Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.
Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.
hocam burda bahsettiğiniz mekanı biraz daha açıklayabilir misiniz? bu mekan Allah ile birlikte her zaman var mıydı? her şey Allah tarafından yaratıldıysa bahsettiğimiz mekan nasıl yaratılmamış olabilir? cevaplandırırsanız çok makbule geçer..
hocam burda bahsettiğiniz mekanı biraz daha açıklayabilir misiniz? bu mekan Allah ile birlikte her zaman var mıydı? her şey Allah tarafından yaratıldıysa bahsettiğimiz mekan nasıl yaratılmamış olabilir? cevaplandırırsanız çok makbule geçer..
Kurandaki Allah'ın katı ifadesini tam manasıyla açıklayabilmek mümkün değil ki? Bu konuya dair bazı işaretler olmasına rağmen bunun niteliğini bilmek mümkün değil ki. Nasıl bilelim böyle bir şeyi? Bu, Allah'ın zatını bilebilir miyiz sorusu ile eşdeğer bir soru. Cevabı bizim açımızdan olmayan sorular. İndallah/Allah'ın katı ifadesini bir mekân gibi yorumlasak dahi bu sen de takdir edersin ki yaratılmış bir şey olmazdı değil mi? Adına mekân dediğimiz için akla doğrudan bizim bildiğimiz mekân geliyor fakat bunun mahiyetini, niteliğini bilemeyiz az önce de dediğim gibi. Kendi ölçülerimize göre yorumladığımız için hataya düşüyoruz. Bu tür sorular meçhul ve bilinmez sorular. Kur'an-ı Kerim'de bildirildiği kadar bunu anlayabiliriz. Salt akılla idrak etmek çok zor. Vesselam.
Allah bizim bildiğimiz mekandan münezzeh. Kendi zâtına has bir mekanı var mı onu bilemeyiz. Anlama kapasitemiz oldukça düşük ve bize açık bilgi verilmiyor. Sadece şunu biliyoruz ki Allah bizim gibi maddeye bağlı değil.
Doğrusu biz sizi, gelmesi yakın bir azaba karşı uyardık. O gün insan bizzat kendi elleriyle ne yaptıklarına bakacak; kâfir ise tamâmen ümidini yitirip: “Âh ne olurdu, keşke toprak olsaydım” diyecektir...
@osman kendine has bir mekanı olması da biraz kafa karıştırıcı geliyor. sonuçta Allah sonsuz irade ve güç sahibi bir varlık ve hep vardı. Henüz hiç bir şey yaratılmamışken sadece Allah vardı ve onunla birlikte hiç bir şey yoktu sadece o vardı. bir mekandan bahsederken Allah'a ait bir özelliği, evvel ve ahirliği o mekana yüklersek hata etmiş oluruz diye düşünüyorum. tabi yanlış düşünüyorda olabilirim kafam baya karıştı bu konuda. @kurtulusberzan siz ne diyorsunuz hocam.
Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.
Duha suresi 3. Ayet
@hakyolunda Evet, ben de böyle düşünüyorum. İndallah ibaresi ise bir mekân ifade etmekten çok "O'nun nezdinde, O'nun takdirine göre" gibi manalar içeriyor olabilir. Bunu daha önce konuşmuştuk forumda.
@hakyolunda Bu irademizle alâkalı bir durum değil ki aklımızın sınırıyla alâkalı bir durum. Kotayı aşıyor. Mekânın ve zamanın içine doğduğumuz için mekânsızlığı ve zamansızlığı idrak etmemiz çok zor. Üzerimize yapışmışlar. Tenimiz, derimiz gibiler. Ama tenimiz ve derimiz gibi zaman ve mekân da yaratılmış mahluklar. Mesela zamanın tek düze değil de göreceli akması bu konuda bize bir fikir verebilir. İnsan zamanı su gibi akan tekdüze bir olgu olarak algılar ama zamanın da bükülebildiğini, oyun hamuru gibi değişebildiğini biliyoruz. Aklın bunu da kavraması zor ama imkânsız değil ispatlı. Bu açılardan bakmak lazım. Ben de bir zamanlar bu konuda çıkmazın içine girmiştim ama sonradan kabullendim, teslim oldum, alıştım. İslam'ın getirdiklerinin doğru ve İslam'ın hak olduğuna inanıyorsak bunlar havanda su dövmekten farkı olmayan sorular olarak kalıyor. Vesselam.
