Çelişki yok

122# Şefaat var mıdır, yok mudur?

Ahirette şefaat var mıdır yok mudur? Aşağıdaki ayetlerin birinde ahirette şefaat vardır, diğerinde ise ahirette şefaat yoktur denildiğini iddia ediyorlar.

Yoktur / Bakara-48: Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korunun.

Vardır/ Meryem-87: Rahman’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.

İlgili Makaleler

Cevap:

Bakara 48’de genel kuralı söylüyor. Kimseden şefaat kabul edilmeyecek. Bu ayeti anlamak için o günün toplumunun yerine kendimizi koymalıyız. Yani ayetin hangi şartlar içinde indiğini bilmemiz ayeti anlamamızı da kolaylaştırır.

O dönemde insanlar Allah’tan yardım beklemek yerine sürekli başka birilerine güveniyorlardı. Yahudiler hahamlarına, Peygamberlerine ve müşrikler küçük Tanrıcıklara (putlara) sığınıyorlar. Onların Allah yanında şefaatçi olacağını veya Allah’tan koruyacağını düşünüyorlar. Hz Muhammed diyor ki “öldükten sonra dirileceksiniz”. Yahudiler diyor ki bize bir şey olmaz, bizim soyumuzdan önemli veliler var. Müşrikler de diyor ki “doğru olsa bile Hubel, Lat, Uzza bize şefaat eder”, çünkü hep onlara ibadet etmişler veya adamın babası önemli biridir, adam da Allah babamdan dolayı bana bir şey yapmaz diye düşünüyordur.

İşte genel olarak böyle düşündükleri için Allah Bakara 48’de hiçbirinizin birinize fayda vermeyeceği bir gün demiş. Yanlış mı demiş? Hayır dememiş. Çünkü burada kendi isteğinizle birbirinize faydanız olmayacak demek isteniyor. Zaten başka bir ayetinde de (meryem 87) sizin kuruntularınızla veya istemenizle olmayacak bu şefaat işinin Allah tarafından izin verilecek kişiler tarafından ancak olabileceği açıklanmış.

Meryem 87 ve buna benzer birkaç ayette, yine kimsenin şefaat edemeyeceği genel kuralını hatırlatarak ayet başlıyor fakat araya “illa” bağlacı ekleyip bunun sizin isteğinizle değil ancak Allah’ın isteği ile olacağını belirtiyor. “İlla” kelimesi Türkçe de ki “şunlar hariç” sözcüğü gibi bir zıtlık bağlacıdır ve genel kaideye getirilen istisnaları belirtmek için kullanılır.

Yani Meryem 87 meali şöyledir: “Kimse şefaat hakkına sahip olamayacaktır” sonra illa yani fakat bağlacı ekliyor ve devam ediyor “Rahman’ın huzurunda söz alanlar hariç”. yani bu ayette de aynı genel kuralı söylüyor, kimsenin şefaat hakkı yok diyor fakat Allah istisna yaparsa yapar diyor.

Yani iki ayet arasında anlaşmazlık yok, her iki ayet de  kimsenin kimseye şefaat edemeyeceği ile başlıyor. Fakat Bakara 48’de bu genel kural ile ayet bitirilirken Meryem 87’de yalnız Allah isterse istediği kişiye şefaat hakkı vereceğini söylüyor.

Ahirette şefaat var mıdır sorusunu bana sorarsanız tıpkı ayet gibi cevap veririm. Yoktur ama Allah dilediği kişiler için bunu sağlayabilir.

Peki bu haksızlık olmaz mı derseniz, elbette ki olmaz. Çünkü haksızlık birinin hakkını başka birine verirseniz olur. Şefaat edilince kimsenin hakkı gasp edilip başka birine verilmiyor.

Peki şefaat hangi durumlarda mümkün olabilir derseniz; sevapları Cennet’e gitmesine yetmeyen fakat Allah’ın da cehenneme göndermeye razı olmadığı günahkar olan insanlar için olabilir. Fakat şefaat, benim dedem evliyaydı o beni kurtarır şeklinde değil de belki bir gün yardım ettiğiniz ve kalbini kazandığınız fakir bir teyze Cennet’e gidecekken sizin de kurtulmanız için şefaatçı yani ricacı olabilir. Belki sizin iyi yetiştirdiğiniz Cennet’i hak eden çocuğunuz sizin için şefaatçi olabilir. yani sizin bir iradenizin bir iyiliğinizin olması lazım gibi geliyor bana. Fakat bunlara bel bağlamayın, çünkü bunların olacağının garantisi yok. Allah isterse şefaat edilir ancak. Yoksa kimse kimseye şefaat edemez.

 

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading spinner

Kurtuluş Berzan

Yazar 1979 doğumludur. Palandöken dağının eteklerinde yaşamaktadır. 20 yıldır dini ve bilimsel kitaplar okumaktadır. 2018 yılının başından beri öğrendiklerini, çözümlemelerini ve yeni araştırmalarını bu sitede yayınlamaktadır. Doktora derecesine sahiptir. Yazılarımızdan alıntı yapma kuralları için tıklayınız.

4 Yorum

  1. Peki Bakara 48’i önceki ayetin devamı olarak anlayabilir miyiz? Önceki ayette İsrailoğulları’ndan bahsediliyor ki zaten tüm hadislerde şefaatin mü’minler için olduğu bildiriliyor.

     

    Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Loading spinner

    1. Hiç bir nefsin hiç bir nefisten faydalanamayacağı diyor. İnsanın insandan bile değil. Daha da büyük ve kapsamlı bir ifade. İsrailoğulları veya araplar ile sınırlı değil.

       

      Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

      Loading spinner

      1. Hocam Kurtubî tefsirinde şöyle anlatmış: Müddessir suresi 48.ayette kafirlerin özellikleri sıralanırken “Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.” denmiş ve ayrıca ayetin nüzul sebebi de Yahudilerin ve müşriklerin “(haşa) Allah’ın kızları, oğulları, putlar bize şefaat eder.” demeleriydi. Bu iki bilgiden anlıyoruz ki Bakara 48’de bildirilen şefaate layık olmayanlar kafirlerdir ve Meryem 87’de şefaate layık olanlar da günahkar da olsalar mü’minlerdir.
        Sizin açıklamanız da bana mantıklı geldi çünkü istisnalar kaideyi bozmaz ama bu yorum da doğru gibi düşünüyorum, fikriniz nedir?

         

        Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Loading spinner

        1. Söylediklerin doğru ve yazıma ters bir tarafını görmedim. Kafirlere şefaat olmaz müminlere ise Allah’ın izin verdiği kişiler şefaat edebilir

           

          Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

          Loading spinner

Başa dön tuşu