Son 15 cevap

Son 10 konu

[box type= align="alignleft" class="" width=""]

İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur: 

  1. Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
  2. Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
  3. Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
  4. Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
  5.  Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
  6. Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.

Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.

[/box]

Geçmiş günahlarının...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

[Çözüldü] Geçmiş günahlarının bağışlanması meselesi

rayzen0
(@rayzen0)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 657
Konu başlatıcı  

Kurtuluş hocam, bu soru sizin Kadir gecesi yazısını okurken aklıma geldi. O yazının altını sorularla kirletmemek için soruyu yeni başlık altında soruyorum.

"Kim iman ederek ve sevabını Allah'tan umarak Kadir gecesini ihya ederse (ibadetle geçirirse), onun geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, İman 36; Müslim, Müsafirin 173)

 

Bu hadisten anlaşıldığı üzere, Kadir Gecesi'nde ibadet eden kimse büyük bir kazanç elde eder. Çünkü bu gece yapılan ibadet bin ayda yapılan ibadetten daha hayırlıdır. Bu da yaklaşık 83 yıl demektir. Yani bu geceyi ihya eden kimse ömrünün tamamını ibadetle geçirmiş gibi sevap kazanır.

Bu hadise göre bu geceyi ibadetle geçirenlerin geçmiş günahları bağışlanıyor ve bin aylık ibadet sevabı alıyor.

Bu ne kadar adaletli olur?

Yılın 364 gününü günahlar içinde geçirip Kadir gecesi ibadet edenler bütün günahlarından arınıyor mu?

Yine aynı mantıkla hiçbir zaman namaz kılmayan, oruç tutmayan birisinin sadece bir  Kadir gecesi ibadet ederse ömrünün geriye kalan günlerinde namaz kılmasına gerek kalmıyor. O zaman ne gerek var günde 5 vakit namaz kılmaya? 

Günahlarından arınmak bu kadar kolay mı gerçekten? 

Kör ile gören bir olmaz. (Fatır Suresi 19.Ayet)


   
atcalioglu reacted
Alıntı
Huso
 Huso
(@huso)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 36
 

Hayır değil, Allah adalet sahibidir. Kime ne kadar sevap vereceğini bilir. içinde kötülük olan herif, sadece kadir gecesinde ibadet etti diye cennete gideceğini düşünmüyorum.

Hadislere tamamen iman etmemek gerekiyor.

Onlara (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette "Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk." derler. De ki: "Allah ile, O'nun ayetleri ile ve Elçisi ile mi alay ediyordunuz?"


   
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
 

Yılın 364 gününü günahlar içinde geçirip bir günde yapılan ibadetle kurtulup Allah'ı kandırabileceğini zanneden insanın o bir gününün de işe yarayıp yaramayacağı veya amelinin ne kadar makbul olacağı da sence tartışmalı değil mi?

Bu konularda önemli olan ihlastır, bencilce bir çıkar ilişkisinin güdülmemesidir. Sadece Allah'ın rızasının gözetilmesidir. Yani önemli olan nicelik değil niteliktir. Allah'ın neyi kime adaletle takdir ettiğini biz bilemeyiz. Biz ihlâsla gayret gösteririz. En başta da kendimizden sorumluyuzdur. Hadiste kasdedilen de bu tür bir kişinin ibadetidir zannederim. Şunu diyebilirsin: Peki 364 günü günahla geçirip o bir günü de gerçekten ihlâsla geçirenin durumu ne olur? Elcevap: Allah dilerse affeder.

Başka hadislerde de mesela bazı hatalardan dolayı bütün iyi amellerin silindiğinden bahsedilir ? Şimdi bunu nereye koyacağız. İki zıt durum var gibi ortada? Aslında iki zıt durum yok. Bu tür hadisler ve dahi öncesinde Kurandaki gazap ve rahmet ayetleri kişinin, müminin sürekli uyanık olmasına yönelik telkinlerdir. Korku ve ümit arasında yani. Bu hâl mümini uyanık tutar, ataletten, tembellikten korur. Küçük bir hatasının nelere mal olabileceğini veya küçük bir iyi amelinin ne mükâfatlar getirebileceğini bilir. Bu bilinçle yaşar. Takdiri O'na bırakır. 


   
CevapAlıntı
rayzen0
(@rayzen0)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 657
Konu başlatıcı  

Gönderen: @abdullah-bin-mubarek

Bu konularda önemli olan ihlastır, bencilce bir çıkar ilişkisinin güdülmemesidir. Sadece Allah'ın rızasının gözetilmesidir.

Bunu bende düşünüyorum ama hadiste böyle bir şey söylenmiyor. Herkesin günahının affedileceğinden bahsediyor. Bunun gibi birçok hadis var. Yok işte şu zikri şu sayıda çekersen büttün günahların affolunur. Yok efenim şu günde şu sözler söylenirse anadan doğma günahsız olunur... Bu gibi hadislerin sayısı az değil. 

Kör ile gören bir olmaz. (Fatır Suresi 19.Ayet)


   
atcalioglu reacted
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
 

@rayzen0 Sen hadisleri dışına bakarak yorumluyorsun. Hadislerde de bazı incelikler var. Onu anlamak ilim ister. Mesela

Gönderen: @rayzen0

Herkesin günahının affedileceğinden bahsediyor.

üstte yazdıklarıma rağmen hâlâ hadiste geçen "herkes" ibaresini bütün insanlar olarak algılıyorsun. Buradaki herkes "herkes" değil maalesef. O kadar kolay olsaydı kimsenin çabalamasına gerek olmazdı. Bizi o aşamaya getirecek olan eğilimlerimiz ve istikametimizdir. Neyi istiyoruz? Nereye yöneliyoruz bunlar önemli. O hadislerin anlatmak istediğini ben yeterince bilemem. Ancak tahmin yürütebilirim. Belki gerçekten hadisin kendisinde geçtiği şekliyle almamız lazımdır hadisi, belki de teşvik amaçlı söylenmiştir. Bilemem. Her hadisin üzerinde çok takılmam. Anlayabildiklerimi alırım anlayamadıklarımın üzerinde durmam geçerim. Sen anlayamadığın bir metinle karşılaşınca telaşlanıyorsun. Buna gerek yok. 

Geçen gün mesela kuru üzüm gibi siyah kafalı bir köle bile olsa ona itaat edin hadisine gereğinden fazla anlamlar yükledin. Halbuki benim ilk tepkim "hmm burada ya bedeviler ya da sahabelerden bazı zatlar gelmiş peygamberimize soru sormuş. Peygamberimiz de onların diliyle onlara cevap vermiş" şeklinde yorumladım. Sen bilgindeki eksiklikten dolayı olaylar ve meseleler arasındaki iplikçikleri birbirine bağlayamıyorsun şu an. Şu sınav sürecini atlatırsan bu işlere daha sakin bir kafayla eğilebilirsin diye düşünüyorum.


   
atcalioglu reacted
CevapAlıntı
(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
 

Sınavdan 5 dakika önce çalışmaya başlayıp her şeyi öğrenen biri sınavdan yüksek puan alabilir. Bu aylardır sınava çalışanlara haksızlık değil midir? Hayır çünkü o son beş dakikada yapılan tekrar aylardır çalışmamış insana hiç bir bilgi katmaz, sadece aylardır çalışan kişi bilgilerini pekiştirmiş olur. Aynı şekilde imandan ibadetten 364 gün uzak kalıp 1 gecede ibadet edemezsin. Emin ol yapamazsın. Hadi işin iman ve inanç boyutunu geçelim, bir kişi gerçekten inançlı ama "uyanık" olduğu için 364 gün durup 1 gece ibadet etmeye karar veriyor. Bu kişi o 364 gün öyle bir hayat tarzı, ibadetlere karşı üşengeçlik, tembellik kazanır ki o gece her şey üst üste gelir(!) de adama 2 rekat namaz bile kıldırmaz. Aslında o her zamanki halidir, o gece büyük bir şanssızlık olmamıştır. Sadece suyun yavaş yavaş kaynadığını fark etmemişken derece bir anda gözünün önüne gelip gerçeği ona haber vermiştir o kadar.*

*bknz: Kaynayan kurbağa sendromu

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
atcalioglu reacted
CevapAlıntı

Başa dön tuşu