Son 15 cevap

Son 10 konu

[box type= align="alignleft" class="" width=""]

İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur: 

  1. Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
  2. Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
  3. Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
  4. Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
  5.  Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
  6. Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.

Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.

[/box]

İslam'da Kadın Erke...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

[Çözüldü] İslam'da Kadın Erkek İlişkileri

(@blokmuhendisi)
Katılım : 1 sene önce
Gönderiler: 123
Konu başlatıcı  

  Bilindiği üzere kadınların erkeklerinkinden ayrı bir tesettürü ve erkeklerin kadınlardan daha fazla gözünü sakınması gereken haram vardır. Bunlar Kuran'da geçmekle birlikte sünnet ve gelenekte daha pek çok kısıtlama vardır.

  İlk olarak sünnet(en azından benim yüzeysel bilgimle) gelenekten ve günümüz gelenekten çok gelenekçi olanlardan daha esnektir. En başta bir anlayış farkı vardır. Bazı kesimlere göre sanki kadınla erkeğin aynı toplumda yaşaması bile yanlış ama imkansızlıktan verilmiş bir ruhsattır, mümkünse erkek ve kadınları ayrı gezegenlere koymak gerekir. Üstüne bir de ütopik mükemmel bir toplum kuramadığımız için kadının evden çıkması, en kısa sürede çözüm bulmamız gereken bir yanlıştır ve mükemmel İslami toplumu kurduğumuzda kadınların evden çıkmasına gerek kalmayacaktır(yaşasın(!)). Belki kendileri böyle düşünmüyor sadece toplum diğer uçta olduğu için aşırı davranıyorlardır ama onları dinlerken anladığım bu.

  Kuran ve Sünnette ise toplum, erkek ve kadınlardan oluşmuş bir bütündür. Bunların bir arada yaşaması normaldir. İnsanların çeşitli fitnelerden korunması için uyulması gereken kurallar vardır. Benim gibi batı kültürünün dünyaya hakim olduğu bir devirde büyümüş gençlere ise bu kurallar fazla ve sıkı gelmekte, genellikle "Eskilerin kendi devirlerine göre fetvalar vermesi" olarak algılanmakta. Bu yazıda bazı konuları kendimin nasıl anladığını anlatacağım inşallah.

  Bu konuyu trafik kurallarına benzetiyorum. Trafik kazası insanlar için çok üzücü sonuçları olan bir olaydır ve insanları bundan korumak için bir çok kural koyulmuştur ve uygulanmaktadır. Aynı şekilde insanları zina gibi büyük bir tehlikeden korumak için çokça kural koyulmuştur. Önceden kafamı karıştırmış olan şeylere sırayla kendi cevaplarımı vereyim.

1) Bir şey olmaz

Bu en geneli, onu kardeşim gibi görüyorum bir şey olmaz, benim iradem sağlam bir şey olmaz vs. Belki de gerçekten bir şey olmaz. Sadece şunu düşünün, araba sürüyorsunuz, yoldasınız ve kırmızı yanıyor. Etrafa bakıyorsunuz ne bir araba ne de bir yaya var. Geçer misiniz? Geçseniz de geçmeseniz de şunu biliyorsunuz ki doğru olan geçmemektir. Şu tarz bir konuşma duymuşsunuzdur "Avrupa'da insanlar yol boşken bile kırmızıda duruyormuş" "Vay be medeniyete bak adamlardaki". Yine biliyorsunuz ki orada bir kamera varsa ceza yersiniz ve itiraz hakkınız bulunmaz çünkü kural kırmızıda durmaktır, kırmızıda geçip birine çarpmamak değil. Bizde iyi Müslüman olmak ve günaha girmemek için bir şey olmayacak olsa bile kurallara uymalıyız.

2) Biz sapık mıyız, o kadar önleme ne gerek var?

Çok fazla ve sıkı kural olması insanın aklını karıştırabiliyor ve "Sanki insanlar birbirine atlamaya bahane arıyor gibi niye her şey yasak?" şeklinde düşünülebiliyor. Şimdi trafiğe dönecek olursak, yola çıkarken hepimiz emniyet kemerlerimizi takmalıyız ve ben takıyorum. Peki takarken "Bu gün kesin kaza yapar 1-2 takla atarım o yüzden takayım" mı diyorum? Allah'a şükür hiç öyle kaza yapmadım ve umarım da yapmam. Yakınımda kazı geçiren de yok. Yani %90 emniyet kemerine hayatım boyunca ihtiyaç duymayacağım ve boşuna takmış olacağım. Kemer takmak gereksiz mi o zaman? Hayır önlem almak budur. Aynı şekilde Allah da sizin "Bu gün kesin günaha girerim" diye evden çıkmadığınızı biliyor. Belki bu önlemlere hayatınız boyunca ihtiyaç duymayacaksınız ama bu önlemleri gereksiz yapmaz.

3) Çok fazla kural var, nasıl yaşanır böyle?

Trafikte de çok fazla kural var ama biliyoruz ki bu kurallar sadece kazalardan korumuyor bizi. Herkesin ne yapacağını ve ne yapmayacağını önceden belirleyerek toplumda bir düzen oluşturuyor ve trafik sürekli ve hızlı bir biçimde akıyor. Aynı şekilde dini kurallar da düzgün uygulandığı takdirde insanı kısıtlamaz, toplum hayatının sağlıklı ve süratli akmasını sağlar. Sorun şu ki bizler herkesin kafasına göre sürdüğü bir trafikte kurallara uymaya çalıştığımız için zorlanıyoruz. Yine de sabırlı olalım. 100 kişi ters yöne girse ve bir kişi doğru yönde gitse, mahkemeye gidildiğinde azınlık olana değil, ters yola girenlere ceza kesilir.

4) Bu zinaya sebep olmaz ki, bu niye haram?

Bazı kurallar başka sebeple koyulmuş olabilir. Trafik kurallarının sadece trafik kazalarını önlemek için koyulduğunu sanan biri resmi araçlara siyah plaka verilmesini mantıksız bulur. Bu yüzden bizde kuralların çok yönlü olduğunu ve başka amaçlara da hizmet ettiğini unutmamalıyız.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Özet olarak dinde olunca eleştirilen yöntemler aslında hayatın her alanında kullanılan ve mantıklı olduğu herkesçe kabul edilen yöntemlerdir. Okuduğunuz için teşekkürler. 

"Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır." el-Kehf (18/54)


   
serpilyucel, Huso, Kemâl Aydın and 2 people reacted
Alıntı
Konu Etiketleri
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @blokmuhendisi

  Bilindiği üzere kadınların erkeklerinkinden ayrı bir tesettürü ve erkeklerin kadınlardan daha fazla gözünü sakınması gereken haram vardır. Bunlar Kuran'da geçmekle birlikte sünnet ve gelenekte daha pek çok kısıtlama vardır.

  İlk olarak sünnet(en azından benim yüzeysel bilgimle) gelenekten ve günümüz gelenekten çok gelenekçi olanlardan daha esnektir. En başta bir anlayış farkı vardır. Bazı kesimlere göre sanki kadınla erkeğin aynı toplumda yaşaması bile yanlış ama imkansızlıktan verilmiş bir ruhsattır, mümkünse erkek ve kadınları ayrı gezegenlere koymak gerekir. Üstüne bir de ütopik mükemmel bir toplum kuramadığımız için kadının evden çıkması, en kısa sürede çözüm bulmamız gereken bir yanlıştır ve mükemmel İslami toplumu kurduğumuzda kadınların evden çıkmasına gerek kalmayacaktır(yaşasın(!)). Belki kendileri böyle düşünmüyor sadece toplum diğer uçta olduğu için aşırı davranıyorlardır ama onları dinlerken anladığım bu.

  Kuran ve Sünnette ise toplum, erkek ve kadınlardan oluşmuş bir bütündür. Bunların bir arada yaşaması normaldir. İnsanların çeşitli fitnelerden korunması için uyulması gereken kurallar vardır. Benim gibi batı kültürünün dünyaya hakim olduğu bir devirde büyümüş gençlere ise bu kurallar fazla ve sıkı gelmekte, genellikle "Eskilerin kendi devirlerine göre fetvalar vermesi" olarak algılanmakta. Bu yazıda bazı konuları kendimin nasıl anladığını anlatacağım inşallah.

  Bu konuyu trafik kurallarına benzetiyorum. Trafik kazası insanlar için çok üzücü sonuçları olan bir olaydır ve insanları bundan korumak için bir çok kural koyulmuştur ve uygulanmaktadır. Aynı şekilde insanları zina gibi büyük bir tehlikeden korumak için çokça kural koyulmuştur. Önceden kafamı karıştırmış olan şeylere sırayla kendi cevaplarımı vereyim.

1) Bir şey olmaz

Bu en geneli, onu kardeşim gibi görüyorum bir şey olmaz, benim iradem sağlam bir şey olmaz vs. Belki de gerçekten bir şey olmaz. Sadece şunu düşünün, araba sürüyorsunuz, yoldasınız ve kırmızı yanıyor. Etrafa bakıyorsunuz ne bir araba ne de bir yaya var. Geçer misiniz? Geçseniz de geçmeseniz de şunu biliyorsunuz ki doğru olan geçmemektir. Şu tarz bir konuşma duymuşsunuzdur "Avrupa'da insanlar yol boşken bile kırmızıda duruyormuş" "Vay be medeniyete bak adamlardaki". Yine biliyorsunuz ki orada bir kamera varsa ceza yersiniz ve itiraz hakkınız bulunmaz çünkü kural kırmızıda durmaktır, kırmızıda geçip birine çarpmamak değil. Bizde iyi Müslüman olmak ve günaha girmemek için bir şey olmayacak olsa bile kurallara uymalıyız.

2) Biz sapık mıyız, o kadar önleme ne gerek var?

Çok fazla ve sıkı kural olması insanın aklını karıştırabiliyor ve "Sanki insanlar birbirine atlamaya bahane arıyor gibi niye her şey yasak?" şeklinde düşünülebiliyor. Şimdi trafiğe dönecek olursak, yola çıkarken hepimiz emniyet kemerlerimizi takmalıyız ve ben takıyorum. Peki takarken "Bu gün kesin kaza yapar 1-2 takla atarım o yüzden takayım" mı diyorum? Allah'a şükür hiç öyle kaza yapmadım ve umarım da yapmam. Yakınımda kazı geçiren de yok. Yani %90 emniyet kemerine hayatım boyunca ihtiyaç duymayacağım ve boşuna takmış olacağım. Kemer takmak gereksiz mi o zaman? Hayır önlem almak budur. Aynı şekilde Allah da sizin "Bu gün kesin günaha girerim" diye evden çıkmadığınızı biliyor. Belki bu önlemlere hayatınız boyunca ihtiyaç duymayacaksınız ama bu önlemleri gereksiz yapmaz.

3) Çok fazla kural var, nasıl yaşanır böyle?

Trafikte de çok fazla kural var ama biliyoruz ki bu kurallar sadece kazalardan korumuyor bizi. Herkesin ne yapacağını ve ne yapmayacağını önceden belirleyerek toplumda bir düzen oluşturuyor ve trafik sürekli ve hızlı bir biçimde akıyor. Aynı şekilde dini kurallar da düzgün uygulandığı takdirde insanı kısıtlamaz, toplum hayatının sağlıklı ve süratli akmasını sağlar. Sorun şu ki bizler herkesin kafasına göre sürdüğü bir trafikte kurallara uymaya çalıştığımız için zorlanıyoruz. Yine de sabırlı olalım. 100 kişi ters yöne girse ve bir kişi doğru yönde gitse, mahkemeye gidildiğinde azınlık olana değil, ters yola girenlere ceza kesilir.

4) Bu zinaya sebep olmaz ki, bu niye haram?

Bazı kurallar başka sebeple koyulmuş olabilir. Trafik kurallarının sadece trafik kazalarını önlemek için koyulduğunu sanan biri resmi araçlara siyah plaka verilmesini mantıksız bulur. Bu yüzden bizde kuralların çok yönlü olduğunu ve başka amaçlara da hizmet ettiğini unutmamalıyız.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Özet olarak dinde olunca eleştirilen yöntemler aslında hayatın her alanında kullanılan ve mantıklı olduğu herkesçe kabul edilen yöntemlerdir. Okuduğunuz için teşekkürler. 

Harikaydı. Elinize,emeğinize sağlık hocam

a49  

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
 

@blokmuhendisi Güzel ve zevkle okuduğum bir yazıydı. a49  


   
CevapAlıntı

Başa dön tuşu