Son 15 cevap

Son 10 konu

[box type= align="alignleft" class="" width=""]

İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur: 

  1. Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
  2. Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
  3. Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
  4. Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
  5.  Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
  6. Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.

Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.

[/box]

Bildirimler
Tümünü temizle

[Çözüldü] KURAN'LA KONUŞAN KADIN

Kurtuluş Berzan
(@kurtulusberzan)
Moderatör.
Katılım : 5 sene önce
Gönderiler: 4843
Konu başlatıcı  

KURAN'LA KONUŞAN KADIN

Abdullâh bin Mübârek Hazretleri anlatıyor:

Allâh’ın Beytü’l-Harâm’ını (Kâbe’yi) haccetmiş ve Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kabrini ziyâret maksadıyla yola çıkmıştım. Yolda bir karaltı gördüm. Dikkatlice baktım, bir de ne göreyim?! Sırtında yünden bir bürgü, başında da yünden bir başörtüsüyle yalnız bir kadın!.. Kendisine:

“–Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh!” diyerek selâm verdim.

O da, Yâsin Sûresi’nden:

(Bu da) çok esirgeyici Rab’lerinden bir selâmdır!” (Yâsîn, 58) âyetini okuyarak selâmıma mukâbele etti.

“–Allâh sana iyilik versin! Sen burada ne yapıyorsun?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın A’râf Sûresi’nin 186. âyetinden:

“Allâh kimi şaşırtırsa, onu yola getirecek yoktur...” kısmını okudu. Anladım ki, yolunu kaybedip orada kalmış. Ona:

“–Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın İsrâ Sûresi’nin 1. âyetinden:

“...Kulunu bir gece Mescid-i Harâm’dan alıp Mescid-i Aksâ’ya götüren...” bölümünü okudu. Anladım ki, kendisi haccetmiş, Beytü’l-Makdis’e (Kudüs’e) gitmek istiyor. Kendisine:

“–Sen kaç gündür buradasın?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın Meryem Sûresi’nin 10. âyetinden:

“...Sen sapasağlam olduğun hâlde, üç gece...” kısmını okudu.

“–Yanında yiyecek bir azığın da yok?” dedim. Şuarâ Sûresi’nin:

“Beni yediren, içiren O’dur!” meâlli 79. âyetini okudu.

“–Sen bu susuz çölde ne ile abdest alıyorsun?” diye sordum. Nisâ Sûresi’nin 43. âyetinden:

“...Su da bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa teyemmüm ediniz!..” bölümünü okudu.

“–Benim yanımda yiyecek var. Yemek ister misin?” dedim. Kuran'la konuşan kadın Bakara Sûresi’nin 187. âyetinden:

“...Sonra, akşama kadar orucu tamamlayınız!..” bölümünü okudu.

“–Bu ay Ramazan ayı değil ki?” dedim. Kuran'la konuşan kadın Bakara Sûresi’nin 158. âyetinden:

“...Kim gönlünden koparak (vâcib olmayan amellerden) bir hayır işlerse (mükâfâtını görür). Çünkü Allâh, tâatlerin ecrini veren, (her şeyi) hakkıyla bilendir!” kısmını okudu.

“–Seferde iftar bize mübah kılınmıştı ya?” dedim. Kuran'la konuşan kadın Bakara Sûresi’nin 184. âyetinden:

“...Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” bölümünü okudu.

“–Niçin benim seninle konuştuğum gibi konuşmuyorsun?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın Kâf Sûresi’nin:

“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın!” mealli 18. âyetini okudu.

“–Seni deveme bindirip kâfilene yetiştireyim.” dedim. Kuran'la konuşan kadın Bakara Sûresi’nin 197. âyetinden:

“...Siz ne hayır işlerseniz, Allâh onu bilir...” mealli bölümü okudu.

Onu bindirmek üzere hemen devemi hazırladım. Nûr Sûresi’nin 30. âyetinden:

“Mü’minlere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar!..” mealli bölümü okudu.

Deveye binince, Zuhruf Sûresi’nin 13 ve 14. âyetlerinden:

“...Bunları bize râm eden Allâh’ın şânı ne yücedir! Yoksa, biz bunlara güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.” kısmını okudu.

Yola koyulunca da Müzzemmil Sûresi’nin 20. âyetinden:

“...Artık Kur’ân’dan, kolayınıza geleni okuyun!..” mealli bölümü okudu. Ben de:

“...Kime hikmet verilirse muhakkak ki ona pek çok hayır verilmiş demektir...” (el-Bakara, 269) âyetinden ilhamla:

“–Sana çok hayır verilmiştir!” dedim. O da, bu âyetin devâmındaki:

“...Sâlim akıl sâhiplerinden başkası iyi düşünmez!” (el-Bakara, 269) mealli bölümü okudu.

Nihâyet kâfileye yetiştik ve:

“–İşte kâfilen bu! Onun içinde senin kimin var?” dedim. Kuran'la konuşan kadın Kehf Sûresi’nin 46. âyetinden:

“Servet ve oğullar, dünyâ hayâtının zînetidir...” mealli bölümü okudu. Anladım ki kâfilenin içinde oğulları var.

“–Onların hac kâfilesindeki vazîfeleri nedir?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın Nahl Sûresi’nin:

“Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.” mealli 16. âyetini okudu. Anladım ki, oğulları kâfilede kılavuzdurlar. Çadırları ve imâretleri işâret ederek:

“–Şunlar içinde senin oğulların kimlerdir?” diye sordum. Kuran'la konuşan kadın Nisâ Sûresi’nin 125. âyetinden:

“...Allâh, İbrâhim’i dost edinmiştir.” mealli son bölümü, 164. âyetinden “...Allâh, Mûsâ ile gerçekten konuştu.” mealli bölümü, Meryem Sûresi’nin 12. âyetinden; “Ey Yahyâ! Kitâba var gücünle sarıl!..” mealli birinci bölümü okudu. Bunun üzerine, ben de:

“–Ey İbrâhim! Ey Mûsâ! Ey Yahyâ!” diyerek seslendiğimde, ay parçası gibi üç genç çıkageldi. Gelip oturduklarında anneleri, onlara Kehf Sûresi’nin 19. âyetinden:

“...Şimdi siz birinizi gümüş para ile şehre gönderin de, baksın, (şehrin) hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir erzak getirsin!..” mealli bölümü okudu. Gençlerden biri giderek yiyecek satın aldı, onu önüme koydular. Kadın, Hâkka Sûresi’nin:

“Geçmiş günlerde işlediğiniz iyiliklerin karşılığı olarak âfiyetle yeyiniz, içiniz!” mealli 24. âyetini okudu. Fakat ben kadının oğullarına:

“–Şimdi siz annenizin hâlini haber vermedikçe, yemeğiniz bana harâm olsun!” dedim. Bunun üzerine gençler:

“–Bu bizim annemiz, Rahmân olan Allâh’a karşı bir hatâya düşme korkusuyla, kırk yıldan beri Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinden başkasını konuşmaz!” dediler. Ben de Cuma Sûresi’nin:

“Bu, Allâh’ın kime dilerse ona vereceği bir fazl (u inâyetidir)! Allâh büyük fazl (u kerem) sâhibidir!” mealli 4. âyetini okudum.

Kaynak: Anonim

Size yardımcı olan insanlara bir teşekkürle de olsa
karşılık vermeniz iyiliğe karşı bir nezaket kuralıdır.
Forumda sizlere yardımcı olan arkadaşlarımıza
teşekkür edin ki iyilik devamlı olsun.


   
atcalioglu, MunzeviZahid, Kavl-i Leyyin and 3 people reacted
Alıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
 

@kurtulusberzan Bunu geçen haftalarda her zaman gittiğim bir kitapçıda incelediğim bir kitapta görmüştüm hocam. Muazzam bir şey. Hafız olanlarda bu daha çok görülüyor. Her bir olayda kafaya bir ayet geliyor. 🙂


   
atcalioglu, dayssoon, Kurtuluş Berzan and 1 people reacted
CevapAlıntı

Başa dön tuşu