Forumdaki son iletiler
Son 15 cevap
Son 10 konu
[box type= align="alignleft" class="" width=""]
İyi bir B-Y forumu yazarı nasıl olunur:
- Öncelikle açacağınız konuya ne çok uzun ne de çok kısa ve konuyu çok iyi açıklayan bir başlık atmalısınız. Başlığı okuyan konuyu anlamalı. Daha sonra mesajınızı uzun olarak, ayrıntılandırarak yazmalısınız. Mesajı ayrıntılandırmaktan kaçınmayın, ne dediğimi herkes anladı diye düşünmeyin. Çünkü yazar öyle sansa bile, okuyucu çoğu zaman kısa yazılardan ne denmek istendiğini anlayamıyor.
- Konu açarken konu başlığını çok kısa veya uzun girmemelisiniz ve konuyla alakalı bir başlık olmalı. "Yardım edin", "Bir sorum var" gibi konunun içeriğini anlatmayan başlıklar olmamalı. Veya soruyu uzunca başlık kısmına yazmamalısınız. Başlık atarken kendinizin bu konuyu Google'da nasıl aratacaksanız o şekilde bir başlık atmanız uygun olur. Örneğin karışmayan denizleri Google'da aratan kişi "Birbirine karışmayan denizler" olarak aratır.
- Ayrıca telefondan yazsanız dahi noktalama işaretlerini kullanarak yazın ki yazdıklarınız anlaşılır ve kaliteli olsun ve cevap gecikmesin.
- Her konuyu ilgili forumda açınız. Örneğin dini soru soracaksanız "Bir sohbet aç" forumunda açmayınız.
- Her konu için ayrı konu başlığı açalım. Bir konu başlığı altında daldan dala konmayalım. Bir konuyu tartışırken aklımıza yeni bir konu gelirse, yeni bir konu olarak açalım.
- Kanunlara aykırı olarak yapılan yorumları haber vermek için yorumun altındaki rapor butonuna tıklayınız. Detaylar Kullanım koşullarında.
Üye olamıyorum: Üyelik adınızı İngilizce karakterlerle ve boşluk olmadan oluşturunuz. Sonra e-posta adresine gelen doğrulama linkini tıklayınız. E-posta gelmediyse spam veya gereksiz kutusuna bakınız.
[/box]
Mezhep fanatiklerine, holiganlarına, bağnazlarına yazıklar olsun... Arkadaşlar ben mezhep, meşrep ayrımı yapmam. Alevilerin, Sünnilerin Şiaların hepsi aynı dindendir, aynı ağacın farklı dallarıdır, teferruattaki farklılıkları hiç önemli bulmam.
Fakat alevi gençlerinde yüksek ateizm oranları olduğunu fark etmek zor değil. Bununla ilgili internette bir soruşturma yaparken karşıma alevi bir sitede birinin bir tespitleri çıktı. Şöyle:
"Alevi gençlerinin çoğu hemen ateist olmuyor.
Birinci aşamada ateist rolüne bürünüyor. ateist süsü verilmiş halde yaşamak zorunda kalıyorlar. Okulda, evde, sokakta özellikle de alevi toplumunun içinde inanca ait söz ve davranışlar revize edildiği için toplumsal yaşamın gerekliliği bu sonucu çıkarmaktadır.
İkinci aşamada gençler içlerindeki inanca veya inançsızlığa ait çelişkileri bir şekilde bertaraf etmek zorunda kalıyorlar. Yani bir tercih sorunu çıkıyor. Ya göründükleri gibi olacaklar ya da oldukları gibi kendilerini çevresindekilere kabul ettirmek zorunda kalacaklar. İlk tercih en kolayıdır. Kalplerindeki inanca ait değerleri yok edemezlerse benim içim temiz ve benzeri sözler cazip geliyor. Birde çevrelerindeki kendinden büyük kişilerin özellikle dedelerin telkinleri fikirlerini sabitleyebiliyor.
Üçüncü aşama ise artık hayatla ilgili beklentileri artan gençler bu işin dede ile de olamayacağını anlayınca sünni de olunamayacağına göre çevresindeki genel düşünce ateizme yönelik olduğuna göre artık cidden ateist olmak en doğru seçim oluyor. Soruları cevap bulmayan, hayata ait beklentilerin çetrefilleştiği, bir zamanda Ehli beyti hakkıyla tanıyıp ona göre amel etmek en zor karar olsa gerek.
Ancak unutulmaması gereken Allah'ın sosuz kudretinin olduğudur.
Allah tüm Ehli beyt dostu gençleri şeytanın tuzaklarından Korusun."
Dedikleri etkileyici. Çünkü gençler aleviliğin ateistlikten daha beter olarak görülüp taşlandığı bir ortamda ateist olarak görünmeyi tercih etmek zorunda bırakılıyor. Daha sonra ise bu görüntü, cevaplanamayan sorularla da birleşince zamanla gerçek bir ateizme dönüşüyor. Biz hangi mezhepten olursak olalım ne kadar büyük bir kötülük ediyoruz farkında mısınız?
Geçen gün bir ateistin bir videosuna denk geldim. Adam dindarlarla dalga geçiyor. Diyor ki "Tanrı'ya inanıyor musun? Cevap Hayır. O zaman BAM! adamı öldürüyor. Başkasına diyor ki Tanrı'ya inanıyor musun? Cevap evet, Peki benim Tanrım mı bu Tanrı? Cevap Hayır. Sana da BAM! öldün." Adamın dediklerinde haklılık payı büyük. Biz müslümanlar daha da ileri götürmüşüz. İnsanların La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah demesi bile yetmiyor artık. Yani bizim inandığımız Allah'a inanması da yetmiyor. Benim mezhep imamlarıma da inanmazsa ona da BAM! öldün. Ondan sonra alevi gençleri neden ateist oluyor? E bize tepki olarak oluyorlar işte. Bunun vebali hepimizde. Bu durumda kaçınılmaz olarak hangi mezhep olsa dayanamaz ve bu zamanda gençler önce ateist görünüp sonra da hakiki ateist olurlardı. Mezhep fanatiklerine, holiganlarına yazıklar olsun...
Size yardımcı olan insanlara bir teşekkürle de olsa
karşılık vermeniz iyiliğe karşı bir nezaket kuralıdır.
Forumda sizlere yardımcı olan arkadaşlarımıza
teşekkür edin ki iyilik devamlı olsun.
Geçtiğimiz günlerde konuştuğumuz ve yine önemli olduğunu düşündüğüm bir konu üzerine bir video daha paylaşmak istiyorum. Bunun da hakeza mühim olduğunu düşünüyorum.
Her hafta katıldığım bir sohbet meclisi vardır. O sohbet meclisinde dünyanın birçok yerinden gelen Müslümanlarla konuşma, sohbet etme imkânımız oluyor. İran'dan, Endonezya'dan, Pakistan'dan, Afrika ülkelerinden, Suriye'den, Filistin'den, Irak'tan ve daha bilmediğim birçok Müslüman coğrafyadan... Çoğu Türkiye'ye okumak için gelmiş. İnsan hayretle karışık bir sevinç duyuyor. Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen Müslümanların gözünde Türkiye'nin ne mana ifade ettiğini görüyorsunuz. Fakat benim bugün anlatacağım bu konularla alâkalı değil.
Birkaç hafta önce, o sohbet meclislerinden birinden çıktıktan sonra, sohbetteki bir arkadaş grubumuz bizi kendi (öğrenci) evlerine davet etti. Biz de kırmadık. Bizim için kahvaltı tarzında özel bir sofra hazırladılar. Kültürel yemeklerinden tattık. Birkaç saat sohbet ettik, güldük. Herkes kendi ilgi alanlarından bahis açtı. Farklı konular tartışıldı. Yeni şeyler öğrendik. Bütün bunlar tartışılırken bir zaman şunu farkettim: "Birbirimizi ne kadar da az tanıyoruz, hem kültürel olarak hem toplumsal..." Fakat buna rağmen bir araya gelince, İslâm çatısı altında toplanınca nasıl bir anda kaynaşmıştık ! Bütün o bağlar/prangalar kopmuştu. Ancak konuşmanın bir yerinde, bir arkadaşımızın art niyetli olarak sormadığı bir sorudan sonra, Alevî olan bir arkadaşımızın yüzü değişti. Soruyu soran arkadaşımız yüzü değişen arkadaşımıza bölgenin (Irak ve civarı) mezhepsel durumu hakkında basit, bilgilenmek amaçlı (informatif, kuru malûmat) bir soru sordu. O an karşıdaki arkadaşımızın hâlini ve refleksif tavırlarını görünce bir an irkildim ve üzüldüm. Soruyla alâkasız bir şekilde, yüzünde korku ve utangaçlığın verdiği o soğuklukla:
"Ben de Alevîyim..." dedi, biraz durdu.
O an bana bakıyordu. Hemen konuyu değiştirdim. Başka bir bahis açtım.
Acaba onu bu hâle getiren neydi ? Uzun uzun düşündüm eve gidince. Hep teorik olarak okurdum mezhepler ve Müslümanlar arasındaki çatışmaları ancak orada canlı olarak insanların zihinlerindeki ve tavırlarındaki yansıması gördüm. Bütüüün o kavga ve önyargıların müslümanları ne hâle getirebileceğini görmüştüm orada. Dahası var...
Bu olaydan birkaç ay önce de yine aynı meclisteki arkadaşlarımızdan birisi ile sohbet ediyorduk. Ben ona İran hakkında sorular soruyordum. Kültürel konular hakkında. Konuşmanın bir yerinde bu arkadaş yaşadığı bölgeyle ilgili bilgi verirken:
"Bizim yaşadığımız bölge Sünnî ağırlıklı ve ben de Sünnîyim ama..." dedi. O sondaki "ama" ürkekliğin verdiği bir refleksif tavırla çıkmıştı ağzından. Aynı hâli o arkadaşımda da gördüm. Bu ayrılıkçı söylemlerin insanları ne hâle getirdiğini iki olayda da gözlemledim. Yanlış anlaşılmasın... Benim amacım burada bir mezhebi kötülemek öbürünü göklere çıkarmak filan değil... Mezheplerin ortaya çıkması doğal bir süreç, çıkmaması garip olur. Mezheplere çamur atmak filan da değil amacım. Benim haddime değil bunlar. İlim adamlarımıza saygım var. Her zaman dediğim gibi; İslam binasına taş koyanlardan Allah razı olsun. Benim amacım Müslümanların kendi önlerine nasıl prangalar çektiğini göstermek ve içtihadi tartışmaları insani tartışmalara çevirmelerinin ne kadar ağır sonuçlara sebebiyet verebileceğini anlatmak. İsteyen istediğini anlamakta serbest. Vesselam.
@kemal Çok güzel yazmışsın kardeşim. Maalesef mezhep tutuculuklarını kaldırmadan Müslümanlığımız bizi salih biri etmeyecek.
Size yardımcı olan insanlara bir teşekkürle de olsa
karşılık vermeniz iyiliğe karşı bir nezaket kuralıdır.
Forumda sizlere yardımcı olan arkadaşlarımıza
teşekkür edin ki iyilik devamlı olsun.
