Son 15 cevap

Son 10 konu

[box type= align="alignleft" class="" width=""]

İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur: 

  1. Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
  2. Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
  3. Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
  4. Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
  5.  Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
  6. Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.

Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.

[/box]

Bildirimler
Tümünü temizle

[Çözüldü] Joram Van Klaveren'in Müslüman Olma Hikâyesi

Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
Konu başlatıcı  

İslam düşmanı Wilders'ın dostuydu... İşte Joram Van Klaveren'in Müslüman olma hikayesi

Hollanda'da İslam düşmanı PVV'de milletvekilliği de yapan, aşırı sağcı Geert Wilders'a en yakın isimlerden olan Joram Van Klaveren İslam karşıtı görüşlerinin nasıl değiştiğini ve Müslüman olma sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Joram Van Klaveren, Müslüman karşıtı olduğu döneme ilişkin, "Ben her zaman İslam'ın 'yalan' olduğunu savunurdum. Bu bir şemsiye gibiydi ve söylediğim diğer her şey 'İslam yalandır' düşüncesine dayanıyordu. Bu düşünce tarzı en büyük hatamdı." dedi.

Hollanda'da bir dönem Özgürlük Partisi (PVV) milletvekilliği yapan ve aşırı sağcı Geert Wilders'a en yakın isimlerden olan Joram van Klaveren, AA muhabirine, İslam karşıtı görüşlerinin nasıl değiştiğini ve Müslüman olma sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Amsterdam'da 1979'da Kalvinist kiliseye bağlı dindar bir Protestan ailede dünyaya geldiğini aktaran Klaveren, üniversitede karşılaştırmalı dinler tarihi eğitimi aldığını, gençliğinden itibaren farklı inanç sistemlerine meraklı olduğunu söyledi.

Klaveren, ergenlik döneminde Hristiyanlığın teslis (Baba, Oğul, Kutsal Ruh), Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesi ve ilk günah gibi bazı öğretilerini sorgulamaya başladığını belirterek, "Gençken Hristiyan teolojisiyle, teslis ile ilgili bazı şüphelerim oluşmaya başladı. Kafam karışıyordu. İsa Mesih'e mi dua ediyorduk? Tanrı'ya mı? yoksa Kutsal Ruh'a mı? bilmiyordum." dedi.

Hristiyanlıkla ilgili sorularına yanıt ararken üniversiteye başladığını kaydeden Klaveren, "Üniversiteye gittiğim ilk gün 11 Eylül saldırıları oldu. Bu olay Müslüman karşıtı fikirlerimi doğruladı. Daha sonra ünlü film yapımcısı Theo Van Gogh, kendisine 'cihatçı' diyen bir adam tarafından öldürüldü. İşte o zaman bu insanların 'deli' olduğunu düşündüm. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Böylece Özgürlük Partisine katıldım." diye konuştu.

"İslam düşmanlığım politikaya girmeme neden oldu"

Klaveren, 11 Eylül saldırıları sonrası İslam karşıtı hislerinin yoğunlaştığını dile getirerek, kendini "yalan" olarak tanımladığı İslam'la savaşmaya adadığını ve aşırı sağcı Geert Wilders'ın kurucusu olduğu Özgürlük Partisine bu hislerle katıldığını ifade etti.

İnsanları, Müslümanlara karşı uyarmak için 2014'te kitap yazmaya karar verdiğini anlatan Klaveren, "Hem bize oy veren insanlara hem de diğerlerine, neden Özgürlük Partisinin ya da kişisel olarak benim İslam'ın Hollanda'da, Avrupa'da hatta tüm dünyada en büyük tehlike olduğunu açıklamak istiyordum." sözlerini sarf etti.

Klaveren, Müslüman karşıtı pek çok tasarının yasalaşması için yoğun mesai harcadığını kaydederek, partiden ayrılma nedeniyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

İslam'la savaşmak için elimden gelen her şeyi yaptım ama 2014'te partiden ayrıldım. Parti lideri Geert Wilders, bir miting sırasında Hollanda'da daha az Faslı istediğini söyleyip kalabalığa şu soruyu sormuştu; 'Ülkedeki Faslı sayısının azaltılmasını ister misiniz?' ve herkes 'Azaltılsın' diye bağırmıştı. Ona bunun ne demek olduğunu sorduğumda 'Her zaman söylediğimiz şey' dedi. Ben de 'Biz her zaman daha az İslam istediğimizi söylüyoruz daha az Faslı değil' diyerek fikrini değiştirmesi gerektiğini, eğer değişiklik yapılmazsa partiden ayrılacağımı söyledim. O zamanlar hala İslam karşıtıydım ama Belçika, Kongo ya da Fas karşıtı değildim."

Müslümanların tevhit inancının, Hristiyanların teslis inancından mantıklı olduğunu anladım"

Hollanda'da Müslüman olmayan Faslı, Arap ya da diğer etnik kökenden nüfusun varlığına dikkati çeken Klaveren, Wilders'ın ırkçı bulduğu söylemlerini değiştirmemesi üzerine partiden ayrılarak kitap yazmaya daha fazla vakit ayırdığını ifade etti.

Klaveren, kitabını yazarken Hristiyanlıkla ilgili şüphelerinin tekrar ortaya çıktığını belirterek, "Hristiyanlık hakkında bildiğimi düşündüğüm şeyleri de tekrar okumam gerektiğini düşündüm ve Hristiyanlıktaki yaratıcı olgusu ile İslam'daki yaratıcı olgusu arasında bir karşılaştırma yaptım ve sonunda Müslümanların inancını (tevhit) Hristiyanların inancından (teslis) daha mantıklı buldum." şeklinde konuştu.

İslam hakkında araştırma yaparken, eski adı Timothy John olan ve Müslüman olduktan sonra Abdül Hakim Murad ismini alan İslam üzerine araştırmalar yapan İngiliz profesörden destek istediğine değinen Klaveren, Murad'ın kendisini sürekli Batı kaynaklarını okumaması konusunda uyardığını söyledi.

Klaveren, "Araştırmalarım sonunda iki farklı İslam'la ilgili bilgi edindim. Tabii ki sadece bir İslam var ama ben İslam'ı önce oryantalistlerden, Batılılardan, Müslüman olmayanlardan okudum sonra da olduğu gibi gerçek İslam'ı tanıdım." dedi.

İslam'ın doğru olduğunu anlamıştım ama yine de kabul edemedim"

İslami kaynaklardan Hz. Muhammed ile ilgili edindiği bilgilerin kendisi için beklenmedik olduğunu kaydeden Klaveren, özellikle Hz. Muhammed'in Uhud Savaşı'nda amcası Hz. Hamza'yı öldüren Hind Bin Utbe'yi affetmesinden çok etkilendiğini anlattı.

Klaveren, "Müslümanların kitaplarını okurken Muhammed'i ilk kez bir baba, bir arkadaş, bir öğretmen ve bir devlet adamı olarak gördüm. Daha önce bildiğim tek şey onun bir 'savaş ağası' olduğuydu. O bir Hristiyan karşıtıydı. Dünyadaki 'en korkunç insandı' ama yazarken ve okurken bu yeni insanı keşfettim. Kulağa biraz çılgınca geliyor ama karaktere ve öğretilerle gelen her şeye neredeyse aşık oluyordum." diye konuştu.

Bir süre sonra İslam'ın "yalan" olmadığını anladığını ama kabul etmekte zorlandığını ifade eden Klaveren, şöyle devam etti:

"Sonunda onun (Hz. Muhammed) karakteri ve peygamberliği hakkında ikna olmuştum. Kendi kendime düşündüm ki Allah'ın tek olduğunu ve Hz. Muhammed'in onun elçisi olduğunu söylersem pratik olarak şehadet etmiş olurum ama ben Müslüman olmak istemiyordum bu yüzden tüm kitapları kapattım ve bir kenara koydum."

Müslüman olduğumu söylediğimde çevremde herkes delirdiğimi düşündü"

Klaveren, İslam'a geçişini hızlandıran olaya ilişkin, "Kulağa masal gibi gelecek ama gerçekten de öyle oldu. Kitapları kaldırdığım raftan bir sürü kitap düştü ve o kitaplardan biri Kur'an-ı Kerim'di ve onu aldığımda baş parmağım 22'nci surenin 46'ncı ayetindeydi. Bana özetle şunu söylüyordu ‘Kör olan gözler değil, kalplerdir' ve kendi kendime düşündüm. Evet, benim sorunum gerçekten de buydu." dedi.

Kendiyle çok mücadele ettiğini dile getiren Klaveren, "Hristiyanların ya da Müslümanların tanrısı olması umurumda değildi bana bir işaret vermesini istedim ki doğru yolun bu olduğuna yüzde yüz emin olayım. Ertesi sabah uyandığımda çok güvendeydim. Sahip olduğum tüm şüpheler gitmişti. Karıma Müslüman olacağımı söyledim." diye konuştu.

Klaveren, Müslüman olduğunu açıklamasıyla çevresinden çok fazla tepki aldığını aktararak, "Çevremdekiler gerçekten şok oldular. Buna inanamadıklarını söylediler. Bazıları beni hasta sandı. Bazıları gerçekten delirdiğimi düşündü. Bunca yıl onlara İslam'ın kötü ve yanlış olduğunu söylemiştim sonra birden bire değiştim. Tabii ki onlara bunca yıl anlattıklarımdan sonra bir günde değişmelerini beklemiyorum." şeklinde konuştu.

Çevresinin bu durumu onaylamasa da zamanla alıştığını ifade eden Klaveren, "Anneme ilk söylediğimde ağlamaya başlamıştı ama bir süre sonra bana 'Hala Müslüman olman gerçeğinden hoşlanmasam da bir evlat olarak Hristiyan halindense Müslüman halini daha çok sevdim çünkü daha yumuşak başlısın.' dedi." ifadesini kullandı.

"Avrupa'da artan aşırı sağın Batı'nın ahlaki çöküşü ve laikleşmeyle ilgisi olduğunu düşünüyorum"

Son yıllarda Avrupa'da artan Müslüman karşıtlığını da değerlendiren Klaveren, "Avrupalıların kendilerinden bahsettikleri en eski metinlerde 'Biz Avrupalıyız' dediklerini görüyoruz. 'Bu ne demek?' diye sorduğunuzda 'Yani biz Müslüman değiliz' diyorlardı. Avrupalılar, kimliklerini Müslüman olmamakla açıklıyor." dedi.

İslam düşmanlığını besleyen bir diğer unsurun kültürel öğeler olduğuna işaret eden Klaveren, özellikle Hollywood filmlerinde Arapların ve Müslümanların sürekli terörist olarak resmedildiğini anımsattı. Klaveren "Bugünlerde en büyük sorun medya. Medya, Müslümanları kötü yansıtıyor çünkü olumsuz haberler daha çok satıyor. Terörist saldırılar gibi olumsuz haberlerin sürekli tekrar ettiğini görüyoruz. Bu tekrar, zaten önyargılı olan birçok insanın zihnini şekillendiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Klaveren, Avrupa'nın daha seküler hale geldiğini kaydederek, "Dini konular, bir bakıma dini gerçeklik Batı'da özellikle de Hollanda ve İskandinavya'da kayboluyor. Dini duygularla ilişki kuramıyorlar. İnsanlar 'Din, bizim için hiçbir anlam ifade etmiyor, peri masalı gibi' diyorlar. Bu yüzden Avrupa'daki Müslüman karşıtlığının özünde Batı'nın ahlaki çöküşü ve laikleşme olduğunu düşünüyorum." görüşünü paylaştı.

Kaynak: https://www.turkinfo.nl/islam-dusmani-wilders-in-dostuydu-iste-joram-van-klaveren-in-musluman-olma-hikayesi/34123/


   
rayzen0, MunzeviZahid, Kurtuluş Berzan and 3 people reacted
Alıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Okurken tüylerim diken diken oldu @kemal kardeşim. Gerçekten batıda İslam terör ile eş anlamda algılatıldı. Peygamberimizin yüce şahsiyetini bilmeden hakaretler yağdırıldı. Bunlara rağmen Allah hidayet vermek istediklerinin kalbini İslama ne kolay açıyor hemde İslam düşmanı olsa bile...

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
Konu başlatıcı  

@drobooss Batıda bu algının etkisi hâlâ devam ediyor. Neyse ki kullandıkları medya aleyhlerine dönüyor Avrupa'da. İslam'ı karalamak için yaptıkları her eylem İslam'ın lehine sonuçlanıyor. Kur'an yakma operasyonu da böyle sonuçlanacak. Tarihte hep böyle oldu. Böyle olmaya da devam edecek. "Bizim memleketin çocukları" da misyonerlerin yavelerini dinlemeye devam...


   
CevapAlıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @abdullah-bin-mubarek

. "Bizim memleketin çocukları" da misyonerlerin yavelerini dinlemeye devam...

Onlar da biraz büyüyünce sorgulamaya başlarlar diye düşünüyorum. Çoğu 20 yaş altı gençlerden oluşuyor. Biraz büyüdükleri zaman eğriyi doğruyu analiz ederler inşallah. 

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
Konu başlatıcı  

@drobooss Sözüm koca çocuklara hocam.


   
CevapAlıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @abdullah-bin-mubarek

@drobooss Sözüm koca çocuklara hocam.

Artık onlar da ölüm döşeğinde şehadet getirir herhalde 🙂 çünkü onlar artık tamamen yoldan çıkmış, inat ehli bir kesim ama ölürken herkes bizzat şahit olarak gözlerini yumacak. Tabi fayda sağlamayacak ölürken yapılan şehadet.

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı
Kemâl Aydın
(@abdullah-bin-mubarek)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 1778
Konu başlatıcı  

@drobooss İnşallah onlar da hidayete erer diyelim hocam.


   
CevapAlıntı
dayssoon
(@dayssoon)
Katılım : 3 sene önce
Gönderiler: 3292
 

Gönderen: @abdullah-bin-mubarek

@drobooss İnşallah onlar da hidayete erer diyelim hocam.

Amin. Allah kalpleri mühürlenecek seviyeye gelmemiş tüm İslam düşmanlarına hidayet nasip etsin. Gözlerini kapatmadan önce kalplerini İslâma açsın inşallah.

 

Düşünce merkezim KURAN'ı KERİM
Kılavuzum PEYGAMBERİM
Akıl defterim BİLİM
Kalp kitabım VİCDANIM


   
CevapAlıntı
MunzeviZahid
(@munzevizahid)
Katılım : 2 sene önce
Gönderiler: 359
 

@drobooss Birazcık çaba gösterip objektif yaklaşsalar Allah'ın dinine , Allah onların da kalplerinin kilidini açar elbette ki kalplerimiz O'nun elindedir. Allah, hepimize tam anlamıyla İslam olmayı, müslüman olarak can vermeyi nasip eylesin. Amin.

Bakara 153: Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.


   
MesutSerdar, rayzen0, Kurtuluş Berzan and 2 people reacted
CevapAlıntı

Başa dön tuşu