanırım son olarak verebileceğim ayet:

  • Bakara Suresi, 222. ayet: Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."

Bu ayet genelde adet döneminde ibadet yasağı olmadığına kanıt olarak kullanılır ama ben tam tersini kabul ederek onayladığını düşünüyorum. Ayette kadınlara kirli oldukları için yaklaşma konusu soruluyor, yaklaşmamaları ama maddi anlamda kirli de olmadıkları bildiriliyor diğer konulara ise girilmiyor çünkü soruyu soranlar durumlarını merak eden kadınlar değil, onlara nasıl muamele etmeleri gerektiğini merak eden erkekler. Sonra ise "temizlendiklerinde" diyor yani kadınlar adet dönemlerinin bitiminde temizleniyor/gusül alıyorlar ve bu onaylanıyor. Burada temizlenme farklı anlamlara gelebilir ama şimdikinden çok da farklı olmayan bir toplumda başka bir şey kastedildiğini düşünmek benim için zorlayıcı.

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
serpilyucel and Shadow reacted
CevapAlıntı
Shadow
(@shadow)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 258
Konu başlatıcı  

@blokmuhendisi 

Cevaplarınız için çok teşekkürler. Konuyu anladım.

Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."

Bence de sizin anlattığınız gibi yukarıdaki cümle temizlikten kastın gusül olduğunu gösteriyor.


   
CevapAlıntı
(@kullanici1306)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 1
 

@infinity Peki neden rahatsızlık veya hastalık olarak sayılmış? Sonuçta bu doğal bir olgu, doğanın bir kanunu. Kadının sağlıklı olduğunun bir göstergesi aynı zamanda. Ama tam tersi hastalık hükmünde sayılmasının nedeni ne olabilir? Bundan ne anlamalıyız?


   
serpilyucel reacted
CevapAlıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @kullanici1306

@infinity Peki neden rahatsızlık veya hastalık olarak sayılmış? Sonuçta bu doğal bir olgu, doğanın bir kanunu. Kadının sağlıklı olduğunun bir göstergesi aynı zamanda. Ama tam tersi hastalık hükmünde sayılmasının nedeni ne olabilir? Bundan ne anlamalıyız?

Rahatsızlık veren bir durum olduğu için. Kadınlar özel günlerinde sancı ve benzeri rahatsızlık yaşadığı için ibadetten muaf sayılabileceğini düşündüm. 

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı

Başa dön tuşu